Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/409 E. 2023/21 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/409
KARAR NO : 2023/21
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin, Tespiti, Tecavüzün ve Haksız
Rekabetin Men ve Ref’i, İnternet Sitesine Erişimin Engellenmesi
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin, Tespiti, Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Men ve Ref’i, İnternet Sitesine Erişimin Engellenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkiline ait işletmenin … markası adı altında gıda sektöründe, 1984 yılında …’da hizmete açılmış ve 2004 yılında …’na taşınmış, taze balık satışının yanında restoran ve pişirme evi olarak da faaliyet göstermekte olan bir işletme olduğunu, müvekkilinin … sayılı markanın da sahibi olduğunu, davalı yanın kendi işletmesinde … ibaresini ve logoyu kendi tescilli markasıymış gibi kullandığını, bu konuya ilişkin olarak …” alan adlı internet sitesinde … Noterliği’nin 03.12.2021 tarihli … Yevmiye Numaralı E-Tespit Tutanağı ile tespit yapıldığını, davalının “…” isimli instagram hesabı üzerinden de tespitlerin yaptırıldığını, davalının bu haliyle müvekkilinin bir şubesi gibi izlenim yarattığını, zira davalının da müvekkili ile benzer böylede faaliyet gösterdiğini belirterek davalının, müvekkilin marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüzün önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının … markasını ve logosunu birlikte veya tek başına her türlü ilan, reklam, broşür, tabela vb. tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, fiş ve faturalar ve alan adında kullanmasının önlenmesine ve bunların toplatılarak hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesine, davalının … alan adını kullanmasının yasaklanmasına ve bu alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, ancak ön inceleme duruşmasında hazır bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tarafın internet alan adı altında internet üzerinden ve sosyal medya hesaplarında, reklam ve tabelalarında kullandığı iddia edilen …, … ibaresinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği alan adının erişime engellenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda, davalı yanın muhtelif mecralarda “…” şeklindeki markasal kullanımları ile gerçekleştirdiği faaliyetlerin, davacı adına tescilli … sayılı markası kapsamında yer alan mal ve hizmetler kapsamında olduğu gibi mezkur kullanımların anılan markanın tescilinden doğan hakları ihlal eder nitelikte sonuçlar doğurabileceği, bu durumun aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
… sayılı … Kanunu’nun 29. Maddesinde marka tecavüzü halleri düzenlenmiş olup, mezkur madde de 7. Maddeye de atıf yapılarak genel şartlar ortaya koyulmuştur. SMK 7. madde …sayılı yeni … Direktifinin 10. Maddesi ile … sayılı yeni … 9. Maddesinin iç hukuka aktarılmış halidir. Bu suretle bir marka tecavüzü eyleminden bahsedebilmek için hem 7. Maddenin hem de 29. Maddenin birlikte ele alınması gereklidir.
… sayılı … Kanunu’nun 29/1-a maddesi yollamasıyla SMK’nın 7. Maddesinin … bendinde tesclilli bir markanın aynısının aynı mal veya hizmet için kullanılması, … bendinde tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, … bendinde ise, aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması marka tecavüzü olarak belirtilmiştir. SMK 29/1-b maddesinde ise markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzeri kullanarak markayı taklit etme kavramı getirilerek 7. 7/2-a maddesindeki düzenlemeden farklı bir tecavüz fiili getirilmiştir.
SMK 7/2-a bendinde düzenlenen ihlal önceki marka ile hem işaret hem de emtia veya hizmet açısından birebir ayniyet taşıyarak kullanılması halidir. Bu ihlali tespit etmek kolaydır. Bu madde kapsamındaki değerlendirmede Yüksek Mahkeme bir kararında markanın birebir aynısının tescil kapsamında olmayan ve sınıfsal benzerlik taşımayan başka sınıf mal ve hizmetlerde kullanılması halinde , tanımış markalar hariç olmak üzere marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını hüküm altına almıştır.
… sayılı SMK’nın 7/2-b maddesinde ise “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.” ikinci marka tecavüzü hali olarak düzenlenmiştir.
Söz konusu halde 7/2-a maddesinden farklı olarak hem işaret hem de sınıfsal anlamda benzerlik değerlendirmesi yapılacak ve birlikte varlığı aranacak ayrıca ortalama tüketici nezdinde markaların bıraktığı intiba ve karıştırılma ihtimali üzerinde de değerlendirme yapılacaktır.
Açıkça görüldüğü üzere bu madde kapsamında bir değerlendirme yapabilmek için aynı veya benzer markalar bulunmalı, bu markaların benzer mal/hizmetler için tescilli/tescil başvurusunda bulunulmuş olmalı ve halk tarafından bu iki marka arasında karıştırılma ihtimali olmalıdır.
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren … sayılı … Kanunu (…) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen … sayılı … Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada … sayılı … Kanununun 6. maddesinin (…) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, … sayılı … Kanununun 6. maddesinin … fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “…” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “…” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “…” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Kullanımları

…+… …
(…. sınıf) …

… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve … sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, hükme esas alının bilirkişi raporunda da zikredildiği üzere; davacı yanın tescilli markası yiyecek – içecek hizmetlerinin yanı sıra …. Sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ”Deniz ürünleri, balık, balık eti mamülleri, işlenmiş su ürünleri, (yumuşakçalar ve kabuklu hayvanlar), kurutulmuş pişirilmiş, tütsülenmiş, konservelenmiş, dondurulmuş balık eti ürünleri ve su ürünleri, et, balık, kümes ve av hayvanları, etleri ıle hernevi işlenmiş et ürünleri, suda yaşayan hayvanların’ * bir araya getirilerek sunulması hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetlerini kapsadığı, davalı yanın faaliyetleri gözetildiğinde hem çiğ ve pişmiş balık satışı yaptığı hem de bir pişirme evi olarak müşterilere yerinde yiyecek – içecek sağlama hizmeti de sunduğu; bu bağlamda davalı taraf faaliyetlerinin, davacı yanın tescilli markası kapsamında kaldığı noktasında bir tereddüt bulunmadığı, davacı yan adına tescilli … sayılı marka incelendiğinde …+… şeklindeki markanın denizde olta atılmış bir balık görseli ile birlikte “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, “…” kelimesinin balık ürünleri açısından geçmişten gelen bir kullanıma sahip olduğu ve esasen balık ve benzeri deniz ürünlerini avlamaya mahsus sahipli yer anlamına gelen bir kelime olduğu, bu anlamından ötürü balık ürünlerinin satışı hususunda faaliyet gösteren firmalarca evvelden beri tercih edilmekle birlikte, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler açısından jenerik hale gelmiş ya da doğrudan tanımlayıcı bir niteliğinin mevcut olmadığı; “…” kelimesi ise “….” olarak tüketiciler tarafından algılanacak nitelikte jenerik bir kavram olduğu, davalı yanın kullanımlarının ise “…” ibaresinin son derece küçük harf karakterleri ile yazıldığı ve bütüne hakim unsur olarak “…” kelimesinin kullanımını içerir ve ayrıca yine balık figüründen oluşacak biçimde veyahut da “…” ve “…” kelimesinin eş büyüklükte yazımı ile oluşturulmuş şekilde ve bu ibarelerin yanına “…” veya “…” ibarelerinin eklenmesi ile oluşturulmuş kullanımları içerdiği; “…” kelimesi kendisinden sonra gelen sözcüğü tanımlayan, vurgulayan bir sıfat niteliğinde olup her ne kadar davalı tarafın bazı kullanımlarında “…” kelimesi “…” sözcüğü ile eş boyutlu yazılmış ise de bu noktada “…” ibaresini vurgulamanın ötesinde markaya farklı bir anlam, görsellik ya da fonetik katmadığı, kaldı ki davalı yanın işletme tabelası kullanımında “…” kelimesinin tabeladaki diğer tüm unsurlara nazaran neredeyse görülmeyecek bir boyutta, tabelanın kenar/köşe kısmında “…” sözcüğünün tam çapraz üst bölgesinde kullanıldığı; davacı yanın “…” ibarelerini ihtiva eden önceki tarihli bir markası mevcutken, bu markaya konu ürünler ile aynı ya da benzer nitelikteki mal ve hizmetlerde “… …. unsurlarından oluşan davalı kullanımları ile karşı karşıya kalan tüketicinin, üstelik mezkur kullanımların benzer muhitlerde ve doğrudan aynı tüketici kitlesine hitap ettiği de göz önüne alındığında, sonraki karşılaştığı markayı taşıyan işletmeyi davacı yanın iktisadi kimliği bünyesinde yaratılmış yeni bir işletme/şube olduğunu düşünmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, davacı yanın “…” markası altında satılan ürünleri ve sunulan hizmeti görmüş, deneyimlemiş bir tüketicinin, sonraki karşılaştığı davalı işletmesini, tarafların aynı bölgede faaliyet gösteriyor oluşları da gözetildiğinde davacı yanca açılmış yeni bir şube gibi algılanabileği, markalarda kullanılan balık figürlerinin farklı oluşu bütünsel algıda uzaklaşmayı değil, önceki markanın görsel unsurlarının revize edilerek yeniden tasarlanması şeklinde algılanma sonucunun doğmasına da yol açabileceği, bu durumda tüketicinin önceki markanın zihninde kalan izleriyle, sonraki markadaki detay unsurlarda kalan farklılıkları, birebir karşılaştırma olanağı da mevcut olmayacağından, sonraki markayı tercih ederken önceki algısında kalan deneyimleri doğrultusunda tercihlerini yönlendireceğinden, bu durumun neticesi itibariyle işaretlerin birbirleri ile karıştırılmaları sonucunu meydana getirebileceği; bununla birlikte davalının … alan adını taşıyan sitesinin aktif olmadığı, bununla birlikte alan adının 19.07.2022 tarihi itibariyle de tescilinin sona ereceği; sonuç olarak davalı yanın internet sitesi, reklam ve tabelalarında muhtelif şekillerde kullandığı “…” ibaresinin bu kullanımının, davacı yanın … sayılı markası kapsamında yer alan mal ve hizmetlerde olduğu gibi davalı kullanımının, davacı tescilli markası ile de ortalama tüketiciler nezdinde yanılgı oluşturabilecek düzeyde benzer olduğu, davalı kullanımlarında yer alan “…” kelimesinin bütünsel algıyı değiştirmeye yeterli ayırt ediciliği bulunan bir ibare olmadığı gibi davalının işletme tabelası ve internet sitesinde yer alan kullanımlarının bir bölümünde “…” ibaresini tamamen geri planda kalır nitelikte kullandığının dosya kapsamındaki delillerden anlaşılabilir olduğu, bu haliyle davalı kullanımlarının, davacı tescilli markasından doğan hakları ihlal edeceği; bu durumun aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verebileceği kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek davalının … ibaresini kullanımının davacının …sayılı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men ve ref’ine, davalının … ibaresini kullandığı her türlü ilan reklam, broşür, tabela vb tanıtım malzemesi fiş fatura ve basılı kağıt üzerinde kullanmasının men ve ref’ine, bu neviden her türlü evraka el konulmasına ve imhasına, … alan adına erişimin engellenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davalının … ibaresini kullanımının davacının …sayılı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men ve ref’ine,
Davalının … ibaresini kullandığı her türlü ilan reklam, broşür, tabela vb tanıtım malzemesi fiş fatura ve basılı kağıt üzerinde kullanmasının men ve ref’ine, bu neviden her türlü evraka el konulmasına ve imhasına,
… alan adına erişimin engellenmesine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.563,60-TL
yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (…),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2023

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.436,50-TL
TOPLAM :2.563,60-TL