Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/236 E. 2021/460 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/236
KARAR NO : 2021/460

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 30/05/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin aralarında … Elektronik San. Ve Tic. A.Ş., … Mensucat San. Ve Tic. A.Ş., … Pazarlama A.Ş., … Enerji Elektrik Üretim A.Ş. gibi şirketlerin de bulunduğu yaklaşık 50 adet Grup şirketin arasında yer aldığını, 1980’li yıllarda başlayan faaliyeti ile bünyesinde barındırdığı dev perde ve ev tekstili üretim tesislerinin kuruluşları arasında bulunduğunu, müvekkili şirketin “…” markalarının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi karşısında bazı kişi ve kuruluşların çeşitli yol ve şekillerde iltibas yaratmaya ve haksız rekabete girmeye yöneldiklerini, davalı şirketin müvekkili markasına çok yakın ve benzer olan “…” ibaresinin 05. ve 35. Sınıflara giren mallarda kullanılmak üzere tescili için diğer davalı TPE nezdinde 2014/37266 kod numara ile işlem gören marka tescil başvurusunda bulunduğunu, bu başvuru için bir kısım emtialar çıkarıldıktan sonra tescil edilmek üzere Resmi Marka Bülteni’nin 12.08.2014 tarihli ve 228 sayılı nüshasında ilanı karşısında müvekkili şirket tarafından diğer davalı TPE nezdinde itiraz edildiğini, bunun üzerine 35. Sınıfa ilişkin hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, başvuru sahibinin itirazı üzerine TPE YİDK … sayılı kararı ile itiraz kabul edilerek kısmi ret kararının kaldırıldığını ve davalı başvurusunun 35. Sınıfa ilişkin hizmetler için de tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, dava konusu markada esaslı ve dikkat çekici unsur olan “…” ibaresinin müvekkilinin tanınmış … markalarının neredeyse tüm harflerini içerdiğini, yalnızca müvekkili markasındaki O harfi yerine İ ve A harflerinin getirilmesi sureti ile oluşturulduğunu, markada yer alan “KA” harflerinin ise hiçbir anlamı olmadığından markada ikinci planda kaldığını, bu hali ile markaların görsel ve özellikle işitsel olarak karıştırılma ihtimali bulunduğunu, tüketiciler nezdinde markaların aynı işletmeye ait olduğu izlenimi uyandıracağını ve dava konusu markanın müvekkiline ait markaların serisi niteliğinde algılanacağını, KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince karıştırılma ihtimali incelemesi yapılırken göz önüne alınacak kriterlerden birisinin de “işitsel benzerlik” araştırması olduğunu, dikkat edilmesi gereken hususlardan birisinin de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleri olduğunu, ortalama tüketicinin sözcüklerin başlangıcına daha fazla dikkat ettiklerini belirterek “…” ibareli markanın üçüncü kişilere devir ve temliki ile lisans verilmesinin önlenmesi için marka üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, … sayılı YİDK kararının iptaline, davalı adına 2014/37266 no ile işlem gören “…” ibareli marka başvurusunun tescile bağlanmış ise marka sicilinden terkinine ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde gösterdiği delilleri dilekçesine eklemediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dosyada TPE tebliğ evrakı bulunmadığından huzurdaki davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamışsa usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının dilekçesinde itiraza konu … Kozmetik’e ait marka “tescil edilmişse hükümsüzlüğüne” şeklinde beyanı olduğunu, ancak … Kozmetik’e ait dava konusu marka tescil edilmediğinden davacının hükümsüzlük talebinin reddi gerektiğini, … Kozmetik’in 1992 yılından beri kozmetik ürünler, medikal ürünler, gıda takviyesi ürünleri alım satımı, ihracı, ithali, ilaç ve sağlık ürünlerinin alım satımı, ihracı ve dağıtımı alanlarında faaliyet gösterdiğini, … Kozmetik’in verdiği hizmetin kalitesiyle sektöründe kabul görmüş piyasada tanınmış itibar sahibi bir firma olduğunu, … Kozmetik’in davaya konu markası özgün olup yüksek ayırt ediciliği haiz olduğunu, … Kozmetik’e ait marka ile davalı yana ait markalar arasında 8/1-b anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının davaya mesnet markalarının dava dilekçesinde izah edildiği üzere ev tekstil sektöründe kullanılacağını, … Kozmetik’in ise kozmetik ve gıda takviyeleri sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu ve yalnızca bu sektörde davaya konu markasını kullandığını, taraf şirketlerin faaliyetlerini farklı sektörlerde yürüttüğü nazara alındığında her iki işletme arasında ekonomik ve idari karıştırılmanın mevcut olmadığının aşikar olduğunu, … Kozmetik’in davaya konu markasını havi ürünleri eczanelerde satıldığından ve insan sağlığını ilgilendirdiğinden bu nedenle de işbu ürünleri satın alacak olan ortalama tüketicinin daha dikkatli olacağını, davacı yana ait markaların tanınmış marka olarak kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece haksız verilmiş olan ihtiyadi tedbir kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 29/05/2018 tarih ve 2016/213 E. 2018/169 K. sayılı karar ile; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraf markalarının emtia listeleri çekişmeli 35. sınıf bakımından benzer ve ilişkili hizmetlerden oluşmaktaysa da 2014/37266 sayılı “…-KA” ibareli davalı markası ile davacının “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında bağlantı kurma ihtimali kapsamında “benzerlik” ve iltibas tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarih ve 2020/1863 E. 2021/1725 K. sayılı ilamıyla;
” Dava, marka tescil başvurusuna nisbi nedenlere dayalı yapılan davacı itirazının reddine dair TPMK YİDK kararlarının iptali ile davalıya ait başvuru markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “benzerlik” ve “iltibas tehlikesi” bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya ilişkilendirilebilecek ölçüde benzer ise markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilir ve önceki marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Somut uyuşmazlıkta, davacıya ait itiraza mesnet markalar “…” ibaresinden, davalının 2014/37266 sayılı başvuru markası ise “…” ibaresinden oluşmaktadır. Her iki taraf markasının da Türkçe’de bilinen bir anlamı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı tarafın önceki tarihli markasının ayırt ediciliğinin yüksek olduğunun kabulü gerekir. Davalı markasının ise yazım şekli itibariyle “…” ve “KA” şeklinde iki ayrı sözcük gibi değerlendirilmesi gerekir. “…” ve “…” ibareleri karşılaştırıldığında, davacının yedi harfli markasından altı harfinin aynı sırayla davalı markasında da bulunduğu, “-KA” ekinin davalı markasına ayırt edicilik katmadığı, ortalama tüketici kitlesinin bütüncül bakış açısı dikkate alındığında, davalı başvurusunun, davacının seri markaları arasına sızma niteliğinde olduğu ve taraf markalarında aynı/benzer olduğu kabul edilen emtialar yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında “benzerlik” ve “karıştırılma” ihtimalinin bulunduğunun kabulü gerekirken, hatalı gerekçe ile ilk derece mahkemesince davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle, ”Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/236 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarih ve 2020/1863 E. 2021/1725 K. sayılı ilamında da zikredildiği üzere, davacıya ait itiraza mesnet markalar “…” ibaresinden, davalının 2014/37266 sayılı başvuru markası ise “…” ibaresinden oluştuğu, her iki taraf markasının da Türkçe’de bilinen bir anlamı bulunmadığı, davacı tarafın önceki tarihli markasının ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, davalı markasının ise yazım şekli itibariyle “…” ve “KA” şeklinde iki ayrı sözcük gibi değerlendirilmesi gerekeceği, “…” ve “…” ibareleri karşılaştırıldığında, davacının yedi harfli markasından altı harfinin aynı sırayla davalı markasında da bulunduğu, “-KA” ekinin davalı markasına ayırt edicilik katmadığı, ortalama tüketici kitlesinin bütüncül bakış açısı dikkate alındığında, davalı başvurusunun, davacının seri markaları arasına sızma niteliğinde olduğu ve taraf markalarında aynı/benzer olduğu kabul edilen emtialar yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında “benzerlik” ve “karıştırılma” ihtimalinin bulunduğunun kabulü gerektiği anlaşılmış açıklanan nedenlerle kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile,
TPMK YİDK’nın … sayılı kararının 35. Sınıfın 1. Alt grubu, 2. Alt grubu, 3. Alt grubu. 4. Alt grubu ve 5. Alt grubu mal ve hizmetleri yönünden iptaline,
Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 4.047,68-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

DAVACI/MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 62,70-TL
Gider Avansı :3.850,98-TL
İstinaf Karar Harcı (Maktu : 35,90-TL
İstinaf K. Yoluna Başv.Harcı : 98,10-TL
Toplam :4.047,68-TL