Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/302 E. 2022/358 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/302 Esas – 2022/358
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2022/358

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
—————————–
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2007/13852 sayılı “…” ibareli markanın 19 ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerde sahibi olduğunu, ayrıca müvekkilinin “…….p” markasını da fiili olarak kullandığını, davalı yanın 2019/71599 sayısı ile gerçekleştirdiği başvuruya karşı itiraz ettiklerini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davalı yanın 2019 yılında “e……….up” şeklinde gerçekleştirdiği başvurunun tescil edilemez olduğunu, markaların aynı esas unsuru taşıdıklarını, buna rağmen Kurum nezdindeki itirazlarının reddedildiğini, dava konusu markanın tescil edilmek istenildiği 35.sınıf hizmetler bakımından markaların kapsamlarının aynı olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkili markasının gerek yurt içi gerekse de yurt dışında bilindiğini, müvekkilinin itirazının kurum tarafından reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin 2007 – 2014 yıllar arasında Muğla’daki akaryakıt istasyonunda bulunan restoranında yemekhane işletmekte olduğunu, burada hem müşterilere satış yaptığını hem de işçilerinin yemek ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilin 01.01.2015 tarihinde şirket merkezi ve bütün şubelerdeki restoran ve yemekhanelerin işletilmesi şartıyla … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. firmasına … … San. Ve Tic. A.Ş’ye ait arsa ve tesisleri kiraya verdiğini, akaryakıt istasyonundaki restoranda yemek üretip müşterilere satma ve yine şirketlerin bünyesindeki işçilerin yemek ihtiyaçları için ilgili işyerlerini devretmiş olduğunu ve buraların kiracı … … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından işletildiğini, anılan firmanın bu faaliyetini müvekkili kontrolünde yaptığını, dolayısıyla Kurum tarafından verilen aksi yöndeki kararın ve müvekkilinin “toptan veya perakende gıda satışı” yaptığı hususunun ispatlanamadığı yönündeki tespiti kabul etmediklerini, iddia ederek YİDK kararının iptali ve 2019/71599 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞTİRME:
Mahkememizce 19/08/2021 tarihli tensip tutanağı ile, taraf teşkilinin sağlanması için TPMK yanında mecburi dava arkadaşı olan ve yayına itiraz eden … İNŞAAT İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ hakkında ayrı bir dava açıp birleştirmesi için davacıya iki haftalık kesin mehil verilmiş davacı tarafından 09/09/2021 tarihinde yayına itiraz eden şirket hakkında açmış olduğu Ankara 4. FSHHM 2021/259 E. 2021/281 K sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı adına tescilli bulunan 2007/13852 Başvuru numaralı “…” ibareli marka, 35 nice sınıfında 23/10/2008 tarihinden beri 14 yıldan fazla bir süre tescilli bulunmasına rağmen davacı tarafından hiçbir şekilde kullanılmadığını, bu hususta dosyaya bir belge sunulamadığını, davacı yanın yalnızca mermerin ocaktan çıkarılması ve işlenmesi faaliyetlerinin gerçekleştirildiği, davacı adına tescilli bulunan 2007/13852 sayılı “… şekil” ibareli markanın “35. sınıf toptan ve perakende gıda satışı” bakımından ciddi kullanımının ispatlanamaması nedeniyle, kullanım ispatı talep edilmiş olan hizmetler açısından, 6769 s. SMK madde 6/1 incelemesinde TPMK tarafından esas alınmadığını, kaldı ki taraf markalarının benzer dahi olmadıklarını, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markaların tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı şekil, renk ve kelime ve harf unsurları, markalar arasında karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ibaresinin 35. Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 29.07.2019 tarih ve 2019/71599 sayısı ile gerçekleştirilen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 5/1-ç maddesi uyarınca kapsamında yer alan bir kısım emtialar açısından davacı yana ait 2007/13852 sayılı marka nedeniyle reddolunduğu, kalan emtialar bakımından ise başvurunun 15.08.2019 tarih ve 330 sayılı bültende ilan edildiği, anılan karara karşı davalı başvuru sahibinin itiraz ettiği, davalı itirazlarının 09.12.2019 tarih ve 2019-M-10331 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı neticesinde isabetli bulunduğu ve redde konu emtiaların 12.12.2019 tarihli bültende ilan edildiği, davacı yanın 15.08.2019 tarihinde yayınlanan emtialar bakımından, 2007/13852 sayılı markasına dayalı olarak itiraz ettiği, davalı başvuru sahibinin ise SMK m. 19/2 kapsamında söz konusu markanın “toptan ve perakende gıda satışı” hizmetleri açısından kullanımını ispatlamasını talep ettiği, davacı yanın 08.06.2020 tarihli Kullanım İspatı Delil Sunum formu ile işlem dosyasına çok sayıda delil sunduğu, sunulan delillerin büyük bir bölümünün, davacının Toptan Gıda Ticareti yapan birtakım firmalardan satın aldığı gıda ürünlerinin faturaları olduğu, başka bir ifadeyle bahsi geçen faturaların davacı yanca kesilmiş faturalar değil, davacı yana kesilmiş faturalar oldukları, 05.05.2013 tarihli bir adet faturanın … … San. Ve Tic. AŞ tarafından, … … A.Ş’ya “yemek bedeli” konusu ile kesilmiş bir fatura olduğu, ancak anılan faturanın dava konusu markanın başvuru tarihi olan 29.07.2019 tarihinden geriye dönük son 5 yıl içerisinde kalan bir fatura olmadığı, yine benzer şekilde davacı yanın 22.08.2012 tarihli “yemek bedeli” konulu faturasının da 5 yıldan eski tarihli olduğu; Markalar Dairesi Başkanlığı’nın sunulan bu deliller çerçevesinde 23.10.2020 tarihinde verdiği kararlar, davacı yanın “35. Sınıfta toptan ve perakende gıda satışı” faaliyetinin bulunduğu yönünde bir kanaate varılamadığı, bu hizmetler dışında kalan hizmetler açısından ise taraf markalarının benzer olduğu yönünde kanaate vardığı ve başvuru kapsamından 35. Sınıfta yer alan “Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler.Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar.Ormancılık ürünleri.Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar.Hayvan yemleri.Malt (insan tüketimi için olmayan).Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller.Tütün, çiğneme tütünleri, sigaralar, purolar.Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, tütün içenlere mahsus malzemeler: pipolar, puro ve sigara ağızlıkları, küllükler, tütün kutuları, sigara sarmak için aletleri, sigara kağıtları, nargileler, çakmaktaşları, çakmaklar, elektronik sigaralar ve bunlarla kullanılan kartuşlar.Kibritler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin başvuru kapsamından çıkartılmasına karar verildiği; söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 18.06.2021 tarih ve 2021-M-4685 sayılı kararı neticesinde özetle; “2019/71599 başvuru numaralı “entaşgrup” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2007 13852 sayılı “… şekil ” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6/1, 6/6 maddeleri uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Başvuru sahibi yayına itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nın 19(2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen 2007 13852 sayılı “… şekil ” ibareli markanın, “35.sınıf TOPTAN VE PERAKENDE GIDA SATIŞI” bakımından kullanıldığının ispatlanmasını istemiştir. Yapılan incelemede, 2007 13852 sayılı “… şekil” ibareli markanın, itiraz konusu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle beş yıldan uzun süredir tescilli durumda olduğu, dolayısıyla söz konusu marka bakımından SMK m. 19(2) hükmünün uygulanabilir durumda olduğu tespit edilmiştir. İtiraz sahibinin yayına itiraz aşamasında sunmuş olduğu belgelerin incelenmesi neticesinde, 2007 13852 sayılı “… şekil ” ibareli marka bakımından ciddi kullanımın ispatlanamadığı kanaatine varıldığından, belirtilen markanın, kullanım ispatı talep edilmiş olan hizmetler açısından, 6769 s. SMK madde 6/1 incelemesinde esas alınması mümkün görülmemiştir. Bu çerçevede Kurul’da yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile 2007 13852 sayılı “… şekil ” ibareli marka arasında, başvurunun eşya listesi kapsamında kalan ve itiraz gerekçesi markanın eşya listesinde yer alıp kullanım ispatı talep edilmemiş olan mallar / hizmetlerin durumu göz önüne alındığında, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme / karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varılmıştır. Bunun yanında, itiraz dilekçesinde öne sürüldüğü gibi itiraza gerekçe markanın, 6769 s. SMK’nın 6/6 kapsamındaki hak sahipliği yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığından, bu iddianın kabulü mümkün olmamıştır. Sayılan nedenlerle, itirazın reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarını nihai olarak reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 18/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davacı yana ait 2007/13852 sayılı marka ile ilgili davalı tarafça işlem dosyasında SMK m. 19/2 kapsamında ve yine dava dosyasındaki cevap dilekçelerinde ileri sürülen kullanmama def’i savunması kapsamında, davacı yan markasının “TOPTAN VE PERAKENDE GIDA SATIŞI” hizmetlerinde ciddi ve markasal kullanımlarda bulunduğu yönünde bir kanaate varılmasının, işlem ve dava dosyasına sunulan delillerden mümkün olmadığı, sunulan bir çok delilin davacı yanın “…” ibaresinin markasal kullanımını göstermeye yönelik olmadığı, bu kapsamda değerlendirilebilecek delillerin ise dava konusu markanın başvuru tarihi olan 29.07.2019 tarihinde geriye dönük son beş yılda (29.07.2014 – 29.07.2019 arası) kalan döneme ait olmadığı, ilgili döneme ilişkin yalnızca 4 adet faturada davacının “yemek bedeli” adı altında hizmet sunduğu görülmüş ise de bu delillerin ciddi ve devamlılığı göstermeye yeterli deliller olmadığı, daha eski tarihli delillerin ise kullanım ispatı talebi açısından zaten dikkate alınamayacağı, dava dışı 3. Bir firmanın (…) gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerde ise “…” markası altında toptan ve perakende gıda satış hizmeti verildiği yönünde somut bir kanaate yine varılamadığı, SMK m. 6/1 kapsamında yapılan değerlendirmede taraf markalarının kapsamları itibariyle aralarında aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde dahi bir ilişkinin mevcut olmadığı, bu nedenle iltibas ihtimaline yönelik ilk şart meydana gelmediğinden, işaretler arasında görsel, işitsel veya kavramsal bir benzerliğin var olup olmadığı noktasında 6/1 maddesi kapsamında ayrıca bir karşılaştırma yapılmasına da gerek olmadığı, işaretler arasında karıştırılma ihtimalinin oluşmayacağı, davacı yan markalarının SMK m. 6/5 kapsamında tanınmış olduğu yönünde bir kanaate varılamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markası

… GRUP+şekil …+şekil
(35. sınıf) (19 ve 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; taraf markaları kapsamlarında kalan emtialar bakımından herhangi bir benzerlik taşımadığı, davacı yanın önceki tarihli markası kapsamında 35. Sınıf 05 alt grubunda yer alan ve genel olarak ifade edilmiş hizmetler ile dava konusu marka kapsamında 35. Sınıf 05 alt grubunda yer alan ve gıda ürünlerinin satışına özgülenmiş satış hizmetlerinin doğrudan benzer olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, Yargıtay uygulamalarında da benimsendiği üzere 35. Sınıf mağazacılık hizmetlerinde önceki tebliğlere göre “genel olarak” tescilli önceki markalar ile aynı sınıfta spesifik olarak bazı mallara özgülenerek sınırlandırılmış sonraki tarihli markaların kapsamındaki emtiaların doğrudan benzer olarak kabul edilmemesi gerektiği ve önceki marka sahibinin, fiilen gerçekleştirdiği mağazacılık hizmetlerinin hangi emtia ve sektöre ilişkin olduğunu ispatlaması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça da bu hususta davacı yanın kullanımlarını ispata davet edildiği ancak davacı yanca gerek işlem gerekse de dava dosyasına sunulan delillerden, davacı yanın “TOPTAN VE PERAKENDE GIDA SATIŞI” hizmetleri açısından, “…” ibaresinin markasal nitelik arz edecek şekilde kullanıldığı hususunun, tereddütsüz ve net olarak ispatlanamadığı görülmüştür.
Karıştırılma ihtimalinin öncelikli şartı taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından aynı veya benzerlik düzeyinde bir ilişki bulunmasıdır. Somut olayda ise bu şart meydana gelmediğinden, karıştırılma ihtimali açısından incelenmesi gereken ikincil kriter olan işaretlerin, ilgili tüketiciler nezdinde birbirleri ile ilişkilendirilebilir bir benzerlik hali taşıyıp taşımadıklarının incelemesinin yapılmasına gerek duyulmaksızın SMK m. 6/1 düzenlemesinde yer alan şartların somut uyuşmazlık açısından meydana gelmediği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı yanın işlem ve hükümsüzlük talepli dava dosyasına sunduğu delillerin bir kısmının doğrudan davacı yanın markasal kullanımlarını dahi gösterir nitelikte olmayıp; bir kısım delil ise davacı yanın markalarının olağan kullanımlarına yönelik delillerdir. Bu halde sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı markalarının tanınmışlığı ile ilgili bir kanaate varılması da mümkün olmamıştır. Bu bağlamda her ne kadar dava konusu başvurunun, sahip olduğu esas unsurun “…” şeklindeki ayırt edici niteliğe haiz ibare oluşundan kaynaklı, davacı yanın önceki tarihli ve birebir aynı ibareyi içerir “ markası ile işaretsel anlamda benzer ise de davacı yan markalarının tanınmışlığı hususunda bir kanaate varılamadığından, dava konusu marka kapsamında YİDK kararı sonrasında kalan ve davacı markasının kapsamı ile örtüşmeyen mal ve hizmetlerde, davacı yanın SMK m. 6/5 kapsamında bir korumadan yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

¸ ¸