Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/388 E. 2023/62 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/388 Esas – 2023/62
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/388
KARAR NO : 2023/62

DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarımla ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davacı şirket tarafından “…” isimli ve özgün bir şekilde oluşturulmuş … kod numaralı tescil başvurusunda bulunulduğunu; davacının tasarım başvurusunun yayınına davalı şirket tarafından yapılan itirazın dava konusu … 13.09.2021 tarih ve … sayılı kararı ile kabulüne karar verilerek davacı şirket tasarım başvurusunun tümüyle reddine karar verildiğini; dava konusu … kararı içerisinde yer alan … sayılı tasarımın, önceki tarihlerde davacı şirket adına tescil edildiğini; dava konusu tasarım başvurusunun 12 aylık başvuru süresi içinde olduğunu; SMK m.65 ve SMK Yön m.62 uyarınca yayımlanan tasarım tescil başvurularının, SMK m.57/f.1 anlamında kamuya sunma olarak kabul edilmekte olduğunu; itiraza dayanak olan davacının önceki tarihli tasarımının başvuru tarihinin 19.11.2019 olduğunu; dava konusu … sayılı tasarım başvuru tarihinin ise, 12.11.2020 tarihi olduğunu; davacı şirkete ait tasarım ile redde mesnet tasarım görünümlerinin tamamen farklı olduğunu; dava konusu kararın yerinde olmadığını; …’nın 13.09.2021 Tarih ve … Sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tasarım başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın kısmen kabulüyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … San. Tic. A.Ş. vekilinin … nezdinde yapmış olduğu “…” ürünlerini konu alan tekli tasarım tescil başvurusuna … sayılı numara verilmiş ve başvurunun inceleme yapılarak yayına çıkarıldığı, tasarımın yayını üzerine … San. ve Tic. A.S. vekili tarafından itirazda bulunulduğu ve nihai olarak 13.09.2021 tarih ve … sayılı … kararıyla; “… sıra numaralı tasarımın itiraza gerekçe olarak gösterilen … sıra numaralı tasarımlara dayanılarak reddedilmesi talebiyle yapılan – itiraz incelenmiştir. Bilindiği gibi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 56/4 maddesi uyarınca “bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir”. SMK 57/1 maddesine göreyse “Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. SMK 57/ 2 maddesi ise koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” düzenlemesini ihtiva etmektedir. Ayırt ediciliğe ilişkin SMK 56/5 “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” SMK 56/6 “Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının – tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” SMK 67/ 2 Üçüncü kişiler tasarım tescilinin yayım tarihinden itibaren üç ay içinde ücretini ödeyerek tasarımın 55 inci maddenin birinci ve ikinci fiıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fikrası ve 64 üncü maddenin altıncı fikrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetli olduğu ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği gerekçelerini ileri sürerek tescil belgesinin verilmesine yazılı olarak itiraz edebilir. hükmünü ihtiva etmektedir. Yukarıdaki hükümler kapsamında yapılan incelemede; itiraza konu … sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen …. sıra numaralı tasarımların, soğutucu malının bilgilenmiş kullanıcıları nezdinde, genel izlenim itibariyle farklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle yukarıda belirtilen tasarımlar açısından itirazın reddi gerekmiştir. Buna karşılık itiraza konu … sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen diğer tasarım olan … sıra numaralı tasarımın genel görünümünün ise, soğutucu malının bilgilenmiş kullanıcıları nezdinde, yüksek oranda benzer olduğu ve … sıra numaralı tasarımın … sıra numaralı tasarıma nazaran ayırt edici olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Diğer taraftan başvuru sahibi vekili tarafından beyan edilen farklılıkların ayrıntı seviyesinde olduğu ve başvuruyu itiraza mesnet önceki tarihli tasarıma nazaran ayırt edici kılmadığı da tespit edilmiştir. Öte yandan başvuru sahibi vekilinin beyanının aksine hoşgörü süresinin aynı sahibe ait iki tescilli tasarım arasındaki benzerlikte uygulanamayacağı tespit edildiğinden hoşgörü süresi iddiası da kararı etkiler nitelikte bulunmamıştır. Ayrıca başvuru sahibi vekilinin muterizin itiraz dilekçesinin bir kısmının, uyuşmazlık dışı … A. Ş.’nin eser hakkını ihlal ettiği biçimindeki iddiası ise huzurdaki uyuşmazlıkla ilgili olmadığından değerlendirmeyi etkiler mahiyette kabul edilmemiştir. Belirtilen nedenlerle itirazın kabulü gerekmiştir. İtirazın — kabulüne – ve … sıra numaralı – tasarımın – tescilinin hükümsüzlüğüne, oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde olduğu; eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 15/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu …-1 numaralı tasarımın mesnet … numaralı tasarım karşısında yeni fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edici olmadığı, Hoşgörü süresi ile ilgili olarak aynı firmanın daha önceki tesciline benzer nitelikteki bir mınin 12 aylık süre içerisinde kalsa dahi mükerrer bir tescil oluşturacağından, somut olayda hoşgörü süresi iddiasının yersiz olduğu, … Sayılı … kararının usul ve yasaya uygun olduğu, mutlak yenilik araştırmasında dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik nitelikleri etkileyecek herhangi bir tasarıma rastlanmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davaya konu tasarımlar dikey soğutucu/dondurucudur. Piyasada bu tür farklı soğutucular olmasına karşın somut olaya konu tasarımların daha ziyade satış noktasında ürün teşhiri için kullanılan soğutucular olduğu gözlemlenmiştir. Bu meyanda bu soğutucuların farklı hacimlere sahip şekilde ve neredeysı standartlarmış ölçülerde olduğu söylenebilir. Dikey soğutucular ekseriyetle dikdörtgen prizma şeklinde, mümkün mertebe ürün teşhiri için büyük ve cam bir kapaklı üretilir. Bu tür ürünler satış noktası ürünleri olması münasebeti ile üstte teşhir edilen ürünün markası için genelde ışıklı alınlık (kanopi), zeminde kullanıcının dolaba yanaşmasında zararı engelleyen ve teşhir alanını yukarıda tutan tekmelik bulunur. Ürünün odak notası soğutmalı teşhir bilmesi olup farklı emtialar için ayarlanabilir raf alanına sahiptir. Her hangi bir market veya benzin istasyonunda karşılaşılabilecek bu ürünlerde temel tasarım vurgusu ürün teşhiri olduğundan büyük bir termal cam kapak, camın yerleşeceği kapak çerçevesi elzemdir. Bu açıdan bakıldığında bu tür ürünler açısından dikdörtgen prizma şeklinde olması, azami teşhir için büyük cam bir kapağa sahip olması ve üstte ve altta bant şekilde alınlık ve altta hava girişine de müsaade edecek korunaklı tekmelik (baza) olması harcı âlemdir. Bu tür koşullar seçenek özgürlüğü açısından kısıtlayıcı hususlar olmasın karşın çok farklı üreticilerin fonksiyonel, teknik ve ticari nedenlerle veya tüketicilerin beğeni ve tercihler veya trendlerle uygun şekilde farklı tasarımları meydana getirmesi mümkündür.
Tasarımlar incelendiğinde dava konusu tasarımın soğutucu dolaplara ait kapaklara, mesnet tasarımın ise soğutucu dolaplara ait olduğu görülmektedir. Mesnet tasarımda yer alan kapı elemanı (kullanım esnasında görünür nitelikte olduğu için birleşik bir ürünün parçası olarak ele alınabilecektir) ile dava konusu tasarım karşılaştırılacak ve dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine bu doğrultuda bakılacaktır.
Tasarımlar arasındaki benzerlikler incelendiğinde her iki tasarımda yer alan kapıların köşelerinin yuvarlatılmış dikdörtgen formunda olduğu, her iki tasarımda da kapak dışını boylu boyunca dönen ışık bandı olduğu, her iki tasarımda da alt tarafta havalandırmayı sağlayan menfez bulunduğu, her iki tasarımın da alt ve üstünde bırakılmış opak bölümlerin benzer olduğu ve her iki tasarımda da bahsi geçen tüm parçaların oransal yapılarının benzer olduğu görülmektedir.
Tasarımlar arasındaki farklılıklara bakıldığında; dava konusu tasarımın ışık bandı kapak kenarlarında arkaya doğru pah kırılarak oluşturulmuşken, mesnet tasarımda ön yüzdedir. Dava konu su tasarımın menfez üzerinde asimetrik çizgiler ile oluşturulmuş bir desen yeralırken mesnet tasarımda çapraz şekilde dizilmiş şeritler ile oluşturulmuş bir desen yer almaktadır.
Tasarımlar arasında tespit edilmiş benzerlikler ve farklılıklar göz önüne alındığında, tasarımlara ana karakterin veren yapılardaki benzerlik karşısında tespit edilmiş olan farklılıkların detay seviyesinde kaldığı kanısı oluşmuştur. Tespit edilmiş farklılıkların dava konusu tasarıma yenilik niteliklerini kazandırıyor olsa bile, dava konusu tasarımın mesnet tasarımın versiyonu olarak algılanmasını engellemeyeceği, bu açıdan bakıldığında ilgili farkların dava konusu tasarıma bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini kazandıramayacağı anlaşılmıştır.
SMK m .57/f.2’de tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırmayan birdiğer istisnai kamuya sunum haline yer verilmiştir . Hükme göre, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı tarafından gerçekleştirilen kamuya sunumlar, tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırmayacaktır.
Fakat somut olayda bahse konu kamuya sunmanın ötesinde tescilden kaynaklanan hak sahipliği noktasındadır. Bu durumda hem dava konusu tasarım hem de mesnet tasarım davacıya ait olduğu için, tescilli tasarımdan sonra dava konusu tasarımın da tescil edilmesi durumunda mükerrer bir tescilin oluşturulması söz konusu olacağı anlaşılmaktadır. Tasarım12 aylık süre içerisinde kalsa dahi mükerrer bir tescil oluşturacağından, somut olayda hoşgörü süresi iddiasının yersiz olduğu anlaşılmış açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip …. Hakim ….
¸ ¸