Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/303 E. 2022/318 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/303
KARAR NO : 2022/318

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın 2020/24160 sayılı “… BURADA SEN NEREDESİN?” marka başvurusuna yönelik itirazlarının kurum tarafından reddolunduğunu, halbuki anılan markanın müvekkilinin “…” markaları ile benzer oduğunu, müvekkilinin 1998 yılından beri e-online alışveriş pazarında yer aldığını, sektöründe lider firma olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markasına benzer şekilde oluşturulduğunu, bu şekilde bir seri marka izlenimi yaratılmaya çalışıldığını, dava konusu markada kullanılan şekil unsurunun bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, bu nedenle değerlendirmenin kelimeler üzerinden yapılması gerektiğini, dava konusu marka incelendiğinde … BURADA ibaresinin SEN NEREDESİN? ibaresine nazaran yazı boyutunun çok daha büyük olduğu ve kalın puntolarla turuncu ve siyah renkelerle oluşturulduğu, SEN NEREDESİN? ibaresinin tilki figürünün altında dikkat çekmeyecek şekilde küçük ve ince yazı tipi seçilerek konumlandırıldığı, … BURADA ibaresinin markada esas unsur olduğu, … BURADA ibaresinde kullanılan turuncu renk müvekkil şirketin tüm markalarında, sitelerinde kullandığı, imzası haline gelen turuncu renk olduğunu, bu nedenle tüketici nezdinde müvekkili markalarının canlanacak olduğunu, dava konusu markada farklı olan tek şeyin HEPSİ yerine … ibaresinin kullanılması olduğunu, müvekkili şirketin markalarında HEPSİ ibareleri turuncu ve devamında gelen kelime siyah olarak düzenlendiğini, dava konusu markanın müvekkiline ait ….com markalarını yıllardır bilen tüketiciler için müvekkil markalarının devamı gibi algılanacağını, müvekkilinin “…” markalarına dayalı olarak daha evvel sair markalara karşı gerçekleştirdiği itirazların kurum tarafından kısmen ya da tamamen kabul edilerek başvuruların reddine karar verildiğini, dolayısıyla BURADA ibaresinin müvekkili ile özdeş olduğunu ve yanına farklı bir ibare getirilse de markanın müvekkili şirkete ait olduğu yanılgısını doğuracağını, “… BURADA SEN NEREDESİN” ibareli başvurusu, müvekkilimizin markalarının kapsamında bulunan ürün/hizmetler ile aynı olan 39. SINIF hizmetler için tescil edilmek istenildiğini, dava konusu marka başvurusu ile müvekkil adına tescilli ….COM VE … markasının piyasadaki konumundan haksız yarar elde etmesinin kaçınılmaz olduğunu, müvekkiline ait markaların T/02598 sayı ile tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkili markasının bu nedenle daha geniş bir korumadan yararlanması gerektiğini, dava konusu markanın müvekkili markasının ayırt edici karakterine zarar verebilecek nitelikte olduğunu, davalının bu ibareyi tesadüfi bir şekilde tercih ettiği yorumunda bulunulamayacağını, başvurunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu markanın tescilinin aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiğini iddia ederek 2021-M-4801 sayılı YİDK kararının iptali ve 2020/24160 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; taraf markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığı, müvekkili markasının sözcük ve şekil markası olduğunu, bu ibarelerin hiçbirinin davacı markalarına benzer olmadığını, iki markada kullanılan renklerde farklar olduğunu, markaların yazım biçimlerinin farklı olduğunu, müvekkili markasındaki figürün, markaları ciddi oranda uzaklaştırmış olduğunu, markalar arasındaki farklılıkların, markanın özellikle asli ve tali unsurlarında gözle görülebilecek ve rahatlıkla ayırt edebilmeyi sağlayacak nitelikte olduğunu, “burada” ibaresinin varlığından kaynaklı bir benzerlikten yola çıkarak iltibasın varlığını kuvvetlendirmeye çalışmışsa da, “burada” kelimesinin hem davacının hem de davalı markalarında bulunuyor olmasını iltibası kuvvetlendiren bir husus olarak değerlendirmek “iltibas” kavramını haddinden fazla genişletmek olacağını, bu ibareleri içerir çok sayıda markanın bulunduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “… burada sen neredesin?” ibaresinin 39. Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 26.02.2020 tarih ve 2020/24160 sayısı ile gerçekleştirilen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.03.2020 tarih ve 344 sayılı bültende ilana çıktığı, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli çok sayıda markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 22.10.2020 tarihli kararı neticesinde ise davacı yanca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddolunduğu, söz konusu ret kararına karşı davacı yanca bir kez daha itirazda bulunularak başvurunun yeniden reddini talep olunduğu, davacı itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-M-4801 sayılı kararı neticesinde özetle; “2020/24160 başvuru numaralı “… burada sen neredesin?” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2013 90705, 2014 105661, 2015 66566, 2018 121549, 2018 121553, 2018 88057, 2018 93414, T/02598 sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlıktan haksız yarar sağlama ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle karıştırılacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın benzerlik ve tanınmışlık da dahil olmak üzere tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının nihai olarak bir kez daha reddine karar verildiği; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 19/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2020/24160 sayılı başvuru kapsamında yer alan 39. sınıf hizmetlerin davacı yanın işlem dosyasına dayanak markalarında yer almadığı gibi davacı yanın hükümsüzlük talepli dava dosyasında yer verdiği ek markalarının da dava konusu markadan sonraki tarihli oldukları, bu haliyle taraf markaları arasında emtia benzerliği kriterinin sağlanmadığı, emtia benzerliği kriteri sağlanmadığından SMK m. 6/1in koşullarının da somut olayda oluşmadığı, bununla birlikte davacı yanın e-ticaret ve online pazaryeri hizmetlerinde “…” markası ile tanınır olduğu ancak dava konusu markanın bütünsel algısı itibariyle davacı markalarından farklı olduğu, taraf markaları arasındaki ortak unsur olan “burada” ibaresinin, ayırt edici gücü yüksek olmayan, özgünlüğü ve orijinalliği bulunmayan, ticaret hayatında yaygın kullanımı bulunan, pek çok hak sahibi adına ek sözcüklerle birlikte başvuru konusu edilmiş/tescil edilmiş veya fiilen kullanılan bir ibare olduğu, dolayısıyla tüketicinin anılan ibareye güçlü bir markasal önem atfemeyeceği bir durumda salt bu ibarenin ortaklığından kaynaklı olarak taraf markaları arasında bir benzerlik ilişkisi de kurmayacağı, dolayısıyla dava konusu markanın tescilinin 6/5 maddesinde aranılan kriterlerin meydana gelmesi sonucunu doğuracağı yönünde bir kanaate varılamadığı, dava konusu markanın tescilinin, davacı markaları ile haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

… burada Sen Neredesin?+şekil ….com her şey ayağına gelsin
(39. sınıf) GELECEK BURADA+şekil
….com tek tıkla güvenli alışveriş

Türkiye’nin …’sı
keşfet …
(09, 35, 38, 41, 42, 45. sınıf)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede:
Bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere;
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yanın işlem dosyasına dayanak yaptığı markalarının hiçbiri uyuşmazlık konusu 39. Sınıf hizmetleri kapsamadıkları gibi, anılan markalar kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfları ile de 39. Sınıf hizmetler açısından benzerlik düzeyinde dahi bir ilişki bulunmamaktadır. Bu bağlamda taraf markaları birbirlerinden farklı mal ve hizmet sınıflarını kapsamakta olup karşıladıkları ihtiyaç, hitap ettikleri tüketici grubu birbirlerinden farklıdır. Buna bağlı olarak da markaların birbirleri ile doğrudan bir rekabet ilişkisi içerisinde olmadıkları, tüketiciye sunum ve pazarlama biçimlerinin de farklılaşmış olduğu anlaşılmıştır. SMK m. 6/1 kapsamında ileri sürülen itirazlar bakımından, karıştırılma ihtimaline ilişkin koşulların oluşup oluşmadığının öncelikli koşulu taraf markalarının aynı ya da benzer mal veya hizmetleri kapsıyor olmalarıdır. Somut olayda bu kriter meydana gelmemiş olduğundan işaretlerin benzerliği açısından ayrıca bir değerlendirme yapılmaksızın SMK m. 6/1 koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte davacı yanın e-ticaret ve online pazaryeri hizmetlerinde “…” markası ile tanınır olduğu ancak dava konusu markanın bütünsel algısı itibariyle davacı markalarından farklı olduğu, taraf markaları arasındaki ortak unsur olan “burada” ibaresinin, ayırt edici gücü yüksek olmayan, özgünlüğü ve orijinalliği bulunmayan, ticaret hayatında yaygın kullanımı bulunan, pek çok hak sahibi adına ek sözcüklerle birlikte başvuru konusu edilmiş/tescil edilmiş veya fiilen kullanılan bir ibare olduğu, dolayısıyla tüketicinin anılan ibareye güçlü bir markasal önem atfemeyeceği bir durumda salt bu ibarenin ortaklığından kaynaklı olarak taraf markaları arasında bir benzerlik ilişkisi de kurmayacağı, dolayısıyla dava konusu markanın tescilinin 6/5 maddesinde aranılan kriterlerin meydana gelmesi sonucunu doğuracağı yönünde bir kanaate varılamadığı, dava konusu markanın tescilinin, davacı markaları ile haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği de kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸