Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/332 E. 2022/321 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/332 Esas – 2022/321
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/321

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin “…” seri markalarının sahibi olduğunu, Türkiye genelinde 409 adet “…” markası adı altında mağaza işletmekte olduğunu, “…” mağazalarında “…” markası adı altında ayakkabı, bot, çizme terlikler, patikler, kemer, çanta ve benzen birçok ürün satıldığını, müvekkilinin Türkiye Genelinde “…” markası İle tanınmış olduğu gibi dünya çapında 33 ülkeye de ihracat yaptığını, dava konusu 2020/07836 sayılı başvurunun da aynı emtiaları kapsar şekilde başvuru konusu edildiğini, anılan başvuruya itirazda bulunduklarını ancak başvurunun kurum tarafından reddolunduğunu, müvekkilinin … markalarını yıllardır kullanmakta olduğunu, müvekkili markalarında biri olan “…” markasının TÜRKPATENT nezdinde 03, 09, 14, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35. sınıflarda tescilli olup, tanınmış marka olarak korunduğunu, davalı yanın müvekkili markasının yıllar içinde oluşturulmuş ayırt ediciliğinden yararlanmak istediğini, dava konusu markanın müvekkili markaları ile karıştırılma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi ile çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davalının müvekkili markalarından yararlanmayı amaçladığını, davalının “filom 212” markasını müvekkili şirkete ait tescilli markalarının tanınırlığından faydalanma kastını gösterdiğini, davaya konu markanın müvekkili markasını serisi olarak algılanacağını, “212” ibaresinin İstanbul’un alan kodu olduğunu, yani müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu ilin numarası olduğunu, müvekkilinin markasının sonuna “M” iyelik ekinin getirilerek oluşturulduğunu, eklenen iyelik ekinin başvuru konusu marka üzerinde değişiklik yapmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu iddia ederek 2021-M-6788 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu 2020/07836 Sayılı “FİLOM 212” markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “filom 212” ibaresinin 35. Sınıf emtialarda tescili amacıyla 21.01.2020 tarih ve 2020/07836 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı marka bülteninde ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarına dayalı olarak itirazda bulunulduğu, yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 30.10.2020 tarihli kararı neticesinde haklı bulunmayarak reddolunduğu, davacı yanca anılan karara karşı yeniden itiraz edildiği ve başvurunun reddinin talep olunduğu, davacı itirazını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 08.09.2021 tarih ve 2021-M-6788 sayılı kararı neticesinde özetle; “2020/07836 başvuru numaralı “filom 212″ ibareli başvurunun yayınına yapılan itirazın incelenmesi sonucunda, markalar kavramsal, işitsel ve görsel olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamı ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen 2019 114969, 2019/114981, 2019 127845, 2019 131850, 2019 132770, 2019 37185, 2019 51329, 2019 51331, 2018 100159, T/02251, 201829987, 201862624, 201881393, 2017 05650, 2017 110135, 2017 110151, 201676390, 2015 84285, 2015 94126, 2015 94138, 2015 94141, 2014 100154, 2014 100160 sayılı …………………………………………………………………………. ibareli markaların iltibasa neden olabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımlan ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olmayacağı, muteriz markalarının ün ve itibarından haksız kazanç elde etme ya da bunlara zarar verme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı yan itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 20/09/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2020/07836 sayılı “filom 212” ibareli marka başvurusu kapsamında yer alan ve tabloda koyu renk ile gösterilen hizmetler ile davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan koyu renk ile gösterilen mal ve hizmetler arasında aynı ya da benzerlik düzeyinde emtia ilişkisinin mevcut olduğu, ayrıca taraf markarını oluşturan ibareler arasında, görsel, işitsel ve kavramsal unsurlar bakımından, ilgili tüketici nezdinde meydana gelen bütünsel algılar itibariyle, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin meydana gelebileceği, davacı markalarının özellikle “ayak giysileri” emtiasındaki sektörel tanınmışlığı ve pazarlama iletişimi açısından tüketicinin zihin kütüphanesinde edindiği yer göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu bütün emtialar arasında iltibas oluştuğundan, dolayısıyla 6/5 maddesinin koşullarının somut olayda meydana gelmediği, anacak davacı markasının tanınmış olmasının iltibası artıran bir unsur olarak dikkate alınabileceği, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığına dair dosya kapsamında bilgi-belge bulunmadığı tespit edilmekle birlikte takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun / ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1)Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2)Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4)Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5)Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6)Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8)Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markası

(07,09,10,14,16,18,24,25,27,28,41,35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davalı marka başvurusunun 35. sınıflarda yer alan 35.01. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35.02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35.03.İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35.04.Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 35.05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)hizmetleri kapsadığı; davacı yanın davaya ve itirazlarına mesnet markalarının ise 07/ 09 / 10 / 14/ 16/ 18 /24/ 25 / 27/ 28/ 35 (01-04.alt gruplar ve 05. Alt grubunda özellikle davaya konu marka başvrusunda yer alan 18. ve 25. sınıf malları haricinde diğer sınıflarda yer alan mallarında satış hizmetini kapsamaktadır.)/ 41. Sınıflarda tescilli olduğu; buna göre; davalı marka başvurusu kapsamında yer alan 35. Sınıftaki hizmetlerin (davacı tarafından reddi talep edilen mallar) tamamının, davacı markaları kapsamında koruma altında olduğu; taraf markalarının emtia listelerinin 35. Sınıfta yer alan tüm hizmetler açısından aynı/aynı tür ve benzer hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu görülmektedir.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın ”Filom 212” şeklinde bir kelime markası olduğu, anılan ibarenin dilimizde “Bir arada ve bir komuta altında bulunan savaş gemilerinin veya uçaklarının bütünü.Toplu olarak aynı hizmeti yapan ve bir merkezden yönetilen kara, deniz ve hava taşıtlarına verilen” anlamına geldiği, ibarenin devamında 212 sayılarının yer aldığı ancak ilgili sayıların herhangi bir tanımlayıcığının olmadığı, 112, 155 gibi üç haneli bir sayı düzeneği şeklinde oluşturulduğu ve çağrışımsal olarak acil durum numarası izlenimi verdiği, markanın bütün olarak “fi-lom iki-yüz-on-iki” şeklinde telaffuz edilerek algılanacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markalarının …………………………………………………t şeklinde olup markaların baskın sözcük unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacı yanın şekil unsuruna haiz markasında da tüketicinin markayı tanımlarken ifade edeceği ibarenin yine “…-…” kelimesi olacağı, bu anlamda davacı markalarının esas unsurunun “…-…” ibaresinin kendisi olduğu, … kelimesi etrafında oluşturduğu seri bir marka ailesinin yer aldığı ayrıca Fİ……………LO şeklinde oluşturulan markalarının da bulunduğu ve ilgili markaların tek başına esas unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…-…” esas ibareli markalar ile davalının “Filom 212″ ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak ”…-…” ibaresi ve bu ibarelerin taraf markalarındaki kullanım biçimleri itibariyle görsel anlamda düşük, işitsel anlamda yüksek bir benzerlik bulunduğu; kavramsal olarak da her iki marka içerisinde de “…” ibaresini gören tüketici açısından, bu ibarenin anlamı bilinmese de aynı kavramsal kökene işaret eden bir unsur olarak algılanacağı; işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “Filom 212” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, davalı başvurusunun kapsadığı tüm hizmetler (35. sınıf) yönünden benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi oluşturacağı; taraf markaları arasında iltibas bulunduğu; dikkate alına davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021-M-6788 sayılı kararının iptaline,
Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.575,60-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022

¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.448,50-TL
TOPLAM :2.575,60-TL