Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/56 E. 2022/262 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/52
KARAR NO : 2022/266

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2020/36879 başvuru numaralı ve “…” ibareli başvurusunun 35 ve 38. Sınıf hizmetlerde gerçekleştirildiğini ancak müvekkili başvurusunun 5/1-b ve 5/1-c maddeleri gerekçe tutularak reddolunduğunu, müvekkilinin www…com sitesinin yaratıcısı olduğunu, müvekkili başvurusunun 36. Sınıf hizmetleri kapsamadığını, müvekkili sitesinin verilerin anlık takibine imkan veren bir hizmet geliştirmiş olduğunu, müvekkilinin sitesini 2012 yılından beri kullandığını, son 2,5 yıl içinde 27.683.579 kullanıcı tarafından kullanılmış ve kullanılmaya devam edildiğini iddia ederek 2020-M-9513 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/1-b ve c maddesi gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ”…” ibareli 35 ve 38. Sınıf hizmetleri kapsayan başvurunun 28.03.2020 tarihin ve 2020/36879 sayısı ile gerçekleştirildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun kapsamında yer alan tüm hizmetler bakımından 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca reddolunduğu, davacı yanın anılan karara karşı itirazda bulunduğu, davacı itirazını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2020-M-9513 sayı ve 07.01.2021 tarihli kararı sonucunda özetle; “2020/36879 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1- (b) ve (c) bentleri uyarınca Sınıf Kodu 35. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) Sınıf Kodu 38: Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil).” reddi kararına karşı yapılan itirazın incelenmesi sonucunda ibarenin tescile konu hizmetler için tanımlayıcı olduğu, başvuru örneğindeki şekil unsurunun kelime unsuru ile birlikte” canlı, anlık döviz kuru analizi” anlamını pekiştirdiği ve başvurunun bütün halde asgari ayırt ediciliğe sahip olmadığı kanaatine varılmıştır” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 22/02/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle: dava konusu markanın, başvuru kapsamında reddine karar hizmetler ile olan ilişkisi açısından, iktisadi kaynak göstermeye elverişli bir ibare olduğu ve ilgili hizmetlerin herhangi bir karakteristik özelliğine işaret eden niteliği bulunmadığı, bu nedenle başvuru kapsamında reddine karar verilen bu hizmetler yönünden 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca reddi koşullarının oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-b maddesinde “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği” mutlak ret nedenlerinden sayılmıştır. Sicilde gösterilebilir olmasına rağmen herhangi bir mal veya hizmet için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler tescil edilemeyecektir.
Bir marka, bir işletmenin mal ve hizmetlerini, başka işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, özellikle kişi adları da dâhil olmak üzere sözcükler, harfler, rakamlar, malların, seslerin veya ambalajların şekli gibi işaretlerin, kaynak gösterme vasfı o işaretin markanın soyut ayırt edici niteliğine sahip olduğunu göstermektedir.
Buna karşılık bir işaretin somut ayırt edici niteliği incelenirken, tescili talep edilen işaretin tescile konu mal veya hizmetleri diğer mal veya hizmetlerden ayırt etmeye elverişli olup olmamasına bakılır. Söz konusu işaretin tescile konu mal ve hizmetler açısından ayırt edicilik fonksiyonu yoksa aksine bu mal veya hizmetlerin bir özelliğini veya kullanım amacını belirtiyorsa ya da mal veya hizmet hakkında bilgi veriyorsa, somut ayırt edici niteliğe sahip değildir . Bu nedenle bir işaret soyut ayırt edici niteliğe, dolayısıyla, marka olma özelliğine sahip olabilir, ancak bu işaret belli mal ve hizmetler için ayırt edici niteliği bulunmadığından tescil edilemez. Dolayısıyla, soyut ayırt edici nitelik somut ayırt edici niteliğe göre daha geniş kapsamlıdır.
Bu bağlamda asgari düzeyde ayırt edici niteliği olması kaydıyla, her türlü işaret marka olabilmektedir. Ayırt edici nitelik başlangıçtan itibaren olabileceği gibi sonradan kullanıma bağlı olarak da zaman içinde kazanılabilir. Ayırt edici niteliğin tespitinde temel alınan husus, markanın tescil edilmek istendiği mal ve hizmet sınıflarıdır.
Dolayısıyla soyut anlamda ayırt edicilik değerlendirmesi yapılırken mal ve hizmet sınıfı temelinde bir değerlendirme yapılmaması gerekir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-c maddesine göre ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilmesi mümkün değildir.
Bir işaretin Sınai Mülkiyet Kanunu m. 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, işaret ile mal veya hizmet arasında doğrudan ve özellikli bir ilişkinin bulunması, işaretin mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile sıkı ilişkisi sebebiyle bir özelliğini derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Somut ayırt edicilik değerlendirmesi tescil edilmek istenilen mal ve hizmet gözetilerek ilgili tüketici nazarında yapılmalıdır. Bu değerlendirme kapsamında tüketici nezdinde ilgili markanın farklı bir kaynaktan geldiği ve ayırt ediciliğe haiz olduğunun kabulü gerekmektedir. Eğer bu ölçüde bir ayırt edicilik mevcut değilse aksine tanımlayıcılık mevzubahis olursa söz konusu markanın tescili mümkün olamayacaktır.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nın 5/1-c bendine göre, bir ibarenin tasviri işaretlerden sayılabilmesi için benimsenen temel kriter, işaretin, tescil edilmek istenilen emtia sınıflarında, hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, mal ve hizmet ile sıkı ilişkisi nedeniyle malın veya hizmetin bir özelliğini veya kompozisyonunu derhal düşündürmesi ve akla getirmesidir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
Görüleceği üzere işaretin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki işaretin tüketici nezdinde öncelikle markasal bir algı yaratıp yaratmadığı, sonrasında ise tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Davalı Markası

…+şekil
(35 ve 38. sınıf)

Somut olayda dava konusu marka şeklinde bir şekil ve sözcük markasıdır. … ibaresi “canlı” ve “döviz” kelimelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir ibare olup anılan ibarenin bu kelimelerin bağımsız anlamlarından sıyrılarak yeni bir anlam kazandığından bahsedilmesi mümkün olmadığı gibi tüketiciye döviz piyasaları ile ilgili canlı bilgi/veri aktarım sunulduğuna yönelik bir anlam yansıttığı değerlendirilmektedir. Bununla birlikte anılan ibarenin üst kısmında finansal piyasalarda kullanılan grafik çizimlerine benzer nitelikte (alçalan – yükselen piyasalar) bir figür içerir lacivert/mavi tonlarda tasarlanmış logoya yer verildiği de görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede,
Dava konusu ibarenin özellikle “finansal piyasalar, finansal piyasalara ilişkin verilerin sunumu/aktarımı” gibi hizmetler bakımından, hizmetin kaynağını göstermeyen/ayırt edici niteliği bulunmayan bir işaret olduğu değerlendirilebilir ise de ilgili hizmetlerin dava konusu başvuru kapsamında yer almadığı, uyuşmazlık konusu başvuru kapsamında yer alan ve reddine karar verilen hizmetlerin 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli birşekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 38.sınıf: Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). hizmetleri olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hizmetler ile dava konusu ibareyi oluşturan şekil ve sözcük unsurları arasında, dava konusu ibarenin kavramsal karşılığı ve bütünsel algısı itibariyle bir ilişki bulunmadığı; tescil edilmek istenilen ibarenin, ticaret hayatında birtakım hizmetler (finansal piyasalara yönelik) açısından kaynak gösterme fonksiyonu bulunmayacağı kabul edilebilir ise de başvuru kapsamındaki hizmetler bakımından yapılan incelemede başvuru ile bu hizmetler arasında doğrudan bir bağlantı kurulamadığından anılan hizmetlerde dava konusu başvurunun kaynak gösterme fonksiyonunun mevcut olduğu; dava konusu ibarenin finansal piyasalara/döviz piyasalarına/döviz verilerinin aktarımına yönelik doğrudan tanımlayıcı nitelikte bir anlamı mevcut olup anılan hizmetlerin bir türünü ifade etmekte ise de dava konusu başvuru kapsamında 35 ve 38. sınıfta reddine karar verildiği görülen hizmetler bakımından “…” ibaresinin bu hizmetlerin çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynağına işaret eden herhangi bir anlamının bulunmadığı, dolayısıyla başvurunun kapsadığı hizmetlerin herhangi bir karakteristik özelliğine işaret etmediği, anılan ibarenin ayırt edici karakterinin bütünsel algıda zayıf oluşunun, uyuşmazlık konusu hizmetlerde tescilini engellemediği gibi bu hizmetlerdeki tescilinin de özellikle finans piyasaları için herkesin kullanımına açık kalması gereken bu tür ibareler üzerinde davacı lehine münhasır bir hak oluşturamayacağı, netice olarak; dava konusu markanın, başvuru kapsamında reddine karar hizmetler ile olan ilişkisi açısından, iktisadi kaynak göstermeye elverişli bir ibare olduğu ve ilgili hizmetlerin herhangi bir karakteristik özelliğine işaret eden niteliği bulunmadığı, bu nedenle başvuru kapsamında reddine karar verilen bu hizmetler yönünden 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca reddi koşullarının oluşmadığı da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-9513 sayılı kararın iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 954,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF :127,10-TL
GİDER AVANSI :827,10-TL
TOPLAM :954,20-TL