Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/395 Esas – 2023/100
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/395
KARAR NO : 2023/100
HAKİM :….
KATİP : …
DAVACI : ….
….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
Taraf Teşkili İçin Birleştirilen …. Sayılı Dosyası
DAVACI : …
DAVALI :
…. – T.C. Kimlik No: ….
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
YAZIM TARİHİ : 15/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı dava dilekçesiyle; davacı tarafça … sayılı marka başvurusunda
bulunulduğunu; başvurunun davalının itirazına mesnet …. sayılı markasına dayalı
olarak reddine karar verildiğini; davalı kurum tarafından verilen … …’nın 11.10.2021 tarih
… sayılı kararının hukuka aykırı olduğunu; taraf markaları arasında benzerlik
bulunmadığını; karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını; davalının markayı kullanmadığı halde
markanın tescilini sağladığını ve kullanımı karşılığında para talebinde bulunduğunu; davanın
kabulü ile … …’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞTİRME:
Mahkememizce 30/11/2021 tarihli ilk inceleme tensip tutanağı ile, taraf teşkilinin sağlanması için … yanında mecburi dava arkadaşı olan ve yayına itiraz eden … hakkında ayrı bir dava açıp birleştirmesi için davacıya iki haftalık kesin mehil verilmiş davacı tarafından 28/12/2021 tarihinde yayına itiraz eden … hakkında açmış olduğu …. sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, başvuru sahibi …’a da mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle
dava açılması için süre verilmesine, aksi takdirde davanın, husumet (taraf sıfatı)
yokluğundan reddine,
taraf sıfatının usule uygun olarak tamamlanması halinde ise, ….’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesi
isteminin reddine;
müvekkili kurum aleyhine olan sair tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın … tarafından kabulü akabinde davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı tarafça, ”… …” ibaresinin …. .sınıf mal ve
hizmetler için tescili yönünden marka tescil başvurusunda bulunulduğu; marka başvurusunun
yayınına 05.01.2021 tarihinde davalı … tarafından karıştırılma gerekçesi ile adına
tescilli …. sayılı markasına dayalı olarak itiraz edildiği; itiraz üzerine ….’nın 04.08.2021 tarihli kararı ile başvurunun karıştırılma ihtimaline dayalı
olarak reddine karar verildiği; konunun davacı tarafından …’ya taşındığı ve dava konu
11.10.2021 tarih ve … sayılı kararıyla;”(…)… başvuru numaralı “… …” ibareli başvurunun …sayılı “…” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki … kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma ihtimalini ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma ihtimaline ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve dikkatli olduğu varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması ihtimali de artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanırlar. Bu nedenle, karıştırılma ihtimalinin varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır. Buna paralel olarak, önceki tarihli markanın bir bütün olarak ayırt edici niteliği ne kadar düşükse karıştırılma ihtimali de o oranda azalacaktır. Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Sadece düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, markaların ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber ortaya çıkan genel izleniminin son derece benzer olması gibi istisnalar hariç olmak üzere, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Bununla birlikte, sadece ayırt edici niteliği olmayan ve/veya tanımlayıcı unsurların örtüşmesi (markaların aynı zamanda benzer … unsurları ve/veya diğer kelime unsurlarını içermesi, markaların genel izleniminin oldukça benzer veya aynı olması durumları hariç olmak üzere) karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Bu hususlar çerçevesinde, “… …” ibareli başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi marka arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerliğin yanı sıra, markaların aynı/benzer mal/hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir ifade ile markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan başvurusu yapılan markanın kullanılıyor veya tanınmış olması, daha önceki tarihte aynı / aynı tür mallar için tescil edilmiş / tescil başvurusu yapılmış benzer markaların varlığını, dolayısıyla 6/1 bendinin uygulanabilirliğini ortadan kaldırmayacağından kullanım ve tanınmışlık gerekçeli itirazlar da haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle ”İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 23/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davacının … sayılı marka başvurusu ile davalının itirazına mesnet …. sayılı markasının benzer olduğu;
davacının … sayılı marka başvurusunun kapsamında yer alan tüm emtialar
yönünden emtia ayniyeti/benzerliği koşulunun oluştuğu;
taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin davacının … sayılı marka
başvurusunun kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden oluştuğu;
takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) …. Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “…” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (….).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Markası Davalı Markası
… …+… …+…
(….. sınıf) (…… sınıf)
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacının dava konusu marka başvurusunun
kapsamında yer alan 30, 35 ve 43.sınıf emtiaların tamamı davalının itirazına mesnet markasının
kapsamında aynen yer aldığı, dolayısı ile somut olayda emtia ayniyeti benzerliğinin
davacının marka başvurusunun kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden oluştuğu görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; söz konusu marka başvurusu kelime ve … markası olup markanın kelime unsuru ”…
…” ibareleri olduğu, bu ibarelerin markada yatık ve el yazısı formu ile kaleme alınmış
olup markanın kelime unsurunda ön planda yer alan husus, ”…” ibareleri olduğu, bahsi geçen ibarelerin büyük punto ile markanın üst bölümünde kaleme alındığı, ”…”
ibaresinin ise ”…” ibaresinin alt kısmında görece daha küçük puntolarla yazılı
bulunduğu, markanın … unsuru ise markanın kelime unsurlarının arka fonunda bulunan
mavinin koyu ve açık tonları ile oluşturulmuş şekildeki kompozisyondan oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalının itirazına mesnet markasının da ”…” ibarelerinden oluştuğu, markanın İ
harfi yerine geçmek üzere külahta dondurma şekli kullanıldığı, markada yer alan kelime
unsurunun B, K, H harfleri şekildeki gibi kompozisyona dahil edilerek bu harflerin vurgulandığı
bir yazım karakteri kullanıldığı, markada kırmızı/kahve tonlarında bir fon rengi
kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Davalı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davacının “… …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalının itirazına mesnet markasının yegane esaslı unsurunun (
…) davacının marka başvurusunda kullanıldığı ve bu kullanımda her ne kadar
… ibaresi de bulunmakta ise de … ibaresinin ön planda yer aldığı ve
… ibaresinin markaları ayırt etmeye yeter düzeyde bulunmadığı, dolayısı ile
her ne kadar markaların renk ve … unsurları farklılaşmış olsa da markalarda esaslı etki
yaratan ve ortalama tüketicinin zihninde yer bulan kelime unsurları benzer olup markaların
gerek anlamsal gereksel sesçil olarak benzerliğinin beraberinde getirdiği, davacının … sayılı marka başvurusu ile davalının itirazına mesnet
…sayılı markasının benzer olduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “… …” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının… dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, davacı tarafça 14/09/2023 tarihli duruşmada davaya konu işletmenin Mayıs 2020 tarihinde faaliyete geçirdiği ve takiben marka başvurusu yaptığı da dikkate alınarak önceki bir kullanımının da bulunmadığı anlaşılmış, …’nın
… sayılı kararının iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1- TPMK …’nın 11.10.2021 tarih
… sayılı kararının iptali talepli davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılmış olan peşin harç yatırıldığı anda yeterli olduğundan yeniden değerleme oranı dikkate alınarak karar tarihinde geçerli olan harç miktarına tamamlanmasının davacının mülkiyet hakkını ihlal edeceği dikkate alınarak yeterli olduğuna ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2023
Katip …. Hakim ….
(e imza) (e imza)