Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/46 E. 2023/31 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/46
KARAR NO : 2023/31
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2- …

VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Endüstriyel Tasarım İle İlgili Kurum Kararının İptali/ Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Endüstriyel Tasarım İle İlgili Kurum Kararının İptali/ Tasarımın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın … sıra sayılı tasarımına ilişkin itirazlarının kurum
tarafından reddolunduğunu, halbuki anılan tasarımda müvekkilinin
atlayan kedi markasının kullanılmakta olduğunu, bu durumun tasarımın
yeni olmadığını kanıtladığını, aynı zamanda müvekkilinin tescilli
markalarından doğan hakları da ihlal ettiğini, dava konusu ambalaj
tasarımındaki kedi şeklinin, müvekkilinin önceki tarihli markalarındaki gibi
profil görünümünde, göğüs kısmı çıkık, sırt kısmı kavisli, karın kısmı dar
olduğunu, ön ayaklarının bükülü, arka ayaklarının gergin olduğunu,
kuyruk salınımı ve formunun aynı olduğunu, bu durumda dava konusu
ambalajın, müvekkilinin tescilli ve tanınmış markaları ile aynı olduğunu,
müvekkili itirazları neticesinde daha evvel reddolunmuş onlarca tasarım
olduğunu iddia ederek … sayılı … karının iptali ve … sıra numaralı
tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı …’ye ait markalar ile müvekkili tasarımının, genel
görünümleri ve ortalama tüketici nezdinde tereddütsüz olarak farkı
olduklarını, tasarımı gören bir tüketicinin, davacı yanın markaları ile bu
tasarımı ilişkilendirme ihtimalinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili
tasarımının yeni ve ayırt edici olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve tasarım tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu başvurunun 10.07.2020 tarihinde başvuru konusu edildiği,
yapılan ilk incelemeler sonrasında 346 sayı ve 10.08.2020 tarihli bültende
yayınlandığı, anılan ilana karşı davacı yanın itirazda bulunduğu, davacı
itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun
11.01.2021 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle;
“Yapılan inceleme ve değerlendirmede; … sıra numaralı
tasarım ile itiraz ekinde listelenen ve itiraza gerekçe gösterilen markalar
genel izlenim itibariyle farklı görüldüğü gibi, itiraz ekinde verilen linkte yer
alan ürünler/görseller de genel izlenim bakımından farklı görülmüştür.
Sonuç olarak, itiraz konusu … sıra numaralı tasarım yenilik ve
ayırt edici niteliğe sahip bulunmuştur.”
şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının reddolunduğu, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 16/02/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu …-1 sayılı tasarım görseli ile davacı yanın işlem
dosyasına dayanak yaptığı ve dava dosyasında da yer verdiği tanınmış
marka görselleri arasında, dava konusu tasarımın, yenilik ve ayırt
ediciliğini ortadan kaldıran ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde davacı
marka görselleri ile benzer olarak algılanmasına neden olabilecek bir
benzerliğin mevcut olmadığı,
dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu,
takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun … maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı … maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın … maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

DAVALI TASARIMI DAVACI TASARIMLARI

… sayılı tasarım Önceki tarihli davacı markaları
… sıra numaralı tasarım
… sayılı marka (…+…)
… sayılı marka (…)

Dava konusu tasarım ise bir ambalaj tasarımı olup somut olay özelindeki
bilgilerden anlaşıldığı üzere ise enerji içecekleri sektöründe kullanıma konu
edilecek bir tasarımdır. Sektörü ne olursa olsun ambalaj tasarımları çok geniş
seçenek özgürlüğüne sahip, üzerine sonsuz tasarımsal faaliyette bulunulması
mümkün olan nitelikteki tasarımlardır. Bazı sektörlerdeki mutat renk
uygulamaları (örneğin doğal ürünleri temsil için yeşil/mavi, diyet ürünleri temsil
için pembe/metalik gribi, acılı ürünleri temsil için kırmızı renk gibi renklerin
kullanımı) haricinde ambalaj görselleri açısından hiçbir sınırlamanın mevcut
olamayacağı anlaşılmaktadır.
Dava konusu içecek
kutusu ambalaj tasarımı için, mutat ambalaj uygulamaları olmakla birlikte
ambalaj üzerindeki desen/figüratif unsur/logo gibi bütünsel görünümü etkiler
mahiyetteki görsel unsurlar açısından çok geniş bir seçenek özgürlüğünün
mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta ise bilgilenmiş kullanıcının bu tasarımların satışının
yapıldığı market, bakkal, süpermarket, şarküteri vb. işletmelerde çalışan
veyahut tasarıma konu ürünleri pek çok defa deneyimleyerek genel anlamda
ilgili ürün grubuna yönelik bilgi sahibi olmuş herhangi bir kimsenin olabileceği
kabul edilmiştir.
Benimsenen bilirkişi mütalâalarında da ifade olunduğu üzere;  davacı önceki tarihli … markalarının neredeyse tamamında aynı …
(zıplayan … illustrasyonu) unsurunun kullanılmakta olduğu, davacı yanın somut ürün örnekleri üzerindeki kullanımlarını
gösterir delillerinin tamamında da yine anılan logo yer aldığı, dava konusu ambalaj tasarımı incelendiğinde, tasarımın siyah, kırmızı
ve mat sarı renklerden oluşan bir kombinasyonda tasarlandığı, ambalaj
zeminin hakim kısmının tamamen siyah renkte oluşturulduğu, ambalajın ağız
kısmının kırmızı renk ile çevrelendiği, bu kırmızı şerit üzerinde siyah renk ile
“…” şeklinde markasal bir unsura yer verildiği, aynı unsurun siyah
zemin üzerine mat sarı renklerle diklemesine olacak şekilde de
konumlandırıldığı, bu ibare ile kombinasyon oluşturacak biçimde ana zemin
üzerinde kırmızı renkte ve siyah desenleri olan, sağ yöne doğru sıçrayan bir
kaplan figürüne yer verildiği; davacı yanın önceki tarihli marka ve kullanımlarına konu logonun
ise sola doğru sıçrayan ve davacı yanın
markalarından da anlaşılacağı üzere … görseline haiz logo olduğu, söz konusu
görselde … figürü tamamen siyah olarak resmedildiği, bu haliyle dava konusu ambalajda kullanılan yırtıcı hayvan figürü ile
davacı yanın önceki tarihli markalarında kullanılan logo arasında, her iki
figürün de kedigil familyasından yırtıcı bir hayvanı temsil etmesi dışında
doğrudan bir benzerliğinin bulunmadığı, dava konusu tasarımdaki görselin
açıkça bir kaplan görseli olarak resmedildiğinin anlaşılabilir olduğu, sağa
doğru zıplayan hayvanın gövde yapısının kalınlığı ve gövde üzerindeki
çizgilerin bu algıyı doğrudan verdiği, halbuki davacı yanın dayanak
markalarındaki … görselinin hem sıçrama açısının farklı olduğu hem de
gövde ve desen yapısının farklı olduğu, yine dava konusu tasarımdaki
kaplanın ön ve arka ayaklarının tamamı görünürken, davacı markalarındaki
logoda ön ve arka ayaklar aynı hizada gibi resmedildiğinde tekil bir
görünümünün mevcut olduğu; dolayısıyla kullanılan görsellerin
teknik itibariyle aynı çizimi birebir yansıtmadığı; öte yandan yırtıcı ve güçlü hayvan görselleri (ayı, aslan, kaplan, çita,
boğa, leopar, jaguar, … vs) özellikle enerji içecekleri ürünleri açısından,
yine mutat olarak tercih edilen figürler olduğu, dava konusu ambalaj tasarımının
da bir içecek ürün tasarımı olduğu anlaşılabilir olup bu bağlamda ürün
üzerinde kullanılan hayvan figürüne, bilgilenmiş bir kullanıcının yükleyeceği
anlam da hayvanın kendisinden ibaret olacağı, dava konusu
ambalajda kullanılan görseller ile davacı markalarının herhangi bir ilgisi ya da
yakınlaşmasının dahi mevcut olmadığı, … unsurlarının, gerçek hayatta var olan
bir kavramsal bir karşılığa sahip olması (hayvan figürü gibi) yani soyut bir
yaratımdan değil de bilinen bir hayvan figüründen esinlenilerek oluşturulmuş
olunması nedeniyle, bu figürün değişik versiyonlarının 3. Kişilerce kullanılması
halinde, figürler arasındaki benzerlik ve yakınlık düzeyi önem kazandığı, bu çerçevede sırf taraf markalarındaki görsellerin kedigiller familyasından bir
yırtıcıyı işaret ediyor olması nedeniyle oluşturduğu kavramsal karşılığın tüketici
nezdinde derhal bir yanılgı doğuracağı ya da tasarımları birbiri ile benzer
kılacağından bahsedilmesi mümkün görülmediği, bu çerçevede dava konusu tasarımda ve davacı yan markalarında
farklı illüstratif anlatımlarda kullanılmış vahşi hayvan figürlerinden kaynaklı bir
yaratımsal benzerlik var ise de bu benzerliğin, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde,
taraflara ait tasarım ve markalar arasında herhangi bir benzerlik kurulması için
yeterli olmadığı, dava konusu ambalajın, belirgin bir şekilde davacı
markalarından farklılaşmış olduğu, bilgilenmiş kullanıcının, dava konusu
tasarıma dair edindiği bütünsel algı itibariyle, dava konusu tasarımın, yenilik ve
ayırt edicilik kriterini ortadan kaldırır mahiyette herhangi bir benzerliği
kurmayacağı; mutlak yenilik
kriteri incelemesine göre internet veri tabanında dava
konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriteri bakımından karşılaştırmaya
benzer nitelikte önceki tarihlerde kamuya sunulmuş dokümanlar incelendiğinde; ambalaj tasarımları açısından geniş bir seçenek
özgürlüğünün var olması, tasarımsal faaliyetlerin de oldukça yoğun olması
sonucunu beraberinde getirdiği, bu nedenle hem benzer hem de
tarihleri belirlenebilir tasarımların tespiti neredeyse mümkün olmadığı, bununla
birlikte başvuru sahibine ait sosyal medya hesaplarında yapılan
incelemelerde
…. adresindeki en eski tarihli paylaşımın dava konusu tasarımın başvurusunun
gerçekleştirildiği tarih ile aynı tarihli olduğu; bu paylaşım dışında ise erişime açık veritabanları üzerinde, dava konusu
tasarımın yeniliğini veya ayırt ediciliğini ortadan kaldırabilecek mahiyette ve
tarihleri sarih görseller tespit edilemediği anlaşıldığından; açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/01/2023

Katip … Hakim …
¸ ¸