Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/300 E. 2022/443 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/300
KARAR NO : 2022/443

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin…, Z ve … ibareleri üzerinde öncelik hakkı olduğunu, 04.06.2001 tescil tarihinden
beri… ibaresinin tescilli ticaret unvanı olarak kullanıldığı, … ibaresinin müvekkilinin ticaret
unvanı olduğunu, 2007 yılından beri Z + … ibaresinin fiili markasal kullanıldığını, 2010 19099 sayılı ve
Z+… ibaresiyle tescilli marka olarak kullanıldığını, müvekkilinin 2019 1116702 başvuru numaralı markasının tescili talebinde bulunulduğunu, başvuruya davalı tarafından benzerlik iddiası ile itiraz
edildiğini, YİDK’nın incelemesi neticesinde başvurunun kısmen reddedildiğini, davalı şirket kurulmamışken
2007 yılında Konya şubesi, 2008 yılında Konya 2. Şubesi, 2013 yılında Konya Fabrikası ile birlikte yoğun ve
yaygın tanınmışlığa sahip olduğunu, davalının 2010 yılında… ismini unvan olarak almasında
müvekkilinin tanınmışlığından faydalanma kastı bulunduğunu, müvekkilinin dahil olduğu aile şirketlerine ait Z logosunu birebir kendi adlarına tescil ettirmesinde davalının kasten kötüniyetle hareket ettiğini,
müvekkilinin 2001 yılından tescilli…, 2007 yılından beri … ibaresi üzerinde tescilli ticaret
unvanı olarak Z+… logosu üzerinde fiilen, 2010 başından itibaren de Z+… ibaresi üzerinde tescilli
öncelik hakkı varken davaya konu Z+… Grup ibareli başvurunun reddine karar verilmesinin
müvekkilinin kazanılmış haklarına aykırılık teşkil ettiğini, davalının haksız olduğunu, YİDK kararındaki
daraltıcı yorumun tehlikeli olduğunu, müvekkilinin dahil olduğu aile grubu şirketinin… ibareli unvan,
marka ve sair tescil ve başvurularda öncesi yok sayılarak yeni bir şirketmiş gibi hareket edilmesinin ticareti
kitleyeceğini, kimsenin şirket sayısını arttıramayacağını iddia ederek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulu’nun 12.06.2021 tarihli ve 2021-M-4350 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; YİDK kararına taraf olmayan kişi veya şirketlerin, YİDK kararının iptalini istemli dava açma haklarının
bulunmadığını, müvekkilinin… ibareli markalarının bulunduğunu, başvuru markasının asıl ve ayırt edici
unsurunun… ibaresi olduğunu, GÜL ibaresinin yeterince ayırt edicilik sağlamadığını, işitsel, görsel ve
anlamsal olarak birbirlerinin aynısı olduğunu, Kurum kararının hukuka uygun olduğunu, karıştırmayı
önleyecek yeterli bir farklılık bulunmadığını, davacının işaretinin toplumun dikkatini çekeceği ve
müvekkilin uzun yıllardan buyana kullanılan markasının temsil ettiği imaj ve güveni hiçbir masraf ve çaba
harcamadan kendi markasını taşıyan ürün ve hizmetlere devrini sağlayacağı, başvurunun müvekkilinin 2019/70115, 2012/39458, 2010/81495, 2003/12781 ve 2019/71086 sayılı marka tescilinden doğan
haklarını ihlal ettiğini, 2010/19099 sayılı markanın 29 ve 30.sınıf ürünleri içermediğinden, yargılama
konusu 2019/116702 sayılı başvuruya müktesep hak sağlamayacağını, davacının kötüniyetli olduğunu,
davacının 2001 yılındaki tescil iddiasının… Gıda ve Temizlik Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş. için geçerli
olduğunu, müdahil olarak 2-5.sırada yer alan şirketlerin ticaret unvanı tescilleri müvekkilin
26.05.2003/12781 sayılı marka tescilinden sonra olduğunu, öncelik hakkının müvekkilinde olduğunu,
davacının ticaret unvanı ve markalarının tanınmış olmadığını, davacı yanın yargılama konusu ürünleri
içeren herhangi bir tescilli markası bulunmadığını, markalarda yer alan Z harflerinin tasarım, kaligrafi,
renklendirme, biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak farklılaştığını, Kurum kararının hukuka uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın YİDK tarafından kısmen kabulü ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … adına 22.11.2019 tarihinde 29., 30., 35 ve 39. Sınıf mal ve hizmetler bakımından … GRUP+şekil ibaresinin
tescili için başvuruda bulunulduğu, markanın ilanına ilanında… ……….GIDA SANAYİ TİC.LTD.ŞTİ. tarafından 2019/70115, 2012/39458,
2010/81495, 2003/12781 ve 2019/71086 sayılı markalara dayanılarak SMK 6/1 ve 6/3 maddeleri
kapsamında markaların benzer olduğu, mal ve hizmet benzerliğinin bulunduğu, Gül ibaresinin markaları
farklılaştırmadığı, orta seviyedeki tüketicinin karıştıracağı, SMK m. 6/3 haklarının bulunduğu iddiaları ile
yayıma itiraz edildiği, başvuru sahibi tarafından “markaların farklı olduğunu,
başvurunun özgün ve ayırt edici nitelik taşıdığını, markaların sektörlerinin birbirinden farklı olduğunu,
… ticaret unvanın 2001 yılından beri tescilli olarak kullanıldığını, davacının grup şirketlerine ait 2010
19099 sayılı Zirvegülgrup markasının tescilli olduğunu, 2007 yılından beri fiili markasal olarak
kullanıldığını, tescilli markasının kendisine kazanılmış hak bahşettiğini, … esas ibareli markalarının
dikkate alındığında itiraz edenin Z logosunun taklit edilerek tescil edilmesinin daha sonraki tarihlerde
olduğunu, davalı itiraz sahibinin kötüniyetli olduğunu, buna yönelik İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai Haklar
Hukuk Mahkemesinde 2020/225 E. nolu dosyanın açıldığını, itiraz sahibinin başvuru sahibi davacının dahil olduğu
şirketler grubunun tanınmış Z logosunu taklit ederek davacının seri markası olarak tescil ettirmek
istediğini markasına itiraz etmesinin haksız olduğunu iddia ederek karşı görüş sunduğu, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı 18.12.2020 tarihli kararında itirazın reddine karar verildiği, itiraz sahibinin bu defa “markaların benzer olduğu, başvuru sahibinin amacının… markasını
kullanım olduğu, 23.10.2018 tarihinde… Çikolata Gıda San. Tic. ve A.Ş. şirketini kurduğu, yayıma itirazın
yeniden incelenmesini talep ettiği, başvuru sahibinin yeniden incelemeye karşı görüş sunarak ilk karşı görüşünde sunduğu benzer
gerekçeleri öne sürdüğü, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2021-M-4350 sayılı kararıyla; “2019/116702
başvuru numaralı “… grup” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi
Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2019 70115, 2012 39458, 2010 81495, 2003 12781, 2019 71086 sayılı “…”,
“…”, “… z şekil”, “…”, “… çikolata” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6
ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların “…” ibaresini ortak
unsur olarak içerdiği, başvuru konusu markanın tüketiciler tarafından “…” ve “gül” kelimelerinin birleştirilmesiyle
oluşturulan bir marka olarak algılanacağı, “…” ibaresinin yanına eklenen “gül” ibaresiyle birlikte markanın
bütünlük kazanmadığı, “…” ibaresinin herhangi bir anlamının bulunmadığı, bu bağlamda başvurunun muterize
ait “…” markalarının bir serisi veya devamı olarak algılanabileceği, sonuç olarak markalar arasında benzerlik
bulunduğu, ayrıca başvuru kapsamında yer alan “SINIF KODU : 29 Kuru bakliyat. Zeytin, zeytin ezmeleri. Yenilebilir
bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve
ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. SINIF KODU : 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao
esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları
dahil olmak üzere soslar. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler,
çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri,
mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” malları ile
aynı/aynı tür malların itiraz gerekçesi markaların da tescil kapsamında bulunduğu, bu nedenle markalar arasında
ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali ortaya çıkabileceği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan başvuru sahibine ait 2010 19099 sayılı markanın tescil kapsamında itirazı incelenen işbu başvurunun
tescil kapsamında bulunan ve redde konu olan 29. ve 30. sınıfa dahil malların bulunmadığı tespit edildiğinden,
başvuru sahibinin önceki markasından dolayı redde konu olan 29. ve 30. sınıfa dahil mallar bakımından kazanılmış
hakkı olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle iş bu itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.
İtirazın kısmen kabulüne ve “SINIF KODU: 29 Kuru bakliyat. Zeytin, zeytin ezmeleri. Yenilebilir bitkisel yağlar.
Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler,
salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. SINIF KODU: 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı
içecekler, çikolata esaslı içecekler. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil
olmak üzere soslar. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar,
bisküviler, krakerler, gofretler. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri,
kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mallarının başvuru
kapsamından çıkartılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.” gerekçesi ile itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 17/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:başvuru kapsamından YİDK kararı ile çıkartılan 29. Sınıf: “Kuru bakliyat. Zeytin, zeytin ezmeleri.
Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş,
salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri,
tahin” ile 30. Sınıftaki: “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.
Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.
Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar,
bisküviler, krakerler, gofretler. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf
ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf,
çavdar, pirinç. Pekmez Lokumlar, Helvalar, Pişmaniyeler, Tahin Kreması, Hashaş Kreması,Haşhaş
Pralini” emtialarının davalının redde mesnet markaları kapsamında yer alan 29 ve 30. sınıftaki
mallarla ile aynı, aynı tür ve benzer olduğu;
başvuru konusu 2019 116702 tescil numaralı marka ile davalının redde mesnet markaları
arasında çekişme konusu mallar yönünden bütüncül değerlendirme sonucunda marka ve
işaretler arasında ilişkilendirme de dâhil olmak üzere karıştırılma / benzerlik ihtimali bulunduğu; davalının başvuru markası üzerinden davacıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak
sahibi olduğu yönünde marka işlem dosyası içerisinde yeterli delilin bulunmadığı,
davacının “… GRUP” başvuru markası yönünden 2010 19099 tescil numaralı
markasından kaynaklı müktesep hakkı bulunmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Örnek Davalı Markaları

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; YİDK iptali talebine konu davacının başvuru markasında yer alan ve YİDK kararı ile
çıkartılan 29. Sınıf: “Kuru bakliyat. Zeytin, zeytin ezmeleri. Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş,
konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler,
salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” ile 30. Sınıftaki: “Kahve, kakao; kahve veya kakao
esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates
sosları dahil olmak üzere soslar. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.
Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış
mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf,
çavdar, pirinç. Pekmez Lokumlar, Helvalar, Pişmaniyeler, Tahin Kreması, Hashaş Kreması,Haşhaş Pralini”
emtialarının davalının redde mesnet markaları kapsamında yer alan emtialar ile aynı, aynı tür ve benzer
olduğu görülmüştür.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde;davacı markasının, düz beyaz
zemin üzerinde “…” ibaresi kalın punto ve daha büyük harflerle yer almakta, hemen altında ise daha
küçük yazı boyutu ile “grup” ibaresi bulunduğu, “…” ibaresinin hemen üstüne ise kırmızı daire
içerisinde karakteristik şekilde beyaz renkle yazılı “z” harfi konumlandırıldığı, markanın “zir-ve-gül gu-rup” şeklinde telaffuz edileceği anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalının… ibareli markasının karakteristik
şekilde yazılı yeşil renkli “…” ibaresinden oluştuğu; …+şekil ibareli markasının mavi renkli
“…” ibaresinin üst kısmından ince bir beyaz şerit geçtiği anlaşılmakla birlikte ibarenin hemen altında
mavi bir çizginin bulunduğu, yine ibarenin sol başına kırmızı çizgili içi mavi renkli olan dairenin ortasında
beyaz renkli karakteristik “z” harfinin konumlandırıldığı, diğer… ibareli markanın ise düz beyaz zemin üzerine karakteristik yazı tipi ile oluşturulan “…” ibaresi ile yine düz beyaz zemin
üzerine siyah renkle yazılı… Çikolata ibaresinden oluşan markası olduğu, davalının redde
mesnet alınan markalarının “zir-ve, zir-ve çi-ko-la-ta” şeklinde telaffuz edileceği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Taraf markalarında ortak olarak bulunan…
ibaresi “1- Doruk, 2- Bir işte ulaşılan en üst aşama” anlamına geldiği, başvuruda yer alan Gül ibaresi
ise kokulu bir çiçek türü olduğu, başvuruda yer alan grup ibaresi ise 1- küme, 2- Ortak özellikleri olan varlıklar,
nesneler bütünü, 3- Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip” anlamına geldiği, başvuru
markasında yer alan “grup” ibaresinin markada yüksek bir ayırt ediciliği bulunmadığı, …
ibaresinden sonra gelen gül ibaresi de… ibaresini anlam olarak davalı markalarından uzaklaştırmaya
yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “… GRUP” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… GRUP” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu; davacı yan “… GRUP” başvuru markası bakımından önceki tarihli “… GRUP”
markasından kaynaklı müktesep hakkı olduğunu ileri sürmüş ise de, davacının 2010 19099 tescil numaralı “… GRUP” ibareli markası 35 ve 39. Sınıflarda tescilli
olup işbu YİDK iptaline konu marka başvurusunda yer alan 29 ve 30. Sınıf mallarını içermediği, bununla birlikte marka işlem dosyası kapsamında marka başvurusunun yapıldığı 22.11.2019 tarihinde
yaygın ve eylemli kullanım sonucu çekişmesiz hale geldiğini gösteren bir delil de bulunmadığı, bu sebeple de söz konusu markaların dava konusu başvuru yönünden müktesep hak teşkil etmeyeceği
de dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸