Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/316 E. 2022/311 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/316 Esas – 2022/311
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/316
KARAR NO : 2022/311

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, “…” markasının yanı sıra “kot 10”, “kot on”, “… srs”, “… home”, “kotonlingerie”, “… banafit”, “kotonworld”, “kotonwoman”, “kotonmen”, “kotonkids”, “… baby banito”, “ktn”, “… my colors”, “… jeano”, “… pink crystal”, “… touch of love”, “… le boquet”, “… gypsy in love”, “… mindfulness collection”, “cooltech by … sport” vs. Gibi … asli unsurunu teşkil etmek suretiyle başkaca eklerle yapılan birçok markanın da sahibi olduğunu, müvekkili markasının tanınmış marka kaydının bulunduğunu, 2020/64708 sayılı davalı markasına yönelik itirazlarının kurum tarafından reddolunduğunu, müvekkili markalarının tanınırlığının mahkemelerce de tespit edildiğini, her ne kadar … ibaresinin kelime anlamı pamuk/pamuklu kumaş ise de müvekkil şirket işbu ibareyi kelime anlamından farklı olarak markalaştırmayı başardığını, … ibaresinin kelime anlamından hareketle davalı kurum tarafından yorum yapılması mümkün olmadığını, “…” ibaresini markalaştıran ve herkes tarafından tanınan ve bilinen bir marka haline getiren müvekkil şirketin haklarının korunması gerektiğini, müvekkili markalarının yaklaşık 23 yıllık bir geçmişi olduğunu, müvekkilinin bu kadar yıldır kullanılmakta olan kökleşmiş bir markadan, işbu markaya çok benzer olan bir ibarenin kullanılmasına tahammül etmesinin beklenmesinin doğru olmayacağını, müvekkil şirketin karıştırılma tehlikesinin önüne geçmek adına içinde “…/…” ibareleri bulunan marka, ticaret unvanı vesair kullanımlara göz yummadığını, aksi yöndeki YİDK kararının gerekçelerine anlam veremediklerini, davalının “cottonly” markası ise … kelimesi asli unsuru olmak suretiyle yanına yalnızca ek niteliğini haiz “-ly” takısı eklenerek oluşturulduğunu, “…” ibaresinin dilimizdeki telaffuzunun müvekkili markası ile aynı olduğunu, her iki taraf markası görsel ve sesçil olarak kıyaslandığında aynı kelimenin yabancı dildeki karşılığına ek yapılması suretiyle kullanılmış olması orta düzeydeki tüketici algısında müvekkili şirketi akıllara getireceğini, davalı yan markasının 20-21-24-25-35. sınıfa konu mal ve hizmetler yönünden tescil edilmek istenildiğini, bahse konu emtiaların müvekkili markalarında da yer aldığını, müvekkili şirket markaları ile davalı yan markası arasında sadece görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunmamakta bunun yanı sıra taraf markaların mal ve hizmet sınıfları itibariyle de benzer olduğunu, müvekkili markasının ozel/01591 sayısı ile korunduğunu, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/55 D. İş numarası üzerinden tanzim edilen bilirkişi raporundan da görüleceği üzere müvekkili şirketin unvanı “Coton” olarak yazıya geçirilmekte iken ortalama tüketicinin müvekkili şirkete ait markanın yabancı dildeki yazılışını içerir “cottonly” gibi bir marka ile karıştırılmaması, işbu markanın müvekkili şirkete ait markanın devamı niteliğinde olduğu yönünde algı oluşmamasının mümkün olmadığını, mahkemelerce “foton”, “COTTONWORLD”, “… CITY”, “KOTONOMİ”, “COTT10’S”, ““Q … QUALITY & …” gibi markaların müvekkili markaları ile benzer görüldüklerini, Kurum nezdinde de çok sayıda benzer nitelikte kararın müvekkili lehine verildiğini, dava konusu markanın müvekkili markalarından biri gibi algılanabileceğini, “…” ve “…” ibarelerinin benzer olduğuna dair emsal Yargıtay kararlarının da bulunduğunu, müvekkili markasının bilinirliğinin, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalini arttıracağını iddia ederek YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “cottonly” ibaresinin 20, 21, 24, 25 ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerde 17.06.2020 tarih ve 2020/64708 sayısı ile başvuru konusu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 13.07.2020 tarih ve 352 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı tarafça ve ayrıca dava dışı 3. bir firma tarafından itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 08.03.2021 tarihli kararı neticesinde davacı taraf itirazlarının reddolunduğu, ancak dava dışı 3. Kişinin itirazlarının kabul edilerek başvuru kapsamından 24. Ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerin çıkartılmasına karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı yanca itiraz edildiği, davalı yanca Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verilen karara yönelik bir itirazın ise mevcut olmadığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 02.07.2021 tarih ve 2012-M-5147 sayılı kararı neticesinde özetle; “2020/64708 başvuru numaralı “cottonly” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2014 08031, 2014 105646, 2013 82673, 2013 59078, 2013 81561, 2019 25844, 2019 11944, 2019 11939, 2019 08554, 2019 04601, 2018 82172, 2011 43340 sayılı “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “mom …”, “…’a sor al …”, “… moda uzmanı …”, “… bianca”, “… love forever”, “… benim tarzım”, “…” ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, ihtilafın konusunu teşkil eden “…” ibaresinin, İngilizce’de pamuk anlamına geldiği ve ülkemizde özellikle tekstil sektöründe marka, ticaret unvanı ve işletme adı gibi ibarelerde yaygın kullanımı bulunan bir ibare olduğu, dolayısıyla düşük derecede ayırt edici niteliğe haiz olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan, bütünsel olarak ibareler arasında görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan farklılıkların bulunduğu tespit edildiğinden, ibareler arasında ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca, muterizin md. 6/4 ve md. 6/5 gerekçeli itirazı, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır” gerekçeleri ile YİDK karar aşamasında kalan emtialar ile sınırlı olarak yapılan incelemeler sonucunda davacı itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 02/09/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2020/64708 sayılı marka başvurusu kapsamında kalan 20, 21 ve 25. Sınıf emtiaların tamamının, davacı yanın dayanak markaları kapsamında yer alan emtialar aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte olduğu, bununla birlikte benzerliği tespit olunan emtialar açısından taraf markalarının asli unsuru/unsurlarından biri olan “… – cottonly” ibarelerinin, ilgili tüketiciler nezdinde, aynı kelime kökünün Türkçe – İngilizce karşılıkları olarak algılanmasının kaçınılmaz olacağı, işaretlerin, ortalama tüketici kitlesi nezdinde, yanılgı doğurabilecek düzeyde benzer oldukları, davacı markalarının giyim – tekstil sektöründe sahip olduğu anlaşılan bilinirlik çerçevesinde “…” ibaresinin bilinen anlamından uzaklaşarak davacıya özgülenen bir iktisadi aidiyet edindiği, bu nedenle anılan ibarenin sözcük anlamına uygun olacak ve tali nitelikte kullanımlarının ötesine geçerek doğrudan markasal bir algı yaratacak şekildeki kullanımlarının, davacı markaları ile ilişkilendirilebilecek sonuçlar meydana getirebileceği, somut olayda da dava konusu markada son ses olan “ly” sesinin, markadaki algıyı farklılaştırmadığı gibi “…” ibaresindeki vurguyu da geri plana itmediği, davacı yanca “… – …” ibarelerinin karıştırılabilecek düzeyde benzer görüldüğü yönünde dosya kapsamına sunulmuş kesinleşmiş mahkeme ve kurum kararlarının varlığı da gözetildiğinde, dava konusu markadaki gibi bir kullanımın, davacı markalarının tanınırlığı ile birlikte karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmasına yol açabileceği, davacı yanın “…” markasının giyim tekstil ürünlerinde yıllara sair kullanım sonucunda elde ettiği bilinirlik ile birlikte tanınmış marka kaydı ve yargı kararlarının da bu durumu tevsik ettiği, bu halde özellikle 25. Sınıf emtialar açsından, dava konusu markanın tescilinin davacı markalarının tanınırlığına zarar verebilecek sonuçlar meydana getirebileceği gibi işaretler arasındaki karıştırılma ihtimalini de pekiştiren sonuçlara sebebiyet olabileceği, SMK m. 6/5’in koşullarının somut olayda oluşma riski bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markası
cottonly+şekil …+şekil
(20, 21, 25. sınıf) …
MOM
…’a Sor Al
… Moda Uzmanı …
… BIANCA
… Love Forever … BENİM TARZIM
(03, 14, 20, 21, 25. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yanın önceki tarihli markalarının geneli 25. Sınıf emtiaları kapsamakla birlikte 2011/43340 sayılı markası kapsamında 21. Sınıf,2014/105646 sayılı markası kapsamında ise 20. Sınıf emtialar mevcut olduğu, bu haliyle başvuru kapsamında 20, 21 ve 25. Sınıfta yer alan malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında da yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzerlik ilişkisi içerisinde olduğu, anılan emtialar açısından markaların benzer tüketici gruplarına hitap eden, benzer ihtiyaçlara yönelik, birbiri ile rekabet ilişkisi içerisinde olan, birbirlerini tamamlayıcı ya da birbirleri yerine tercih edilebilirliği bulunan, satış, sunum ve pazarlama biçim ve yöntemleri benzer nitelikte oldukları anlaşılmaktadır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; ”cottonly” ibaresinin siyah bir fon üzerinde “l” harfi stilize şekilde bir pamuk çiçeği görselinden oluşmuş mat turuncu renkte “cottonly” kelimesinden ibaret olduğu, anılan ibarenin dilimizde bir anlamı bulunmamakla birlikte İngilzce de bilinen bir anlamı bulunmadığı, bununla birlikte markada “…” ibaresinin son kısmındaki “l” harfin figüratif yazımından kaynaklı olarka görsel anlamda daha bağımsız bir şekilde algılandığı, pamuk sözcüğünün İngilizce karşılığı olan “…” ibaresinin bu haliyle markanın vurgulanmış unsuru olarak algılanabileceği, markanın telaffuzunu “ka-tın-li” şeklinde olacağı, tüketici zihninde kelime bütün olarak algılansa dahi “…” başlangıç sesinin ön planda olacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının her bir markasında “…” ibaresinin esas unsur olarak yer aldığı, bu ibarenin yanına eklenmiş ayırt ediciliği bulunan ya da bulunmayan sözcük unsurlarının mevcut olduğu, bu markaların her birinde “…” ibaresinin bir çatı/lider marka gibi kullanıldığı, ayrıca davacının tek başına şeklinde de tescillerinin mevcut olduğu, davacı markalarında “o” harflerinin figüratif bir şekilde (pamuk çiçeği) kullanıldığı, “…” kelimesi dilimizde “pamuktan yapılmış kumaş”ları tanımlayan bir sözcük olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da 2017/100 E. ,2018/228 K sayılı kararında da ifade ettiği üzere “tescilli marka ile kullanılan işaret arasında görsel ve sesçil (fonetik) yönden benzerlik bulunmasa, hatta genel görünüş (umumi intiba) açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasa dahi, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bir bağlantı kuruyorsa karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti kabul olunacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markaları, dava konusu markada, YİDK aşamasında kalan 20,21 ve 25. Sınıf emtialar bakımından aynı, aynı tür ya da benzer emtiaları kapsamakta oldukları, bu kuvvetli ilişkinin varlığı karşısında, karıştırılma ihtimalinden bahsedilmemesi için, karşılaştırılan işaretlerin birbirlerinden ciddi anlamda uzaklaşmış olmaları gerektiği, halbuki somut olayda, “… – cottonly” kök ve asli unsurunu içerir taraf markalarının, bütünsel algıları açısından da tüketici nezdinde benzer algılar yarattıkları, “…-…” kelimesinin 20 ve 21.sınıf emtialar bakımından zaten ayırt edici vasfının zayıf dahi olmadığı, 25. Sınıf açısından ise değerlendirilebilecek zayıflığın, davacı yanın uzun yıllara sair yoğun ve aktif kullanımı neticesinde tüketiciler nezdinde oluşturduğu somut kurumsal kimlik karşısında anılan ibarenin farklı bir anlama bürünmesi sonucunu doğurduğu, taraf markalarının görsel bütünlükteki farklılığının yeterli düzeyde olmadığı, şeklindeki başvurunun, davacının yeni bir ürün gamı ya da koleksiyonu için tercih ettiği bir isim algısı yaratarak, davacı markalarının kullanımla elde ettiği ayırt ediciliğin sağladığı daha geniş koruma gücü ve yine davacının seri marka yaratma geleneği göz önüne alındığında işaretlerin birbirlerinin serisi, devamı şeklinde algılanarak işaretlerin aynı iktisadi köke ait olduğu yanılgısını oluşturabileceği; somut olayda davacı yanın işlem ve dava dosyasına “…” markaları ile ilgili yazılı ve görsel basında çıkan haberler, elde edilen başarılar, sanatçılarla yapılmış reklam çekimleri, sosyal platformlarda yer alan hesaplar, bu hesaplardaki takipçi sayıları, sektör dergilerinde çıkan haberler, Kurum nezdinde verilmiş tanınmış marka kararı, mahkemelerce verilmiş tanınmış marka kararlarına yönelki delilleri ibraz ettiği, sunulan bu deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı yanın “…” markalarının özellikle moda giyim – tekstil ürünlerinde ciddi bir bilinirlik sahibi olduğu yönünde algı edinilmesi için yeterli olduğu, davacının kavramsal olarak zayıf bir kelime üzerinden yıllara sair yoğun yatırım, emek ve çaba neticesinde elde ettiği güçlü ayırt ediciliğin, anılan ibare ile aynı ya da benzer şekilde oluşturulmuş markaların, davacı markasının tanınırlığı bulunduğu sektörde, doğrudan esas unsur ya da iktisadi kaynak gösterir niteilkte sonraki başvuruların öznesi olması halinde, bu durumun davacı yanın elde ettiği billinirliğin zaman içerisinde yeniden azalma riskiyle karşı karşıya kalması sonucunu meydana getirebileceği, bu durumun işaretler arasında 25. Sınıf emtialarda karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerlik görülme riskini daha da arttırdığı gibi avacı markalarının ayırt ediciliğini zayıflatabileceği gibi davacı markalarını bilinirliği üzerinden haksız menfaat temini gibi sonuçları da doğurabileceği, SMK m. 6/5 kapsamındaki koşullardan en az birinin somut olayda meydana gelme ihtimalinin ortaya çıkabileceği hususları da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021-M-5147 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2020/64708 kod nolu “cottonly+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.568,60-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2022

¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.441,50-TL
TOPLAM :2.568,60-TL