Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/77 E. 2022/261 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/77 Esas – 2022/261
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/77
KARAR NO : 2022/261

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilleri “…” şirketinin, İngiltere’de kurulan ilk GSM operatörü olarak 1 Ocak 1985 tarihinde ilk mobil görüşmesini yaptığını, dünyanın 5 kıtasında 32 ülkesinde GSM operatörlüğü yaptığını, en büyük GSM operatörlerinden biri olduğunu, … Türkiye’nin de 30 Haziran 2012 itibarıyla hizmet sunduğu 18.4 milyon abonesiyle Türkiye’nin 2. büyük mobil iletişim şirketi olduğunu, davalının usul ve yasaya aykırı olarak marka tescil başvurusunda bulunduğunu, “… cepte” ibareli marka ile müvekkilleri şirket adına tescilli ve tanınmış “cep” ve “cepte” ibaresi taşıyan markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa neden olduğunu, marka tescil başvurusunun, müvekkillerinin markalarına iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, söz konusu ibarenin marka olarak tescili halinde tüketiciler nezdinde karışıklık yaratacağını, başvuru sahibi lehine müvekkilleri aleyhine haksız avantaj sağlayacağını ve müvekkillerinin markalarının itibarını zedeleyeceğini, aslî unsuru olan “cep” ibaresi muhafaza edilmek sureti ile 2000 yılından günümüze kadar ürün, hizmet, servis tarifelerini belirtir aslî veya tali ek ibare kullanarak müvekkilleri tarafından toplam 181 adet marka oluşturulduğunu, yoğun reklam, tanıtım ve kullanımla ayırt edici hale gelmesi nedeniyle de “cep” markasının seri marka haline geldiğini, müvekkillerine ait “cep” seri markalarının kullanım ve tanınmışlığından faydalanarak haksız yarar elde etmek istediğini, müvekkillerine ait seri markalarının yıllara dayanan ayırt edici karakterini zedelemekte, dolayısıyla müvekkillerinin marka üzerindeki haklarını ihlal etmekte olduğunu, bu yönde emsal kararlar olduğunu belirterek; davalı TÜRKPATENT’in 14.01.2021 tarih ve 2020-M-11474 sayılı YİDK kararının iptaline, diğer davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 2019/94053 kod no ile tescil başvurusu yapılan ve tescil işlemleri devam eden “… cepte” ibareli markanın tescili halinde iptaline hükümsüz sayılmasına ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markalar irdelediğinde, dava konusu markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin, tümüne hâkim olan görüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajın, ibarelerin ayırıcı birçok unsuru içeren bütününde odaklandığını, davalı şirketin “… cepte” ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz konusu markanın kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduğunu, ortak olan unsurun “cep” ibaresi olduğunu, bilindiği üzere “cep” kelimesinin Türkçede birkaç anlamı bulunmakla beraber genel olarak “cep” ibaresinin taşınabilir mobil telefonları ifade etmek üzere neredeyse herkes tarafından kullanılan bir ibare olduğunu, davacının dilekçesinde özellikle karıştırılacağı vurgulanan 2009 39126 sayılı “cep …” ibareli marka hakkında başvuru sahibinin 6769 s. SMK’nın 19/2 maddesi uyarınca kullanım ispatı talebinde bulunması nedeniyle itiraz sahibi tarafından sunulan delillerin anılan markanın başvuru tarihinden önceki beş yıllık zaman dilimi içinde ciddi kullanımını ispatlar nitelikte olmadığı kanaatine varıldığından anılan markaya dayalı olarak m. 6/1 kapsamında yapılan itirazın da SMK m. 19/2 hükmü gereğince reddi gerektiğini, davacının tanınmışlıkla ilgili iddialarının da yersiz olduğunu, davacı yanın davalının kötüniyetini de ispatlayabilmiş olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili süre uzatım talebinde bulunmuş, ancak sonrasında davaya cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki ve mazeret dilekçelerindeki beyanlarıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı şirketin, 02.10.2019 tarihinde 2019-GE-421247 sayı ile yapmış olduğu başvuruda, “… cepte” markası için, 09.(01-16) ve 42.(01-04) sınıfta yer alan mallar ve hizmetler için başvuruda bulunduğu; Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, başvurunun yayınlanmasına karar verildiği, yayın üzerine davacı şirket ve dava dışı üçüncü kişi tarafından başvuruya itiraz edildiği, davalı şirket tarafından karşı görüş sunulduğu ve kullanım ispatı talep edildiği, davacı yan tarafından kullanım ispatı talebine ilişkin delillerini sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı, 17.09.2020 tarihli kararı ile davacı şirket itirazını reddettiği, itiraza esas olarak gösterilen (davacı yana ait) markalar açısından, “Markalar benzer görülmediğinden karıştırılma ihtimali bulunmadığı tespit edilmiştir” kaydının bulunduğu, gerekçe olarak, “(6/1) Benzerlik/Karıştırılma ihtimali – Haksız Bulunmuştur (NOT: Tarafınızca itiraz gerekçesi markaların kullanımlarının ispatlanması talep edilmiştir. 2009 39126 sayılı marka yönünden kullanım ispatı talebi incelenmiş, sunulan deliller yeterli bulunmadığından marka Md. 6/1 kapsamında yapılan incelemede dikkate alınmamıştır. İtiraz gerekçesi diğer markalar yönünden ise Md. 6/1 gerekçeli itiraz yerinde bulunmadığından kullanım ispatı talebinin değerlendirilmesine gerek görülmemiştir), (6/4) Paris Sözleşmesi Bağlamında Tanınmıştık – Haksız Bulunmuştur, (6/5) Tanınmışlık – Haksız Bulunmuştur, (6/9) Kötü niyet – Haksız Bulunmuştur” ibarelerine yer verildiği, başvuru ile ilgili tescili talep edilen bir kısım mallar açısın kısmen geri çekilmesi ve bununla birlikte bir kısım hizmetlerin eklenmesi talebinde bulunulduğu, davacı şirket tarafından Kurum kararına karşı itiraz ettiği, davalı şirkete ait karşı görüşün dosyada yer almadığı, 14.01.2021 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, yapmış olduğu incelemede, 2020-M-11474 sayılı davaya konu kararı ile; “…2019/94053 başvuru numaralı “… cepte” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2000 17287, 2012 79747, 2009 39126, 2004 28890, 2004 01100, 2004 27738, 2003 14922, 2000 19677, 2004 23861, 2002 02061, 2013 34026, 2000 21348, 2012 58579, 2000 21346, 2000 19674, 2010 11565, 2000 19680, 2000 19682, 2000 19675, 2000 19681, 2011 64231, 2000 18009 sayılı “cep”, “cepte”, “cep …”, “ceptavsiye”, “ceppartner”, “ceparkadaş”, “cepberaber”, “cep rehber”, “cepaile”, “cepchange”, “cep posta”, “cep ödeme”, “cep pasaport”, “cep 2”, “ceppoint”. “cep lira kart”, “cep shopping”, “cep not”, “cep ticaret”, “cep alışveriş”, “cep finans”, “cepkart” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, itiraz gerekçesi markaların tanınmışlığı ve kötüniyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 sayılı SMK’nın “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6ncı maddesinin 1 inci fıkrası: “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. 6769 sayılı SMK’nun 6(1) maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle, iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tescilli ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya da benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma ihtimalini ortaya çıkartır. 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesinde karıştırılma “ihtimali”nden bahsedilmekte olup, hükmün lafzından da anlaşılacağı üzere, ilgili tescil engelinin varlığı için “somut bu karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin/ihtimalin/riskin varlığı yeterli olmaktadır. Ancak, bir markanın diğerini çağrıştırması, tek başına, -tanınmış markalar hariç- karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli görülmemektedir. Karıştırılma ihtimali, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir. ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma ihtimaline ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili inalların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve dikkatli olduğu varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajım (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması ihtimali de artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanırlar. Bu nedenle, karıştırılma ihtimalinin varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır. Buna paralel olarak, önceki tarihli markanın bir bütün olarak ayırt edici niteliği ne kadar düşükse karıştırılma ihtimali de o oranda azalacaktır. Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Sadece düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi. markaların ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber ortaya çıkan genel izleniminin son derece benzer olması gibi istisnalar hariç olmak üzere, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Bununla bildikte, sadece ayırt edici niteliği olmayan ve/veya tanımlayıcı unsurların örtüşmesi (markaların aynı zamanda benzer şekil unsurları ve/veya diğer kelime unsurlarını içermesi, markaların genel izleniminin oldukça benzer veya aynı olması durumları hariç olmak üzere) karıştırılma ihtimaline yol açmaz, (…) Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmalım ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Belirtilen genel ilkeler esas alınarak yapılan incelemede, çekişme konusu markaların “cep” ibaresini ortak olarak içerdikleri görülmekle birlikte, markalarda ortak olarak yer alan “cep” ibaresinin günlük hayatta “cep telefonu” ile eşdeğer biçimde yaygın olarak kullanılan ve bu anlamı ve kullanımı itibariyle markasal ayni edici niteliği çok düşük bir ibare olması, markaların “cep” ibaresi dışında ihtiva ettiği diğer unsurlar ve tertip tarzları bakımından herhangi bir benzerlik taşımaması (2009 39126 sayılı marka hariç) gibi hususlar birlikte göz önüne alındığında, sadece zayıf unsurun ortak olmasının markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, diğer unsurlar arasındaki belirgin farklılıkların somut olayda karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yeterli olduğu görüşüne varılmıştır. Dolayısıyla, başvuru ile 2009 39126 sayılı itiraz gerekçesi marka hariç diğer itiraz gerekçesi markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından, bu markalara yönelik kullanım ispatı talebinin de ulaşılan sonucu değiştirmeyeceği değerlendirilmiştir. Diğer yandan, diğerlerinin yanı sıra, itiraz gerekçelerinden 2009 39126 sayılı “cep …” ibareli marka hakkında başvuru sahibinin 6769 s. SMK’nın 19/2 maddesi uyarınca kullanım ispatı talebinde bulunduğu ve söz konusu talebin geçerli ve incelenebilir nitelikte bir talep olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık, itiraz sahibi tarafından sunulan delillerin 2009 39126 sayılı “cep …” ibareli markanın, başvuru tarihinden önceki beş yıllık zaman dilimi içinde ciddi kullanımım ispatlar nitelikte olmadığı kanaatine varıldığından anılan markaya dayalı olarak m. 6/1 kapsamında yapılan itirazın da SMK m. 19/2 hükmü gereğince reddi gerekmiştir. İtiraz gerekçesi markaların tanınmışlığı ile başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönündeki iddialar da somut ve yeterli delillerle ispatlanmadığından bu kapsamdaki itirazlar da haklı görülmemiş ve açıklanan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir…” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 15/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davaya konu 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen 09. sınıfta yer alan malların tamamı (“Metronomlar” hariç) ile 42. sınıfta yer alan hizmetlerin tamamının, davacı şirketin bir kısım markalarında yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davaya konu 2019 94053 sayılı davalı şirket markası açısından mutlak red nedenlerinin oluşmadığı, davaya konu 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının, davacı şirketin itirazlarına ve hükümsüzlük istemine dayanak, 2009 39126 sayılı “cep …” markası ile benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen 9. sınıfta yer alan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar.” malları ve 42. sınıfta yer alan “Gayrimenkul sektörüne ve finansal hizmetlere ilişkin; Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” ile 2009 39126 sayılı “cep …” markasında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduğu, kullanım ispat talebi / kullanmama def’inin sadece itiraz aşamasında ileri sürüldüğü, davacı yanın benzer kabul edilen 2009 39126 sayılı “cep …” markası açısından kullanım ispat edilemediği, davacı yan markasının, SMK’nun 6/4 ve 6/5. madde kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ek raporda özetle:davaya konu 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen 09. sınıfta yer alan malların tamamı (“Metronomlar” hariç) ile 42. sınıfta yer alan hizmetlerin tamamının, davacı şirketin bir kısım markalarında yer alan mal ve hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davaya konu 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının, davacı şirketin itirazlarına ve hükümsüzlük istemine dayanak, 2009 39126 sayılı “cep …” markası ile benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, 2019 94053 sayılı davalı şirket markasının dava konusu edilen 9. sınıfta yer alan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar.” malları ve 42. sınıfta yer alan “Gayrimenkul sektörüne ve finansal hizmetlere ilişkin; Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” ile 2009 39126 sayılı “cep …” markasında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduğu, davacı yanın benzer kabul edilen 2009 39126 sayılı “cep …” markası açısından kullanım ispat edilemediği, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları

… CEPTE+şekil CEP
(09. ve 42. sınıflar) CEPKART
CEPPOINT
CEPTİCARET
CEPALIŞVERİŞ
CEP2
CEPÖDEME
CEPCHANGE
Cep …
(01 (…) 45. sınıflar)

Davalının markasının incelenmesinde; … CEPTE+şekil ibareli markanın, kelime ve şekil unsuruna birlikte sahip olup, bu hali ile bir bileşke marka olduğu, davaya konu markada şekil ile birlikte “… cepte” ibaresinin bulunduğu, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yana ait markaların tamamının “CEP” kök sözcük unsuru ve bu unsur etrafına eklenen ek sözcük unsurları (kart, poınt, …, alışveriş vs) ile oluşturulmuş işaretlerden ibaret olduğu görülmüştür. Davacı yan markalarında, genel anlamda markaya karakteristik özellik kazandıracak herhangi bir şekil unsuru görülmemekle birlikte davacının tamamı büyük harflerden oluşan markalarında “CEP” sözcüğünün yazımında genel olarak “C-E” harfleri daha büyük punto ile yazılmakta iken “P” harfinin yarı boyutta yazıldığı görülmekte olup bu şekildeki bir yazım karakterinin, davacı yan markalarının belki de tek karakteristik özelliği olarak kabulünün mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede,
2009/39126 sayılı marka dışında kalan davacı markaları ile davalı markasının incelenmesinde: çekişme konusu markaların “cep” ibaresini ortak olarak içerdikleri görülmekle birlikte, markalarda ortak olarak yer alan “cep” ibaresinin günlük hayatta “cep telefonu” ile eşdeğer biçimde yaygın olarak kullanılan ve bu anlamı ve kullanımı itibariyle markasal ayni edici niteliği çok düşük bir ibare olması, markaların “cep” ibaresi dışında ihtiva ettiği diğer unsurlar ve tertip tarzları bakımından herhangi bir benzerlik taşımaması () gibi hususlar birlikte göz önüne alındığında, sadece zayıf unsurun ortak olmasının markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, diğer unsurlar arasındaki belirgin farklılıkların somut olayda karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yeterli olduğu; dolayısıyla, başvuru ile 2009 39126 sayılı itiraz gerekçesi marka hariç diğer itiraz gerekçesi markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı
2009/39126 sayılı marka ile davalı markasının incelenmesinde:
2009/39126 sayılı “cep …” ibareli marka hakkında başvuru sahibinin 6769 s. SMK’nın 19/2 maddesi uyarınca kullanım ispatı talebinde bulunduğu ve söz konusu talebin geçerli ve incelenebilir nitelikte bir talep olduğu; buna karşılık, itiraz sahibi tarafından sunulan 2009/39126 sayılı “Cep …” markasının kullanımına ait herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, itiraz aşamasında ise davacı yanın, kullanım ispatı ile ilgili çok sayıda ilan ve reklam görseli sunduğu, bu reklam ve görsellerin tarihlerinin her görselde yazmadığı, bazı görsellerde ise 2010 yılı bilgisinin yer aldığı, markasal kullanım açısından “cep avantaj”, “cep özgür” ve “cep fly” markalarına ait olduğu, 2009/39126 sayılı “Cep …” markası açısından bir kullanımın bulunmadığı, davacı yanın itiraz aşamasında sunduğu deliler ile dava dosyasına sunmuş olduğu deliller içerisinde ise 2010 ile 2012 yıllarına ait kampanyalarını gösterir liste ile aynı dönem reklam harcamalarını gösterir listenin bulunduğu, burada yer alan kullanımların da “cep 1-2”, “cep avantaj”, cep çiftçi”, “cep kamu”, “cep net”, “cep özgür”, “cep öğrenci”, “new cep 1”, “cebine göre tarife”, “cep lira kart” markalarına ilişkin olduğu, davacı yanın sunmuş olduğu deliller içerisinde yer alan önceki tarihli internet kullanımları içerisinde de davacının benzer kabul edilen markasına ait kullanıma rastlanmadığı, bu hali ile 2009/39126 sayılı “Cep …” markasının, tescil başvurusunun yapıldığı tarih olan 02.10.2019 tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl içerisinde ve dava tarihi olan 15.03.2021 tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde kullanıma konu edilmediği; başvuru tarihinden önceki beş yıllık zaman dilimi içinde ciddi kullanımım ispatlar nitelikte olmadığı kanaatine varıldığından anılan markaya dayalı olarak m. 6/1 kapsamında yapılan itirazın da SMK m. 19/2 hükmü gereğince reddi gerekmiş, itiraz gerekçesi markaların tanınmışlığı ile başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönündeki iddialar da somut ve yeterli delillerle ispatlanmadığından bu kapsamdaki itirazlar da haklı görülmemiştir.
Öte yandan davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu deliller içerisinde, “cep”, “cepte” ve/veya “cep …” unsurlu markalarının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları, yurt içi ve yurtdışı satış ağı vb. delillere rastlanmadığı, davacı marka sahibinin, davaya konu markanın tescilinden zarar görme veya itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunmadığı kabul edilmiş, bu nedenle de 6769 sayılı SMK’nun 6/4 ve 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2022

¸ ¸