Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/66 E. 2022/231 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/66
KARAR NO : 2022/231

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; dava konusu 2019/132936 no.lu “…” markasına karşı … adına, başvuru kapsamındaki 3. sınıfta yer alan “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” ve 5. sınıfta yer alan “İlaç ihtiva eden kozmetikler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları bakımından itiraz ettiklerini, itiraza dayanak tuttukları “…” ibareli marka başvurusu aslen 03.09.2019 tarihinde 3. Sınıfı kapsayacak şekilde Fransız Fikri Mülkiyet Ofisi nezdinde gerçekleştirilmiş bir başvuru olduğunu, 4578644 no. ile Aralık 2019’da tescil edilmiş bu başvuru ile ilgili rüçhan süresi içerisinde WIPO nezdinde uluslararası marka başvurusunda bulunduklarını, Türkiye’nin de seçildiği bu başvurunun yayıma itiraz kararının verildiği tarihte Türkiye’de 2020/88996 başvuru numarasıyla kayda girdiğini, müvekkilin ait markanın rüçhanı dolayısıyla itiraza konu markadan daha önceki tarihli bir koruma tarihe sahip olduğunu, ancak yayına itiraz aşamasında bu markanın henüz kaydının TÜRKPATENT’e girmemiş olması nedeniyle markanın değerlendirmede dikkate alınmamış olduğunu, daha sonrasında ise YİDK’nın 30.12.2020 tarih ve 2020-M-10562 sayılı kararında da itirazlarının nihai olarak reddedildiğini, bu kararda da 2020/88996 sayılı “…” ibareli markanın kayıtlara daha sonra girdiğinin belirtildiğini ve ayrıca rtak olarak yer alan “…” ibaresinin “hayal, suret, görüntü, hayalet” anlamlarına gelen, bu anlamları ve ticari alandaki yaygın kullanımı itibariyle çekişme konusu mallar bakımından görece zayıf bir ibare olarak yorumlandığını, verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresnin bir “şemsiye marka” (house mark) özelliği taşımakta olup, müvekkili markasıyla korunması amaçlanan unsurun “…” kelimesi olduğunu, anılan kelimenin uyuşmazlığa konu mallar açısından tanımlayıcı; cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer belirten bir kelime olmadığı gibi, yaygın kullanılan bir ibare olmadığını, müvekkilinin “…” dahil “N……….CI”, “…………US” ve “……..” gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören parfüm markalarının sahibi olduğunu, davalı başvuru sahibinin müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek denli benzer “…” markasını, müvekkil markasının kapsamındaki AYNI ve BENZER mallar için tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, taraf markaları arasında açıkça benzerlik bulunduğunu, markalardaki asli unsurun “…” kelimesi olduğunu, başvuru sahibinin müvekkili markasının aynısını tescile konu ettiğini, hem “…” hem “…” markaları arasındaki tek farkın sondaki “e” harfi olduğunu ve markaların aynı şekilde telaffuz edildiklerini, müvekkili markasının esas unsuru olan “…” ibaresi ile itiraza konu “…” ibaresinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, taraf markalarının kapsamlarının da aynı veya benzer olduğunu, 05.sınıftaki “ilaç ihtiva eden kozmetikler” mallarının 3. Sınıf altında yer alan kozmetikler ile birebir aynı amaca hizmet etmekte, çoğu zaman tüketiciler tarafından 3. Sınıfta kozmetiklere alternatif olarak tercih edilmekte olduğunu, aynı yönde, “havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler” ve “ilaçlı sabunlar” mallarının da aynı şekilde, müvekkil tescili kapsamında yer alan sabunlar ve deodorantlar ile benzerlik teşkil ettiğini, “…” kelimesinin çekişmeli mallar açısından yaygın kullanılan bir ibare olmadığını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu, bu ibarenin tesadüfen tescil edilmek istenilmiş olamayacağını, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, başvurunun bu nedenle de reddinin gerektiğini, parfüm, kozmetik ürünleri gibi uzun saatler boyunca tüketicinin cildiyle hitap eden çekişmeli mallar açısından, “…” markası altında satışa sunulan düşük kalitede ürünlerle karşılaşmaları durumunda, tüketiciler nezdinde “…” markasının imajı önemli ölçüde zedelenecek olduğunu iddia ederek 2020-M-10562 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu 2019/132936 sayılı markanın tescili halinde 3. Sınıfta yer alan “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” ve 5. sınıfta yer alan “İlaç ihtiva eden kozmetikler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “…” ibaresinin 03 ve 05. Sınıf mallarda tescili amacıyla 26.12.2019 tarih ve 2019/132936 sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 12.02.2020 tarih ve 342 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan başvuruya karşı davacı yanın 4578644 sayılı Fransız Fikri Mülkiyet Ofisinde kayıtlı 03.09.2019 başvuru tarihli markasını rüçhan göstermek suretiyle ve sair nispi ret gerekçelerine dayalı olarak itiraz ettiği, daha sonra itirazlarını işbu davaya da konu olan mallar bakımından sınırlandırdığına yönelik dilekçesini kuruma sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nı 25.08.2020 tarihli kararı neticesinde ise davacı yan itirazlarını haksız bulurken davacı yanın rüçhanlı marka hakkına dayalı ileri sürdüğü itirazlarını dikkate almadığı, söz konusu karara karşı davacı yanca bir kez daha itiraz edildiği, yapılan itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 30.12.2020 tarih ve 2020-M-10562 sayılı kararıyla, “2019/132936 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2020/88996 sayılı “…” ibareli markaya dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede, muteriz tarafından işbu itiraza mesnet olarak gösterilen 2020/88996 sayılı “…” ibareli markanın kayıtlara daha sonra girmiş bulunduğu tespit edilmiştir. Öte yandan, çekişme konusu markaların “…(e)” ibarelerini ortak olarak içerdikleri görülmekle birlikte, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin “hayal, suret, görüntü, hayalet” anlamlarına gelen, bu anlamları ve ticari alandaki yaygın kullanımı itibariyle çekişme konusu mallar bakımından görece zayıf bir ibare olması, eskiye dayalı kullanım iddiasına konu olan markada ayırt edicilik açısından güçlü olan unsurun “…” ibaresi olması hususlarını dikkate alan Kurul, başvuru ile eskiye dayalı kullanıma konu olan ibareler arasındaki farklılıkların somut olayda karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yeterli olduğu görüşündedir. İlaveten, itiraz gerekçesi markanın kullanımına ve tanınmışlığına ilişkin olarak sunulan delillerin “…” ibaresinin tek başına markasal olarak kullanımından ziyade bu ibarenin “…” kelime unsurlarıyla birlikte kullanımına ilişkin olduğu hususunu göz önüne alan Kurul, itiraz gerekçesi markanın önceki kullanımları ya da tanınmışlık düzeyinin de markalar arasında karıştırılmaya neden olmayacağı gibi 6769 sayılı SMK’nın 6/3 ve 6/4. maddelerinde belirtilen koşulların da oluşmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: davacı yana ait 2020/88996 sayılı marka başvurusunun 03.09.2019 tarihinden itibaren rüçhan hakkı bulunduğu ve korumasının bu tarihten itibaren başladığı, dolayısıyla sicil kayıtlarına sonra girmiş görünmekle birlikte dava konusu marka başvurusundan önceki tarihli korunan bir başvuru olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu 2019/132936 sayılı marka kapsamında yer alan ve davaya konu edilen malların tamamının, davacı yanın 2020/88996 sayılı markası kapsamında yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer içerikte değerlendirilebilecek mallar oldukları bununla birlikte taraf markalarını oluşturan işaretler arasında rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle görsel, işitsel ve kavramsal olarak var olan benzerlikten ötürü ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek bir ilişkinin mevcut olduğu, dosya kapsamında davacı markalarının tanınırlığını göstermeye elverişli hiçbir delil mevcut olmadığından SMK m. 6/5 kapsamında bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Davacı yanın 03.09.2019 tarihinde Fransız Fikri Mülkiyet Ofisine 4578644 sayısı ile gerçekleştirdiği başvuruyu rüçhan göstererek 1544503 sayısı ile 02.03.2020 tarihli WIPO başvurusunda bulunduğu, anılan başvurunun ülkemizde 2020 88996 sayısı ile işlem gördüğü, nitekim dosya kapsamında mevcut 29.11.2021 tarihli Kurum yazısında da davacı yanın 2020 88996 sayısı ile işlem gören başvurunun 03.09.2019 tarihli rüçhan hakkı bulunduğu ve korumasının da bu tarihten başlayarak 02.03.2030 tarihinde sona ereceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu evraklardan davacı yanca gerçekleştirilen rüçhan başvurusunun ilk başvurudan sonraki altı ay içerisinde yapılmış olduğu noktasında da bir tereddüt bulunmamaktadır. Aşağıda bilahare inceleneceği üzere işbu dava konusu markanın başvuru tarihi ise 26.12.2019 tarihi olup anılan davacı yanca rüçhan hakkına dayanılarak yapılan başvuruda rüçhan hakkının doğduğu tarihten (03.09.2019) sonraki tarihli bir başvurudur. Dolayısıyla davacı yanın 2020 88996 sayılı markasının, dava konusu markadan önceki tarihli bir başvuru olarak değerlendirilmesi ve SMK m. 6/1 kapsamındaki iddiaların bu hususta incelenmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

… …
(03 ve 05. sınıf) Rüçhan Tarihi: 03.09.2019
(03. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; taraf markaları 03. Sınıfta yer alan mallar bakımından aynı, aynı tür ya da benzer içerikli ürünleri ihtiva etmekte olup anılan sınıf açısından markaların doğrudan benzer tüketici gruplarına hitap eden, benzer ihtiyaçlara yönelik, birbirleri ile doğrudan rekabet içerisinde olan, benzer satış noktaları ile tüketiciye ulaşan emtiaları kapsadıkları görülmektedir. Yine 05. sınıfta yer alan “İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.” mallarının da davacı markasında yer alan mallar ile güçlü bir benzerlik ve ilişki içinde bulunduğu, bununla birlikte yine dağıtım kanallarındaki benzerlik nedeni ile dava konusu marka kapsamında yer alan 05. Sınıftaki “İlaç ihtiva eden kozmetikler” ürünlerinin, davacı markasında yer alan kozmetik ürünleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün emtialar olduğu, ancak tek başına malların sunum biçiminin anılan malların doğrudan benzer görülmesi için yeterli olmadığı, bu noktada karşılaştırılan işaretlerin de benzerlik düzeyinin önem taşıyacağı, başvurudaki “Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” mallarının ise davacı markasındaki “tıbbi nitelikte olmayan sabunlar, şampuanlar, deterjanlar emtiaları” ile nihai amaçları itibariyle kişisel temizliğe yönelik ürünler olmalarından kaynaklı yine benzerlik gösterebilecek mahiyetteki emtialar olduğu; ancak bu emtialar arasındaki ilişkinin de karıştırılma ihtimaline yol açabilmesi için karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik düzeyinin daha yüksek olması gerektiği anlaşılmıştır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
03. Sınıf ve dava konusu edilen 05. Sınıftaki malların ilgili tüketici grubunun genel olarak makul düzeyde dikkat ve bilgi düzeyine sahip, ortalama tüketici düzeyinin daha üstünde ancak doğrudan profesyonel düzeyde olmayan tüketiciler oldukları kabul edilmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; … şeklindeki başvurunun sekiz harf ve tek kelimeden oluşan bir sözcük markası olduğu, “…” ibaresinin dilimizde ya da İngilizcede doğrudan bilinen bir anlamı olmadığı, “ph” harflerinin İngilizcede telaffuz esnasında “F” harfine dönüşeceği, dolayısıyla dava konusu markanın da ülkemiz tüketicisi nezdinde dahi “…” şeklinde telaffuz edileceği, sondaki “e” sesinin telaffuza doğrudan bir etkisi olmayacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; … şeklindeki markanın üç kelimeden meydana geldiği, “…”, “…” ve “ …” şeklinde her üç kelimenin de dilimizde karşılığı bulmayan yabancı sözcükler oldukları, “…” kelimesinin İngilizce “hayal, siluet, görüntü” gibi anlamları bulunmakla birlikte iyi düzeyde İngilizce bilen bir tüketicinin dahi anılan ibarenin bu anlamını bilemeyebileceği, “…” ve “…” kelimelerinin ise zaten anlamsız kelimeler oldukları, soldan sağa okuma ilkesi uyarınca davacı markasının ön sesini oluşturan “…” ibaresinin de aynen dava konusu markada olduğu gibi “…” şeklinde telaffuz edileceği, anılan ibarenin davacı markasında konumu itibariyle öncül vurguyu üzerinde toplayacağı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Davacı yanın “…” ibarelerini içerir şekilde en eskisi 1981 tarihli olmak üzere bir kısmı müddet konumuna düşmüş büyük bir kısmı ise halen korunmakta olduğu görülen 20 ayrı markasının bulunduğu; davacı markasında yer alan “…” ibaresinin anılan markada aslen korunmak istenilen unsur olmadığı, anılan ibarenin davacı yanın markalarının “lider/çatı” markası olduğu, davacı markasında çatı/lider ibare dışında kalan ve markanın esas unsurunu oluşturan “…” kelimesi ile dava konusu markanın kendisini oluşturan “…” kelimesinin bir bütün olarak aynı yedi harfi aynı dizilimde içerdiği, aralarındaki tek farkın dava konusu markadaki son ses olan “E” harfi olduğu, ancak anılan harf farklığının ne söz konusu ibareyi ne fonetik olarak etkilediği ne ibareye yeni bir hece kattığı ne de kavramsal olarak farklı bir anlama büründürdüğü, dolayısıyla ilgili tüketici nezdinde taraf markaları arasındaki bu tek harf farkının herhangi bir şekilde tüketiciler tarafından fark edilemeyecek veyahut fark edilse dahi zihninde güçlü bir algıya sebebiyet vermeyecek bir fark olduğu; bu haliyle her iki kelime arasında görsel ve işitsel olarak son derece güçlü bir benzerlik mevcut olup kavramsal açıdan hemen hemen aynı olan her iki sözcüğün de yine aynı kavramı işaret edecek şekilde algı oluşturacağı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama ve bilinçli tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yanı sıra daha araştırmacı dikkat düzeyi yüksek bilinçli tüketici kitlesinin de yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, davacı yanca işlem dosyası kapsamına tanınmışlık iddialarını somutlaştırır delillerin sunulmadığı, sunulan delillerin daha ziyade “…” çatı markasını taşıyan birtakım ürünlere yönelik olduğu, davacı yanın hükümsüzlük talepli dava dosyasına da yine benzer şekilde “…” markalarını taşıyan ürünlerin ülkemizdeki tüketiciler nezdinde etkilerini gösterir çeşitli internet sitesi satışları, sosyal medya paylaşımları, gazete ve dergi haberleri, tanıtım ve reklam görselleri gibi delileri sunduğu, sunulan bu delillerin davacı yanın “…” markasının tanınmışlığını ortaya koymaya elverişli deliller olmadığı da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-10562 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2019/132936 kod nolu “…” ibareli markanın 03. Sınıfta yer alan “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” ve 5. sınıfta yer alan “İlaç ihtiva eden kozmetikler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.711,60-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.584,50-TL
TOPLAM :2.711,60-TL