Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/54 E. 2022/378 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/54
KARAR NO : 2022/378

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacı şirketin … Holding A.Ş. çatısı altında bulunan firmalardan biri olarak 1972 yılından beri çelik tel, halat ve sanayi ürünleri üretiminde faaliyet gösterdiğini, müvekkili ve holding çatısı altındaki diğer firmaların demir ve her türlü metal işleri alanında faaliyet gösterdiklerini, davalı yanın 2019/85294 sayısı ile “… metal” ibaresi ile 35. Sınıf hizmetlerde başvuruda bulunduğunu, anılan başvuruya karşı itiraz ettiklerini, itirazlarının kurum tarafından ilk olarak reddedildiğini, daha sonra YİDK nezdindeki itiraz sonucunda ise itirazlarının 35. Sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir” bakımından kabul edildiğini, ancak sair emtialar bakımından itirazların reddolunduğunu, müvekkili markası ve bağlı bulunduğu holding bünyesindeki şirketlerin markalarının “…” ibaresini esas unsur olarak taşıdığını, dava konusu markanın da müvekkil markası ile yüksek düzeyli benzerlik taşıdığını, başvurunun tümden reddi gerektiğini, davalının tescil başvurusunda 35. Sınıfta müvekkili şirketin faaliyet alanı ile örtüşür şekilde metal sektörüne yönelik malların yer aldığını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, markaların birbirlerinin serisi gibi algılanacaklarını, iddia ederek 2020-M-10296 sayılı YİDK kararının iptali ve 2019/85294 sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın kısmen reddiyle ilgili verilen YİDK kararının kısmer redde ilişkin kısmının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … METAL+şekil ibaresinin 35. Sınıfta yer alan hizmetlerde tescili amacıyla 11.09.2019 tarih ve 2019/85294 sayısı ile gerçekleştirilen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvuru kapsamından davacı yana ait 2017/59385 sayılı markanın varlığı nedeniyle 6769 s.. SMK 5/1-ç maddesi uyarınca “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Adi metaller ile bunların alaşımları ve yarı mamulleri: inşaat demirleri; inşaatlar için adi metalden hasır ve etriyeler; levha, kütük, çubuk, profil, tabaka, sac halinde adi metaller.Barınma, saklama, muhafaza etme, kaplama, sarma, çevreleme, depolama, yerleştirme amaçlı metalden malzemeler ve araçlar: metalden mamul yapılar, metalden inşaat iskeletleri ve dikmeleri, metal kutular, metal ambalajlar, alüminyum folyo, metalden çitler, korkuluklar, metalden tüpler, metal kaplar, madeni depolar, metal nakliye sandıkları, metal portatif merdivenler.Metalden mamul kapılar ve pencereler, kepenkler, jaluziler, bunların kasaları ve aksamları.Metalden hırdavatçı (nalburiye) eşyası: vidalar, çiviler, cıvatalar, somunlar, pimler, pullar, dağcılar için metal pitonlar, zincirler, metal mobilya bağlantıları ve tekerlekleri, sanayide kullanılan metal tekerlekler, kapı ve pencere kolları, metal menteşeler, ispanyoletler, metal kilitler, kilit anahtarları, metalden anahtar taşıma halkaları, metalden makaralar.Metalden havalandırma, ısıtma, kanalizasyon, telefon, yeraltı elektrik ve iklimlendirme tesisatları için havalandırma kanalları, menfezler, menfez kapakları, bacalar, baca şapkaları, menhol (baca) kapakları, ızgaralar. Metalden mamul işaretle gösterme, yönlendirme, belirtme, tanıtma amaçlı malzemeler: tabelalar, panolar, plakalar, metalden ışıksız trafik yönlendirme işaretleri.Metalden mamul sıvı veya gaz nakli amaçlı borular, sondaj boruları ve bunların bağlantı parçaları: metalden vanalar, manşonlar, dirsekler, klipsler, uzatmalar Araç tekerlekleri için metal takozlar. .Taşıtlar için metalden mamul profil çıtalar (dekorasyon amaçlı). .Metalden mamul demiryolu malzemeleri: raylar, ray bağlantıları, makaslar. Adi metallerden veya bunların alaşımlarından yapılmış sanat eserleri; adi metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar.Metalden mamul kapaklar, şişe kapakları mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin çıkartılmasına karar verildiği ve kalan emtialar bakımından başvurunun 14.10.2019 tarih ve 334 sayılı bültende ilan olunduğu; anılan ilana karşı davacı yanın 2017/59385 sayılı markasına dayalı olarak itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda taraf markaları benzer görülmekle birlikte kalan emtialar bakımından kapsamlarının farklı olduğu gerekçesiyle itirazın 21.02.2020 tarihli karar neticesinde haklı bulunmayarak reddolunduğu, söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, davacı yan itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 14.12.2020 tarih ve 2020-M-10296 sayılı kararıyla; taraf markaları arasında bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu tespit edilerek başvuru kapsamından 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin de çıkartılmasına karar verildiği, kalan emtialar açısından ise itirazların reddolunduğu; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 24/02/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu başvuru kapsamında YİDK kararı sonrasında kalan emtialardan 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için metali koruyucu maddeler,. Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller. Metal ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları açısından taraf markaları arasında benzerlik düzeyinde bir ilişkinin bulunduğu, başvuruda kalan sair emtialar açısından ise taraf markalarının kapsamlarının aynı ya da benzer emtiaları kapsamadıkları, bununla birlikte taraf markalarını oluşturan esas unsurlar itibariyle var olan görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik düzeyinin yüksekliği ve ortak unsur olan “…” ibaresinin ayırt ediciliği karşısında, emtialar bazında benzerlik düzeyinde kalan bu ilişkinin dahi taraf markaları arasında iktisadi anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek bir benzerliğe neden olacağı, davacı yanın işlem dosyası kapsamına tanınmışlık iddialarını destekler hiçbir delil sunmadığı, SMK m. 6/5 koşullarının somut olayda oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ek raporda özetle:dava konusu başvuru kapsamında 35. Sınıfta 01. alt grup içerisinde yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmeti açısından da taraf markalarını oluşturan işaretler arasında ayniyet düzeyindeki benzerlik hali ile birlikte anılan hizmet ve 35.05 alt grubundaki online satış hizmetleri arasındaki benzerlik düzeyi gözetildiğinde, karıştırılma ihtimalinin mevcut olabileceği, bu halde YİDK kararı sonrasında kalan emtialardan nihai olarak 35. Sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için metali koruyucu maddeler,. Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller. Metal malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri açısından taraf markaları arasında benzerlik düzeyinde bir ilişkinin bulunduğu, sair hususlarda kök rapordaki görüşlerin aynı olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

… METAL +şekil …+şekil
(35. sınıf) (06, 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; 35. sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi sağlama hizmetleri.) müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için metali koruyucu maddeler, boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halinde metaller. Metal malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunların şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğu görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde;… METAL +şekil ibareli başvurunun lacivert tonlarda, markanın bütününe hakim “…” kelimesi,bu kelimenin üst kısmında yer alan bir çark logosu, alt kısmında ise uyuşmazlık konusu emtialar açısından sektörel nitelikteki “metal” kelimesinden meydana geldiği, “…” ibaresinin bütün olarak bir anlamı olmamakla birlikte “öz” ve “yaşar” kelimelerinin homojen olmayan bir yapıda bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir kelime olduğu, dava konusu markanın bu haliyle esas unsurunun “…” kelimesi olduğu, anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; …+şekil ibareli önceki tarihli davacı markasının markanın bütününe hakim tek unsurun yine “…” kelimesi olduğu, “öz” harflerinin üst kısmında yer alan sarı renkli logonun bütüne katkısının son derece zayıf olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markanın da “…” ibaresini baskın ve ayırt edici unsur olarak taşıdığı, anılan ibarenin uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler açısından kavramsal olarak herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, dolayısıyla ayırt edici vasfı bulunan böylesi bir ibarenin karşılaştırılan iki markada da birebir yer alıyor olmasından kaynaklı olarak, tüketicilerin her iki işaret arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan güçlü bir benzerlik kuracakları, markaların sahip oldukları figüratif unsurlar ve renk kombinasyonları ile ek sözcük unsurlarının, oluşan bu benzerliği ortadan kaldırmayacağı, her iki markanın da aynı iktisadi kaynağa ait farklı görünüm özelliklerine sahip markalar olarak algılanacakları, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, davacı yanın işlem dosyasında yer alan itiraz belgeleri ekinde tanınmışlık iddialarını destekler mahiyette hiçbir somut delil sunmadığı, bu anlamda davacı yanın bir holding çatısında faaliyet gösteren firmalardan biri olması ve çok uzun süredir faaliyetlerinin bulunduğu yönündeki beyana dayalı iddiaları aksine dava konusu marka kapsamında YİDK kararı sonrasında kalan emtialara da sirayet edecek mahiyette bir tanınmışlığının bulunmadığı, SMK m. 6/5 koşullarının oluşmadığı anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile
TPMK YİDK nın 2020-M-10296 sayılı kararının 35. Sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi sağlama hizmetleri.) müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için metali koruyucu maddeler, boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halinde metaller. Metal malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunların şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmet sınıfları yönünden iptaline,
Fazlaya dair talebin reddine,
Dava konusu marka henüz tescil olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.658,10-TL yargılama giderinin takdiren 1.772,06-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.531,00-TL
TOPLAM :2.658,10-TL