Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/189 E. 2022/27 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/189
KARAR NO : 2022/27
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
[16661-66161-76966] UETS
DAVALI : 1- TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU

VEKİLİ :Av. …

DAVALI : 2- …, T.C. Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. …

DAVA : Endüstriyel Tasarım İle İlgili Kurum Kararının İptali
Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilin (…) dünyanın en önde gelen spor ayakkabı ve spor kıyafetleri üreticisi olduğunu, … ve “…” markalarını 1971 yılında kullanmaya başladığını ve o tarihten itibaren dünyanın pek çok ülkesinde tescilli kullanıldığını, müvekkilin TPMK nezdinde onlarca markanın sahibi olduğu, “…” markasının tanınmış marka olarak kaydedildiğini, müvekkil tarafından Davalı … adına 21.11.2016 tarihli ve 2016/07630 sayılı tasarım başvurusunun fark edildiğini, başvurunun tarihi itibari ile 554 sayılı KHK uyarınca tasarıma karşı itiraz edildiğini, itirazın YİDK 2017/T-809 sayılı kararıyla reddedildiğini ve tasarım tescilinin devamına karar verildiğini, anılan başvurunun yeni ve ayırt edici olmadığını, müvekkil tescili ve tanınmış markaları ile karıştırılma yaratacağını, tasarım başvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle anılan YİDK kararın iptali ve tasarımın hükümsüz kılınması gerektiğini, davalı başvurusunun, müvekkilin uzun yıllardır kullanmakta olduğu tanınmış “…” markaları ile ayniyet derecesinde benzer olması, müvekkil markasında yer alan figüratif unsurun aynen kopyalanması sebebiyle yenilik vasfına haiz olmadığını, davalı başvurusundaki … unsurunun müvekkil markasındaki gibi sola doğru konumlandırıldığını, şeklin sadece uç kısmının hafifçe değiştirildiğini, davalı başvurusunun müvekkil … markasının seri markası izlenimi yarattığını, davalıya ait, davaya konu tasarım ile birebir aynı olan geçmiş 2016/93679 sayılı marka başvurusunun Markalar Dairesi Başkanlığının 03.10.2017 tarih ve 2017-OE-419095 sayılı kararı ile reddedildiğini, dilekçede listelendiği üzere müvekkil itirazları üzerine … kararları ile birçok marka başvurusunun reddedildiğini, davaya konu olan tasarımın, tasarımların tescili için zorunlu olan “ayırt edicilik” vasfına haiz olmadığını, başvurunun müvekkil markasından yola çıkarak meydana getirildiğini, belirgin bir fark bulunmadığını, konu hakkında başvuru sahibinin sonsuz bir seçim özgürlüğü olduğunu, buna karşın ufak bir farklılık gösteren ve teknik bir gerekliliğe dayanmayan başvurunun gözde ve zihinde bıraktığı izlenimin tamamen müvekkil markası ile aynı olduğunu, davaya konu olan tasarım başvurusunun kötü niyetle yapıldığını, TTK uyarınca müvekkilin markalarına yaratılan iltibas ve haksız rekabet sebebiyle tescilin hukuka aykırı olduğunu, davalının TPMK nezdinde birçok marka başvurusu olduğunu, bu başvuruların müvekkil şirketin temel faaliyet alanı olan 25. Sınıf hizmetini kapsadığını, davalının müvekkil markasından haberdar olması gerektiğini, davalı …’in tüm savunmalarının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davalı …’in davaya konu logoyu ağırlıklı olarak gıda ürünlerinde kullanacağını ve logonun bilgilenmiş kullanıcı gözüyle bakıldığında son derece farklı olduğunu beyan etse de davalının geçmişte aynı logoyu 25. Sınıfta tescil ettirmeye çalıştığını, davalının İTO kayıtlarında ayakkabıcılık faaliyetinde bulunan bir firmanın Yönetim kurulu üyesi olduğunu bu nedenle bu beyanın kabulünün mümkün olmadığını savunarak 2017/T-809 sayılın kararın iptalini ve 2016/07630 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, müvekkilin tescile konu logoyu ağırlıklı olarak gıda ürünlerinde kullanacağı, müvekkil adına tescilli logonun bilgilenmiş kullanıcı gözünden bakıldığında davacı markalarından son derece farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 18/06/2019 tarih ve 2017/480 E. 2019/289 K. sayılı karar ile; davanın kabulü ile, … YİDK.nun 2017/T-809 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2016/07630-1 sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 20/04/2021 tarih ve 2019/1555 K. sayılı ilamıyla; ” Dava, … YİDK kararının iptali ve dava konusu tasarımın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün 2011/11–567E.- 2011/676K, 14.11.2012 gün 2012/11–417 E.- 2012/791K., 14.01.2015 gün 2013/11-1316E.- 2015/34K., 01.04.2015 gün 2013/11-1572 E.- 2015/1133 K., 12.04.2017 gün 2017/11-74E.- 2017/728K. ve 11.HD 30/06/2014 gün 2014/6427 E- 2014/12462K. sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. ” gerekçesiyle, ”HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve 2017/480 E- 2019/289 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin 2021/189 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; 2016/07630 sayılı ”logo” ürününü konu alan tekli tasarım tescili için 21/11/2016 tarihinde … vekili tarafından başvuruda bulunulduğu, söz konusu başvurunun 09/12/2016 tarih ve 258 Sayılı Resmi Endüstriyel Tasarımlar Bülteninde yayınlandığı ve 6 aylık yasal itiraz süresi içinde olamk üzere 2016/07630 numaralı tasarıma 06/06/2017 tarihinde … C.V. Vekili tarafından itiraz edildiği, yapılan itiraz ve karşı görüşlerin 27/10/2017 tarih ve 2017/T-809 Sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla, ”Yapılan inceleme ve değerlendirmede; 2016/07630/1 sıra numaralı tasarım ile itiraz ekinde listelenen ve itiraza gerekçe gösterilen markalar genel izlenim itibariyle farklı görülmüş olup itiraz konusu tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip bulunduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle; ”554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5,6 ve 7 nci maddelerine dayanılarak yapılan itirazın reddine ve 2016/07630/1 sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına oy birliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği ve YİDK kararının davacı şirkete 02/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 28/12/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna konu tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
554 sayılı KHK’nın 3/a bendine göre; tasarım, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, …, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütündür. 554 sayılı KHK’nın “Genel Şartlar” başlığını taşıyan 5 inci maddesinde; belge verilerek korunacak tasarımların yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar olduğu hükme bağlanmıştır. Nitekim dava konusu tasarımın haklı bir koruma elde edip etmediğinin tespitinde “yenilik” ve “ayırt edici nitelik” kriterlerini taşıyıp taşımadığının belirlenmesi önem arz etmektedir.
Yenilik kriterini düzenleyen 6 ncı maddenin 1 inci fıkrası uyarınca; bir tasarımın aynısı, tescil başvurusundan önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamışsa o tasarım yeni kabul edilir. “Bir tasarımın aynısı” kavramından ne anlaşılması gerektiği anılan 1 inci fıkranın ikinci cümlesinde açıklanmış bulunmaktadır. Buna göre; küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımlar dahi “aynı” kabul edilir. Madde hükmüne göre yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 7. madde uyarınca; bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabulü için, öncelikle hangi tasarımların birbiri ile karşılaştırılacağına karar verilmesi gerekmektedir. 7. Maddenin 2. Fıkrası hükmüne göre a) Başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş olan veya b) Enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış olan, tasarımlar, ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınırlar.
Ayırt ediciliğe ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer husus, davalının da beyanlarında belirttiği gibi “Bilgilenmiş kullanıcı” kavramıdır. 554 sayılı KHK’nın 7/1 hükmü uyarınca, herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin belirgin bir farklılık arz etmesi gerekmektedir. Bilgilenmiş Kullanıcı; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Öğretide, bilgilenmiş kullanıcının bir uzmanı ifade etmediği; tamirci, bakımcı, servis elemanı gibi bir ara veya nihai tüketici olarak anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı maddede, ayırt edici nitelik bakımından birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verileceği ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınacağı da hükme bağlanmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2016/07630-1 tescil numaralı tasarımın başvuru tarihi 21.11.2016 olup, bu tarihten önce kamuya sunulmuş olan ve 554 s. KHK’ nın 8. maddesi kapsamında kalmayan benzer nitelikteki tüm tasarımlar ve iş bu davada itiraza mesnet markalar söz konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınmıştır.
Dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesine geçmeden önce, bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar incelenmeli, tasarımın koruma kapsamı tespit edilmelidir. 554 s. KHK’nın 7.maddesinin son fıkrasında da tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Dava konusu 2016/07630-1 sayılı tasarım bir logo tasarımıdır. Locarno sınıfı 32-00 yani GRAFİK SEMBOLLER VE LOGOLAR, YÜZEY DESENLERİ, SÜSLEMELER’dir. Tasarım tescili bu haliyle her hangi bir emtiayı (gıda maddesi, spor ekipmanı, kıyafeti vb.) işaret etmemektedir. Tarifnamede “Tasarım, logo olarak tasarlanmıştır. Bir uca doğru incelen, diğer uca doğru genişleyen, çentik şekline benzer bir görünüme sahiptir.” haliyle tanımlanmıştır. Konu logo tasarımı olduğundan seçenek özgürlüğünü kısıtlayan bir husus belirlenememiştir. Daha da ötesi grafik alanının kendine has kaideleri dışarıda kalmak şartı ile (basım vb.) herhangi bir teknik zorluktan bahsetmek mümkün değildir.
554 s. KHK’nın 7. Maddesi ayırt edicilik değerlendirmesinin, bilgilenmiş kullanıcı gözü ile yapılması gerekliliği üzerinde durmuş ve bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle bir uzman olmadıkları aksine daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerektiğine değinmiştir. Gerçekten de bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünün doğası, görünümü ve teknik olarak sahip olduğu zorunlu özellikleri hakkında bilgi sahibi olan ve başka bir deyişle ürün hakkında uzman kadar olmasa da temel düzeyde bilgi sahibi olan kişidir. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcının her somut olay için ayrı ayrı tespit edilmesi gerekir. Bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir.
Somut uyuşmazlıkta ise, dava konusu tasarım bir logo tasarımı olduğundan ve marka tescili gibi herhangi bir fiziki emtiaya atıfta bulunmadığından bilgilenmiş kullanıcının kim olacağı detayları ile tartışılmalıdır. Malum olduğu üzere markalar yönünden ortalama tüketici nezdinde yapılan karşılaştırmanın, endüstriyel tasarımlar yönünden bilgilenmiş kullanıcı gözetilerek yapılması gerekmektedir. Bununla beraber konu tasarım olduğunda bilgilenmiş kullanıcı, ortalama bir tüketiciden daha fazla dikkat gösteren ve ayrıntıya önem veren bir kullanıcıdır. Davaya konu olan tasarım grafik tasarımından ibarettir. Bu nedenle bilgilenmiş kullanıcının kim olduğu doğrudan tespit edilemez. Bu kullanıcı herhangi bir tüketici olabileceği gibi, grafik çizimine ilgisi olan bir tüketici de olabilir. Ancak bilgilenmiş kullanıcı kim olursa olsun ortalama tüketiciden daha yüksek bir dikkat düzeyine sahip olması nedeniyle tasarımı ve itiraza konu markaları çok daha dikkatli inceleyecektir. İncelemesi ise emtiadan bağımsız temel grafik unsurlardan olan renk ve … üzerinden olacaktır. Somut olayda renk verisi olmadığından, bilgilenmiş kullanıcı dikkatini şekillere ve şekillerin zihinde oluşturduğu algıya yoğunlaştıracaktır.
Dava konusu tasarım 2016/07630-1 sayılı tasarımı ve itiraza mesnet 2002 15987, 2006 06278, 2013 74406, 115551, 11576, 116029 sayılı markalar incelenmiştir.
Taraf marka ve tasarımlara ait görsel incelendiğinde her iki şeklin sağ üst kısımda sol alta doğru yöneldiği görülmektedir. Bu her iki şekildeki baskın unsurdur. Davacı şekli belirgin şekilde yukarı doğru kıvrılıp üstte tek noktada biterken davalı şekli hem yukarı doğru yönelmekte hem de geliş yönünden uzayarak ikili çatal bir yapı oluşturmaktadır.
Yenilik ve ayırt edici nitelik vasfı üzerinden değerlendirme: Bir tasarımın yeni kabul edilebilmesi için, tasarımın aynısı veya benzerinin başvuru ve rüchan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gereklidir. Burada yenilikten kast edilen tamamen yeni benzersiz bir tasarım yaratılması değildir. Zira günümüzde tasarımların birçoğu daha önce yapılmış bir tasarıma yeni unsurlar eklemek suretiyle oluşturulmaktadır. Burada önemli olan kişisel gayretle diğerlerinden ayırt edilebilen özgün bir tasarım yaratabilmektir. Yenilik değerlendirmesi tasarımın bütünü esas alınarak yapılacaktır. Bir tasarımın unsurları tek tek ele alındığında bilinen şeyler olabilir ancak bunların bir araya getiriliş şekli yeni bir tasarım oluşturabilir. Somut olay üzerinden değerlendirme yapıldığında Markalar Dairesi Başkanlığının 03.10.2017 tarih ve 2017-OE-419095 sayılı kararının varlığı davalının davacı markaları üzerinde bir şekilde bilgisi olduğuna işarettir ve değerlendirmenin nesnel kısmıdır. Tasarılarım şekli incelemesinde farklılıklar bulunmuştur ancak bu farklılıkların davacının markalarından ne kadar ayrıldığı temel tartışmayı oluşturmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere iki şeklin temel ve baskın ortaklığı sağ üst kısımdan sol alta doğru ilerleyen ve yukarı doğru kavislenip biten yapıdır. İlk bakışta şekiller arasında görülen fark davalı tasarımının dönüş kavisinde yaptığı ikinci çıkıntıdır. Bu açıdan bakıldığında şeklin uçta yön değiştirmesi bir fark olsa da baskın ortak özelliğin ürettiği benzerliği ortadan kaldırmayacağı düşünülmektedir. Baskın ortak özellik olan kavisli yapı ilk intibaa oluşturan kısımdır. Kaldı ki bilgilenmiş kullanıcının ilk aklına davacı markası geleceği dava sonra davalı tasarımının bu marka şeklinden ne kadar uzaklaştığı sorgulanacağı düşünülmektedir. Yani bilgilenmiş kullanıcı davalı tasarımı ile karşılaştığında davacı markası ile aynı çizgide olacağını davaya konu tasarımın genel görünümde ne kadar farklılaşacağına bakacaktır. Kıyaslama ayrıntılar üzerine olacak ama algıda belirgin yaklaşımından uzaklaşamayacağı düşünülmektedir. Kaldı ki davalının söz konusu tasarımın niteliği nedeniyle geniş bir seçenek özgürlüğü vardır. Bu seçenek özgürlüğü farklı tasarımlar üretmeye imkân sağladığı kadar tasarımcıya emsal tasarımlardan uzaklaşabilme imkânı da sunmaktadır. Tasarımcı yeni bir tasarım üretirken mevcut olanlardan esinlenebilir ama aynı zamanda gayretinin bir bölümünü mevcutlardan farklılaşmaya da ayırmalıdır. Esinlenilen tasarımın tanınmışlık düzeyi arttıkça bu gayretin belirgin olması beklenir. Küçük ayrıntılar üzerinden bir farklılaştırma çabası tanınmışlık düzeyi fazla olan bir tasarım/marka karşısında yetersiz kalabilir. Bu açıdan bakıldığında davalı tasarımının ilk bakışta bıraktığı izlenim, ayrıntılarda küçük farklılıklar içerse de yeterli görülmemiştir. Taraf şekillerinin temel özü ve havasını oluşturan genel intibaa tasarımcının seçenek özgürlüğünün genişliği göz önünde bulundurulduğunda benzer görülmüştür. Dolayısıyla davalı tasarımının davacı markaları karşısında yeni olmadığı ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığı kabul edilmiştir.
Neticeten, 27.10.2017 tarihli TPMK YİDK 2017/T-809 sayılı kararının yerinde olmadığı, davalıya ait dava konusu 2016/07630-1 tescilin itiraza mesnet 2002 15987, 2006 06278, 116029, 2013 74406, 115551, 11576 sayılı davacı markaları karşısında yeni olmadığı ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığı, anlaşılmış, açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
TPE YİDK’nın 2017/T-809 sayılı kararının iptaline
Davalı adın atescilli 2016/07630-1 sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.211,80-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 67,40-TL
GİDER AVANSI :2.144,40-TL
TOPLAM :2.211,80-TL