Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/227 E. 2021/448 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/227
KARAR NO : 2021/448

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 1984 yılından beri “…” markası ile dondurma sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” ibaresinin de yıllardır müvekkili adına tescilli olduğunu, Davalı tarafından yapılan başvurunun 30. Sınıfta ve “…” şeklinde olduğunu, müvekkilinin … ibaresini 25 yıldır kesintisiz bir şekilde kullandığını ve tanınır hale getirdiğini, davalı markasının müvekkili markası ile tüketiciler nezdinde iltibasa yaratmaya çalıştığının açık olduğunu, markaların gözde, kulakta ve akılda bıraktığı izlenim itibari ile karıştırılacağının muhakkak olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, beyanla … sayılı YİDK kararının iptali ve 2015/55776 sayılı “…” markasının tescil halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadıklarını, davacının “…” unsurlu markaları ile müvekkilinin “…” ibareleri markalarının iltibasa neden olmayacağını, markaların sadece bir kısımları yönünden karşılaştırılmalarının doğru olmayacağını, müvekkilini markasında şekil unsurunun da bulunduğunu, “…” ibaresinin kimsenin tekeline bırakılması mümkün olmayan bir sözcük olduğunu, “sihirli, büyü, büyülü” gibi anlamlara geldiğini davacının markasının “zayıf marka” olduğunu, taraf markalarının 30. sınıfta olmalarının aynı tüketici kitlesine hitap ettiği anlamına gelmeyeceğini tanınmışlık iddialarının yerinde olmadığı, müvekkilinin kötüniyetli başvuruda bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; taraf markalarının bir bütün olarak benzer olmadıklarını, ortalama tüketicinin iki markanı birbiri ile karıştırmayacağını, işaretlerin farklı görsel unsurlarının ve renklerinin bulunduğunu dava konusu markada ayrıca “…” ek ibaresinin mevcut olduğunu, sadece ortak “…” ibaresinden kaynaklı bir iltibas ihtimalinin ileri sürülemeyeceğini, 8/4 şartlarının somut olayda oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 14/02/2019 tarih ve 2017/324 Esas 2019/67 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2015/55776 sayılıibareli marka ile davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsuruna sahip markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca benzerlik ve iltibas ihtimalinin, tescil kapsamındaki tüm emtialar bakımından mevcut olduğu, bu nedenle dava konusu TPE YİDK’nın 24/07/2017 tarih … sayılı kararının iptal şartlarının ve davalıya ait markanın hükümsüzlük koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Türkpatent YİDK nın 24/07/2017 tarih … sayılı kararının davacını itirazının reddiyle ilglii kısım yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2015/55776 sayılı … … ibareli markanın tescilli olduğu 30 sınıfın tamamı yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 17/05/2021 tarih ve 2020/1426 E. 2021/678 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve 2015/55776 sayılı “…” markasının tescil halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ve davalı şirket vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, ”HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2017/324 E. – 2019/67 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/227 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu 2015/55776 sayılı … … ibareli ve 30. Sınıf emtiaları içerir başvurunun, yapılan ilk incelemelerin ardından 14.12.2015 tarih ve 244 sayılı bültende ilanına karar verildiği, Söz konusu ilana karşı işbu dosya davacısı tarafından itirazda bulunulduğu, yapılan itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 24.05.2016 tarihli kararı neticesinde reddedildiği, ret kararı üzerine bir kez daha itiraza bulunduğu anlaşılan davacının itirazları bu defa YİDK nezdinde değerlendirildiği ve 24.07.2017 tarih ve … sayılı dava konusu iptali talep olunan kararıyla özetle; “işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar, bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu nedenle, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. … somut olay açısından muteriz adına kayıtlı “…” ibaresi açısından mevzu bahis olan tanınmışlık iddiası nedeniyle işbu başvurunun tescilinin 556 s. KHK’nın 8/4 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz da haklı görülmemiştir. … kurulda başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından kötüniyet gerekçeli itiraz haklı bulunmamıştır.” şeklinde karar tesis edildiği ve tüm itirazların reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 26/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 15/09/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından 556 sayılı KHK 8/1-b, 8/4 ve 35 maddeleri kapsamında yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz edilmesi durumunda, başvuru konusu işaretin tescil edilemeyeceği hükme bağlanmış olup; 8/1-b anlamında bir tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için, markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir işaretin tescilli marka ile arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa o işaret tescilli markanın benzeridir sonucuna varılabilir. Karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı/hizmeti alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve gerekse ambalaj mdaki/tamtımındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı/hizmeti alması söz konusudur. Bunun haricinde halk, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa karıştırma yine vardır. Markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespitinde; markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, markaların birbirini çağrıştırma durumu, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın/hizmetin değeri ve alıcının bu malı/hizmeti almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları dikkate alınmalı ve marka bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bütün olarak değerlendirme yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Kısaca iltibas tehlikesi, eski ve yeni markaların aynı veya benzer olup olmadıkları ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıkları dikkate alınarak tespit edilir.
KHK’nin 8/4 hükmü, bir markanın (veya başvurunun) aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılabileceği ilkesini açıkça ifade eder. Ancak hüküm bu ilkeye bir istisna getirmiş bulunmaktadır. Buna göre, toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir marka veya başvurunun, aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, itiraz üzerine ret edilir. Kuşkusuz bir markanın toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşması, tek başına KHK 8/4 hükmü anlamında davalı şirket başvurusunun reddi için yeterli değildir. Ayrıca başvuruya konu işaret ile davacının tanınmış markasının aynı veya benzer bulunması ve anılan maddede sayılan üç halden en az birinin birleşmesi gerekir. Bu haller, davacının markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabilmesi (şöhretini sömürmesi), itibarına zarar verebilmesi, ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi(sulandırabilmesi)dir.

556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca, başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazları Türk Patent Enstitüsü’nce nihai olarak reddedilen kişilerin aynı KHK’nin 53. maddesine göre kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki aylık süre içerisinde yetkili mahkemede dava açma hakları bulunmaktadır. 556 sayılı KHK’nin açıklanan hükümleri itibariyle tescil başvurusunun kötü niyetle yapıldığını iddia eden ilgili kişilerin itiraz yoluyla Enstitü nezdinde, itirazın reddi halinde ise yetkili mahkemede marka başvurusunun reddedilmesini istemek hakları bulunmasına karşın, aynı KHK’nin 42. maddesinde markanın hükümsüzlük sebepleri sınırlı olarak sayılırken KHK’nin 35/1. fıkrasında itiraz sebebi olarak belirtilen “başvurunun kötü niyetle yapıldığı” iddiasına yer verilmemiştir.
MK’nın 2. maddesi uyarınca hukuk düzeninin kötü niyeti koruması mümkün olmayıp, bu durumun KHK’nin 42. maddesinde sayılmamış olması halinde dahi kötüniyetin bir tescil engeli oluşturduğu hususunun göz önüne alınması zorunludur. Nitekim, bu benimseme aynı zamanda 556 sayılı KHK’nın marka hakkının korunmasına ilişkin genel sistematiğine de uygun düşmektedir.
Tescil başvurusunun kötü niyetle yapılmış olması halinin 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde düzenlenmemiş olmasına karşın başlı başına bir hükümsüzlük nedeni sayılması hususunda öğretide de görüş birliği mevcuttur. ( Bkz. Sabih Arkan, Marka Hukuku, Cilt II, s.158, Ankara 1998, Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s.452, Dördüncü Bası, İstanbul 2005, Hamdi Yasaman ve ark. Marka Hukuku, Cilt II. s.878-879, İstanbul 2004 ).
556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de KHK’nin amacına uygundur. Çünkü, KHK’nin 35/1. ve 42/1-a maddelerindeki düzenlemeler de, esasen, MK’nın 2. maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir. Bu bakımdan her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak açıkça kötü niyetle gerçekleştirildiği belirlenen marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilebilmelidir. Bu husus 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde başlı başına bir hükümsüzlük nedeni olarak düzenlenmemiş olsa dahi, genel hüküm ve temel prensip niteliğindeki MK’nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından dolayı aynı sonuca ulaşılması KHK’nin ruhuna da uygundur.
Tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2015/55776 kod nolu … … ibareli markanın 30 sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” yönünden tescil başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Redde mesnet davacı markalarının:
2014/59227 kod nolu … … ibareli markanın 30.sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez” yönünden tescilli olduğu,
2014/59216 kod nolu … … ibareli markanın 30.sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez” yönünden tescilli olduğu,
136240 kod nolu … … ibareli markanın “Kek, dondurma, çikolata, pasta, yoğurt, peynir, buz krem meyvalı buz, kornet dondurma, kremalar, kaymaklar, sebzeler, meyva, yumurta tozları, pandispanya, kurupasta, gofret, sütlü, meyvalı, peynirli tatlılar, hazır çorba, kadayıf, makarna,şehriye, kuskus, büsküvi, kurutulmuş, dondurulmuş ve dondurulmuş ve konserve edilmiş sebzeler, meyvalar, şeker, şekerleme, lokum, reçel, marmelat, fondan, şuruplar, boza, jelatin, muss, puding, irmik, baharat, mufta, tuz, turşu, sirke.” yönünden tescilli olduğu,
2004/41118 kod nolu…. ibareli markanın “Makarnalar, mantılar, erişteler… Tapyoka, sago… Kahve, kakao, suni kahve, moka (kahve), kahve yerine geçen maddeler, kahve veya kakao esaslı içecekler… Bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler… Hububat (tahıl) ve undan mamül çerezler, patlamış mısır, mısır gevrekleri, yulaf ezmeleri, kahvaltılık hububat… Pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt… Tuz, Dondurmalar, buz kremler, yenilebilir buzlar… Baklavalar, şöbiyet , tulumba tatlıları, bülbül yuvaları… Pudingler, kazandibi, sütlaç, sup, muhallebiler, aşureler… Bal, arı sütü, propolis … Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler: Ketçaplar, mayonezler, hardallar, limon suları, soslar, salata sosları, salçalar, sirkeler, yiyecekler ve içecekler için koku vericiler (aromalar), baharatlar… Mayalar, kabartma tozları, vanilyalar; ekmeğin formunu, rengini iyileştirici, bayatlama süresini geciktirici doğal maddeler… Her türlü un, irmikler, nişastalar, Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri… Çaylar, buzlu çaylar… Şekerlemeler, lokumlar, helvalar, pişmaniyeler, donmuş yoğurt (şekerleme), çikolatalar, çikolata ürünleri, çikolata veya şekerle kaplanmış ürünler, yılbaşı ağacı süsü olarak şekerli ve çikolatalı ürünler, çikolata esaslı içecekler …” yönünden tescilli olduğu,
2014/59147 kod nolu … … ibareli markanın “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez” yönünden tescilli olduğu,
Davacının 2001/04241 sayılı MİNİ …, 99/020052 sayılı … … …, 2014/59193 … … … ibareli sair markalarının olduğu,
tetkik edilmiştir.
Taraf markaları aynı/aynı tür emtiaları kapsamaktadır.
Dolayısıyla taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden 8/1-b maddesi kapsamında emtiaların benzer olduğu görülmektedir.
Somut olayda dava konusu marka …+şekil ibareli markada, mor elips şeklinde bir fon içerisinde “…” sözcüğüne yer verildiği görülmektedir. “…” ibaresi figüratif bir şekilde yazılmıştır. Ancak bu yazım türünün ve fonda yer alan logonun baskın ayırt edici bir mahiyeti olduğundan bahsedilmesi mümkün görülmemektedir. Bu bağlamda dava konusu markada ön plana çıkan unsur şekil unsuru olmayıp sözcük unsurudur. Söz konusu sözcük ise İngilizce de “büyü, sihir” anlamlarına gelen “…” ve “çizgi, hat“ anlamlarına gelen “…” ibaresinin birleşik yazılmasıyla oluşturulmuş olup sözcüğün ön kısmında “…” ibaresinin yer aldığı ve gerek görsel gerekse de fonetik vurgunun konumu itibariyle “…” ibaresi üzerinde olduğu görülmektedir. Söz konusu ibarenin kimsenin tekeline bırakılması mümkün olmayan mahiyette bir sözcük olduğundan bahsedilmesi mümkün olmadığı gibi kurum nezdinde bu ibareyi içeren çok sayıda marka başvurusunun bulunması, tek başına, anılan ibarenin ayırt edici gücünün zayıf olarak kabulü için mümkün değildir. Zira anılan ibare Türkçe bir kelime olmadığı gibi kavramsal olarak herkesin bilmesi beklenen türde bir İngilizce sözcük de değildir.
Davacı markaları “… + sözcük” kombinasyonundan oluşmakta ya da davacının tanınmış lider/şemsiye markası olan “…” ibaresini de içerecek şekilde kombinasyonlardan oluşmaktadır. … ibaresi davacı yanın lider/şemsiye markası olduğundan, davacının “…” ibaresini taşıyan markalarında da asıl koruma altına almak istediği unsurun “…” ibaresi olduğu, nitekim markalardaki konumlandırmalar da göz önüne alındığında, davacının bu markalarının tamamının “…” esas unsurundan oluştuğu, bu ibarenin yanına “…, mini, inka, …” gibi EK ibarelerin eklenmesi suretiyle ise davacının seri markalar yarattığı görülmektedir.
Taraf markaları incelendiğinde, dava konusu markanın, davacıya ait “…” esas unsurlu, 20 yılı aşkın süredir tescilli olarak korunan ve seri şekilde oluşturulmuş markalarının, esas unsurunu, markasının ön sesi olarak tercih ettiği, bu durumun, taraf markalarının ortak oldukları emtia sınıfının ilgili tüketici kitlesi nezdinde ilk bakışta fark edilebilir mahiyette olacağı, dava konusu markada “…” sesinden sonra gelen “…” ibaresinin markaların farklılaşmasını değil yeni bir serisi gibi algılanma ihtimalini ortaya çıkardığı, önceki markalardaki esas unsuru bir bütün halinde içeren dava konusu markadaki “…” ibaresinin geri planda kalacağından bahsedilmesinin mümkün olmayacağı, tüketicinin, önceden bildiği ve tanıdığı “…” markasını, dava konusu marka içerisinde görmesi halinde, sonraki markayı, davalı markaları ile ilişkilendirme yanılgısına düşebileceği, işaretler arasında en azından iktisadi ve idari bir bağ kurma eğiliminde olabileceği, dava konusu markadaki figüratif unsurlar ile ek sözcük unsurlarının bu algıyı dağıtmakta yeterli olmadığı, bu nedenle markalar arasındaki bu düzeydeki bir benzerliğin karıştırılma ihtimaline neden olabileceği kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta taraf markaları arasında farklı bir emtia grubu bulunmadığından ve benzer emtiaların tamamı yönünden iltibas ihtimalinin var olduğu kabul edildiğinden, 8/4 maddesinin de somut uyuşmazlık açısından uygulanmasına gerek olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının markanın amaç ve fonksiyonlarına aykırı olarak davacıya ve 3. Kişileri baskı altına alma, engelleme, santaj, yedekleme, tuzak, marka ticareti yapma konusunda kötüniyetli başvuruda bulunduğuna dair delilin mevcut olmadığı,
Yalnızca benzer marka başvurusunda bulunmak kötüniyetli başvuru olduğunu kabule yeterli değildir. Davalının markanın kullanım amaç ve fonksiyonlarına aykırı olarak davacıyı veya 3. Kişileri baskı altına almak, engellemek, santaj, yedekleme ve marka ticareti yapmak amacıyla kötüniyetle başvuruda bulunduğu ispat edilemediğinden kötüniyet iddiası ispat edilememiştir.
Neticeten; dava konusu 2015/55776 sayılıibareli marka ile davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsuruna sahip markaları arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca benzerlik ve iltibas ihtimalinin, tescil kapsamındaki tüm emtialar bakımından mevcut olduğu bu nedenle dava konusu TPE YİDK’nın 24/07/2017 tarih … sayılı kararının iptal şartlarının ve davalıya ait markanın hükümsüzlük koşulları oluştuğu anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere,
Davanın kabulü ile
1-TPE YİDK nın 24/07/2017 tarih … sayılı kararının davacını itirazının reddiyle ilglii kısım yönünden iptaline,
2-Davalı adına tescilli 2015/55776 sayılı … … ibareli markanın tescilli olduğu 30 sınıfın tamamı yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve ve aşağıda dökümü gösterilen 2.156,90-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 67,40-TL
GİDER AVANSI :2.089,50-TL
TOPLAM :2.156,90-TL