Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/387 E. 2022/439 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/387
KARAR NO : 2022/439

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın 2019/84468 numaralı başvurusu ile ‘ d … alışveriş merkezi diyarbakır’ ibareli markanın 35. Sınıfta tescili istemiyle yaptığı başvuruya müvekkil şirket tarafından müvekkil şirketin tecilli 2017/40337, 2017/99670, 2017/99681 sayılı markalara dayalı olarak itiraz edildiğini, ancak itirazların Kurum tarafından reddolunduğunu, verilen kararı hatalı olduğunu, müvekkili markaları ile davalı markasının iltibas oluşturacak düzeyde benzer olduğunu, “D …” markasının, müvekkilinin “… …” markaları ile telaffuz ve görsel olarak benzer olduklarını, müvekkili markalarının bilinir olduğunu, müvekkili markalarındaki “D” harfi ile dava konusu markadaki “D” harfinin ilk anda benzer algılar yarattıklarını, iki taraf markasında da “D” harfinin ön planda tutulduğunu, dava konusu markadaki “ D” harfinin yazılış şeklinin, müvekkili markalarındaki yazılışa oldukça benzer olduğunu, yine markaların telaffuzlarının da benzer olduğunu, dava konusu markanın “de…os” şeklinde telaffuz edileceğini, arama motorlarında “d……ss” şeklinde arama yapıldığında, müvekkili markalarına ait sonuçların çıktığını, iki markanın karıştırılmaya müsait olduğunu en iyi gösteren en iyi örneğinde bu arama motoru sonuçları olduğunu, dava konusu markanın da 35. Sınıf hizmetleri kapsadığını, tüketicinin taraf markaları arasındaki farkları ayırt edemeyeceğini, dava konusu markayı da müvekkili markası olarak zannedebileceğini iddia ederek 2021-M-6767 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu 2019/84468 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; tarafların farklı şehirlerde faaliyetleri olduğunu, bundan dolayı hitap edilen tüketicilerin farklılaştığını, markaların okunuş ve yazılışlarının farklı olduğunu, davacı markalarının tanınmış olmadığını, yerel bir üne sahip olduğunu, müvekkilinin faaliyetlerinden ötürü davacı yanın markalarının karışıklığa uğramasının mümkün olmadığını, “…” kelimesinin zaten “büyük,toptan” anlamına gelen sektörel bir kavram olduğunu, “D” harfinin ise müvekkilinin faaliyet gösterdiği Diyarbakır ilinden geldiğini, nitekim müvekkili markasında “D” harfinde açıkça Diyarbakır kelimesinin yazıldığını, işaretler arasında bir benzerlik olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu d … alışveriş merkezi diyarbakır ibaresinin 35. Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 09.09.2019 tarihinde gerçekleştirildiği görülen başvurunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli 2017/40337, 2017/99670, 2017/99681 sayılı markalarına dayalı olarak itiraz ileri sürdüğü, ancak bu itirazların 27.12.2020 tarihli Markalar Dairesi Başkanlığı kararı sonucunda haklı bulunmadığı ve reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı yanın yeniden itiraz ettiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-M-6767 sayılı kararı neticesinde özetle; “2019/84468 başvuru numaralı “d … alışveriş merkezi diyarbakır” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2017 40337, 2017 99670, 2017 99681 sayılı “…”, “… toptan market “hep ucuz alın,kazançlı kalın””, “… toptan market “bir gün değil, her gün indirim”” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede, “…” iabresinin “büyük; toptan” anlamına gelmesinden dolayı ilgili sektörde “Büyük market, büyük alış-veriş mağazası, toptan market, toptancı market, toptan fiyatına perakande satış yapan yer” anlamında yaygın olarak kullanılması dikkate alındığında başvuru konusu işaret ile itiraz gerekçesi markaların benzerlikten çok farklılıklarının bulunması, çekişme konusu markaların görsellerinin ve tasarımlarının, renk unsurlarının farklı olması dikkate alındığında ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla, başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı sonucuna varıldığından karıştırılma gerekçeli itiraz haksız bulunmuştur.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının nihai olarak bir kez daha reddolunduğu, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 15/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:dava konusu 2019/84468 sayılı başvuru kapsamında yer alan 35. Sınıf hizmetler bakımından, taraf markalarının aynı hizmetleri kapsadıkları, rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle taraf markalarının bütünsel anlamda tüketiciler nezdinde bıraktıkları izlenimler itibariyle, aralarında, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalini doğuracak bir benzerliğin mevcut olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası

D … Alışveriş Merkezi Diyarbakır 
(35.sınıf)

Davacı Markaları

… +şekil
… toptan market ”hep ucuz alın, kazançlı kalın”+şekil
… toptan market “bir gün değil, her gün indirim”+şekil
(35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında;  dava konusu marka 35. Sınıf 1-4 alt grupları ile birlikte 35.05 alt grubunda ise 1-34 mal sınıfında listelenen malların tamamının satış hizmetlerini kapsamakta olup davacı yanın önceki tarihli mesnet markalarının her üçünün de birebir aynı sınıfta yer alan hizmetleri aynı kapsamda karşıladığı görülmektedir. Bu haliyle taraf markalarının birbirleri ile rekabet ilişkisi içerisinde, benzer tüketici gruplarına hitap eden, benzer ihtiyaçları karşılamaya yönelik, birbirleri yerine tercih edilebilir nitelikte oldukları görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın D … Alışveriş Merkezi Diyarbakır şeklindeki markanın sarı bir fon üzerine yerleştirilmiş daha küçük boyutlu siyah bir fonda yine sarı renkte harflerle “…” kelimesi, kelimenin sağ üst kısmında küçük bir yaprak görseli, sol ön kısmında sarı bir kutu üzerinde siyah harfle yazılmış “D” harfi, D harfinin dış çizgisi üzerinde yazılmış “Diyarbakır” ibaresi ve markanın alt bölümünde yer alan beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış “alışveriş merkezi” ibarelerinden oluştuğu, markanın bütünü gözlendiğinde, tüketici nezdinde markasal ayırt ediciliği sağlayacak unsurların “D …” şeklindeki bütün olacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; markaların … +şekil, … toptan market ”hep ucuz alın, kazançlı kalın”+şekil, … toptan market “bir gün değil, her gün indirim”+şekil, şeklinde olup her üç markada da kırmızı/mavi renklerde yuvarlak bir logo içerisinde stilize olarak yine kırmızı / mavi renklerde yazılmış bir D harfi logosu, bu logonun sağ kısmında ise “…” şeklinde markanın hakim unsurunun yer aldığı, davacı markalarında “hep ucuz alın, kazançlı kalın”, “bir gün değil, her gün indirim” gibi perakende satış hizmetleri sektörü için ayırt edici niteliği son derece zayıf slogan unsurların yer aldığı, davacı markalarındaki “…” kelimesi Türkçe, somut anlama haiz ve uyuşmazlık konusu hizmetler açısından ayırt edici bir ibare olduğu, davacı markalarının bu haliyle esas unsuru “…” kelimesi olmakla birlikte markanın bütün olarak “… …” olarak algılanacak olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Bilirkişi raporlarında da izah edildiği üzere, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresi “büyük, toptan” gibi anlamlara gelen ve özellikle perakende satış hizmetlerinde faaliyet gösteren işletmelerce sektörel bir kavram olarak kullanılan, tüketiciye toptan , daha uygun fiyatlı ve hemen her tür ürünün satışının yapıldığı yönünde bir mesaj verir anlamı bulunan bir sözcüktür. Taraf markaları karşılaştırıldıklarında dava konusu markanın “D-…” şeklinde algılanacak olduğu, “D” harfinin üzerinde yazılı “Diyarbakır” ibaresi karşısında tüketicinin “D” harfinin, Diyarbakır ilini simgeler şekilde kullanıldığını derhal idrak edebileceği değerlendirilmektedir. Davacı markaları ise “…” ve “…” ibarelerinin birlikte kullanımı ile oluşturulmuş ise de “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu hizmetler açısından asli ayırt edici unsur olduğu aşikardır. “D” ve “…” harf ve kelimeleri tüketicinin karıştırabileceği nitelikte ibareler olmadıkları gibi bu ibarelerin “…” eklentisi ile birlikte kullanımında da yine tüketici işaretler arasında görsel, kavramsal ve hatta işitsel olarak dahi bir benzerlik kurmayacaktır. Dava konusu markanın “….S” şeklindeki telaffuzu ile davacı markasının “…-GIROSS” şeklinde telaffuzundaki benzerlik düzeyi işaretlerin işitsel olarak benzer algılanacakları yönünde bir izlenim edinilmesi için yeterli değildir. Bununla birlikte her ne kadar davacı yanca, davacı markalarındaki D logosu ile dava konusu markadaki D Diyarbakır logosunun, tüketicilerce karıştırılabilecek düzeyde benzer olduklarını iddia etmekte ise de her iki logonun renk, düzen, genel mizanpaj, “D” harfinin kullanım biçimleri itibariyle hiçbir benzerlik ilişkisinde yer almadıkları aşikardır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “… …” esas ibareli markalar ile davalının “D …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “D …” esas ibareli markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸