Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/272 E. 2021/373 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/272
KARAR NO : 2021/373

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili
DAVA TARİHİ : 08/08/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka tescili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacı müvekkil şirketin, kurulu bulunduğu 2007 yılından bu yana özellikle pirinç, bulgur, tahıl vb. ürünlerin üretim ve satışı ile iştigal etmekte olup, işbu faaliyeti ile sektöründe aranan ve bilinen ticaret şirketleri arasında yerini aldığını, müvekkili şirketin … markalı ürünlerinin huzurdaki davaya konu marka gibi yan markalar ile Türkiye’nin pek çok noktasında yıllardan beri satışa arz edildiğini, davalı şirkete ait markanın, kırmızı renk fon üzerine beyaz renk tonu ile yazılmış bulunan … sözcüğü ile sözcük unsurunun yer aldığı şekil/logo unsurundan oluşan karma nitelikte bir marka olduğunu, müvekkili adına tescil başvuru yapılan markanın ise, beyaz fon üzerine, siyah renk tonu yazılmış olan … sözcüğü ile oluşan ayırt edici gücü son derece yüksek bir marka olduğunu, davalı şirketin … unsurlu markaları ile müvekkiline ait … ibareli markası arasında, görsel ve işitsel açıdan sonuçta genel görünüm itibariyle herhangi bir benzerlik olmadığını, bu meyanda tüketiciler yönünden birbiriyle iltibas yaratacakları iddiasının son derece hatalı ve tutarsız bir iddia olmaktan öteye gidemediğini, davalı şirkete ait markada yer alan sözcük ve şekil unsurunun gerek markadaki konumları, gerek yazım şekli, renk tonu ve tertip tarzı ile müvekkile ait markada yer alan sözcük unsuru arasında belirgin farklılıklar bulunduğunun tartışmasız olduğu, müvekkile ait … ibareli marka telaffuz edilirken, … şeklinde telaffuz edilecek iken, itiraza mesnet olarak gösterilen marka telaffuz edilirken, … şeklinde okunacağı, buna göre müvekkil şirkete ait markanın orta hecesi olan R sessiz harfi markaların telaffuzunu son derece farklılaştırdığını, hal böyle olunca, davacı tarafa ait marka ile müvekkile ait … ibareli marka arasında sesçil/işitsel benzerlik bulunmadığını, … sözcüğünün, Türkçe’de “bulanıklığı olmayan, temiz, berrak” anlamına geldiğini, … sözcüğü ise “hareketsiz durumda olmak anlamına gelen Durmak kelimesinden türetilerek 3. Tekil kişinin durma eylemini belirleyen durumu nitelediğini, müvekkil şirkete ait marka ile davalı tarafa ait markalarda yer alan sözcüklerin, anlamsal/kavramsal olarak son derece farklı olması ve markalarda yer alan kelimelerden birinin veya her ikisinin ilgili kamu kesimince kolaylıkla anında kavranabilir açık ve ayrı anlamlara sahip olmaları nedeniyle, markalar arasında belirgin anlamsal /kavramsal farklıkların olduğunun kabul edileceğini, davalı tarafa ait olan markaların 05, 29, 30, 31, 32, 35. Sınıftaki mal/hizmetlerin bir kısmı ile tescil edilmiş olması, davalı taraf ile müvekkil şirkete ait markanın aynı sektörde faaliyet gösterdiği veya aynı tüketici kitlesine hitap ettiği anlamına kesinlikle gelmeyeceğini, davalı tarafa ait markalar ile müvekkil şirkete ait markanın aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmet sınıflarında yer almadığının da kabulü gerektiğini belirterek, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2016/13972 kod numarası ile işlem gören … ibaresinden oluşan markanın tescili talebinin reddine dair tesis edilmiş bulunan YİDK Başkanlığı’nın 09.06.2017 tarih ve … sayılı nihai kısmi red kararının, hukuka aykırılığı nedeni ile iptaline, 2016/13972 kod numarası ile davacı adına işlem gören “…” ibareli marka tescil başvurusunun, başvuru listesinde yer alan bütün emtialar açısından tescili için gerekli Enstitü işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilin bugün Türkiye’nin lider bulgur üretici olduğunu, modern tesislerinde geleneksel bulgur lezzetini oluşturan … BULGUR, tecrübeli 305 personeli ve günlük 200 ton bulgur kapasitesi ve Türkiye ve Avrupa’da yaygın dağıtım sistemi ile müşterine en iyi hizmeti sunduğunu, … BULGUR bugün, Türkiye’nin ihracat yapan en büyük işletmelerinden biri olmakta ve yaygın üretimi ile … BULGUR markası altında bilindiğini, 2012 yılında hazırladığı “Tarihinden Tarifine Bulgur” kitabı ile de dünyada bulgur yemekleri ile bulgurun öyküsünü anlatan müvekkili, bugün 50% bilinirlik sahibi ve perakende Pazar payının %30 olan bir marka olduğunu, Ticari alandaki faaliyetlerini markasına yaptığı büyük reklam ve yatırımlar ile de geliştiren müvekkilin halihazırda TPE nezdinde pekçok tescilli markaları bulunduğunu, müvekkilin aynı zamanda WIPO nezdinde hemen hemen tüm Avrupa devletlerinde Madrid Müracaatına konu 1064139, 1066698, 1156390 sayılı markalarının sahibi olduğunu, müvekkilin aynı zamanda Almanya, Kıbrıs, Libya, ABD, Irak, Kanada ve daha pek çok ülkede de tescilli … markalarının sahibi olduğunu, müvekkili … markaları, müvekkilin markalarına yıllardır yaptığı yatırımlar ile bilinen ve oldukça maruf bir marka olup, müvekkil … markaları resmi anlamda da tanındığını, müvekkilin mesnet markalarında yer alan tüm mallar 29, 30, 31, 32 ve 35. Sınıfa ilişkin mal ve hizmetler olmakla, bu malların tüm müvekkil … ve … esas unsurlu sair markalarında aynen yer aldığını, markaların bu anlamda ortak, yakın ilişkili mallar ve hizmetlerden oluştuğunu, bu anlamda iltibas tespiti yapılan tüm mallar ve hizmetler açısından ilişkinin varlığı işlem dosyaları ile açık olduğu, markaları kendilerini oluşturan kelimeler anlamında incelediklerinde …/… kelimeleri olduğunu, her iki marka da tek bir kelimeden oluştuğunu, bunların … /… olduğunu, markalar arasındaki tek farkın markanın ortasına eklenen D harfi olduğunu, fonetik olarak baskın olmayan bu ses dolayısıyla, markada baskın bir hece oluşmadığını, markanın fonetik olarak … kelimesinin telaffuzundan uzaklaşmadığını, aynı ses ile başlayıp, aynı ses ile biten ve bütün olarak benzer okunan bu markaların iltibas oluşturduklarının muhakkak olduğunu, her ne kadar somut dava açısından 8/b maddesi, dava konusu markanın iptali için yeterli ise de, müvekkilin … markalarının aynı zamanda tanınmış marka olması sebebi ile de müvekkilin 8/4 maddesinin hukuki korumasından da faydalanacağının açık olduğu, müvekkili şirkete ait … esas unsurlu markaları ile dava konusu markanın iltibasa neden olacak derecede benzer olmasından ve kullanılacağı ürün ve malların benzer ve ilişkili olmasından dolayı tüketicilerin bu markaların aynı kişi/firmalara ait olduğunu sanmaları veya bu malları üreten ve hizmetleri veren iletmeler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları da kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 28/02/2019 tarih 2017/268 E. 2019/95 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, 556 S. KHK’nın 8/1-b koşullarının somut olayda oluştuğu, davaya konu Türk Patent, YİDK tarafından tesis edilen 09.06.2017 tarih ve … sayılı kararının iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 05/05/2021 tarih 2019/1684 E. 2021/662 K. sayılı ilamıyla;
” Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve davalı adına başvurusu yapılan markanın tescil edilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, ”HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/02/2019 tarih ve 2017/268E. – 2019/95 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/272 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;dava konusu … ibareli marka tescil başvurusunun … KARDEŞLER DIŞ TİCARET VE TUR. LTD.ŞTİ. Vekili tarafından uluslararası sınıflandırma sisteminin 05,29,30,31,32,35. Sınıflardayer alan bir kısım emtia ve hizmetlerde kullanılmak üzere 18/02/2016 tarihli dilekçe ile yapıldığı, söz konusu başvurunun 2016/13972 kod numarası ile işleme alındığı ve Markalar Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde 29/02/2016 tarih ve 247 Sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, ilana …vekili tarafından 25/05/2016 tarihli dilekçe ile … ibareli markalar mesnet gösterilerek 556 Sayılı KHK 8/1-b ve 8/4 maddeleri uyarınca itiraz edildiği, bahse konu itirazın TÜRKPATENT tarafından incelendiği ve itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun mal ve hizmet listesinden bir kısım emtia/hizmetlerin çıkarılmasına kalan mal ve hizmetler için tescil işlemlerinin devamına karar verildiği, MDB’nin kararına başvuru sahibi vekili tarafından 24/10/2016 tarihli dilekçe ile idtiraz edilmesi üzerine söz konusu itirazın YİDK tarafından görüşüldüğü ve YİDK’nın 09.06.2017 tarih ve … sayılı kararıyla “…Yapılan değerlendirme, başvuru ile kısmi redde mesnet gösterilen 2015 72690, 2015 62715, 2015 62708, 2015, 53909, 2015 37194, 2015 37192, 2015 101300, 2014 22078, 2014 07050, 2014 04390, 2013 57811, 2013 51513, 2013 106425, 2013 106417, 2013 106410, 2012 54168, 212 54162, 2012 54157, 2003 06210, 192829, 182075, 102720, 166636, 2014 16621, 2012 69016, 2012 16933, 2011 70717, 2010 61922, 2010 51377, 2005 11726, 2003 05576, 2002 21214, 179774, 180548 sayılı markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ayrıca, başvuru ile sayılan markaların kısmen aynı veya aynı tür malları/hizmetleri kapsadıkları da tespit edilmiştir. Buna karşın, başvuru ile kısmı redde mesnet gösterilen 2015 65496, 2007 17053, 2003 7446 sayılı markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olmadığı kanaatine ulaşılmış ve sayılan markalar kısmı ret gerekçeleri arasından çıkarılmıştır. Ancak, 2015 65496, 2007 17053, 2003 7446 sayılı markaların kısmi ret gerekçeleri arasından çıkartılması, herhangi bir malın ya da hizmetin başvuru sahibine iadesi sonucunu doğurmadığından işbu itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği ve YİDK kararının davacı şirkete 12/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 08/08/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesinde; “Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş ….bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş …markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise,…halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş……marka ile ilişkili olduğunu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilmez” ifadelerine yer verilmiştir.
Madde metninde benzerlik, iltibas ve iltibas tehlikesi kavramları açıklanmamıştır. Ancak iltibas olgusu kaynak AB ülkelerindeki marka mevzuatları arasındaki uyumun sağlanmasıyla ilgili 1989/104 nolu direktifle uyumlu olarak iltibas tehlikesini de içine alacak derecede genişletilmiştir.
Uygulamada ve doktrinde benzerlik, iltibas ve iltibas tehlikesinin belirlenmesinde bazı kriterlerden hareket edilmesi önerilmektedir. Bunlardan birincisi görsel, biçimsel, anlamsal ve sescil benzerlik, ikincisi tescili istenilen işaret ile buna engel olduğu düşünülen marka veya işaretin bütünsel anlamda potansiyel tüketiciler üzerinde bıraktığı genel intiba, üçüncüsü tescili istenilen işaretin bir diğer marka veya işareti andırıp andırmadığı, dördüncüsü markanın kullanılacağı ürün veya hizmetin ekonomik değeri ile bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyi, nihayet beşincisi alıcı grubunun markanın kullanılacağı ürün veya hizmetleri aldıkları sırada gösterecekleri muhtemel dikkat, ihtimam ve özenin derecesidir. Esasen tüm bu unsurların belli bir olayda hep birlikte ve aynı anda mevcut olması da şart değildir. Bunlardan biri veya bir kaçının bulunması hallerinde, somut olayın özelliklerine göre markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında bir iltibas veya iltibas tehlikesine neden olabilecek bir benzerlikten bahsetmek mümkün olabilecektir.
Başvuru ve önceki markaların benzerlik karşılaştırılmasında, doktrin ve Yüksek Yargı uygulamaları ile belirlenen kriterler, işaretler arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzerlik olup olmadığı ile itiraza mesnet markanın doğasından gelen veya sonradan kazanılmış ayırt edeciliği bulunup bulunmadığıdır. İlke olarak benzerlikte, markaların tüketici üzerinde bıraktığı genel izlenim veya akılda kalan kaba görünüm dikkate alınmalıdır. Zira tüketici karşılaştırılan markaları genellikle yan yana koyarak inceleme imkanına sahip olamaz. Karşılaştırmada esas itibariyle markaların ayırt edici yada baskın (asıl) unsurları göz önüne alınmalıdır. Markaların ayırt edicilik sağlamayan yada herkesin kullanımına açık tali unsurları değerlendirme dışı bırakılır.
Olayın özelliklerine göre, yapılan karşılaştırmada, işitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir yada birkaçının önemi ön plana çıkabilir. Şekil markalarında doğal olarak görsel benzerlik önem taşır. Şekil ve sözcük bileşimi ile oluşturulan markalar da ise, ‘söz görünümden daha yüksek sesle konuşur’ ilkesi gereği genellikle sözcük baskın ve ayırt edici unsurdur.(BENTLY, Lionel/SHERMAN, age. Sh. 817-818) Marka kapsamındaki mal veya hizmetin türü de bu konuda ağırlık kazanabilir. Buna göre giyim ürünlerinde görünüm, lokanta hizmetlerinde işitsel benzerlik daha önemli role sahiptir. Yine özellikle, sözcüğün önceki markadan kısmen veya önemli bir bölümü itibariyle alınması yada değiştirilmesi suretiyle kullanılması durumlarında, sadece işitsel benzerlik karıştırılma ihtimalini için yeterli olabilir. Sözcük markalarında vurgunun hangi hece yada birden fazla sözcük olması halinde hangi sözcükte olduğu değerlendirilmelidir. Bu husus sözcüğün hangi dilde olduğuna göre de değişebilir. Görsel işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırmasında özellikle önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikrin gözden uzak tutulmamasında yarar vardır. Aynı düşünce başvuruya konu markanın seçilmesinde de etkili ise, bu durum vurgunun yada baskın unsurun görsel veya işitsel öğelerden birinde hatta bir sözcüğün tek bir hece veya harf gurubunda ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Yargıtay karıştırılma ihtimalinin tespitinde mal veya hizmetin hitap ettiği orta seviyedeki tüketicinin dikkatini esas almaktadır. Yargıtay 11. HD’nin 13.11.2003 tarih ve 2003/4003E., 2003/10839 K. sayılı kararında halk tarafından karıştırılma ihtimalinden anlaşılması gerekenin ne olduğunu şöyle açıklamıştır:“Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise bu işin ilgilisi veya uzmanı değil tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.”
KHK’nin 8/4 hükmü, bir markanın (veya başvurunun) aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılabileceği ilkesini açıkça ifade eder. Ancak hüküm bu ilkeye bir istisna getirmiş bulunmaktadır. Buna göre, toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir marka veya başvurunun, aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, itiraz üzerine ret edilir. Kuşkusuz bir markanın toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşması, tek başına KHK 8/4 hükmü anlamında davalı şirket başvurusunun reddi için yeterli değildir. Ayrıca başvuruya konu işaret ile davacının tanınmış markasının aynı veya benzer bulunması ve anılan maddede sayılan üç halden en az birinin birleşmesi gerekir. Bu haller, davacının markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabilmesi (şöhretini sömürmesi), itibarına zarar verebilmesi, ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi(sulandırabilmesi)dir.
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2016/13972 kod numaralı … ibareli marka başvuru kapsamından 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesi hükmünce çıkartılan dava konusu mal ve hizmetlerin:
“SINIF KODU 29: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 31. SINIF İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar, kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar. Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). 32. SINIF Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). 35. SINIF: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (01-34. SINIFLARA AIT TÜM MALLARIN) bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). Olduğu anlaşılmıştır.
İtiraza mesnet davacı markalarının:
Başvuru No Koruma Tarihi Marka Adı Nice Sınıfları
olduğu tetkik edilmiştir.
8/1-b kapsamında taraf markalarının benzer olup olmadığı:
Emtiaların Aynı veya Benzer Olup Olmadığı:
Davalı taraf 34 adet markayı itiraz gerekçesi olarak sunmuştur. Marka sayısı çok fazla ve emtia listesi uzun olduğu için davacı markasının çekişme konusu mal ve hizmetlerinin birebir örtüştüğü davalı markalarının tescil numaraları aşağıdaki tabloda aynı olduğu sınıfın karşısında belirtilmiştir.
Dava konusu 2016/13972 kod numaralı marka
Davalı markaları
SINIF 29: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.
2015 62708 , 102720, 2002 21214, 2010 51377, 2010 61922, 2011 70717, 2012 16933, 2014 16621, 2012 54168, 2013 106410, 2013 106417, 2013 106425, 2013 51513, 2013 57811, 2014 04390, 2014 07050, 2014 22078, 2015 101300, 2015 37192, 2015 37194, 2015 53909, 2015 62715, 2015 72690,
SINIF 30: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.
2015 62708, 2005 11726, 180548, 192829, 102720,166636, 2002 21214, 2003 05576, 2010 51377, 2010 61922, 2011 70717, 2012 16933, 2012 69016, 2014 16621, 2003 06210, 2012 54157, 2012 54162, 2013 106410, 2013 106417, 2013 106425, 2013 51513, 2014 04390, 2014 07050, 2014 22078, 2015 101300, 2015 37192, 2015 37194, 2015 53909, 2015 62715, 2015 72690,
SINIF 31: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar, kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar. Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan).
102720, 2002 21214, 2010 61922, 2011 70717, 2012 16933, 2014 22078, 2015 627135,
SINIF 32: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz).
102720, 2011 70717, 2014 22078,
SINIF 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri.Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.
Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (01-34. SINIFA AİT TÜM EMTİALARIN) malların* bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).
182075, 2013 51513, 2013 57811, 2014 22078, 2015 62715,
Yukarıda yer alan tablodanda anlaşıldığı üzere, davacı markasının emtia listesinde yer alan 29, 30, 31, 32. Sınıftaki emtialar davalı tarafa ait markaların kapsamında birebir yer almaktadır.
Davacı taraf ayrıca sınıf 35’te bulunan tüm hizmetleri ve 35.06 alt grubunda 01-34. Sınıflardaki malların satış hizmetleri için de tescil başvurusunda bulunmuştur. Davalı tarafa ait 2013 51513 sayılı “… Lezzetler” ve 2015 62715 sayılı “Durupazar.com” markaları davacı tarafa ait sınıf 35 e ait tüm hizmetleri ve 35.06 alt grubuna ait 01-34. Sınıfa ait malların satış hizmetlerini kapsamaktadır. Netice itibariyle, taraf markalarının çekişmeli tüm mal ve hizmetler bakımından benzer olduğu kabul edilmiştir.
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı ve İltibas Tehlikesi Bulunup Bulunmadığı:
Davacı taraf markasının büyük harf karakteri ile düz yazı ile yazılmış … ibaresinden oluştuğu görülmektedir. Davacı taraf markasının ana unsurunu … kelime markası oluşturmaktadır.
Davalı tarafa ait markaların …, …+şekil, … LEZZETLER, … 1935, … vs. şeklinde … ibaresini içeren birebir kelime markaları, … ibaresi yanına farklı ibareler eklenerek oluşturulmuş kelime grubu markaları, … kelime unsuru ile birleşik yazılarak oluşturulan bileşik kelime markaları, şekil, renk ve logodan oluşan kombinasyon markalarından oluştuğu görülmektedir. Gerek kelime markalarında gerekse kombinasyon markalarında ana unsur durumda olan görsel olarak ilk algılanan … ibaresidir.
Taraf markaları görsel olarak karşılaştırıldığında; davacı taraf markasının …, davalı taraf markasının ise … olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf markası ile davalı taraf markası arasındaki tek fark, davacı markasına eklenen D harfidir. Başlangıç ve bitiş harfleri aynı olan taraf markaları arasında davacı tarafın markasına eklenen D harfi göz yanılması ile, … olarak algılanacaktır. Davalı tarafa ait … markalarının düz büyük harf karakteri ile yazılması ve markalarda görsel olarak algılanan ilk unsur olmasından dolayı, taraf markaları arasında görsel benzerlik olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları işitsel olarak incelendiğinde, söz konusu ibareler Türkçe ibareler olduğu için yazıldıkları gibi okunacaklar ve kulağa da bu şekilde duyulacaktır. Davacı tarafa ait … ibaresi /…/ olarak, davalı taraf markası … /…/ şeklinde işitilecektir. Taraf markalarının ilk ve son sesleri birebir aynı olduğu için davacı tarafa ait (D ) sesi kulakta baskın bir iz bırakmayacaktır. Bu duruma paralel olarak tüketiciler bir markayı en iyi reklâmlar aracılığıyla tanımaktadır. Reklâmlar da yazılı iletişim araçları olan dergi, gazete, broşür ve insörtler vb. şeklinde olabileceği gibi, sözlü iletişim araçları olan radyo ve televizyon aracılığıyla da yapılmaktadır. Davacıya ait markanın kulağa hitap eden sözlü iletişim aracılığı ile yani radyo ve televizyonlardaki tanıtımları esnasında “DUR (D) U” olarak telaffuz edilecektir. Kaldı ki; markada telaffuz edilen ilk sözcük “DU” olacağı hususu dikkate alındığında davacıya ait marka ile davalıya ait markalar arasında işitsel bir benzerlik söz konusudur.
İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde ilk bölümlerindeki ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmektedir. OHIM’ in bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirilmiştir.
“Bazı durumlarda, işaretin başlangıç kısmı en önemli kısım olarak dikkate alınabilir. Bu, halkın işaretin en solunda başlangıç kısmının olması ve dikkati ilk olarak çekmesine neden olan soldan sağa okuduğu gerçeği ile doğrulanabilir.” (T-34/04, Plus Warenhandelsgesellschaft mbH v OHIM, (TURKISH POWER/POWER [2005])
Taraf markaları kavramsal olarak incelendiğinde, davacı taraf markasının …, uniseks bir kişi ismi olduğu, ayrıca DURMAK fiilinin 3. Tekil şahıs için geçmiş zamandaki kullanım şekli olduğu görülmektedir. Davalı taraf markası …, Türk Dil Kurumunun internet adresinde “1. sıfat Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak” anlamlarına geldiği anlaşılmaktadır. Taraf markaları arasında kavramsal benzerlik bulunmamaktadır.
Davacı ve davalı markaları bütünsel olarak değerlendirildiğinde; taraf markalarının görsel ve işitsel olarak birbirine benzediği ancak anlamsal olarak birbirlerinden tamamen farklı oldukları, her iki ibarenin de ayırt edicilikleri yüksek kelimelerden oluştuğu, fakat davalı markasının tanınmış marka olduğu dikkate alındığında bu noktada söz konusu görsel benzerliğin refleks olarak hatırlanma oranının sıradan markalara nazaran daha fazla olacağı ve özellikle davaya konu mal ve hizmetlerde davacının akla gelmesinin oldukça muhtemel olduğu, tüketicinin markaları aynı anda değerlendirmeye tabi tutamayacağı düşünüldüğünde tanınmış markanın aklında kalan etkisiyle aynı/benzer mal ve hizmetler üzerinde kullanılan davacı markasını davalının serisi gibi algılayabileceği ya da taraf markalarının aynı olmadıklarını anlasa dahi taraflar arasında ekonomik/idari bir birlikteliğin var olduğu kanısına varabileceği gibi davalı tarafa ait yeni bir marka izleniminin uyanabileceği, iltibas tehlikesinde tüketicinin bir kısmının bile karışıklık yaşamasının yeterli olduğu, bütün bu nedenlerle taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu nedenle işin uzmanları yahut çok dikkatli kişilerden oluşmayan, yargılama konusu ürünler hakkında normal olarak bilgi sahibi olabilecek, yeteri kadar dikkatli ve tedbirli, marka ve işareti aynı anda göz önünde bulunduramayan, bunları seyrek olarak karşılaştırma imkânına sahip bulunan ve aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan, bu şekilde daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine dayanarak hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak isteyen, bu bağlamda genel olarak ürünün/hizmetin önemine göre çok fazla düşünmeden hareket ederken, tanıdığı, beğendiği ve bilinirliği ile güvenilirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek, fazla zaman ayıramamaktan doğan bir takım olumsuzluklardan da kurtulmuş olduğunu ve markanın sağladığı garanti fonksiyonunun kolaylığından yararlandığını düşünen malların/hizmetin alıcısı/yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici kitlesinden büyük bir kısmının, malların/hizmetin ekonomik önemine göre ayırabileceği alım/yararlanım süresi içerisinde, davacı markalarını taşıyan emtiaları satın almak yahut hizmetten yararlanmak isterken, davalının işaretini taşıyan emtiaları satın alma yahut hizmetten yararlanma olasılığı doğabileceği, alıcının davacı tarafından sunulan malı/hizmeti, almayı /yararlanmayı düşündüğü ürün/hizmet zannedebileceği, hatta daha da yüksek bir ihtimaldir ki, bu nedenle, malların alıcısı yahut hizmetlerin yararlanıcısı durumundaki kişilerden iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlayabileceklerin, bu iki markanın aynı kişiye ait bulunduğunu sanmaları yahut da bu malları ve hizmetleri üreten işletmeler arasında idari- ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğunu düşüncesine kapılmaları ihtimalinin dahi yüksek seviyede bulunduğu Kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, TPMK YİDK Kararı ile dava konusu marka başvurusu kapsamındaki tüm mal ve hizmetler açısından 556 sayılı KHK m.8/1-b anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Neticeten, taraf markaları arasında 556 S. KHK’nın 8/1-b koşullarının somut olayda oluştuğu, davaya konu Türk Patent, YİDK tarafından tesis edilen 09.06.2017 tarih ve … sayılı kararının iptali koşullarının oluşmadığı, anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸