Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/377 E. 2023/96 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/377 Esas – 2023/96
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/377
KARAR NO : 2023/96

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın … sayılı “…” ibareli marka başvurusuna yönelik ileri sürdükleri itirazların Kurum tarafından reddolunduğunu, taraf markaları arasındaki tek farkın “…” sözcüğü olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin “…” markasını bütün olarak entegre ettiğini, bu haliyle dava konusu markanın müvekkili markasının serisi olarak algılanacak olduğunu, davaya konu markadaki … unsuruna rağmen markanın düz yazı şeklinde de kullanılabilecek olduğunu, markaların ilk kısımlarının tüketici nezdinde esas teşkil ettiklerini, taraf markalarının kapsamlarının aynı olduğunu, müvekkilinin … başvuru numaralı, … ibareli markasının 29. Sınıf emtiaları kapsadığını, dava konusu markanın da aynı şekilde 29. Sınıf emtiaları kapsadığını iddia ederek … sayılı … kararının iptali ile … başvuru numaralı “…” ibareli markanın tescili durumunda 29. Sınıfta yer alan “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; … ürünleri (tereyağı dahil)” malları yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer Davalı vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili başvurusunun halihazırda … sayılı … kararı neticesinde reddedilmiş olduğunu, davacının hukuki yararı olmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin 29.sınıfta “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; … ürünleri (tereyağı dahil).” emtialarını kapsar şekilde 28.10.2019 tarih ve … sayısı ile başvuru konusu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 27.02.2020 tarih ve 343 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı işbu dosya davacısı ve dava dışı 3. Kişi konumundaki … A.Ş. firmaları tarafından itiraz edildiği, davacı taraf itirazlarının …’nın 17.03.2021 tarihli kararı ile reddolunduğu, yine dava dışı 3. Kişinin itirazının da kabul edilmediği, söz konusu kararlara karşı gerek işbu dosya davacısı gerekse de dava dışı 3. Kişi konumundaki firmanın yeniden itiraz ederek başvurunun reddini talep ettiği, dava dışı 3. Kişi konumundaki firma itirazlarının 27.09.2021 tarih ve … sayılı işbu dava konusu olmayan … kararı neticesine haklı bulunduğu ve başvurunun tüm emtialar bakımından reddine karar verildiği, davacı yanca ileri sürülen itirazların ise 27.09.2021 tarih ve …sayılı karar neticesinde aşağıdaki gerekçler ile bir kez daha haksız bulunduğu ve itirazların reddine karar verildiği görülmüştür. “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki … kararına karşı, başvurunun … sayılı “…” ibareli markayla karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. yapılan inceleme sonucunda işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle karıştırılacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın benzerlik ve tanınmışlık da dahil olmak üzere tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu başvuru kapsamında yer alan malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markasında da birebir yer aldığı, bununla birlikte taraf markaları arasında, salt “…” ibaresinin ortaklığı nedeniyle yahut tanımlayıcı unsur niteliğindeki “…” sözcüğünden kaynaklı olarak, rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle karıştırılma ihtimaline sebebiyet verecek bir benzerlik halinden bahsedilemeyeceği, dava konusu markanın dava dışı 3. Kişi itirazı sonucunda reddine karar verildiği ve sicil kaydının geçersiz olarak güncellendiği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile … tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “… tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan … olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “…” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

…+… …
(29. sınıf) (29. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; taraf markaları başvuru kapsamında yer alan 29. Sınıftaki malları birebir kapsamakta olup bu bağlamda daha düşük düzeyli mallar bakımından kapsamlı bir emtia benzerliği ilişkisi incelemesinde bulunulmasına gerek duyulmaksızın, taraf markalarının birbiri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde olan, benzer ihtiyaçlara yönelik, benzer tüketici gruplarına hitap eden, birbirleri yerine tercih edilebilir mahiyette, satış ve sunum biçimleri benzer hizmetleri kapsadıkları bu bağlamda karıştırılma ihtimalinin öncelikli şartı olan emtia benzerliği kriterinin somut uyuşmazlıkta redde konu 29. sınıf malların tamamı bakımından meydana geldiği görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde;… şeklindeki marka başvurusunun, alt alta sıralanmış ve aşağı doğru inildikçe daha büyük harf karakterleri ile yazılmış “…”, “…” ve “…” kelimelerinden meydana geldiği, kelimelerin figüratif yazım biçimi ve … damlasını/rengini çağrıştırır görsel eklentiler ile birlikte bütüne hakim lacivert rengin, markanın bütünsel izlenimini görsel algıyı uyarıcı bir hale büründürdüğü, “…” ibaresinin tartışmasız bir coğrafi yer adı olduğu, coğrafi yer adları ile ilgili uygulamada genel kabul gören görüşe göre bu ibarelerin kimsenin tekeline bırakılması mümkün olmayan ve bütünsel ayırt ediciliğe katkısı tali nitelikte ve ancak ek sözcük unsurları ya da … unsurları ile tescili mümkün kelimeler oldukları, markanın merkezinde yer alan “…” kelimesinin … bir sözcük olmakla birlikte uyuşmazlık konusu emtialar bakımından herhangi bir kavramsal ilişkisinin bulunmadığı, “…” kelimesinin ise diğer sözcüklerden daha büyük yazılmış olmakla birlikte gıda ürünleri bakımından jenerik ve somut olay özelinde ise doğrudan tanımlayıcı bir kelime olduğu, bu haliyle markanın esas ve ayırt edici öncelikli unsurunun “…” sözcüğü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; davacı yanın önceki tarihli markası ise şeklinde olup hiçbir figüratif unsur taşımayan ve görsel eklenti içermeyen markanın doğrudan “…” kelimelerinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, dava konusu marka, davacı yan markasını oluşturan kelime unsurlarını birebir taşımakta ise de her iki ibarenin de esasen ayırt edicilikleri münhasıran bulunmayan sözcükler olmasının yanı sıra dava konusu markanın şeklindeki görsel algısı itibariyle de davacı markasından yeterli düzeyde uzaklaştığı, dava konusu markayı gözlemleyen, kullanan, duyan bir tüketicinin markaya yönelik ilk algısı ve tecrübesini, markadaki esasen tek ayırt edici unsur olan “…” kelimesi üzerinden 3. Kişilere aktaracağı, dolayısıyla dava konusu markadaki “…” kelimesinden oluşan eklentinin taraf markalarını somut, derhal ve tereddütsüz bir biçimde birbirinden uzaklaştırdığı, markaların kurumsal imajlarını birbirlerine yakınlaştıran başkaca hiçbir ek unsur ihtiva etmedikleri, dava konusu markada “…” ibaresinin kullanım biçiminin markanın kullanıldığı işletmenin bulunduğu coğrafi yeri gösterir bir algı yarattığı, dolayısıyla her ne kadar gıda ürünlerinin ilgili tüketicileri genel nitelikteki tüketici grubu ise de bu nitelikteki tüketicilerin dahi salt “…” ve “…” ibarelerindeki ortaklıktan kaynaklı olarak, bu ibareleri taşıyan tüm markaların aynı iktisadi kaynağa, başka bir ifadeyle davacı yana ait olabileceği, davacı markasının serisi veyahut devamı olduğunu düşünebileceği yönünde bir sonuca varılmasının mümkün olamayacağı, bunun makul bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, coğrafi yer adlarından oluşan markalarda sair unsurların (görsel, ek sözcük, bütünsel imaj) da dikkate alınmasıyla birlikte kimi durumlarda iltibas tehlikesi oluşması mümkün ise de tek başına yer adının iltibasa yol açmayacağı, nihai olarak taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 269,85-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023
Katip …. Hakim …
¸ ¸