Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/193 E. 2022/6 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/193
KARAR NO : 2022/6

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2- …

VEKİLİ : Av. …
[16108-01058-33767] UETS

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacı şirketin aralarında … Elektronik San ve Tic. A.Ş.,… Pazarlama A.Ş., … Elektrik Üretim A.Ş. gibi şirketlerin bulunduğu yaklaşık 50 adet grup şirketin arasında bulunduğunu; davacı şirketin 120691, 98 008818, 2005 11569 sayılı … ibareli markalarının bulunduğunu; davalı şirket tarafından 2015/31811 sayısı ile … … ibareli marka başvurusunun 24.sınıfta yapıldığını; davacı şirket tarafından yayına yapılan itiraz üzerine TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen itiraz kabul edilerek başvuru kapsamında 24.sınıfta yer alan “Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular.” emtialarının çıkarılmasına karar verildiğini; söz konusu kısmi red kararına karşı TPMK YİDK nezdinde davacı şirketçe ikinci itiraz yapıldığını ve TPMK tarafından bu sefer çıkarılan emtialar yerinde görülmeyerek “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Bebekler için kundak örtüleri” yönünden de doğrudan ilişkili olduğu kanaati ile bu emtiaların da çıkarılmasına kalan emtialar için ise iltibas tehlikesinin bulunmadığına karar verildiğini; işbu davanın davalının marka başvurusu kapsamından çıkarılmayan “tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler” için açıldığını; hammadde – yarı mamul ilişkisinin karışıklığa sebep olacağına dair Yargıtay 11.HD 30.09.2010 tarih ve 2008/13588 E., 2010/9472 K. sayılı kararı bulunduğunu; söz konusu kararda deri ürünleri ile ayak giysilerinin mamul – hammadde ilişkisi nedeni ile iltibas oluşturacağını; dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas oluştuğunu; davalının başvurusunun tüm sınıflar yönünden reddi gerektiğini; dava konusu kararın hukuka aykırı olduğunu beyanla Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2017-M-7833 sayılı kararının iptali ile 2015/31811 sayılı marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; davalı şirketin İzmir’de kumaş dokuma işi ile iştigal ettiğini; davalı şirketin markanın tesciline izin verilen şekli ile bayrak, flama ve etiket alanında kullanım alanının kalmadığını; davalı şirketin dava konusu markayı sicilden terkine hazır olduğunu; ancak dava dilekçesinde yer alan iddiaların kabulünün mümkün olmadığını; tarafların markalarının kullanım alanlarının tamamen farklı olduğunu; taraf markaları arasında benzerlik de bulunmadığını bunun ancak geniş ve çok yanlış bir yorum ile mümkün olabileceğini; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; davalının marka başvurusundan çıkarılan malların dışında kalan “tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler” yönünden somut olayda bir emtia benzerliğinin bulunmadığını; dava konusu kararın yerinde olduğunu; söz konusu ürünler ile diğer tekstil ürünlerinin hammaddelerinin aynı olduğundan bahisle malların benzer olduğu sonucuna varılamayacağını; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 18/06/2019 tarih 2017/412 E. 2019/293 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı tarafın 120691, 98/008818, 2005/11569 sayılı “…” markaları ile davalı tarafa ait 2015/31811 sayılı “… …” ibareli markası arasında benzerlik bulunduğu, sınıf kapsamlarının aynı/benzer olduğu, aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi koşullarının oluştuğu, Dava konusu Türkpatent YİDK’nın 2017-M-7833 sayılı kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın YİDK iptal talebi yönünden kabulü ile Türkpatent YİDK Nın 21/09/2017 tarih 2017-M-7833 sayılı kararının davacının itirazının kısmen reddiyle ilgili kısım yönünden “tekstilden bayraklar flamalar etiketler” yönünden iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 17/05/2021 tarih 2020/449 E. 2021/677 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve 2015/31811 sayılı marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, ”HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve 2017/412 E. – 2019/293 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/193 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı tarafından dava konusu edilen 2015/31811 sayılı … … ibareli markanın 24.sınıfta yer alan “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” malları yönünden tescili için marka tescil başvurusunda bulunulduğu; markanın 07.01.2016 tarihli Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile ilanına karar verildiği; marka yayınına davacı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine itirazın kısmen kabul edilerek 24.sınıfta yer alan “Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular.” emtialarının başvuru kapsamından çıkarılmasına ve kalan mallar için tescil işlemlerinin devamına karar verildiği; konunun bu sefer ikinci bir itiraz ile davacı tarafça TPMK YİDK’na taşındığı; TPMK YİDK tarafından dava konusu 21.09.2017 tarih ve 2017-M-7833 sayılı kararı ile; itirazın kısmen kabul edilerek Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Bebekler için kundak örtüleri” malları açısından da başvurunun reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı Şirket’e 23/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 15/11/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından 556 sayılı KHK 8/1-b ve 35 mdyapılan itirazın kısmen reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz edilmesi durumunda, başvuru konusu işaretin tescil edilemeyeceği hükme bağlanmış olup; 8/1-b anlamında bir tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için, markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir işaretin tescilli marka ile arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa o işaret tescilli markanın benzeridir sonucuna varılabilir. Karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı/hizmeti alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve gerekse ambalaj mdaki/tamtımındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı/hizmeti alması söz konusudur. Bunun haricinde halk, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa karıştırma yine vardır. Markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespitinde; markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, markaların birbirini çağrıştırma durumu, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın/hizmetin değeri ve alıcının bu malı/hizmeti almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları dikkate alınmalı ve marka bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bütün olarak değerlendirme yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Kısaca iltibas tehlikesi, eski ve yeni markaların aynı veya benzer olup olmadıkları ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıkları dikkate alınarak tespit edilir.
556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca, başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazları Türk Patent Enstitüsü’nce nihai olarak reddedilen kişilerin aynı KHK’nin 53. maddesine göre kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki aylık süre içerisinde yetkili mahkemede dava açma hakları bulunmaktadır. 556 sayılı KHK’nin açıklanan hükümleri itibariyle tescil başvurusunun kötü niyetle yapıldığını iddia eden ilgili kişilerin itiraz yoluyla Enstitü nezdinde, itirazın reddi halinde ise yetkili mahkemede marka başvurusunun reddedilmesini istemek hakları bulunmasına karşın, aynı KHK’nin 42. maddesinde markanın hükümsüzlük sebepleri sınırlı olarak sayılırken KHK’nin 35/1. fıkrasında itiraz sebebi olarak belirtilen “başvurunun kötü niyetle yapıldığı” iddiasına yer verilmemiştir.
MK’nın 2. maddesi uyarınca hukuk düzeninin kötü niyeti koruması mümkün olmayıp, bu durumun KHK’nin 42. maddesinde sayılmamış olması halinde dahi kötüniyetin bir tescil engeli oluşturduğu hususunun göz önüne alınması zorunludur. Nitekim, bu benimseme aynı zamanda 556 sayılı KHK’nın marka hakkının korunmasına ilişkin genel sistematiğine de uygun düşmektedir.
Tescil başvurusunun kötü niyetle yapılmış olması halinin 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde düzenlenmemiş olmasına karşın başlı başına bir hükümsüzlük nedeni sayılması hususunda öğretide de görüş birliği mevcuttur. ( Bkz. Sabih Arkan, Marka Hukuku, Cilt II, s.158, Ankara 1998, Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s.452, Dördüncü Bası, İstanbul 2005, Hamdi Yasaman ve ark. Marka Hukuku, Cilt II. s.878-879, İstanbul 2004 ).
556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de KHK’nin amacına uygundur. Çünkü, KHK’nin 35/1. ve 42/1-a maddelerindeki düzenlemeler de, esasen, MK’nın 2. maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir. Bu bakımdan her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak açıkça kötü niyetle gerçekleştirildiği belirlenen marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilebilmelidir. Bu husus 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde başlı başına bir hükümsüzlük nedeni olarak düzenlenmemiş olsa dahi, genel hüküm ve temel prensip niteliğindeki MK’nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından dolayı aynı sonuca ulaşılması KHK’nin ruhuna da uygundur.
Tüm dosya kapsamına göre;
Davalı tarafından dava konusu edilen 2015/31811 sayılı … … ibareli markanın 24.sınıfta yer alan “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” malları yönünden tescili için marka tescil başvurusunda bulunulduğu;
Davacının itirazına mesnet 120691 sayılı … ibareli markanın 24 sınıfta yer alan “Tekstil ürünleri; Havlular, çarşaflar, emprime nevresim takımları, pikeler, karyola takımları, mutfak takımları, masa örtüleri, yatak örtüleri, işli nevresim takımları, hurçlar, klozet takımları, perdeler, yongalar, sehpa takımları, çay ve oda takımları.” yönünden tescilli olduğu,
Davacının itirazına mesnet 98/008818 sayılı … ibareli markanın 24. Sınıfta yer alan “Perdeler, evlerde kullanılan örtüler: nevresim takımları, banyo takımları, çay ve oda takımları, klozet takımları, uyku setleri (yorgan, baza, çarşaf, yastık kılıfları, yorgan koruyucu), masa örtüleri, koltuk örtüleri, yatak örtüleri, bazalar, yorgan koruyucular, sehpa örtüler, peçeteler,nevresimler, çarşaflar, pikeler, pike takımları, yastık kılıfları, yorganlar, battaniyeler, el ve yüz havluları, banyo havluları, hurçlar, kirli eşya torbaları.” yönünden tescilli olduğu,
Davacının itirazına mesnet 2005/11569 sayılı … ibareli markanın 24. Sınıfta yer alan “Perdeler, evlerde kullanılan örtüler; nevresim takımları, uyku setleri (yorgan, baza, çarşaf, yastık kılıfları, yorgan koruyucu), masa örtüleri, koltuk örtüleri, yatak örtüleri, bazalar; yorgan koruyucular, sehpa örtüleri, peçeteler, nevresimler, çarşaflar, pikeler, pike takımları, yastık kılıfları, yorganlar, battaniyeler, el ve yüz havluları, banyo havluları, hurçlar, kirli eşya torbaları…” yönünden tescilli olduğu,
anlaşılmaktadır.
Davacıya ait 24. Sınıfta tescilli bulunan mallar ile dava konusu markada yer alan 24. Sınıftaki Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Bebekler için kundak örtüleri. malların aynı tür/benzer olduğu, “Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler” malları bakımından da Yargıtay kararları doğrultusunda piyasanın anlaşısı hammade kaynaklarının yanlığı/benzerliği, benzer alıcı çevresine hitap etmesi, benzer ihtiyaçları giderdiği, birbileri yerine ikame edilebilme ya da rekabet edebilme olankaları, birinin diğerini tamamlama olanağı, dağıtm kanallarının ortak olması ve hedef halk kesiminin aynı olması nedeniyle dava konusu marka kapsamında 24. Sınıfta yer alan malların redde mesnet gösterilen davacı markalarının sınıf kapsamıyla benzer/ilişkili olduğu kabul edilmiştir.
Somut olayda taraf markaları kapsamında yer ala emtiaların birbirine bu denli yakınlaşmış olması göz ününde bulundurulduğunda markalar arasındaki iltibas tehlikesinin ortadan kaldırılabilmesi için markaları oluşturan şekil, sözcük veya sair unsurların birbirinden ciddi şeklide farklılaşmış olması gerekmektedir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta söz konsu farklılaşma kriterinin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti açısından markaların hususiyetle görsel, anlamsal ve fonetik açıdan ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları bütünsel algının iltibasa sebebiyet verip vermeyeceği hususunun tartışılması gerekmektedir.
Davalının dava konusu marka başvurusu … … ibaresinden oluşmaktadır. Davalı marka başvurusu kelime markası olup şekil unsuru yer almamaktadır. Davalının dava konusu marka başvurusunda bulunan … ibaresi İngilizce kökenli bir kelime olup artı anlamına gelmektedir. Öte yandan bu kelime kullanımı sık olan bir ibare olup anlamsal karşılığı da ortalama tüketici nezdinde çoğunlukla bilinmektedir. Öte yandan bu ibarenin ayırt ediciliği de oldukça düşük olup davalı marka başvurusunda da kelime unsurunun son kısmında yer almıştır. Dolayısı ile davalının marka başvurusunda yer alan … ibaresi yardımcı bir unsur olarak kullanılmıştır. Davalı marka başvurusunda yer alan … ibaresi ise İngilizce kökenli olup özel isim olarak bir kadın ismidir. … ise billurdan yapılmış bir üründür. Davalının marka başvurusunda bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde soldan sağa okuma ilkesi çerçevesinde de ortalama tüketici nezdinde ilk akılda kalacak olan ibare … ibaresidir. Davalının dava konusu marka başvurusu ayırt ediciliği sağlayıcı başka bir unsuru da içermemektedir.
Davacının davaya dayanak markaları ise … ibarelerinden oluşmaktadır. Bu ibare çeşitli kompozisyonlar ile davacı markalarında yerini bulmuştur. Dolayısı ile davacının markalarının esaslı unsurunun … olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
Hal böyle iken davalının dava konusu marka başvurusu davacının markalarının esaslı unsuru olan … ibaresini içermektedir. Bu kapsamda … ibaresinin ayırt edici gücünün zayıf olduğu dikkate alındığında … ve … … ibarelerinin benzer olduğu açıktır. Zira markalar soldan sağa okunmakta ve akılda kalıcı olan kelimeler ortalama tüketici zihninde yer etmektedir. Kaldı ki ortalama tüketici … … olarak davalı markasını akılda tutsa bile davacının … ibareleri markaları yanında davalı markası davacının markasının bir serisi olarak algılanabilecektir.
Mal ve hizmet kapsamları da göz önünde bulundurulduğunda markanın hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı markası ile başvuru konusu işaretin bütün olarak bıraktığı izlenimin benzer olduğu, tescilli marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil, anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvurunun davacı markalarında yer alan ibare ile ve diğer sözcük ile ilişkilendirilebilecek bir görsellik içerdiği, bu markalarla karşılaşan ve bu markaları okuyan ortalama bir tüketicinin taraf markalarının bir birinden farklı markalar olduğunu kolaylıkla anlamayacağı, farklılığın ilgili tüketici kesimi tarafından derhal algılanabilecek durumda olmadığı, her iki markanın ilk bakışta farklı işletmelere ait 2 farklı marka olduğunun ilgili tüketici kitlesi tarafından algılanmayacağı, iki işaret arasındaki ayırt edilebilinen farklılıklar bulunmadığı, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında benzerlik bulunduğu ve farklılıkların marka ve işareti benzer olmaktan kurtarmadığı, aynı, benzer, seri marka olarak algılanmasının bütünsellik ilkesi kapsamında mümkün olduğu, her iki markadaki kelimelerin bütünün gerek okunuş, gerekse anlam ve görsel yönden yeteri derecede farklılık yaratmadığı, davacı markası ile davalı markasının işitsel görsel kavramsal olarak ve genel izlenim olarak karıtıştırılma riski bulunacak düzeyde benzer olduğu, işin uzmanları yahut çok dikkatli kişilerden oluşmayan, yargılama konusu ürünler hakkında normal olarak bilgi sahibi olabilecek, yeteri kadar dikkatli ve tedbirli, marka ve işareti aynı anda göz önünde bulunduramayan, bunları seyrek olarak karşılaştırma imkânına sahip bulunan ve aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan, bu şekilde daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine dayanarak hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak isteyen, bu bağlamda genel olarak ürünün/hizmetin önemine göre çok fazla düşünmeden hareket ederken, tanıdığı, beğendiği ve bilinirliği ile güvenilirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek, fazla zaman ayıramamaktan doğan bir takım olumsuzluklardan da kurtulmuş olduğunu ve markanın sağladığı garanti fonksiyonunun kolaylığından yararlandığını düşünen malların/hizmetin alıcısı/yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici kitlesinden büyük bir kısmının, malların/hizmetin ekonomik önemine göre ayırabileceği alım/yararlanım süresi içerisinde, davacı markalarını taşıyan emtiaları satın almak yahut hizmetten yararlanmak isterken, davalının işaretini taşıyan emtiaları satın alma yahut hizmetten yararlanma olasılığının bulunduğu, ortalama tüketicilerin taraflara ait çekişmeli marka ve işaretleri taşıyan mal ve hizmetlerin, aynı işletmeden veya ekonomik, ticari yada idari olarak bağlantılı işletmelerden geldiği zannına kapılması; biri yerine diğerini alması riskinin bulunduğu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, yargılama konusu ürün ve hizmetleri satın alma için gerekli alım süresi gözetildiğinde yanılgının, karıştırmanın oluşmasının mümkün olduğu, başvuru konusu işaret ile davalı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden unsurların mevcut olduğu, gerek bütünsel gerekse içerisinde bulunan diğer unsurlar nedeniyle başvuru konusu işaretin davalı markalarını sunan işletmeyle idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçiminde bir algılama oluşturmasının mümkün olduğu, davacı tarafın 120691, 98/008818, 2005/11569 sayılı “…” markaları ile davalı tarafa ait 2015/31811 sayılı “… …” ibareli markası arasında benzerlik bulunduğu, sınıf kapsamlarının aynı/benzer olduğu, aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir.
Davalının markanın amaç ve fonksiyonlarına aykırı olarak davacıya ve 3. Kişileri baskı altına alma, engelleme, santaj, yedekleme, tuzak, marka ticareti yapma konusunda kötüniyetli başvuruda bulunduğuna dair delilin dosya içinde mevcut olmadığı, Yalnızca benzer marka başvurusunda bulunmanın kötüniyetli başvuru olduğunu kabule yeterli olmadığı, Davalının markanın kullanım amaç ve fonksiyonlarına aykırı olarak davacıyı veya 3. Kişileri baskı altına almak, engellemek, santaj, yedekleme ve marka ticareti yapmak amacıyla kötüniyetle başvuruda bulunduğu hususu ispat edilememiştir.
Neticeten; davacı tarafın 120691, 98/008818, 2005/11569 sayılı “…” markaları ile davalı tarafa ait 2015/31811 sayılı “… …” ibareli markası arasında benzerlik bulunduğu, sınıf kapsamlarının aynı/benzer olduğu, aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi koşullarının oluştuğu, dava konusu TPE YİDK’nın 2017-M-7833 sayılı kararının iptali koşullarının oluştuğu kabul edilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın YİDK iptal talebi yönünden kabulü ile
TPE YİDK’nın 21/09/2017 tarih 2017-M-7833 sayılı kararının davacının itirazının kısmen reddiyle ilgili kısım yönünden “tekstilden bayraklar flamalar etiketler” yönünden iptaline,
Dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.172,40-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 67,40-TL
GİDER AVANSI :2.105,00-TL
TOPLAM :2.172,40-TL