Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/34 E. 2022/268 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/34 Esas – 2022/268
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2022/268

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin esas unsuru “…” olan 23 ayrı markası bulunduğunu, markaları 10 yıldan uzun bir süredir tanıttığını, müvekkilinin un ve yan ürünleri alanında faaliyetleri bulunduğu gibi birçok sosyal projede de yer aldığını, 1996 yılında … Un İlkokulunu açtığını, 2009 yılında bir sağlık ocağı kurduğunu, müvekkilinin ülkedeki 500 sanayi kuruluşu arasında yer aldığını, müvekkili markalarının bilinirliğinin son derece yüksek olduğunu, müvekkilinin pek çok sponsorluğu bulunduğu gibi bunlardan birinin da … sponsorluğu olduğunu, ayrıca pek çok futbol müsabakasında da pano sponsoru olduklarını, davalı yanın 2019/69911 sayısı ile gerçekleştirdiği bir başvurunun bulunduğunu, anılan başvurunun “… group since 1987″ ibareli olmasından kaynaklı müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, anılan başvuruya karşı itiraz ettiklerini, itirazlarının kurum tarafından reddolunduğunu, müvekkilinin 84/084313, 85/084642, 85/084670, 85/084679, 85/084680, 85/085271, 85/085517, 85/085520, 85/097068, 97/001112, 97/001113, 99/002297, 99/002298, 2008/66574, 2010/31412, 2010/45589, 2012/15999, 2020/20632, 2020/20635, 2020/20636, 2020/20638, 2020/27151, 2020/27154 sayılı markalarının bulunduğunu, dava konusu markanın 22, 30, 31, 35, 39, 40. sınıf mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkil markalarının ise 30. Sınıf emtiaları kapsadığını, müvekkili markaları ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkili markalarının ret gerekçesinin kullanım ispatı talebinin yerine getirilemediği gerekçesine dayandığını, dergiler, faturalar, süperlig maçlarında bulunan reklam panoları ve son olarak satışları gösteren bazı faturaların 24.07.2014 – 24.07.2019 tarihleri arasında müvekkili markasının kullanıldığını ortaya koyduğunu, …” ve “…” ibarelerin fonetiğinin ayniyet derecesinde benzerlik taşıdığının ve “…” ile “…” arasında görsel olarak da benzerlik bulunduğunu iddia ederek YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı davacının itiraza mesnet gösterdiği markaları ciddi şekilde kullanıp kullanmadığı bu markaların itiraza konu edilip edilmeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu 22 / 30 / 31 / 35 / 39 / 40. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili amacıyla 24.07.2019 tarih ve 2019/69911 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 14.10.2019 tarih ve 334 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı yanın davacı yanın itiraza daynak markaları için kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacı yanın 17.03.2020 tarihli kullanım ispatı formu ile 85/085271, 2008/66574 ve 2010/31412 sayılı markalarına ilişkin kullanım ispatını gösterir delillerini ibraz ettiği, sunulan delillerin; 07.01.2020, 06.01.2020, 05.11.2019, 05.11.2019 tarihli faturalar (tamamı dava konusu marka başvurusunun, başvuru tarihinden sonraki tarihli), 19.11.2019 tarihli bir adet un fiyat listesi, 01.02.1985 tarihli bir adet un fiyat listesi, tarihsiz bir adet fotoğraf, tarihsiz bir adet ambalaj görseli, tarihsiz 6 adet un çuvalı/paketi görseli, 30.04.2019 tarihli bir adet reklam faturası, 2020 tarihli iki adet üzerinde “… un” yazan ajanda görseli, üzerinde “… un” logosu bulunan promosyon ürün görselleri, 28.05.2019 tarihli bir adet gazete haberi, marka yenileme belgeleri delillerin sunulduğu, sunulan bu deliller neticesinde Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kararda davacı yanın 84313, 84642, 84670, 84679, 84680, 85271, 85517, 85520, 97068, 99 002297, 99 002298, 2008 66574, 2010 31412, 2010 45589 şeklindeki itiraza dayanak markalarından hiçbirinin kullanımı gösterir delillerin biraz olunmadığı, 2021/15999 sayılı markanın ise halihazırda hükümden düştüğü gerekçesiyle davacı yan itirazlarını reddettiği, söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, işbu itiraz dilekçesi ekinde de yine birtakım delillerin sunulduğu, sunulan delillerin; 24.07.2014, 09.08.2014, 14.08.2014, 22.09.2014, 11.10.2014, 27.10.2014, 17.11.2014, 10.12.2014, 29.12.2014, 06.01.2015, 02.02.2015, 03.03.2015, 07.04.2015, 09.05.2015, 18.06.2015, 10.07.2015, 12.08.2015, 07.09.2015, 10.10.2015, 10.11.2015, 11.12.2015, 04.01.2016, 06.02.2016, 09.03.2016, 15.04.2016, 07.05.2016, 04.06.2016, 16.07.2016, 06.08.2016, 05.09.2016, 07.10.2016, 05.11.2016, 20.12.2016 tarihli tamamı un çeşitlerine yönelik faturalar olduğu, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 05.12.2020 tarih ve 2020-M-9939 sayılı kararı neticesinde özetle; “2019/69911 başvuru numaralı “… group since 1987” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 84313, 84642, 84670, 84679, 84680, 85271, 85517, 85520, 97068, 99 002297, 99 002298, 2008 66574, 2010 31412, 2010 45589, 2012/15999 sayılı “…”, “… 2”, “… başak”, “… 1”, “… … incisi”, “… 1”, “… tek geyik”, “… … yildizi”, “… çift geyik”, “… çiftlik şekil”, “… çift altin şekil”, “… un şekil”, “… joker şekil”, “… efe uğralık şekil”, “… çift yıldız” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 (1), (3), (5), (6) ve (9) uncu bentleri uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. başvuru sahibi tarafından sunulan karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nın 19 (2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların tüm mal/hizmetler için kullanıldığı hususunun ispatlanması talep edilmiştir. Kanun maddesinde de açıkça belirtildiği üzere başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıl içerisindeki ciddi kullanımı aranmaktadır. Somut olayda başvurunun tarihi 24/07/2019 olup, itiraz gerekçesi markaların kullanımlarının kanıtlanması gereken zaman aralığı 24/07/2014 – 24/07/2019 tarihleri arasıdır. Dolayısıyla bu tarihler dışında kalan belgeler değerlendirmeye alınmamıştır. Marka mevzuatında “ciddi biçimde kullanma” kavramına ilişkin açık bir düzenleme yer almamasına rağmen, söz konusu kavramla; markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani üzerinde kullanıldığı malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması kastedilmektedir. Bu anlamda, marka tarafından sağlanan hakların elde tutulması amacıyla markanın sembolik (göstermelik) kullanıma konu edilmesi ciddi kullanım olarak değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla ciddi kullanım kriteri, sembolik kullanmaya ilişkin hareketlerle marka hakkının haksız biçimde devamını ve rekabet açısından işletmelerin hareketlerini kısıtlayıcı tavırları engellemektedir. Bu noktada, marka sahibinden beklenen davranış, şüphe yaratmayacak biçimde, düzenli ve kurallara uygun ve mümkünse süreklilik arz eden bir kullanımda bulunmasıdır. Sunulan belgeler 085271, 2008 66574, 2010 31412 sayılı “…” ibareli markalara ait olup, 2019- 2020 yıllarına ait faturalar, kataloglar, ambalaj ve tabela örnekleri, çeşitli promosyon malzemeleri görselleri ve marka tescil belgeleridir. Sunulan kataloglar, ambalaj ve tabela örnekleri, çeşitli promosyon malzemeleri görselleri üzerinde referans alınabilecek herhangi bir tarih bilgisi bulunmamaktadır. Faturalardan sadece bir tanesi 24/07/2014 – 24/07/2019 tarihleri arasına ait olup, diğerleri bu tarihler dışındadır. Bu fatura ise hangi ürünün reklamı için olduğu belirtilmemiş olan ve itiraz sahibi adına düzenlenmiş bulunan bir reklam bedeli faturasıdır. Bunun yanında uygun tarih aralığına ait bir gazete haberi bulunmakta ve bu haberde de herhangi bir ürün, marka adı belirtilmeden itiraz sahibi firmanın büyük sanayi kuruluşları arasındaki yerinden bahsedilmektedir. İtiraz gerekçesi markaların 24/07/2014 – 24/07/2019 tarihleri arasında kullanıldığını ispatlamak üzere sunulan bu belgelerin incelenmesi sonucunda bu belgelerin itiraz gerekçesi markaların tescil kapsamında bulunan mal/hizmetler bakımından ciddi kullanım oluşturacak nitelikte kullanıldığı yönündeki iddiayı ispatlamada yeterli olmadığı kanaate ulaşılmıştır. Dolayısıyla itiraz gerekçesi markaların 6769 s. SMK’nın 6 (1) maddesi incelemesinde esas alınması mümkün görülmemiştir. Yapılan incelemede, itiraz sahibi tarafından sunulan belgelerin “…” markasının kullanımına ilişkin olduğu ancak bu belgelerin benzerlik düzeyi bakımından ihtilaf konusu “… GROUP” ibareli başvurunun tescilini engelleyecek mahiyette bir markasal kullanımı ispatlayamadığı kanaatine varıldığından eskiye dayalı kullanım gerekçeli itirazın kabulü mümkün olmamıştır” 6769 s. SMK’nın 6 (6) bendi “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir” hükmünü amirdir. Başvuru ticaret unvanı veya alan adından oluşmadığından 6(6) bendi kapsamında reddi gerektiği iddiası da isabetli görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 08/02/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2019/69911 sayılı marka kapsamında 30. Sınıfta yer alan“Her türlü un, irmikler, nişastalar” ve 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Her türlü un, irmikler, nişastalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” Mal ve hizmetleri açısından taraf markalarının aynı ya da benzer mal ve hizmetleri kapsadıkları, bununla birlikte davacı yanın işlem dosyasına dayanak yaptığı markalarına karşı, davalı tarafça SMK m. 19/2 düzenlemesi uyarınca ileri sürülen kullanım ispatı talebine karşılık, davacı yanca sunulan delillerin, davacı yana ait herhangi bir markanın kullanımını ortaya koymaya elverişli olmadığı, bu nedenle anılan markalar açısından SMK m. 6/1 uyarınca dayanak tutulabilecek hiçbir markasının bulunmadığından, işlem dosyasındaki itirazlar açısından SMK m. 6/1 koşullarının oluşmadığı, davacı yanın hükümsüzlük talebi açısından ise işlem ve dava dosyasına sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde anılan delillerin davacıya ait 2008/66574 sayılı markasının, “un” emtiasında ciddi ve markasal nitelikteki kullanımlarının bulunduğunu ortaya koymaya elverişli deliller oldukları, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan sair mal ve hizmetler bakımından ise davacı yanın herhangi bir markasal kullanımını ortaya koyamadığı, bununla birlikte kullanımı ispatlandığına kanaat getirilen 2008/66574 sayılı markası ile dava konusu marka karşılaştırıldığında, ortalama dikkat düzeyindeki tüketicilerin, yukarıda yer verilen emtialar açısından taraf markalarının ayniyet düzeyindeki benzerliği ile birlikte işaretler arasındaki benzerlik bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraf markaları arasında iktisadi – idari anlamda ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırma ihtimali yaşayabileceği, davacı yan markalarının tanınmışlığı hususunda bir kanaate varılamadığı, davacı yanın, gerek işlem gerekse de dava dosyasına sunduğu delillerden markasını “un” emtiası açısından aktif bir biçimde kullanarak üstün ve gerçek hak sahibi olduğunu ortaya koyduğu, dolayısıyla anılan emtia ve bu emtia ile aynı ya da benzer nitelikteki 30. Sınıfta yer alan“Her türlü un, irmikler, nişastalar” ve 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Her türlü un, irmikler, nişastalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri açısından davacı yanın üstün hakkının bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

… GROUP SİNCE 1987+şekil …
(22, 30, 31, 35, 39, 40. sınıf) … 2
… BAŞAK
… 1
… … İNCİSİ
… 1
… TEK GEYİK
… … YİLDİZİ
… ÇİFT GEYİK
… ÇİFTLİK şekil
… ÇİFT ALTİN şekil
… UN şekil
… JOKER şekil
… EFE UĞRALIK şekil
… ÇİFT YILDIZ
(30, 35, 43. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yanın önceki tarihli markalarının tamamında oldukça spesifik bir ürün grubu yer almakta olup bu ürünler ile başvuru kapsamında 30. Sınıftaki “Her türlü un, irmikler, nişastalar “ emtiaları bakımından ayniyet; 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Her türlü un, irmikler, nişastalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” satış hizmetleri bakımından ise benzerlik düzeyinde bir ilişkinin mevcut olduğu, zira mal üreten işletmenin karineten ürettiği malı satacağı da kabul edilmekte olduğundan mal ve aynı malların satışı hizmeti arasında benzerlik düzeyinde bir ilişkinin bulunmaktadır.
Öte yandan davalı tarafın, işlem dosyasında, davacı yanın önceki markalarının tamamı açısından SMK m. 19/2 düzenlemesi uyarınca kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacı tarafça işlem dosyasında “kullanım ispatı formu” ile birlikte delillerin sunulduğu, sunulan bu delillerin birçoğunun tarihsiz, bir kısmının dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihli oldukları görüldüğünden dikkate alınmadıkları, yalnızca 1-2 adet delilin ise davacı yanın hangi mal ve hizmetlerde aktif ve yoğun kullanımı bulunduğu yönünde bir kanaate varılması için yeterli görülmediği, gerçekten de yapılan incelemede sunulan bu delillerin gerçekçi ve ciddi kullanımın somut deliller ile ispatlanma yükümlülüğü çerçevesinde yeterli görülmesini elverişli kılan deliller olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davacı yanın işlem dosyasında Markalar Dairesi Başkanlığı kararından sonraki tarihte sunduğu delillerin YİDK karar aşamasında dikkate alınmadığı, zira mevzuatta kullanım ispatı talebine ilişkin delillerin, bu talebin tebliğinden itibaren 1 aylık süre içerisinde sunulması gerektiğinin düzenlenmiş olduğu, dolayısıyla YİDK itiraz aşamasında sunulan sonraki tarihli faturaların işlem dosyası açısından dikkate alınamayacağı, hal böyleyken davacı yanın işlem dosyasında SMK m. 6/1 uyarınca ileri sürdüğü itirazlarına dayanak gösterdiği hiçbir markası açısından kullanım ispatı yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı yanın, hükümsüzlük talebini de içerir dava dosyası açısından işlem dosyasına sunulan delillerin tamamının yanı sıra ayrıca dava dilekçesi ekinde sunduğu; Futbol müsabakalarına yönelik verdiği reklamlara yönelik tarihsiz görseller, 30.04.2019 tarihli bir adet reklam faturası, Eylül 2020 tarihli “…….” isimli dergide yer alan reklamı (sonraki tarihli), ………… isimli 2020 tarihli dergide çıkan haberi, (sonraki tarihli), Ocak 2021 tarihli “…………” isimli dergide yer alan reklamı (sonraki tarihli), Muhtelif internet sitelerine “… un” markaları ürünlerin satışlarını gösterir ekran görüntülerini, içerir delillerin de dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerekmektedir.
Dava konusu markanın başvuru tarihi olan 24.07.2019 tarihinden geriye dönük son 5 yıldaki kullanımların incelenmesi halinde 24.07.2014 – 24.07.2019 tarihleri aralığına ilişkin olarak davacı yanın YİDK itiraz aşamasında sunduğu görülen 24.07.2014, 09.08.2014, 14.08.2014, 22.09.2014, 11.10.2014, 27.10.2014, 17.11.2014, 10.12.2014, 29.12.2014, 06.01.2015, 02.02.2015, 03.03.2015, 07.04.2015, 09.05.2015, 18.06.2015, 10.07.2015, 12.08.2015, 07.09.2015, 10.10.2015, 10.11.2015, 11.12.2015, 04.01.2016, 06.02.2016, 09.03.2016, 15.04.2016, 07.05.2016, 04.06.2016, 16.07.2016, 06.08.2016, 05.09.2016, 07.10.2016, 05.11.2016, 20.12.2016 tarihli tamamı un çeşitlerine yönelik fatura delillerinden ve ayrıca yine bu delilleri destekler mahiyetteki tarihli reklam/tanıtım çalışmalarından davacı yanın “UN” emtiasında “… UN” markasını aktif ve markasal nitelikte ciddi bir biçimde kullanmakta olduğu yönünde kanaate varılması mümkündür. Bununla birlikte davacı yanın, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan sair mal ve hizmetler açısından ise hiçbir markasal kullanımı tespit edilebilmiş değildir.
Dolayısıyla hükümsüzlük talebi açısından SMK m. 6/1 kapsamında yapılacak olan incelemede anılan marka ve “un” emtiası ile aynı ya da benzer görülen emtialar açısından iltibas değerlendirmesi yapılması gerekecektir.
Davalı yanın, dava dosyası kapsamında herhangi bir cevap dilekçesi bulunmadığından hükümsüzlük talebi açısından ayrıca kullanım ispatı savunmasına dayanmadığı görülmekle birlikte bu hususun davacı yanın kullanım ispatını ortaya koyabildiği 2008/66574 sayılı markası olduğu anlaşılmıştır.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın … GROUP SİNCE 1987+şekil şeklinde bir şekil ve sözük markası olduğu, markanın hakim unsurlarının “… GROUP” ibareleri olduğu, “group” kelimesinin ticaret hayatında yaygın olarak kullanılan, ayırt edici ek bir unsur ile birlikte kullanımında markasal ayırt ediciliği bulunmayan, genel olarak bünyesinde birden fazla şirkete sahip olan veyahut birden fazla şirket arasında bağlantı bulunduğunu gösterme amacıyla kullanılan bir ibare olduğu, markadaki “since 1987” ibaresinin ise tali şekilde konumlandırılmış ibareler oldukları, markanın hitit güneşini de andırır bir mavi renkli bir logoya ve logonun orta noktasına konumlandırılmış “mısır koçanı, pamuk, buğday filizi” figürleri gibi şekli unsurları da içerdiği, tüm bu şekli ve sözcüksel unsurlar gözetildiğinde dava konusu markanın asli unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yanın ise hükümsüzlük talebi açısından kullanım ispatı ortaya konulduğu değerlendirilen 2008/66574 sayılı … UN markasının mavi ve kırmızı renklerde tasarlanmış bir sözcük markası olduğu, uyuşmazlık konusu emtialar da gözetildiğinde tek asli unsurunun “…” kelimesi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, her ne kadar davacı yanca işlem dosyası kapsamında, SMK m. 6/1 kapsamında ileri sürdüğü itirazlarına dayanak gösterdiği markalarının, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde ciddi markasal kullanımları ispatlanamamış ise de davacı yanın hükümsüzlük talebi açısından sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde itirazlarına dayanak markalardan 2008/66574 sayılı markasının, “un” emtiasında aktif ve ciddi bir şekilde, ticari etki doğurur nitelikte kullanıldığı, bu kullanıma bağlı olarak başvuru kapsamında 30. Sınıfta yer alan“Her türlü un, irmikler, nişastalar” ve 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Her türlü un, irmikler, nişastalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri açısından taraf markalarının benzer emtiaları kapsadıkları; markalar kapsamının birebir aynı olduğu bir durumda karıştırılma ihtimalinin önüne geçilebilmesi adına işaretlerin birbirlerinden çok daha somut bir şekilde uzaklaşmaları gerektiği, halbuki “…” ve “…” esas unsurlarına haiz taraf markalarının ortak olarak “…” ibaresini bir bütün olarak taşıdıkları, dava konusu markada “öz” ön sesinin markanın bütününe etkisinin zayıf olduğu, markalardaki sair unsurların da yine markalar arasında somut bir farklılık yaratmaya elverişi olmadığı, “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu emtialar açısından ayırt edici bir kelime oluşu gözetildiğinde, özellikle işitsel ve kavramsal açıdan güçlü bir benzerlik taşıdıkları gibi “…” ibaresinden kaynaklı olarak da kelimesel anlamda bir görsel benzerlik içerisinde oldukları, uyuşmazlık konusu emtiaların ilgili tüketicilerinin taraf markaları ile aynı ya da farklı zamanlarda birebir aynı hizmetlerde karşılaştıklarında, her iki markanın da aynı iktisadi kaynağa ait olduğu yanılgısını yaşayabileceği, nihai olarak taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bahsi geçen emtialar ile sınırlı olarak mevcut olduğu; sunulan sınırlı sayıdaki delilin SMK m. 6/5 maddesinde aranılan koşulları ortaya koymaya yeterli görülmediği; davacı yanın hükümsüzlük yönünden ileri sürdüğü gerçek hak sahipliği iddiası yönünden yapılan incelemede kullanım ispatı açısından tarihinden sonra işlem dosyası kapsamına sunduğu delillerin, … UN logosunu içerir markalarının “un” emtiaları ve bu emtiaların satış hizmetlerinde kullanımlarını ortaya koymaya elverişli deliller olduğu, dolayısıyla bu delillerin, işlem dosyası açısından da davacı yanın gerçek hak sahipliğine ilişkin iddialarını ispata elverişli görülmesi gerektiği, zira işlem dosyasına sunulan delillerin, SMK m. 19/2 düzenlemesindeki şekli şarttan farklı olarak, itiraz hakkında nihai karar verilene kadar dikkate alınarak değerlendirilebileceği, bu bağlamda davacı yanın SMK m. 6/3 uyarınca, taraf markaları arasında SMK m. 6/1 kapsamında benzer görülen emtialar açısından üstün ve gerçek hak sahibi olduğu da dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile TPMK YİDK kararı yönünden davanın reddine, hükümsüzlük talebi yönünden; davalı şirket adına tescilli 2019/69911 sayılı “… GROUP SINCE 1987+Şekil’ ibareli markanın tescilli olduğu, 30. Sınıfta yer alan “her türlü un, irmikler, nişastalar” mal ve hizmet sınıfları ile 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için her türlü un, irmikler, nişastalar mallarının bir araya getirilmesi (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK kararı yönünden davanın REDDİNE,
Hükümsüzlük talebi yönünden; Davalı şirket adına tescilli 2019/69911 sayılı “… GROUP SINCE 1987+Şekil’ ibareli markanın tescilli olduğu, 30. Sınıfta yer alan “her türlü un, irmikler, nişastalar” mal ve hizmet sınıfları ile 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için her türlü un, irmikler, nişastalar mallarının bir araya getirilmesi (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalı … HUBUBAT TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ.’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalı … HUBUBAT TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ.’nden alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.625,10-TL yargılama giderinin takdiren 1.000,00-TL’sinin davalı … HUBUBAT TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ.’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2022

¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.498,00-TL
TOPLAM :2.625,10-TL