Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/262 E. 2021/366 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/262 Esas – 2021/366
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/262
KARAR NO : 2021/366
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili tarafından 2017/105427 kod nolu … … ibaresinin tescili amacıyla davalı TürkPatent’e başvuruda bulunduğunu, başvurunun Markalar Dairesince yapılan ilk incelemesi sonucunda dava dışı ……’e ait 2008/47505 kod nolu “… …” ibareli marka mesnet gösterilmek üzere 6769 sayılı KHK 5/1-ç maddesi gereğince reddine karar verildiğini verilen bu karara karşı müvekkili tarafından TürkPatent YİDK’ya itiraz edildiğini ve TürkPatent Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan inceleme neticesinde verilen … sayılı kararı ile itirazlarının reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır aynı markayı farklı tali unsurla ile kullandığını, müvekkilinin bu suretle seri markalarının bulunduğunu, redde mesnet marka ile müvekkili markalarının aynı ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, ayrıca mal ve hizmet sınıflarınında farklı olduğu verilen bu kararın yerinde olmadığını ve iptali koşullarının gerektiğini beyanla dava konusu TürkPatent YİDK’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 25/04/2019 tarih 2018/198 E. 2019/234 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacının, dava konusu markanın 39. Sınıf ürünlerin redde mesnet gösterilen markanın emtia listesinde yer alan ürünlerle aynı/aynı tür olduğu, ancak marka işaretleri arasında SMK 5/1-ç maddesi anlamında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Türkpatent YİDK.nun 26/03/2018 tarih … sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 21/05/2021 tarih 2020/132 E. 2021/719 K. sayılı ilamıyla;
”dava, Türkpatent YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, Türkpatent vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, ”HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/04/2019 tarih ve 2018/198 E. 2019/234 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…”şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/262 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı tarafından 2017/105427 kod nolu … … ibaresinin 39. Sınıfta yer alan mal/hizmetlerde kullanmak üzere tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun Markalar Dairesince yapılan ilk incelemesi neticesinde 2008/47505 kod nolu marka mesnet alınarak 6769 sayılı SMK 5/1-ç maddesi gereğince başvurunun reddine karar verildiği, verilen bu karara karşı davacı başvurucu tarafından TürkPatent YİDK itiraz dilekçesi verildiği ve yapılan inceleme neticesinde verilen … sayılı kararı ile; ” 2017/105427 başvuru numaralı “… …” ibareli başvurunun 2008/47505 sayılı “… …” ibareli marka ile aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca reddine yönelik Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurus yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarka tescil edilemez. Buna göre, bir işaretin 5/1-ç bendi kapsamında değerlendirilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, başvuruya konu marka ile önceden tescilli başvurusu yapılmış markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması, ikincisi ise başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın kapsamınad aynı veya aynı tür mal/hizmetlerin bulunmasıdır. Bu hususlar çerçevesinde yapılan incelemde; iş bu başvuru ile reddine gerekçe olarak gösterilen 2008/47505 sayılı “… …” ibareli markanın ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, ret kararına konu hizmetlerle aynı veya aynı türdeki hizmetlerin ret gerekçes markanın kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, başvuru hakkında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca verilen ret kararı yerinde görülmüştür. Ayrıca, başvuru ile ret gerekçesi markanın farklı sektörlerde kullanıldığı iddiası da, TÜRKPATENT marka sicilinde, söz konusu markanın kapsamında aynı/aynı tür mal/hizmetlerin bulunması ve kurumun, söz konusu markanın tescil/başvuru kapsamındaki mal ve hizmelterini dikkate almakla yükümlü olması bu mal ve hizmetler için ilgili markanın fiili olarak kullanılıp kullanılmadığı gibi varsayımlara dayanarak karar vermesinin mümkün olmaması karşısında yerinde ve kabul edilebilir nitelikte görülmemiştir. Öte yandan, her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özelilleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulabildiğinden dilekçede başka marka başvurularına ilişkin verilen kararların iş bu itirazın değerlendirilmesinde dayanak gösterilmesi haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği, YİDK kararının davacı şirkete 28/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 21/05/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/ç md gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemeyeceği hükmünü amirdir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder. Böylece daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler için bir başkası adına mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Aksi halin bir markanın birden fazla kişi tarafından kullanılmasına ve halkın yanıltılmasına neden olacağı kabul edilmiştir. Bu hususu TürkPatent tescil sürecinde, kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.
Başvuruya konu markanın (işaretin) daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan markaların (işaretlerin) özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin (el yazısı, büyük-küçük harf) veya yazı tipinin (Times New Roman, Arial, Comic Sans MS gibi) farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, TürkPatent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt gurubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğin 5 ve 7. maddeleri anılan ilkeyi açıkça ifade etmektedir. Bununla birlikte sınıflandırma Nice Anlaşmasının 2. maddesinde vurgulandığı üzere, tescil edilmiş herhangi bir markanın koruma kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlikten söz edilebilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde iltibasın ortaya çıkmasının kesin olarak öngörülebilir olması gerekir.
Dava konusu 2017/105427 kod numaralı … … +şekil ibareli markanın 39 sınıfta yer alan “Raylı sistemler taşımacılığı” yönünden tescil başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Redde mesnet 2008/47505 kod nolu … … ibareli markanın 39 sınıfta yer alan “Kara, hava ve deniz taşımacılığı; malların depolanması ve ambarlanması hizmetleri, ambarlama ve seyahat düzenleme ve organizasyonu hizmetleri: taşımacılık organizasyonu ve hizmetleri, garaj ve park yeri kiralama hizmetleri, araba kiralama hizmetleri, kurye (paket posta) hizmetleri, paketlerin ulaştırılması hizmetleri, yük boşaltma hizmetleri, taşıt araçlarını ve malları kurtarma hizmetleri: tekne barındırma hizmetleri, şoförlük hizmetleri, taşıma komisyonculuğu hizmetleri, yük ve kargo hizmetleri, tur düzenleme hizmetleri, turistik amaçlı gezi düzenleme, rezervasyon hizmetleri, ambulans hizmetleri, seyahat edenlere refakat hizmetleri.” yönünden tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu marka başvurusu “… …” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacının markası beyaz zemin üzerine lacivert renkle yazılmış “… …” ibaresi ve bu ibarenin üst kısmında yer alan İstanbul Büyükşehir Belediye amblemi ile bu amblemin hemen yanında büyük M harfi ve bu harfin altına ibarenin üstüne gelecek şekilde kırmızı renkte V harfini andıran biraz daha geniş şeklin yer aldığı görülmektedir.
Dava konusu TPE YİDK kararında davacının marka başvurusunun kısmi reddine dayanak olan 2008/47505 kod nolu … … ibareli markanın; beyaz zemin üzerine siyah renkte, tümü büyük standart harfler kullanılarak ve italik tarzda yazılmış … … ibaresinden oluştuğu, Markanın kelime unsurundan oluştuğu ayrıca bir şekil unsurunun bulunmadığı, markada esaslı unsurun … … ibaresi olduğu görülmüştür.
Taraf markalarını sözcük unsuru açısından değerlendirdiğimizde, taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan ibaresinin “… …” kelimesi olup kelimenin konumlandırılışının tertip tarzı, şekli redde mesnet markalardan bütün olarak bıraktığı izlenim itibariyle birbirinden farklıdır.
Davacının marka başvurusu ile redde mesnet marka arasında ayniyet bulunmamaktadır. Zira ayniyet markaların tıpa tıp aynı olmasıdır. Markalar birbirinin aynı değildir; davacı markasında redde mesnet markadan ayrı şekil unsuru kullanılmıştır. Dolayısı ile redde mesnet markalar ile davacı marka başvurusunun aynı olmadığı kabul edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusunun … … şeklinde olduğu, 5/1-ç maddesi uyarınca redde mesnet gösterilen markada ise ortak unsur olarak “… …” ibaresinin yer aldığı görülmekle davacı markasında farklı kelime, renk ve şekil unsurlarının kullanıldığı görülmüş olup Yüksek Mahkemenin güncel içtihatlarının tamamında benimsenen “dar yorumlama” ilkesi çerçevesinde taraf markalarının ayniyet kriterini ayırt edilemeyecek kadar benzerlik kriterini sağlamadığı, başvuruda yer alan kelime ve yazım şekli, renk unsuru taraf markalarını aynı /ayırt edilemeyecek kadar benzer olmaktan kurtardığı başvurudaki farklılıkların ilgili tüketici kesimi yönünden ilk bakışta genel olarak bıraktığı izlenim açısından göz ardı edilebilecek, yok sayılacak nitelikte farklılık olmadığı, bütünsel bakış açısıyla başvuru ve redde mesnet markalar arasında ilk bakışta hiçbir inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmeyecek şekilde ayırt edilemeyecek bir benzerliğin olmadığı, davacı markasının şekil, renk ve kelimeden oluşan kombinasyon markası olduğu, redde mesnet markaların ise kelime markası olduğu, bu durumda ilk bakışta genel görünüm itibariyle hedef tüketici kesiminin dava konusu mal/hizmet sınıfları göz önünde bulundurulduğunda başvuru ve redde mesnet markalar arasında hiç bir inceleme ve araştırma yapmayı gerekli kılmayacak şekilde bağlantı kurulma ihtimali de dahil iltibas ihtimalinin var olduğunun ve karıştırlmanın yaşanacağının söylenmesinin mümkün olmadığı, 5/1-ç anlamında aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıkları, zira 5/1-ç maddesi kapsamında yapılacak kıyaslama da markalarının ayırt edilmelerine imkan verecek herhangi bir farklılıktan yoksun olmaları ve işaretler arasındaki benzerliğin tartışmasız olması gerektiği, somut olayda ise başvuru ve redde mesnet markalarla karşılaşan ortalama seviyedeki tüketici kitlesinin ilk bakışta bütün olarak bıraktığı izlenim açısından hiçbir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmeyecek derecede benzerlik olmadığı ortalama tüketicinin bu markaları 5/1-ç maddesi çerçevesinde karıştırmasının ve ayırt edilemeycek derecede benzer bulunması mümkün olmadığı, başvurudaki farklılıklar nedeniyle redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açlıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılşmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmadığı, başvuru ve redde mesnet markalar arasında kısmen sescil benzerlik olsa da başvurunun içerdiği şekil ve renk unsuru, itibariyle görsel olarak birbirlerinden farklılaştıkları bu sayede ayrı işaretler olarak ortalama yararlanıcılar ve tüketiciler bakımından anlaşılabilir hale geldikleri, zira redde mesnet markalar ve başvuru arasındaki benzerliğin ilk görüşte oluşan mutlak bir benzerlik olmadığı bağlantı kurularak iltibas oluşması mahiyetinde dolaylı bir benzerlik olduğu bu da 5/1-ç anlamında değil 6/1 anlamında bir benzerlik olduğu, bu nedenle mutlak red nedenine dayalı olarak yapılacak bir inceleme olmadığı, marka hukukuna hakim genel ilke gereğince karşılaştırılan markaların bölünerek değil bir bütün olarak incelenmesi gerektiği, markalar bir bütün olarak incelendiğinde de birbirlerinde ilk bakışta ayırt edilecek farklılıkların bulunduğu anlaşılmaktadır.

Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda başvuru ile redde mesnet markaları aynı /ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı markası kapsamındaki 39 Sınıf mallar ile redde dayanak gösterilen markanın tescil kapsamındaki mallar aynı türdür, mal ve hizmet sınıflarının aynı/aynı tür olmasına rağmen işaret bazında başvuru ve redde mesnet markaların aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmaması nedeniyle davacı başvurusu ile redde mesnet alınan markaların 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı; neticeten, davacının, dava konusu markanın 39. Sınıf ürünlerin redde mesnet gösterilen markanın emtia listesinde yer alan ürünlerle aynı/aynı tür olduğu, ancak marka işaretleri arasında SMK 5/1-ç maddesi anlamında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığından, markalar arasında 5/1-ç maddesi anlamında iltibas oluşmadığı, Yüksek Dairenin yukarıda belirtilen son içtihatları göz önünde bulundurulduğunda marka ve işaretin 5/1-ç anlamında bütün olarak bıraktıkları izlenimin aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı kabul edilmiş ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararının iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve ve aşağıda dökümü gösterilen 221,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021