Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/184 E. 2022/105 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/88 Esas – 2022/116
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/88
KARAR NO : 2022/116
HAKİM :
KATİP :

ASIL DAVA
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … … … (Yetkilisi …)

DAVA : Kullanımın Önlenmesi, Ticaret Ünvanının Terkini
DAVA TARİHİ : 24/03/2021

BİRLEŞEN DAVA (Ankara 2 FSHHM’nin 2021/226 E. 2021/279 K.)
DAVACI : …
VEKİLİ :

DAVALILAR : …

DAVA : Kullanımın Önlenmesi, Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabtein Tespiti,
Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kullanımın Önlenmesi, Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabtein Tespiti, Önlenmesi, Ticaret Ünvanının Terkini davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkil şirketin 1994 yılından bu yana kullandığı “…” ticari ünvanını ve markasını gerek yüzbinleri aşan müşteri portföyü, gerek yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanan reklamları ve gerekse sponsorluğunu yaptığı televizyon programları vasıtası ile güvenilir, maruf ve meşhur bir marka haline getirdiği, ayrıca 29/04/2002 tarih 2002 09883 no’lu hizmet markası 556 sayılı KHK’nın 7/1(ı) bendi çerçevesinde tanınmış marka statüsünde olduğu, müvekkili şirketin, “…” ticari ünvanını ayrıca Türk Patent Enstitüsü nezdinde ait 1994/009493, 1998/003968, 2000/13169, 2001/08852, 2002/00358,2004/08186, 2011/119131, 2013/106893 nolu markaları ile kendi adına tescil ettirmiş ve bugüne kadar tescilli markasını ürünlerinde kullandığını, müvekkili şirketin unvan değişikliğinden önce Murat Halı Pazarlama İnş. Ltd. Şti olarak 03/11/1989 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş ve 27/09/1994 tarihinde … ibaresi ile başlayan ünvanını Ltd. Şti olarak tescil ettirdiğini, 29/08/2005 tarihinde ise aynı unvan Anonim Şirket olarak tescil edildiğini, müvekkil şirketin kendisine ait tescilli “…” ticaret ünvanı ve tanınmış “…” markasının TPE nezdinde tescili nedeniyle, müvekkilin öncelikli kullanıma dayalı ve korunması gereken daha üstün hakkı olduğunu, müvekkili şirketin, 26/03/2004 tarihinde 35. Sınıf emtialar için 2004 08186 marka no ile “…” markasını tescil ettirdiğini, “…” markasının umuma tanıtılması ve piyasaya sürülen ürünlerin reklamı amacı ile müvekkile 07.06.2000 tarihinde “http://www…..com.tr” internet sitesi tahsis edildiğini, müvekkilinin “…” markasını ve “http://www…..com.tr”internet sitesini süreklilik arz edecek şekilde ticari faaliyetine uygun şekilde kullanmaya devam ettiğini, davalı, … … … adlı işletmesinin faaliyetini “….” adresinde sürdürdüğünü, davalının iştigal alanı özellikle mobilya ve ev eşyaları olduğundan müvekkil şirket ile aynı alanda ürünleri satışa arz ettiğini, ürünlerin ikinci el olması fark etmeksizin marka hakkının korunması kapsamında tanınmışlık hangi marka için gerçekleştiyse, tanınmışlığın sağladığı sonuçlardan o marka yararlandığını, davalının ve müvekkil şirketin ticari ünvanlarının çekirdek unsurunun ”…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirketin, gerek reklam harcamaları, gerekse yoğun tanıtımları neticesinde yaptığı yatırımlar vasıtası ile ”…” markasına büyük bir değer ve ayırt edicilik kazandırdığını, davalının ise ”…” ibaresini aynen ve birebir olarak kullandığını, davalının, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek müvekkil şirketin toplumda ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyi nedeniyle kötüniyetli olarak ”…” ibaresini tescil ettirdiğini, davalının müvekkili şirketin şöhretini sömürdüğünü, müvekkili şirketin tanınmış markası olması nedeniyle ”…” ibaresi üzerinde üstün ve öncelikli hakkı mevcut olduğunu, davalının ”…” ibaresini içeren tabela, afiş, reklam panosu, broşür vs. tanıtım araçları kullanması tüketiciler nezdinde müvekkil şirket ile bağlantı imajı yarattığını, davalı bundan dolayı kazanç elde ettiğini, müvekkili şirkete ait ”…” markasının eskiliği, kullanımının yaygınlığı ve tanınmışlığı nedeniyle de davalının müvekkil şirketin şubesi olarak algılanması hali mevcut olduğundan Türkiye çapındaki ”…” yazılı tabela, vergi levhası, broşür, katalog, el ilanları, reklam panoları, bez afişler, kartvizit vb. sair her türlü tanıtım ve ticari evrakın toplatılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve tedbir kararının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili şirketin, 1994 yılından bu yana kullandığı “…” ticari ünvanını ve markasını gerek yüzbinleri aşan müşteri portföyü, gerek yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanan reklamları ve gerekse sponsorluğunu yaptığı televizyon programları vasıtası ile güvenilir, maruf ve meşhur bir marka haline getirdiğini, 29/04/2002 tarih 2002 09883 no’lu hizmet markası 556 sayılı KHK’nın 7/1(ı) bendi çerçevesinde tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkili şirketin, “…” ticari ünvanını ayrıca Türk Patent Enstitüsü nezdinde ait 1994/009493, 1998/003968, 2000/13169, 2001/08852, 2002/00358,2004/08186, 2011/119131, 2013/106893 nolu markaları ile kendi adına tescil ettirdiğini ve bugüne kadar tescilli markasını ürünlerinde kullandığını, müvekkili şirketin unvan değişikliğinden önce Murat Halı Pazarlama İnş. Ltd. Şti olarak 03/11/1989 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş ve 27/09/1994 tarihinde … ibaresi ile başlayan ünvanını Ltd. Şti olarak tescil ettirdiğini, 29/08/2005 tarihinde ise aynı unvan Anonim Şirket olarak tescil edildiğini, müvekkili şirketin kendisine ait tescilli “…” ticaret ünvanı ve tanınmış “…” markasının TPE nezdinde tescili nedeniyle, müvekkilin öncelikli kullanım hakkı olduğunu, müvekkilinin 26/03/2004 tarihinde 35. Sınıf emtialar için 2004 08186 marka no ile “…” markasını tescil ettirdiğini, “…” markasının umuma tanıtılması ve piyasaya sürülen ürünlerin reklamı amacı ile müvekkile 07.06.2000 tarihinde “http://www…..com.tr” internet sitesi tahsis edildiğini “…” markasını ve “http://www…..com.tr”internet sitesini süreklilik arz edecek şekilde ticari faaliyetine uygun şekilde kullandığını, Davalının … … … adlı işletmesinin faaliyetini “…” adresinde sürdürdüğünü, davalının “…-… … …” isimli 1191-Çubuk Sicil nolu Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı ünvanın olduğunu, davalının iştigal alanı özellikle mobilya ve ev eşyaları olduğundan müvekkili şirket ile aynı alandaki ürünleri sattığını, davalının ve müvekkili şirketin ticari ünvanlarının çekirdek unsurun ”…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirketin, gerek reklam harcamaları, gerekse yoğun tanıtımları neticesinde yaptığı yatırımlar vasıtası ile ”…” markasına büyük bir değer ve ayırt edicilik kazandırdığını, davalının, bu farklı kullanım ile müvekkili şirkete ait markanın asli unsuru olan “…” ibaresini kendi markasal kullanımında yazı karakteri, renk farklılığı, punto farkı ve mizanpajda değişiklik yapmak suretiyle “…” ibaresini büyük puntoyla yazarak ve diğerlerini küçük karakter ile yazarak vurgulama suretiyle öne çıkartarak, müvekkili şirketin tanınmış markasına kendi kullanımını yaklaştırdığını, davalının “…” ibaresini kullanma eylemi, usulüne uygun olarak uygun olarak tescil edilip kullanılan “…” markasına dayanmadığını, Yargıtay HGK ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin süregelen ve bu konuda verilen yerleşik içtihatlarına göre; “ticaret ünvanının tescil edilmiş şekilde kullanılmaması ve kullanımda başkasının tescilli markasının ana unsurunun öne çıkarılması halinde, söz konusu durumun iltibas oluşturacağı, bu şekilde ticaret ünvanında yer alan ibarenin baskın biçimde ona çıkartılarak marka gibi kullanılmasının marka hakına tecavüz oluşturduğu” nun kabul edildiğini, davalının ticaret sicilinde ”…” sözcüğünün kullanılmasının önlenmesini ve ”…” sözcüğünün davalının ticari ünvanı ile ankara ticaret sicil müdürlüğünün (1191 çubuk sicil nolu) kayıtlarından terkinini, davalının ticaret ünvanında bulunan “…” ibaresini ön plana çıkartmak suretiyle kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, davalının bu şekilde … ibaresini ön plana çıkardığı tabela, vergi levhası, broşür, katalog, el ilanları, kartvizit vs.her türlü tanıtım ve ticari evrakın toplatılmasını, karar kesinleştiğinde imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesiyle; davaya konu talebin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacı her ne kadar ”…” sözcüğünün marka olarak tescil edildiğini ve kullanım hakkına sahip olduklarını belirtmişlerse de, aynı veya benzer nitelikte bir ismin kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacının ”…” sözcüğünün kullanılmasını önleme ve sicilden terkin isteminin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflarınca kullanılan unvan ve sicil kayıtlarında yer alan ifadenin … … … olduğunu, Çubuk CBS tarafından davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada da bir bilirkişi raporu alındığını, raporda ”müştekinin … ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ TİCARET A.Ş şeklindeki ticaret unvanı ile şüphelinin … … VE … … … şeklindeki kullanımının müşteki ticaret unvanı ile karıştırılma ihtimaline neden olmadığı” nın ortaya konulduğunu ve hakkında KYOK kararı verildiği, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu incelendiğinde açılan davanın haksızlığının anlaşılacağını, … … … olarak 15 yılı aşkın süredir aynı isim ve unvanla faaliyet gösterdiklerini, bu süreçte belirli bir müşteri portföyü oluşturulduğunu, bölgesel anlamda belirli bir tanınırlığa ulaştıklarını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talebinin kabul edilmesi halinde uzun yıllar çerisinde oluşturulan bu birikimin de ortadan kalkacağını, davacının 15 yıl gibi ticari hayat içerisinde oldukça uzun bir zaman dilimine karşılık gelen bir süre sonunda davayı açtıklarını, sessiz kalmanın zımnen icazet anlamına geldiğini, bu nedenle aradan uzun süre geçtikten sonra açılacak olan davanın hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceği, marka üzerinde hak sahibi olan kişinin uzunca bir süreden sonra dava açmasının ve böylece karşı tarafın büyük çalışmalar ve harcamalarla elde etmiş olduğu ekonomik değeri yok etmeye çalışmasının hakkaniyet prensibine aykırılık oluşturacağını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargılama devam etmekte iken;
Davalı … 15/11/2021 tarihli dilekçesiyle, 02/11/2021 tarihinde ATO kayıtlarından sicil kaydını … … … olarak değiştirdiğini ve 03/11/2021 tarh 10443 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, Çubuk Vergi Dairesi kayıtlarında da ismini … … … olarak değiştirdiğini, yerel basın, ….MAP’de ve internet sayfalarında bulunan isimlerinin, reklam afişleri, tabela, kartvizit vb. Reklam çalışmalarının da yine … … … olarak değiştirildiğin bildirmiş, buna ilişkin kayıtları dosyaya ibraz etmiş, açıklanan nedenlerle davanın bitirilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ilgili kayıtlar incelenmiş, davalının ticaret sicil unvanını dava tarihinden sonra değiştirdiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine karar vermek gerekmiş, davalının dava açılmasına sebebiyet vermiş olması karşısında yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davalının ticaret sicil unvanını dava tarihinden sonra değiştirdiği anlaşılmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 480,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

MASRAF DÖKÜMÜ/ ASIL DAVA
İLK MASRAF :127,10-TL
GİDER AVANSI :226,00-TL
TOPLAM :353,10-TL

MASRAF DÖKÜMÜ /BİRLEŞEN DAVA
İLK MASRAF :127,10-TL
TOPLAM :127,10-TL