Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/349 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/349
KARAR NO: 2023/11
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
Mersis No: …
….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkillerinin … başvuru numaralı “…” ibareli marka için gerçekleştirdikleri başvuruya, davalı yanca |itiraz edildiğini, itirazın önce reddedildiğini ancak … sayılı … kararı neticesinde başvurunun reddolunduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkillerinin “…” markası altında yabancı dildeki şarkı sözlerinin okunuşuna yönelik müzik paylaşımı, drama ektkinlikleri ve toplumsal olaylara farkındalık çekmeye yönelik çaba sarf eden ve çatfışan karakterlerin sosyolojik, psikolojik, gündeme dair konularda ‘iç ses’lerini duyurmaya çalıştıkları popüler kültür karşıtı sosyal medya platformları işlettiklerini, müvekkilinin 2015 yılından beri “…” ibaresi ile faaliyet gösterdiğini, … adresli alan adının müvekkil adına ilk kez 2015 yılında alındığını ve 2015’ten bu yana da söz konusu isim ile gerekli yenilemelerin yapıldığını keza yine …” markasının 2015 yılından bu yana aktif olarak kullanıldığını, dolayısıyla müvekkilinin “…” markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin markası ile davalı yanın gerekçe markalarının mal ve hizmet kapsamlarının benzer olmadığını, taraf markalarının benzer de olmadıklarını, “…” sözcüğünün alelade bir kelime olduğunu, ayırt ediciliğinin yüksek olmadığını, …bir kelime olduğunu, bu nedenle tek başına anılan ibarenin markaları çağrıştırmayacağını, kaldı ki müvekkilinin markasının ayırt edici bir tasarıma sahip olduğunu, davalı şirket tarafından ayırt ediciliklten yoksun … de sıklıkla kullanılan “…” sözcüğü üzerinde tekel kurulmak istenildiğini, davalı şirket dışında “…” ibaresini içeren marka tescili bulunan yüzlerce firma olduğunu, somut olayda da markaların görsel ve kavramsal olarak birbirlerinden somut bir biçimde farklılaştığını, “…” ibaresinin, bir bütün olarak çeşitli kavramlara işaret ettiğini bunlardan ilkinin şarkıcılıkta ve seslendirmede kullanılan bir tekniği ifade ettiğini, bir başka deyişle, … sesi, göğüs sesi ve mix ismi verilen bir teknik ile çıkarılan sese işaret etmekte olup, yüksek notaların sese dönüşmesi esnasında … içerisinde yankılanan ses anlamına geldiğini, “…” ibaresinin, ayrıca tiyatro ve drama çalışmalarında – karakterlerin – karşılaştığı bir. sorunun karmaşık – yönlerini aydınlatmak için kullanılan bir tekniği de denildiğini,bu halde “… …” markası ile müvekkilin “…” markası tüketici nezdinde aynı çağrışımı yapmadığını, bu halde taraf markaları …. Sınıfta kısmi benzeşmiş iseler de aralarında – herhangi bir benzerlik olmadığından sınıfsal – benzerlik değerlendirilmesi yapılmasına gerek dahi olmadığını, “…” ibaresini, davalı şirkete ait markaların tescilli olduğu sınıflarda barındıran birçok marka olup, söz konusu markaların hak sahiplerinin farklı olduğunu, zayıf markaların koruma kapsamı oldukça dar olduğundan, bazen bir harf değişikliği bile karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırabileceğini, “…” ibaresinin “yaratılmış” bir ibare olmadığı gerçeği karşısında, müvekkiline ait “…” markasında yer alan “…” ibaresi ve yanı sıra şekil unsuru nedeniyle davalı şirketin “… …” markasından tamamen uzaklaştığını iddia ederek … sayılı … kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirket tarafından yayımlanan ve tüm …’de bulunabilen ulusal bir yayın olan ”…” derginin, ülkenin en çok satan edebiyat dergisi olduğunu, müvekkilinin basın-yayın sektöründeki faaliyetlerinin yanı sıra, kafe ve restoranlarıyla hizmet sektöründe de tüketicinin yoğun ilgisiyle faaliyetlerinin bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli birçok tescilli markası bulunduğunu, taraf markalarının … Sınıf hizmetleri ortak kapsadıkları gibi her iki markada da “…” ibaresinin birebir asli unsur olarak yer aldığını, taraf markalarının okunuş, fonetik, yazılış ve genel görünüm vs her açıdan ayniyete varacak derecede benzer olduklarını, davalının ”…” isimli marka başvurusunun müvekkilin ait … tescil nolu ”…” … tescil nolu ”…” ve … tescil nolu ”… …” ibareli marka başvurularına benzer olduğunu, müvekkil markası ile konu başvurunun esas unsuru olan ”…” kelimesi müvekkiline ait birçok markanın esas unsurunu oluşturduğu gibi aynı zamanda müvekkilinin ticari unvanının da esas unsuru olduğunu, tüketicinin, ”…” ibaresini müvekkilinin markası olarak algılaması ve/veya konu işaret altında sunulacak mal ve hizmetlerin kaynağının müvekkili veya müvekkili ile ilişkili kişiler (örneğin lisans sahiplerinden biri) olduğunu sanması yada taraflar arasında idari-organik bir bağ olduğunu zannetmesi kaçınılmaz olacağını, müvekkilin kendisiyle özdeşleşmiş ve kurum kimliğinin de bir parçası olmuş ”…” ibareli markalarının, 2010’lu yılların başında yaratılmış ve günümüze dek kesintisiz kullanılmış olduğunu, tüketiciler nezdinde bilinir olduğunu, davacının ”…” ibareli markası müvekkili markasının kapsadığı sınıflarda tescil edilmesi halinde müvekkilinin kullanmış ve tanıtmış olduğu marka ibaresi üzerindeki tüm haklarının sekteye uğrayacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın kabulü ile ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat … olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin … Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 05.05.2020 tarih ve … sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemelerin ardından başvurunun 12.06.2020 tarih ve … sayılı bültende ilan olunduğu, anılan İlana karşı davalı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarına dayalı olarak itiraz ettiği, ancak bu İitirazların 30.04.2021 tarihli … karan ile haklı bulunmayarak reddolunduğu; söz konusu karara karşı davalı yanca yeniden itiraz edildiği, davalı taraf itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 18.08.2021 tarih ve … sayılı kararıyla; ”(…) Tanınmışlık iddiası yeterli delillerle ispatlanamadığından bu kapsamdaki itiraz haklı görülmemiştir. Yapılan incelemede, başvuru konusu “…” ibareli marka ile itiraz gerekçelerinden … (…), … (….), … (….), … (…), … (…), … (… en … radyosu), … (…),…. (…), … (…), … (…), … (…) ibareli markaların ihtiva ettikleri tüm unsurlarla birlikte bir bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadıkları görüşüne varıldığından; itiraz gerekçesi … sayılı markaların ise işbu başvurudan sonraki tarihli olduğu tespit edildiğinden belirtilen markalara dayalı itiraz haklı bulunmamıştır. Bununla birlikte, başvuru konusu “…” ibareli marka ile – itiraz gerekçelerinden … (…), … (…), … (… …) sayılı markaların benzer oldukları görüşüne varılmıştır. Şöyle ki, itiraz gerekçesi markalarda tek unsur veya asli ayırt edici unsur olarak yer alan “…” ibaresi başvuru konusu markanın başlangıç kısmında aynen yer almaktadır. Bu ibarenin okunuşu / görüşünümü ve telaffuzu çekişme konusu markalarda ortaktır. Her ne kadar başvuru konusu markada “…” kelime unsuru da bulunmaktaysa da, bu ibarenin varlığının markalar arasındaki benzerlik düzeyini azalisa da benzerliği tamamıyla ortadan kaldırmaya yeterli olmadığı düşünülmüştür. Diğer yandan, başvuruya konu …. sınıfa dahil hizmetlerin, itiraz gerekçesi … sayılı “… …” ibareli markanın tescil kapsamında aynen yer aldığı tespit edilmiştir. Bu hususlar çerçevesinde yapılan bütüncül değerlendirme neticesinde, başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi … sayılı marka arasındaki benzerliğin yanı sıra, markaların aynı hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu, veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir ifade ile markalar arasında … maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaaltine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile davalı taraf itirazlarının … sayılı marka açısından haklı görülerek kabul edildiği ve başvurunun reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 11/10/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan … Sınıf hizmetlerin … karar gerekçesine mesnet davalı taraf markası kapsamındaki hizmetler ile birebir aynı olduğu, dava konusu marka ile davalı markası arasında, ilgili tüketiciler nezdinde, markaların aynı iktisadi – idari kaynakça oluşturulmuş markalar oldukları yönünde algı oluşturmaya elverişli bir düzeyde benzerlik ilişkisinin mevcut olduğu, bu durumun emtia benzerliği ile birlikte değerlendirilmesi durumunda taraf markalarının ilgili tüketiciler nezdinde iktisadi — idari anlamda ortak bir kaynakça yaratılmış markalar olduğu algısına yol açabileceği ve karıştırlma ihtimalinin ortaya çıkarabileceği, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddialarının, davacı lehine sicilde kayıtlı bir markaya karşı tescil hakkını kendiliğinden sağlamayacağı, bu nedenle .. ün dava konusu başvuru açısından uygulanabilir olmadığı, davalı yan markasının – tanınırlığını gösterir – delillerin. dosyada bulunmadığı bununla birlikte … karar gerekçesinin salt … ‘e dayalı olması nedeniyle davalı yanın tanınmışlık iddiasına ilişkin bu değerlendirmenin somut olay açısından varılan kanaati etkilemeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren … (…) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlığı altında düzenlenen … sayılı …. 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile