Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/347 E. 2023/97 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/347 Esas – 2023/97
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/347
KARAR NO : 2023/97

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna yönelik itirazların Kurum tarafından reddolunduğunu, müvekkilinin tanınmış … markalarının sahibi olduğu gibi aynı zamanda … ve “…” şekindeki ayıcık şeklini esas unsur olarak taşıyan markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin “…” markasını 1979 yılından beri kullanmakta olduğunu, bu markayı içerir çok sayıda tescilinin bulunduğunu, uluslararası ofislerde de çok sayıda korumasının mevcut olduğunu, müvekkili markalarının başka ambalajlar içerisinde tescil edilemeyeceğini, müvekkilinin “…” markalarının tanınmış ve yüksek ayırt ediciliği bulunan markalar olarak kabul edildiklerini, “… …” markasının kurum nezdinde de tanınmış markalar sicilinde kaydının bulunduğunu, müvekkilinin “…” markalarının ülke genelinde bilinir olduğunu, müvekkili markalarının uzun süredir kullanımı nedeniyle bilinir hale geldiğine ilişkin mahkeme kararlarının da bulunduğunu, müvekkilinin yine “…” markasının da 2002 yılından beri var olduğunu ve o tarihten beri kullanıldığını, bu markanın da tanınır hale geldiğini, bu hususta verilmiş kararların bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun, müvekkiline ait bu iki markadan da imaj transferine yol açacak niteilkte unsurlar taşıdığını, bu durumun tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabilecek olduğunu, gıda ürünlerinin ilgili tüketicilerinin ortalama düzeyde dikkatteki kimseler olduklarını, “…” ibaresinin doğrudan “…” sözcüğü ile aynı olduğunu, markalardaki asli unsurların bu ibareler olduklarını, müvekkilinin “…” ayıcık şekli ile davalı şirket tarafından tescil başvurusu yapılan markadaki ayıcık şekli birbirlerinin aynısı olduklarını, ürün görsellerinde yer alan ayıcıkların her ikisinin de kulakları, kolları, bacakları, burnu ve göz bölgesi sihah renk, kalan kısımları ise yüz çevresi ve gövdesi beyaz renkte olduğunu, benzer bir uyuşmazlıkta … numaralı “… …” markası ile ilgili …. sayılı dosyasında müvekkili lehine karar verildiğin, aynı zamanda …. Sayılı kararı ve yine bu karara yönelik istinaf mahkemesinde verilen kararda da ayı figürünü kullanmasının yasaklandığını, dava konusu markanın bütün olarak müvekkili markaları ile iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu, davalı başvurusunun aynı zamanda kötü niyetli bir başvuru olduğunu iddia ederek … sayılı … kararının iptalini ve … sayılı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; taraf markalarının herhangi bir şekilde benzer olmadıklarını, davacı markalarının … …, … …, …’lu kelime markaları olduğunu, müvekkili markasının ise … … şeklinde olduğunu, markaların görsel, anlamsal ya da işitsel olarak benzer olmadıklarını, davacı yanın müvekkili markasındaki hayvan şekli üzerinden benzerlik iddiasında bulunsa dahi müvekkili markasındaki ayı şeklinin mavi gökyüzü önünde yeşillikler arasına saklanmış, tamamı dahi görünmeyen bir figür olduğunu, bisküvi, çikolata ve benzeri ürün ambalajlarında hayvan figürlerinin kullanılması, tüm dünyada son derece yaygın olup, bu fikrin ne ilk sahibi ne de ambalaj üzerinde ilk kullanıcısı ya da sonuncusunun davacı olmadığını, tüm dünyada pek çok firmanın “ayı” ya da ayıgiller familyasından “panda” görsellerini ürünlerinin ambalajlarında kullandığını, davacı markalarındaki görselin aslında “panda” olduğunu, müvekkili markasındaki görselin ise “ayı” olduğunu, taraflardaki görsel ayı olarak kabul edilse dahi aralarında bir benzerlik olmadığını, markalardaki sözcük unsurlarının uzaktan yakından benzer dahi olmadığını, taraf markalarının ilgili tüketicileri çocuk dahi olsa hiçbir orta zekalı tüketicinin bu markaları karıştırmayacağını, … Esas sayılı dosyasında, dava konusu markanın tasarımını içerir başvurular açısından davacı yanca ikame edilen dava sonucunda verilen kararda da ambalajlar üzerindeki “…” ve “…” ibareleri arasında hiçbir benzerlik olmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin “…” ibaresi ile oluşturulmuş seri markaları olduğunu, kötü niyet iddiasının kabul edilebilir olmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … +… şeklinde ambalaj görseline haiz başvurunun 30.sınıftaki malları kapsar biçimde 29.07.2020 tarih ve … sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği ve yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.10.2020 tarih ve 358 sayılı bültende ilan olunduğu; anılan ilana karşı davacı yanın çok sayıda “… …”, “…” ve “… …” ibareli markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, … tarafından yapılan incelemeler neticesinde söz konusu itirazların tamamının red edildiği, söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, davacı taraf itirazlarını inceleyen …’nun 06.08.2021 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “…Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar ihtiva ettikleri unsurların tamamı ve bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığı (işbu başvuru ile itiraz gerekçesi markalar farklı kelime ve şekli unsurları içermektedir.), muterizin “… …” ibareli markasının tanınmışlığının da bu sonucu değiştirmeyeceği, öte yandan muterizin “… …” ibareli markasının tanınmışlığının 6769 s. SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri kapsamında da başvurunun reddini gerektirmeyeceği kanaatine varıldığından iş bu itirazın da tüm gerekçeleriyle reddi gerekmiştir” şeklindeki gerekçeler ile davacı yanca ileri sürülen itirazların bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 08/10/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu … sayılı marka kapsamında yer alan 30 Sınıftaki malların tamamının, davacı yanın işlem dosyasına dayanak yaptığı markaları kapsamında da aynı/aynı tür olarak yer aldığı, bununla birlikte taraf markaları arasında görsel, işitsel ya da kavramsal unsurların bütünsel anlamda yarattıkları izlenimin, ortalama düzeyde zeka ve gördüğünü/işittiğini yeteneğine sahip herhangi bir tüketici nezdinde, işaretlerin birbirleri ile ilişkilendirilmelerine yol açacak düzeyde bir benzerlik ilişkisi içerisinde olmadığı, buna bağlı olarak davacı yan dayanak markaları ile dava konusu marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı, dosya kapsamında mevcut deliller ve emsal mahiyette sunulduğu görülen yargı kararları ile davacı yanın “…” ve “…” markalarının sektörel anlamda tanınır olduğu kanaatine varılsa dahi taraf markalarının farklı iktisadi kaynaklara işaret eder mahiyetleri itibariyle tanınmışlığa bağlanan ihtimallerin herhangi bir birinin somut olayda koşullarının oluşmayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

…+… … …
(30. sınıf) …
… …
(30. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında 30. Sınıfta yer alan gıda ürünleri ile dava konusu başvuru kapsamında 30. Sınıfta yer alan gıda ürünleri birebir aynı, aynı türdeki gıda ürünler olduğu, söz konusu ürünlerin benzer satış noktalarında, benzer ihtiyaçlara yönelik, benzer tüketici kitlesine hitap eden, birbirleri yerine ikame edilebilirliği bulunan, birbirleri ile aynı pazarda rekabet içerisinde bulunan, birbirlerini tamamlayıcı nitelikte ürünler oldukları ayrıntılı ve teknik bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek düzeyde açıktır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde;dava konusu başvurunun … şeklinde esasen bir ürün ambalaj görselini meydana getiren unsurların tamamını ihtiva edecek mahiyetteki bir … + sözcük başvurusu olduğu, görsel üzerinde yer alan sözcük unsurlarının “… …” şeklinde … olmayan ibarelerden oluştuğu, “…” kelimesinin … “davet etmek” anlamına gelen bir kelime olduğu, “…” ibaresinin “dolgun, kabarık, şişkin” şeklinde anlamları bulunduğu görülmekle birlikte gıda ürünlerinin ilgili tüketici kitlesi nezdinde her iki ibarenin de kavramsal karşılığının derhal bilinemeyebileceği, dolayısı ile her iki ibarenin de esasen farazi, yaratılmış ya da yabancı dildeki herhangi bir sözcük şeklindeki algılanacak olduğu, markadaki şekli unsurlar incelendiğinde ise yeşillik ve ağaç figürlerinin hakim olduğu bir fon üzerinde ağaç dalı üzerine konumlandırılmış bir arı kovanı, bu kovandan dışarı çıkan arı figürleri ve ayakları görünmeyen, elleri ağız kısmında ağzını kapatırcasına konumlandırılmış, kahverengi tonlarında tasarlanmış bir ayı görselinin yer aldığı, ayrıca ürün içeriğine( akışkan çikolatalı kek/kurabiye) dair bir kesite de yine ambalaj görseli üzerinde yer verildiği, bu halde dava konusu bütün olarak incelendiğinde ön plana çıkan unsurunun “…” kelimesi olacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yan ise …. gibi salt sözcük ya da veya şeklinde sözcük markasının ambalajlı uygulamasını/… unsuru ile kullanımını gösteren ve aynı zamanda davacı yan lider markası olan “…” ibaresini de içerir karma nitelikte markalarına dayandığı gibi ayrıca yine “…” ibaresini içerir şekilde …+… gibi markalarında kahverengi ve krem tonlarda, ayı (ya da panda) figürünü taşır şekilde yarattığı markalarına da dayandığı, davacı yanın “…” ibaresini içerir markalarının tamamında “…” ya da “…” ibaresinin esaslı unsur/unsurlardan biri olduğu, “…” markalarında ise esas sözcük unsuru “…” olmakla birlikte ayrıca hakim bir … unsurunun da yer aldığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…+…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, somut uyuşmazlıkta gerek dosya kapsamına sunulan deliller, gerek … sicil kayıtları gerekse de yine davacı yanca dosyaya kazandırılan emsal nitelikteki yargı kararlarında “…” markasının, davacı yan ile uzun yıllara sari kullanım neticesinde gıda sektöründe ve özellikle “bisküvi, gofret, çikolata” ürün grubunda bilinir hale geldiği, bu bilinirlik nedeniyle davacı markalarının daha kapsamlı bir korumadan yararlanabileceği, keza aynı şekilde “…” markasının da “bisküvi, gofret, çikolata” ürün grubunda belli bir bilinirlik elde ettiğinin dosya kapsamında anlaşılabilir olduğu, ancak somut uyuşmazlıkta taraf markaları arasındaki benzerliğin olmadığı göz önüne alındığında, dava konusu markanın davacı markalarının ayırt edici karakterine, tanınırlığına veyahut ticari itibarına zarar verme ihtimali bulunmadığı gibi davalı taraf lehine haksız menfaat sağlaması sonucunu da doğurmayacağı değerlendirilmiş olup bu hususta davacı lehine tanınmışlık kapsamında bir koruma sağlanması için aranılan kriterlerin somut uyuşmazlıkta oluşmadığı da dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 269,85-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …. Hakim ….
¸ ¸