Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/345 E. 2022/323 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/345 Esas – 2022/323
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/345
KARAR NO : 2022/323

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davacının yegane amacının müvekkili markaları ile iltibas oluşturacak şekilde markalar tescil ettirmeye çalışarak müvekkili şirket tanınmış markalarından yararlanmak olduğunu, zira davalının daha önce yapmış olduğu marka başvuruları ve bu markalar ile ilgili mahkeme kararları dikkate alındığında, davalının marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu; davalının, iş bu dava konusu olan markası ile daha önce dava konusu olan ve yargılama sonucunda markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş olan markaya herhangi bir ayırt edici nitelik kazandırmayan “S” harfinin eklenerek oluşturulmuş olduğunu, müvekkili firmanın tescilli markaları olan “…, X şekil, X …, KNX, X KNX, KNX … Şekil” markaları tanınmış marka olup tescilinin tüm sınıflarda korunmasının gerektiğini, …’in, Türkiye de tüm sektörlerde tanınmış bir marka olup en çok satılan spor ürünleri markalarından biri olduğunu, Türkiye ve dünyada yaklaşık 2950 satış noktasında ve tüm sanal pazarlama mecralarında satışa sunulduğunu, sadece Türkiye’de 2014, 2015, 2016 yıllarında toplam 32.983.542 adet satılmış olup bu üç yılda elde edilen cironun ise 1.112.520.297,00 TL olduğunu, 2016 yılında 13.074.451 adet … markalı ayakkabı satılmış olup markanın tüm spor ürünlerinde kullanıldığını, …’in sadece 2016 yılı reklam bütçesi 8.250.553 TL olup 2017 de ki toplam reklam bütçesinin 8.639.500 TL olduğunu, yıllık temas edilen müşterinin yaklaşık 23 milyon olduğunu, …’in, Adidas ve Nike markalarından sonra sektöründe akla gelen üçüncü marka olduğunu, müvekkilinin “X KINETİX” ibareli markasını 18, 25, 35. sınıflarda 16.09.2008 tarihinden itibaren; “X KNX” ibareli markasını 02, 03, 09, 10, 14, 16, 18, 21, 25, 27, 28, 30, 32, 35. sınıflarda 16.09.2008 tarihinden itibaren; “X” ibareli markasını ise 18, 25, 35. sınıflarda tescil ettirmiş olduğunu, davalılardan Canip Cihangir’in, TÜRKPATENT’e 27.05.2020 tarihinde 2018/07882 başvuru numarası ile başvuruda bulunmak suretiyle “SX” markasını 25. sınıfta tescil ettirmek istemiş olduğunu, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/624 E. Sayılı dosyası müvekkili tarafından davalı Canip Cihangir’in XSTEPX markasının hükümsüzlüğü için açılan davada alınan bilirkişi raporunda; davaya konu XSTEPX markası incelendiğinde, müvekkilinin markalarındaki X harfi kullanımının yoğunluğu, markanın başında yer alan X ibaresi ile tanınmış marka olarak kabul edilmesi, taraflara ait markalarda X harfinin kuyruk kısımlarının aynı şekilde uzatılması, davalı tarafın markasının müvekkilinin markası ile ilişkili olduğu izlenimi edinilmesinin muhtemel olduğu, bu bağlamda karıştırılma ihtimalinin olduğu tespitinin yapıldığını, davalı tarafın markası olan “xstepx” markası ile karşılaşan tüketicinin bu markanın müvekkilin markasının seri markası olduğu kanaatine varmasının kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirilmesinin yapıldığını, ayrıca müvekkilce davalıya karşı açılmış Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde görülen 2018/357 E. Ve 2017/624 E. Sayılı ve Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2018/404 E. Sayılı davaların da bulunduğunu ve bu davalarda da mahkemelerce haklı davalarının kabulüne karar verilmiş olduğunu, davalının, iş bu dava konusu markayı, davalının Bakırköy 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/357 E. 2019/305 K. sayılı ilamı ile hükümsüzlüğüne karar verilmiş olan markasının başına yalnızca S harfi eklenmesi suretiyle oluşturduğunu, iş bu hususun dahi davalının kötüniyetle başvuru yaptığını açıkça ortaya koyduğunu, bu nedenle davalının marka başvurusunun kötüniyetli olması nedeniyle de başvurunun reddedilmesinin gerektiğini, davalılardan Canip Cihangir’in, “X” markasını tescil ettirmek istemesinin müvekkilimin SMK ile koruma altına alınan haklarına aykırılık oluşturduğunu, müvekkilinin “X KNX, X, X …, KINITIX, KINETEX, …, KENETEKS, X KINETİX, AİRKINETIX, THIS IS …, KINETIXSHOP, … ARMS, KINETIXING, KINETIXOUTLET, … FİT” ve devamındaki “…” ibareli markalarının TÜRKPATENT nezdinde tescil edilmiş olup; marka tescilinin sağladığı korumadan yararlandığını, dava konusu markanın özel olarak biçimlendirilmiş müvekkilinin markasına ayniyet derecesinde benzediğini, davalının kullandığı X harfinin müvekkilinin logosuyla birebir aynı olduğunu, ayakkabı sektöründe “X” harfinin adeta müvekkili ile özdeşleşmiş olduğunu, bir ürün üzerinde “X” harfinin görüldüğü zaman tüketici nezdinde akla gelen ilk markanın müvekkilinin markası olduğunu, davalının, ürünlerinde kullanmış olduğu X harfinin tasarımının müvekkilinin kullanmış olduğu X tasarımına birebir benzemekte olduğunu, tüketici nezdinde iki markanın karıştırılmasına neden olduğunu, üst düzey bilinç tüketici nezdinde dahi davalı markası olan “X Şekil” markasının, müvekkiline ait “…”, “X” ve “X KNX” markalarının alt bir markasının veya marka serisi olarak değerlendirileceğini, dolayısıyla da her iki marka arasındaki aynılık derecesindeki benzerlik dolayısıyla iltibasın varlığının ortada olduğunu, müvekkilinin “…, X şekil, X …, KNX, X KNX, KNX … Şekil” markalarının davalı tarafından kısmen aynı ve benzeri olan “X” markasının tescil edildiğinde aynı mallarda kullanılması, tescilli “X şekil, …,X …, KNX, X KNX, KNX … Şekil” markalarının ayırt edici karakterine ve tanınmışlığına zarar verdiğini, marka sahibinin kaliteli ürünler yapması yoğun ve zahmetli bir tanıtım faaliyeti gütmesi sonucunda ortaya çıkan marka, toplumun büyük bir kesiminde o malın alıcısı olmayanlar tarafından dahi tanınır, bilinir hale geldiğini, müvekkilinin “…, X şekil, X …, KNX, X KNX, KNX … Şekil” markalarının bu markalardan olduğunu, büyük reklam gücüne sahip olan tanınmış markanın davalı tarafından aynı mallarda kullanılmasının davalının kötü niyetini gösterdiğini iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-M-6235 sayılı kararının iptaline, dava konusu 2020/06155 sayılı marka başvurusunun tescil edilmesi halinde başvuru tarihinden itibaren hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı CANİP CİHANGİR vekili cevap dilekçesiyle; öncelikle davacı tarafından taraflar arasında mevcut yargı dosyaları sayılmış, müvekkilinin kötü niyetli olduğu ileri sürülmüş olduğunu, ancak söz konusu dosyalarda yer alan markalar işbu uyuşmazlığa ait YİDK’ya konu markadan farklı olup bu davanın konusuyla ilgisinin bulunmadığını, incelemeye konu markaların farklı olduğunu, bu nedenle bu dosyaların örnek gösterilmesinin herhangi bir mesnedinin olmadığını, davacının salt Sayın Mahkemeyi yanıltmak maksadıyla taraflar arasında mevcut diğer dava dosyalarını saymış olduğunu, ayrıca davacı tarafından örnek verilen dosyaların hiçbiri kesinleşmemiş olup hepsinin bir üst mahkeme olan istinaf incelemesinde olduğunu, kaldı ki marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığına yönelik iddialarının hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, kabul manasına gelmemekle beraber markaların ayniyet derecesinde ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olmasının da kötü niyetin varlığını tespit için tek başına yeterli olmayıp dava konusu markaların da benzer olmadığını, somut olayda ise çekişme konusu markaların “X” ve “SX” olduğunu, her iki marka arasındaki ortak nokta “X” harfi olsa da müvekkilinin bu harfi farklı bir logo tasarımı ve farklı renkler ile birlikte kullanmış olduğunu, bunun yanı sıra müvekkilinin markasına “S” harfi eklenmiş, markalar arasındaki benzerliğin ortadan kalkmış olduğunu, zira marka zaten toplamda 2 harften oluştuğundan, “X” harfi yanında bulunan “S” harfinin, markaya ayırt edicilik katmış olduğunu, ayrıca müvekkil markasına ait “SX” harfinin kenarları belirgin ve kalın kırmızı çizgilerle çerçeve içerisine alınmış ve davacı markalarında kullanılmayan özel tonlar ile mor ve kırmızı renk ile renklendirilmiş olduğunu, davacının tescil ettirdiği markalardan hiçbirinde “x” harfinde bu tasarım dilinin aynısı veya benzerinin kullanılmamış olduğunu, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, ayrıca müvekkili markası içerisinde kullanılmış olan beyaz çizgilerin markaya “parlak” gibi bir görüntü katmış olduğunu, yine bu detayın da davacının hiçbir markasında bulunmadığını, dava konusu markada yer alan kelimelerin kırmızı çerçeve ile çizilmiş “SX” ibaresinden oluştuğunu, davacıya ait markaların ise “…” veya “knx” ibaresi ile bu ibareye ilaveten şekil olarak eklenmiş “x” harfi veya tek başına “x” harf/şekil unsurundan oluştuğunu, başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen markalar her ne kadar “x” harf ibaresini içerse de markaların ilave ayırt edici başkaca unsurlar da içermesi ve ilgili tüketicilerin başvuru konusu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden ayrı/farklı markalar olarak algılayacaklarını, son olarak bir harfin tek başına markalaştırılarak bir kişi tarafından kendi tekeline alınmasının hukuken mümkün olmadığını, örneğin davalı kurum nezdinde x harfi ile tescilli birçok marka mevcut olup bunlara ilişkin bazı örneklerin, “X Şekil – 2011/08140 (Damla Ayakkabı), X Şekil – 2011/45943 (MC Tekstil), X Şekil – 2006/59638 (Tr. İş Bankası), X Şekil – 2007/43103 (Birlik Gıda), X – 2000/19721 (Xerox limited), X Şekil – 2002/27064, X – 97/010496 (Kadifeteks) olduğunu, söz konusu örneklerin çoğaltılabilir olduğunu, görüleceği üzere x harfinin, ayakkabı sektörü dâhil birçok markada tescil edilebildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı tarafından, 06.12.2020 tarihinde ”SX” ibaresinin25. Sınıf mallarda tescili için TÜRKPATENT nezdinde marka başvurusu yapıldığı, 2020/06155 kod numarası verilerek işleme alınan başvurunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından incelendiği ve 27.05.2020 tarihli ve 349 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, davacı tarafından söz konusu ilana SMK 6/1, 6/5 ve 6/9 kapsamında itiraz edildiği, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddi üzerine, davacı tarafından söz konusu ret kararının yeniden incelenmesi için itirazda bulunulduğu, itirazların Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelendiği ve Kurulun 2021-M-6235 sayılı kararı ile (…) Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olamayacağı, muteriz markalarının ün ve itibarından haksız kazanç elde etme ya da bunlara zarar verme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. İtirazda ileri sürülen kötü niyet iddiasının ise yeterli bilgi ve delile ispatlanmadığı tespit edildiğinden bu yöndeki iddialar da haklı bulunmamış ve itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle reddedildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 06/10/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ ek raporda özetle: dava konusu marka başvurusunun kapsamındaki malların davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması nedeniyle, dava konusu markanın, davacının “…” ibareli markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamayacağı, markanın itibarına zarar vermeyeceği veya ayırt edici karakterini zedelemeyeceği, dava konusu 2021-M-6235 Sayılı YİDK kararının yerinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

SX knx şekil
(25.sınıf) … şekil
… şekil
X şekil
knx … şekil
X …
X knx
X …
X …
X …
X şekil
X …
X şekil
X … şekil
X knx
X …
X …
X …
X …
X … şekil
(02, 03, 05, 07, 08, 09, 10, 14, 16, 18, 21, 25, 27, 28, 30, 32,
35. sınıflar)
Taraf markaları incelendiğinde, dava konusu markanın kapsamında yer alan; “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” mallarının davacıya ait redde mesnet markalarda aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı anlaşılmaktadır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu başvurunun içi koyu mavi renkte, harflerin sınırları kırmızı renkte “SX” ibaresinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markalarının … ve/veya KNX ibaresi ile çeşitli biçimlerde tasarlanmış X harfinden oluştuğu, X harfinin davacı markalarının tamamında ayırt edici esaslı unsur konumunda bulunduğu, tüm markaların X ibaresi etrafında türetilmiş seri marka görünümünde olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı markasının ”spor ayakkabı” yönünden tanınmış olduğu yargı kararları ile ortaya konulmuştur. Esasen bir harf markasının korunma düzeyinin düşük olacağı genel kabul olmakla birlikte davacının uzun yıllar istikrarlı kullanımı, X markasına yaptığı yatırımın boyutu ve reklamlar nedeni ile bu marka üzerinde kullanım yolu ile ayırt edicilik sağladığı, markayı maruf hâle getirtiği görülmektedir.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Taraf markalarının ayırıcı unsurları olan “SX” ibaresi ile “X” ibaresi arasında anlam bakımından benzerlik bulunduğu tartışma konusu değildir. Öte yandan “X” harflerinin kullanım yolu ile ayırt edicilik kazandığı davacı markaları ile “X” esas ibareli davalı markası arasında görsel ve fonetik benzerlik de bulunduğu görülmektedir. Davalıya ait “SX” markasındaki ”X” harfinin kullanımı, markaya kattığı izlenimin ayırıcı özelliği kuvvetlendirmemekte ve “X” ibareli marka serisinden ayrılamamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “X” esas ibareli markalar ile davalının “SX” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, iltibas tehlikesinin davacının X harfini yoğun ve uzun süre kullanarak maruf hâle getirmesi nedeni ile arttığı anlaşılmış, neticeten davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1- Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021-M-6235 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2020/06155 kod nolu “SX+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.517,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022

¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.390,00-TL
TOPLAM :2.517,10-TL