Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/346 E. 2022/391 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/346 Esas – 2022/391
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/346
KARAR NO : 2022/391

DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali,
Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davalının 2020 09961 – başvuru numaralı (1) ve (4) no’lu tasarımlara ile ilgili olarak müvekkili tarafından itiraz edildiğini, itirazın kısmi olarak kabul edildiğini, ancak (4) no’lu tasarım açısından kısmi reddedildiğini, Davalı tarafından söz konusu tasarım ile ilgili tescil talebi için davalı Kuruma 29.12.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, Çinli firma ile yapılan 03.12.2020 tarihli satış sözleşmesinde müvekkili tarafından söz konusu tasarıma ait ürün Çin’den 03.12.2020 tarihli satış sözleşmesi ile anlaşıldığını, dava konusu tasarıma ait ürün için satış sözleşmesi 03.12.2020 tarihinde yapılmış ise de ürün ile ilgili Çinli firma ile yapılan görüşmelerin daha önce başladığını, satış sözleşmesinin dava konusu tasarımının, tasarım tescil belgesi başvuru tarihinde önce kamuya sunulduğunu ispatladığını, söz konusu tasarımların her ikisi de “tabak” tasarımı olduğunu, müvekkili ve davalının aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, aynı müşteri kitlesine hitap ettiğini, ürünlerin aynı/benzer mekanlarda satıldığını, davalı tarafın söz konusu tasarım için sonsuz seçenek özgürlüğüne sahip olmasına rağmen müvekkillerinin tasarımlarının bire bir aynısını yaparak satışa arz ettiğini, bu hali ile davalıya ait ürünlerin, müvekkiline ait ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibasa yol açacak nitelikte olduğunu, bu durumun başlı başına haksız rekabet oluşturduğunu, verilen hükümsüzlük kararının davadaki haklılıklarını ortaya koyduğunu, kanun gereği Kurumun başvurularda yenilik ve ayırt edicilik araştırmasını re’sen yapmak zorunda olduğunu, ilgili sözleşmede sadece müvekkilinin imzasının bulunmasının sebebinin Çinli firma ile yapılan sözleşme mail üzerinden yapıldığı ve müvekkili tarafından imzalanıp karşı tarafa mail atılmasından kaynaklandığını, davanın açıldığı tarih itibariyle TÜRKPATENT kurumunun 27.09.2021 tarih ve 2021/t-785 sayılı kararı henüz kesinleşmediğini, huzurdaki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu iddia ederek Türk Patent Ve Marka Kurumu YİDK’nın 18.08.2021 tarih ve 2023/T-625 sayılı kararının iptali ile davalı tarafın 2020 09961 sayılı başvurulu ve 357 numaralı bültende yayımlanan (4) no’lu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle, verile Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacının itirazının 2020/09961-4 sıra numaralı tasarım yönünden ise itiraza gerekçe olarak sunulan sipariş teklif formunda tarih kaydının bulunmaması ve söz konusu tasarıma ilişkin başka bir tarih kaydı içeren belgenin sunulmaması sebebiyle reddedildiğini, 2020/09961-4 sıra numaralı tasarımın, dava dışı firma tarafından yapılan itiraz üzerine 27.09.2021 tarih ve 2021//T-785 sayılı YİDK kararı ile hükümsüz kılındığını, davanın açıldığı tarihte tescilli olmayan bir tasarımın hükümsüzlüğü istenilemeyeceğini, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin itiraza konu tasarımın daha önce kamuya arz edildiğini ispat kabiliyetinden yoksun olduğunu, sunduğu delillerin işbu iddiasını ispat etmediğini, davacının satış sözleşmesi adı altında sunmuş olduğu ve yalnızca davacının imzasını içeren delilin siparişe ilişkin çeşitli ürün görsellerinin yer aldığı bir belgeden ibaret olduğunu, bu belgenin, davacı tarafından her zaman düzenlenebilecek nitelikte olduğunu, doğruluğunun teyit edilebilmesinin mümkün olmadığını, bu tasarımların nerede ve ne zaman kamuya arz edildiğinin davacı tarafça sunulan belgelerden anlaşılamadığını, bu görsellerin yenilik değerlendirmesinde dikkate alınacağı düşünülse dahi ilgili görsellerde dava konusu tasarıma benzer hiçbir ürün bulunmadığını, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların kolaylıkla ayırt edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve tasarım tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı (dava tarihinden sonra dava dışı 3. Kişi tarafından yapılan itirazın değerlendirilmesi sonucu dava konusu tasarımın tescil talebi reddedilmiştir.) noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … ZÜCCACİYE TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ adına 5 adet tabak tasarımı için 29.12.2020 tarihinde tescil talebinde bulunulduğu, başvuruya ait tasarımlar 25.01.2021 tarihli ve 357 sayılı Bültende yayınlandığı, başvurunun ilanına dava dışı … ile … ve … tarafından itiraz edildiği, muterizlerin itirazında 1 ve 4 başvuru sıra numaralı tasarımların daha önce kamuya sundukları tasarımlarla birebir aynı olduğu, bilgilenmiş kullanıcıda yarattığı izlenimin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, itiraza konu 2020/09961-4 sıra nolu tasarımın da daha önce piyasaya sunulmuş tasarımla aynı olduğu, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olmadığı iddiaları ile tescil talebinin reddine karar verilmesini talep ettikleri, başvuru sahibi tarafından yapılan itiraza karşı görüş sunularak tasarımlar arasında benzerlik bulunmadığı, itiraz sahibinin tasarımının kenar kısımlarında dalgalı ve şeritler halinde çizgiler bulunduğu, başvuruda ise bu çizgilerin bulunmadığı, tasarımların derinlik ölçülerinin farklı olduğu, tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterini taşıdığı iddiasında bulunulduğu, TÜRKPATENT YİDK 18.08.2021 tarih 2021-T-625 sayılı kararıyla “(…) 2020 09961/1 sıra numaralı tasarım yönünden benzerlik görülürken; muterizin itiraza konu tasarımlarından 2020 09961/4 sıra numaralı tasarıma karşı yapılan itiraza gerekçe olarak sunduğu sipariş/teklif formunda tarih kaydı bulunmadığı gibi muterizin bu tasarıma ilişkin başkaca tarih kaydı içeren belge de sunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu tasarıma karşı yapılan itirazın reddi gerekmektedir.” gerekçeleri ile itirazın kısmen reddine karar verildiği, eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 06/10/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen bilirkişi raporunda özetle: başvuruya konu 2020 09961/ 4 sıra numaralı tasarım başvurusunun 05.09.2016 ve 18.05.2018 tarihli chilewich adlı sosyal medya hesabındaki paylaşım, 02.01.2020 ve 27.12.2019 tarihli zonedenmark adlı sosyal medya hesabındaki paylaşımlar karşısında yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

DAVA KONUSU DAVACI TASARIMI

2020/09961 sayılı tasarım
04 nolu tasarım

Bilirkişi mütalalarında da izah edildiği üzere;
2020 09961/ 4 sıra numaralı tasarım davacının redde mesnet tasarımda düzgün dairesel form ve yanları kısa bir düz formda yükseklik ortak özellikler olduğu, davacının tasarımındaki yan formda bulunan şeritler farklı olmakla birlikte yükseklik farkı, kenarın açısı gibi farklar olup olmadığı sadece görsel üzerinden yapılan incelemede tespit edilemediği, ancak dosyaya sunulan belgelerden satış sözleşmesinde YSF-011805 numarası ile yer alan ürünün 27 cm x 27 cm olduğu, YSF-011806 numaralı ürünün ise 23,5 cm x 23,5 cm olduğu; tespit edilmiş olan benzerliklerin yanında farklılıkların, tasarımcının seçenek özgürlüğü de göz önünde bulundurulduğunda, davacının tasarımına yenilik ve ayırt edici nitelik kazandıramadığının anlaşıldığı; farklı sosyal medya hesaplarında başvuru tarihinden çok daha önce kamuya sunulan tabak görselleri bulunduğu, tabakların, tasarım başvurusunda yer alan tabak ile aynı dairesel formda olmaları, yanlarında kısa düz bir yükseklik bulunması ortak özellikler olarak görüldüğü, her ne kadar tabakların alt kısımları görünmese de, sosyal medyada bulunan tabakların zeminden yüksek olmadığı, tabağın gölgesinin yüksekliğe bağlı olarak uzun olmadığı anlaşıldığından genel görünüm itibariyle görseller ile başvurunun ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, işbu tabaklar karşısında yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığı kanaatine varıldığı, davacının aynı zamanda dosyaya satış sözleşmesi ile mail görüntülerini sunduğu, marka işlem dosyasına da “square series” başlıklı 3 sayfalık doküman sunduğu; ancak bahsi geçen sözleşmenin aslı ya da Noter tasdikli sureti bulunmadığından 3. kişinin imzasının doğruluğunun tespit edilemediğinden delil olarak değerlendirilemeyeceği yine; e-postalar ve sair delillerin incelenmesi neticesinde çekişme konusu benzerlik ihtiva eden tescilsiz tabak tasarımlarının satışına yönelik 3. bir firma ile yapılan yazışmalar ile marka işlem dosyasına sunulan ürün kodlarının ve küçük görsellerinin yer aldığı “square series” başlıklı 3 sayfalık dokümanın SMK 57/1 hükmü uyarınca kamuya sunulma olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmış; davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın 2021/T-625 sayılı kararının iptaline, dava konusu tasarım tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021/T-625 sayılı kararının iptaline,
Dava konusu tasarım tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacıların yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.507,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2022

¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.380,00-TL
TOPLAM :2.507,10-TL