Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/231 E. 2021/444 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/231
KARAR NO : 2021/444

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/03/2016
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin tanınmış marka statüsünde kabul gören 85600 sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, enstitü nezdinde çok sayıda “…” esas unsurlu markasının bulunduğunu, davalının, müvekkil markaları ile çok benzer şekilde “tacartstone” markasının 19. Sınıfta tescil başvurusuna konu ettiğini, dava konusu markanın, müvekkiline ait “…” unsurlu çok tanınmış markalarının devamına, “art” ve “…” ibarelerinin eklenmesi ile oluşturulduğunu, “art” kelimesinin sanat, “…” ibaresinin ise “taş, taştan” anlamlarına geldiğini, söz konusu sözcüklerin bu anlamları nedeniyle “…” markasının daha çok ön plana çıkardığını, tüketicilerin, … markasını içeren başka markalar gördüğünde, müvekkilinin çok tanınmış markalarını anımsayacağını, Sonraki marka başvurusunda yer alan farklı kelimelerin, iltibası ortadan kaldırmadığının Yüksek Dairenin emsal olarak belirlenen çok sayıda kararında hüküm altına alındığını, müvekkilinin 19. sınıfta yer alan tescili olmasa da 19. sınıf emtialar ile ilişkilendirme ihtimali bulunan emtialarda tescilinin bulunduğunu, müvekkili şirketin 1984 yılından bu yana “…” markalarının sahibi olduğunu, ve 85600 tescil sayılı markasının enstitü nezdinde tanınmış marka olarak kabul edildiğini, benzer uyuşmazlıklarda Ankara 2. FSHHM’nin 2009/252 E. 2011/37 K sayılı kararında “… + şekil” unsurlarından oluşan markanın 37. Sınıf ve 41. Sınıf emtialarda tescilinin engellendiğini, yine başka bir dosyada Ankara 2. FSHHM’nin 2011/89 E. 2012/14 K. sayılı kararında ise TTAÇ şeklindeki markanın 09. Sınıfta bir kısım emtialarda tescilinin engellendiğini, benzer şekilde başkaca kararların da olduğunu, beyanla … sayılı YİDK kararının iptali ile tescili halinde 2014/85480 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı yanın 19. sınıf emtialarda tescilinin bulunmadığını, markaların yalnızca emtialar yönünden değil sşekil unsurları açısından da benzer olmadığını, davacının emtia benzerliğine ilişkin iddialarının zorlama olduğunu, markalar benzer olmadığını, KHK’da tanınmış marka bile olsa o marka ile benzerlik içeren markaların tescilinin her durumda yasaklanmasının gerekeceği şeklinde bir yorumlamada bulunulamayacağını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; taraf markalarının 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadıklarını, taraf markalarının kapsamındaki emtiaların birbirleri ile ilişkilendirilemeyecek nitelikte olduğunu, markanın tanınmış olmasının o markanın her durum ve şart altında korunacağını ve farklı sınıflarda tescile engel olacağı anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 28/03/2019 tarih ve 2016/114 E. 2019/196 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davanın kısmen kabulü ile TPE YİDK nın 20/01/2016 tarih … sayılı kararının beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına tescilli 2014/85480 sayılı …+şekil ibareli markanın tescilli olduğu 19 sınıfta yer alan beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 20/04/2021 tarih ve 2019/1682 E. 2021/567 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, ” HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/03/2019 tarih ve 2016/114 E. 2019/196 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/231 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu 2014/85480 sayılı …+şekil ibareli marka başvurusunun 21.10.2014 tarihinde19. Sınıfta yer alan “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler. Beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil). Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. Tabaka veya şerit halinde tabii veya sentetik yüzey kaplamaları, ısı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar; çatılar için ziftli kartonlar; ziftli kaplamalar. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları” emtialarını kapsayacak şekilde başvuru konusu edildiği ve başvurunun 12.02.2015 tarih ve 234 sayılı bültende yayınlanarak ilana çıktığı, Söz konusu ilana karşı işbu dosyanın davacısı tarafından özellikle mülga 556 s. KHK’nın 8/1-B ve 8/4 maddeleri çerçevesinde 2003/19926, 2011/29814, 2004/12877, 2006/64177, 2012/11887, 2002/02948, 84/085600, 2014/87210, 2010/51936, 2007/23015, 2005/32261 ve özel/00100 sayılı markalarını mesnet gösterdiği, Markalar Dairesi Başkanlığınca yapılan incelemeler sonrasında itirazların reddine karar verildiği, bunun üzerine itiraz sahibi tarafından bir kez daha itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca verildiği görülen 2016/M-579 sayı ve 20.01.2016 tarihli karar neticesinde özetle; ““tacartstone ibareli başvuru ile itiraz gerekçesi markaların görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim açılarından benzer markalar olmadığı ve başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında ortalama tüketicilerce bağlantı kurulamayacağı görüşündedir. Başvuru ile itiraza gerekçesi markalar, benzer olarak değerlendirilmediğinden, markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Başvuru ile itiraz gerekçesi markalar, benzer markalar olarak değerlendirilmediğinden, tanınmışlık gerekçeli itiraz da haklı bulunmamıştır” Şeklindeki gerekçeler ile itirazların bir kez daha reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 28/03/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusunun ilanına davacının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/4 maddelerine dayalı olarak yaptığı itirazın reddi ile ilgili verilen YİDK kararının iptal şartlarının ve aynı gerekçelerle dava konusu markanın hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz edilmesi durumunda, başvuru konusu işaretin tescil edilemeyeceği hükme bağlanmış olup; 8/1-b anlamında bir tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için, markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir işaretin tescilli marka ile arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa o işaret tescilli markanın benzeridir sonucuna varılabilir. Karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı/hizmeti alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve gerekse ambalaj mdaki/tamtımındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı/hizmeti alması söz konusudur. Bunun haricinde halk, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa karıştırma yine vardır. Markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespitinde; markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, markaların birbirini çağrıştırma durumu, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın/hizmetin değeri ve alıcının bu malı/hizmeti almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları dikkate alınmalı ve marka bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bütün olarak değerlendirme yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Kısaca iltibas tehlikesi, eski ve yeni markaların aynı veya benzer olup olmadıkları ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıkları dikkate alınarak tespit edilir.
KHK’nin 8/4 hükmü, bir markanın (veya başvurunun) aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılabileceği ilkesini açıkça ifade eder. Ancak hüküm bu ilkeye bir istisna getirmiş bulunmaktadır. Buna göre, toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir marka veya başvurunun, aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, itiraz üzerine ret edilir. Kuşkusuz bir markanın toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşması, tek başına KHK 8/4 hükmü anlamında davalı şirket başvurusunun reddi için yeterli değildir. Ayrıca başvuruya konu işaret ile davacının tanınmış markasının aynı veya benzer bulunması ve anılan maddede sayılan üç halden en az birinin birleşmesi gerekir. Bu haller, davacının markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabilmesi (şöhretini sömürmesi), itibarına zarar verebilmesi, ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi(sulandırabilmesi)dir.

Tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2014/85480 sayılı … ART … +ŞEKİL şeklindeki marka başvurusunun 21.10.2014 tarihinde19. Sınıfta yer alan “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler. Beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil). Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. Tabaka veya şerit halinde tabii veya sentetik yüzey kaplamaları, ısı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar; çatılar için ziftli kartonlar; ziftli kaplamalar. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları” emtialarını kapsayacak şekilde tescil başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Redde mesnet davacı markalarının:
Davacıya ait …sınıflarda tescilli olduğu,
tetkik edilmiştir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan “beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler” ile davacı yanın işlem dosyasına da mesnet 2012/11887 sayılı “… OUTLET,” 2014/87202 sayılı “…” , 2006/03814 sayılı “…” gibi markaları kapsamındaki “Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar…Tekstilden olmayan dekoratif duvar panoları” emtialarının benzer olduğu, zira inşaat malzemelerinde yeni yeni kullanılmaya başlanılan nanoteknoloji sayesinde üretilen sentetik malzemelerin plastikten başlayıp, kağıt dahil kumaşa kadar uzanabildiği, bu durumda oluşan geniş yelpazeden kaynaklı bir benzerliğin var olduğu,
Yine “yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil)” emtiaları ile de davacı yanın hükümsüzlük iddialarına dayanak markalarından 2005/32261 sayılı markasındaki “pencere ve kapı armatürleri, açma kapama tertibatları, kilitler” birbirlerini tamamlayıcı mahiyette emtialar olmaları nedeniyle benzerlerdir.
Dava konusu markadaki “İnşaatlar için cam ürünleri” ile de davacı yanın 2011/29814, 2012/11887 sayılı gibi işlem dosyasına da mesnet gösterdiği “…” esas unsurlu markaları kapsamındaki “aynalar” emtialarının da benzer/ikame mallar oldukları
tetkik edilmiştir.
Davalı başvurusu kapsamındaki çekişmeli hizmetlerden beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları ile davacının redde mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu kabul edilmiştir.
Davacının itiraza mesnet gösterdiği markalar da temel marka ibaresi … (veya 2007 23015, 2004 12877 sayılı markalardaki yazım şekli ile …) olmak üzere; bu ibarenin sonuna eklenen …. gibi farklı unsurlarla türetilmiştir. Kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin niteliği de dikkate alındığında, tüm bu eklerin ayırt ediciliğinin temel marka ibaresinden daha yüksek seviyede olmadığı, hatta bir çok sektöre ait markada yaygın kullanılan tamamlayıcı ifadelerden oldukları, tüm markaların …(…) ibaresi ile başladığı, …(…) ibaresinin davacı markalarında esaslı unsur olduğu gözlemlenmektedir. … yazım şekli ile, bu ibarenin bilinen bir anlamı bulunmamakla birlikte, … ibaresi “1-Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık. 2- Gelinlerin başlarına takılan süs. 3- Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm. 4- Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.” anlamlarına gelmektedir. Bu itibarla, gerek davacı markalarının kapsadığı mal ve hizmetler bakımından gerekse çekişmeli hizmetler bakımından tasviri bir yanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, inceleme konusu mal ve hizmetler yönünden zayıf bir marka olmadığı, ayırt ediciliği yüksek bir işareti olduğu, davacının … markası davalı kurum nezdinde de tanınmış marka olarak kayıtlı olup, tekstil ürünleri ile ilgili bu tanınmışlıktan kaynaklanan güçlendirilmiş bir ayırt ediciliğinin bulunduğu, dolayısıyla, davacının markalarının ayırt edici gücü itibariyle yüksek iltibas tehlikesine maruz kalabileceği anlaşılmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu “…+şekil” şeklinde oluşturulmuştur. Markanın üst bölümünde bir logo yer almaktadır. Bu logo bütün halinde incelendiğinde hem bir … figürünü andırmakta hem de birbirine karşılıklı duran ve fakat kafaları zıt yönlere bakan vahşi iki hayvanı da çağrıştırmaktadır. Markanın alt kısmında ise “TacArtStone” ibaresine ve bu ibarenin daha da altında ise tüketici tarafından okunması mümkün olmayan başka bir sözcüğe daha yer verildiği görülmüştür. “TacArt” ve “…” söcükleri birbirleri ile farklı renk tonlarında yazılmış olduğu gibi ayrıca “…”, “art” ve “…” ibarelerinin her birinin ilk harfi büyük yazıldığından, sözcükler birbirleri ile bitişik yazıldığı halde her bir sözcüğün tüketici tarafından ayrı ayrı seçilebileceği,
Dava konusu markada “…” ibaresi dilimizde Büyük Türkçe Sözlükteki karşılıkları itibariyle “Tahıl denklerini, çuvallarını damgalamak için çeşitli biçimlerde oyularak yapılmış ağaç araç.” ve “…” anlamlarını taşımaktadır. “art” sözcüğü İngilizce kökenli bir ibare olup “sanat” anlamı taşımaktadır. Her ne kadar bu sözcük yabancı kökenli bir sözcük ise de yine dilimizde ticaret hayatında yaygın kullanımı bulunan bir ibare olması nedeniyle ayırt ediciliğinin zayıf olduğu düşünülmektedir. “…” ibaresi ise yine İngilizce kökenli bir ibare olmakla birlikte markada ayırt edici esaslı unsur olarak, marka ibaresinin başlangıcında yer alan … ibaresi öne çıkmaktadır.
Davalı başvurusunda, ibarenin başlangıç kısmındaki … bölümü davacının kimi markalarında aynen, kimi markalarında … yazım şekli ile yer almaktadır. Bu durum, ayırt ediciliği bulunan esaslı unsurlardan kaynaklı bir benzerlige neden olmaktadır. Benzerliğin ibarelerin başlangıcında olması da, benzerliğin kolayca algılanmasına, kolayca benzer çağrışımlar oluşmasına neden olmaktadır.
Her ne kadar dava konusu marka işaretinde farklı bir şekil unsuru bulunmakta ise de; bu şeklin, ayırt edici gücü marka ibaresinin önüne geçen özgün bir şekil olduğundan söz edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Açıklanan sebeplerle; markalar tüm unsurlarıyla bir bütün olarak ele alındığında; görsel bakımdan sergiledikleri bazı farklılıklara rağmen, taraf markalarının esaslı unsurların kimi zaman aynı (…/…) kimi zaman ayırt edilemeyecek kadar benzer (…/…) olmasından kaynaklanan görsel, işitsel ve kavramsal benzerliklerin, farklılıklara nazaran ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Davacıya ait temel marka ibaresi olan … (veya …) ibaresini, davalı başvurusu aynen veya ayırt edilemeyecek kadar benzer biçimde ihtiva etmektedir. Dava konusu markada güçlü ayırt edici niteliği bulunan özgün nitelikte bir şekil unsuru bulunmadığı gibi, davacı markalarındaki tamamlayıcı unsurlar da iltibas tehlikesini ortadan kaldırmamaktadır.
Çekişmeli malların ortalama tüketicilerinin bu markaları benzer mal ve hizmetlerde gördüklerinde aynı işletmeye ait seri markalar olarak algılaması ve markaları karıştırması ihtimalini ortadan kaldırmayacağı görülmektedir.
Taraf markaları, esaslı unsurlardaki benzerliklerinin yanı sıra marka oluşturma tekniği bakımından da benzerlik sergilemektedir. Davacının tüm markaları … veya … okunabilir unsuruyla başlamakta, buna ayırt edici niteliği bulunmayan bir marka ibaresi ve/veya şekil unsuru eklenmektedir. Dava konusu marka da benzer şekilde … ibaresi ile başlamakta, ayırt ediciliği bulunmayan, art ve … yardımcı marka ibareleri buna eklenmektedir. Bu durumun dahi benzer çağrışımlar yarattığı, marka oluşturma tekniği yönüyle de, dava konusu markanın davacıya ait marka ailesine/seriye dahil bir marka imajı yarattığı, markalar arasında oldukça yüksek seviyede benzerliğin bulunduğu kabul edilmiştir
Markaların esaslı unsurlarının aynı veya yüksek düzeyde benzer olması, benzer teknikle oluşturulmaları ve davacı markasının güçlü ayırt edici niteliğinin bulunması nedeniyle, benzer mal veya hizmetlerde karşılaştırma konusu taraf markalarını gören ortalama tüketicilerin; bu markaların aynı seriye dahil markalar olduğunu, dava konusu markanın da davacıya ait markaların yeni bir versiyonu/serisi/uzantısı olduğunu düşünmesi mümkün olduğu, zira, farklı unsurları bünyesinde bulunduran bir marka, bir başka markayı çağrıştırıyorsa ve bilhassa halk nezdinde bu başka marka ile bir irtibatının mevcut olduğu intibaı yaratıyorsa “benzer” veya diğer bir ifade ile “karıştırılma ihtimali olan” markadır.
İltibas tehlikesinin önlenebilmesi için mal ve hizmet listelerinin benzerlik seviyesi arttıkça, markalar arasındaki benzerlik seviyesinin azalması gerekmektedir. Somut olayda, davacı markasının ayırt edici gücü ve markaların yüksek seviyede benzerliği gözetildiğinde, çekişmeli hizmetlerden benzerliği tespit edilen ”beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları” yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu nedenle işin uzmanları yahut çok dikkatli kişilerden oluşmayan, yargılama konusu ürünler hakkında normal olarak bilgi sahibi olabilecek, yeteri kadar dikkatli ve tedbirli, marka ve işareti aynı anda göz önünde bulunduramayan, bunları seyrek olarak karşılaştırma imkânına sahip bulunan ve aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan, bu şekilde daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine dayanarak hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak isteyen, bu bağlamda genel olarak ürünün/hizmetin önemine göre çok fazla düşünmeden hareket ederken, tanıdığı, beğendiği ve bilinirliği ile güvenilirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek, fazla zaman ayıramamaktan doğan bir takım olumsuzluklardan da kurtulmuş olduğunu ve markanın sağladığı garanti fonksiyonunun kolaylığından yararlandığını düşünen malların/hizmetin alıcısı/yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici kitlesinden büyük bir kısmının, malların/hizmetin ekonomik önemine göre ayırabileceği alım/yararlanım süresi içerisinde, davacı markalarını taşıyan emtiaları satın almak yahut hizmetten yararlanmak isterken, davalının işaretini taşıyan emtiaları satın alma yahut hizmetten yararlanma olasılığı doğabileceği, alıcının davacı tarafından sunulan malı/hizmeti, almayı /yararlanmayı düşündüğü ürün/hizmet zannedebileceği, hatta daha da yüksek bir ihtimaldir ki, bu nedenle, malların alıcısı yahut hizmetlerin yararlanıcısı durumundaki kişilerden iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlayabileceklerin, bu iki markanın aynı kişiye ait bulunduğunu sanmaları yahut da bu malları ve hizmetleri üreten işletmeler arasında idari- ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğunu düşüncesine kapılmaları ihtimalinin dahi yüksek seviyede bulunduğu kabul edilmiştir.
Farklı olduğu tespit edilen “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler. İnşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, metalden olmayan binalar/yapılar, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Isı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar; çatılar için ziftli kartonlar; ziftli kaplamalar. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları.” yönünden iltibas tehlikesinin bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davacı yanın TPE nezdindeki itirazlarında … markasının tanınmışlığı iddiasında bulunulmuş ve TPE nezdinde tanınmış marka olarak kayıtlı olduğu da belirtilmiştir. Dava konusu YİDK kararında da davacı markası tanınmış marka olmadığından değil, “tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı görüşüne varıldığından” tanınmışlık gerekçeli itiraz haklı görülmemiştir. Davacının … markasının özellikle ev tekstili ürünlerinde tanınmış marka olduğu hususunda bir çekişme bulunmamaktadır.
Davacı markasının davalı kurum nezdinde tanınmış marka kaydının bulunması, marka tescillerinin sayısı ve süresi ve bu hususun taraflar arasında çekişmeli olmayışı nazara alındığında; dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle davacının … markasının ev tekstili ürünlerinde tanınmış marka olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, davacı markasının tanınmışlığı dikkate alınarak, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanması için gerekli diğer koşulların bulunup bulunmadığı, yani; davacı markasının tanınmışlığından yararlanılması, ayırt edici karakterinin zedelenmesi veya markanın itibarına zarar verilmesi ihtimallerinin bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
Somut olayda davacı markalarının emtia listesinden “farklı” olduğu veya 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında iltibas tehlikesi bulunmayan hizmetler; ”İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler. İnşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, metalden olmayan binalar/yapılar, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Isı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar; çatılar için ziftli kartonlar; ziftli kaplamalar. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları” dır.
Bu hizmetler ile davacı markasının tanınmışlık sağladığı ev tekstili ürünleri tamamen farklı sektörlere aittir. Hitap ettiği tüketici profili de hiç benzememektedir. Ortalama tüketicilerin bu hizmetlerle ilgili olarak markalar arasında bir bağlantı kurması beklenmemektedir. Somut olayda marka işaretleri arasında oldukça yüksek düzeyde benzerlik bulunmasına rağmen, ayniyet veya ilk bakışta ayırt edilemeyecek kadar yüksek düzeyde benzerlik de bulunmamaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte nazara alındığında; farklı olduğu tespit edilen hizmetler yönünden tanınmış markanın imajının davalı markasına transferinden söz edilemeyeceği, davalı markasının tescili/kullanılması halinde haksız yarar sağlanması ya da … markasının itibarının yahut ayırt ediciliğinin zarar görmesi ihtimallerinin söz konusu olmayacağı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı kabul edilmiş ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
1-TPE YİDK nın 20/01/2016 tarih … sayılı kararının beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine,
2-Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile
Davalı adına tescilli 2014/85480 sayılı … ART … +ŞEKİL ibareli markanın tescilli olduğu 19 sınıfta yer alan beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine
Hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine
3-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davanın kısmen kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi nedeniyle, davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.526,55-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 1.684,36-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı TÜRKPATENT’in yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 245,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 81,86-TL’sinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı TÜRKPATENT üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı şirketin yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 165,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 55,23-TL’sinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

DAVACI/MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 62,70-TL
Gider Avansı :2.298,15-TL
İstinaf Karar Harcı (Maktu : 121,30-TL
İstinaf K. Yoluna Başv.Harcı : 44,40-TL
Toplam :2.526,55-TL

TÜRKPATENT/MASRAF DÖKÜMÜ
Gider Avansı : 35,50-TL
İstinaf Karar Harcı (Maktu : 88,80-TL
İstinaf K. Yoluna Başv.Harcı :121,30-TL
Toplam :245,60-TL

DAVALI ŞİRKET/MASRAF DÖKÜMÜ
İstinaf Karar Harcı (Maktu :121,30-TL
İstinaf K. Yoluna Başv.Harcı : 44,40-TL
Toplam :165,70-TL