Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/175 Esas – 2022/297
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/175
KARAR NO : 2022/297
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” markaları üzerinde uzun süredir ve kesintisiz olarak hak sahibi olduğunu, bu ibare üzerinde çok sayıda tescillinin bulunduğunu, davalı yanın 2020/12153 sayısı ile gerçekleştirdiği “… … DREAM” ibareli marka başvurusuna yönelik itirazlarının, kurum tarafından reddolunduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu, taraf markalarının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduklarını, her iki markada da “…” ibaresinin ortak olduğunu,davalının yasayı dolanarak tescil hakkı elde etmeyi amaçladığını, “… … DREAM” ibareli markanın, müvekkili şirketler adına tescilli markaların esas unsuru olan ve özellikle ayırt edicilik vasfını ortaya çıkaran “…” ibaresi ile görsel ve işitsel olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…” ibaresinin tüketiciler nezdinde müvekkili ile özdeş hale geldiğini, tüketicinin “…” ibaresinin zambak anlamına gelen bir kelime olduğunu bilemeyeceğini, dolayısıyla YİDK kararındaki gerekçeye katılmadıklarını, anılan ibarenin İngilizce bilen kimseler açısından dahi doğrudan yaygın bilinen bir kelime olmadığını, dolayısıyla tüketicinin anılan ibareyi bu anlamı ile algılamayacağını, dava konusu markada “…” ibaresinin çatı marka olduğunu, “dream” ibaresinin ise ayırt ediciliği zayıf herkes tarafından kullanılan bir işaret olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, markaların kapsamlarının aynı olduğunu, tüketicilerin taraf markaları arasında yanılgı yaşayabileceklerini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, 1995 yılından beri kullanılmakta olduğunu, bu ibare etrafında yaratılmış seri markalarının bulunduğunu, yine müvekkili markalarının aynı zamanda yurt dışında da tescilli olduğunu, müvekkilinin bu marka altında tuvalet kağıdı, havlu, peçete ve kutu mendil ürünleri kozmetik ürünleri, sabunlar gibi muhtelif temizlik ürünleri arz etmekte olduğunu, “…” ibaresini gören tüketicinin bu ibareyi önceden edindiği izlenimlerle müvekkili şirketin bir markası olarak algılayacak olduğunu ve davalının ürünlerini satın almak isteyeceğini, bu durumda ise müvekkilinin markasına yapmış olduğu yatırımların boşa gitmesine ve davalının bu yatırımlardan haksız yarar sağlamasına yol açacağını, “…” ibaresinin ayırt edici niteliği bulunduğunu, nitekim Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/403 Esas ve 2016/318 Karar sayılı dosyası nezdinde de “…” – “”LILITH”” markaları arasında görülen davada müvekkili markalarının ayırt edici karakterinin bulunduğunun mahkemece de tespit edildiğini iddia ederek 2021-M-2762 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu 2020/12153 sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, bu nedenle markanın ayırt edici unsurunun “…” kelimesi olamayacağını, “…” ibaresinin 03. Sınıfta çok sayıda hak sahibi adına tescilli olduğunu, somut olayda tüketicinin taraf markaları arasında yanılgı yaşama ihtimalinin bulunmayacağını, “…” ibaresinin 03. Sınıf emtialarda malın kokusuna işaret eden bir ibare olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın MDB tarafından kabulü akabinde davalı tarafından yapılan itirazın kısmen kabulüne karar verilen YİDK kararının kısmen kabulü yönünden yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ”… … dream” ibaresinin 03.sınıf emtialarda 30.01.2020 tarih ve 2020/12153 sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurusunda 27.02.2020 tarih ve 343 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, işbu itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 29.12.2020 tarihli kararı neticesinde başvurunun 03. Sınıf emtiaların tamamı bakımından reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı başvuru sahibi tarafından itiraz edildiği, davalı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 27.04.2021 tarih ve 2021-M-2762 sayılı kararı neticesinde; “2020/12153 başvuru numaralı “… … dream” ibareli başvurunun 2015/54528, 2016/68086, 2017/110638, 2017/110640 sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6/1 maddesi uyarınca reddi yönündeki karara karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. …Belirtilen kapsamda yapılan inceleme sonucunda başvuru ile ret gerekçesi markalarda ortak unsur durumunda bulunan “…” ibaresinin “zambak” anlamı taşıdığı tespit edilmiş olup başvuru ile tescili talep edilen “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tibbi amaçlı olmayan ağız gargaraları” bakımından bu malların kokusuna, içeriğine işaret eder nitelikte bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bunun yanında başvurunun bütün olarak yarattığı algı da dikkate alındığında başvuru ile ret gerekçesi markaların ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle “belirtilen mallar bakımından” karıştırılacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile itirazın kısmen kabulüne karar verildiği ve başvuruya “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” emtialarının iade olunduğu; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 28/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu 2020/12153 sayılı başvuru kapsamında yer alan ve davaya konu olan 03. Sınıf emtiaların tamamı açısından taraf markalarının aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzer emtiaları kapsadıkları, bununla birlikte rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan gerekçeler ile taraf markalarının ortak olarak “…” ibaresini taşımalarından kaynaklı oluşan görsel, işitsel ve fonetik benzerliğin taraf markalarını benzer kıldığı, dava konusu markadaki “…” ibaresinin çatı marka konumunda olduğu, bu nedenle aslen korunmak istenilen unsurların sair sözcük unsurları oldukları, markadaki “DREAM” ibaresinin taraf markalarının somut olarak farklılaştırmayı sağlamadığı, dava konusu markanın da davacı markalarından biri olarak algılanabilecek bir kimlikte olduğu, dolayısıyla bütüncül unsurlardaki benzerliğin taraf markaları arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırma ihtimalini meydana getirebileceği, davacı yanın, 03. Sınıfta yer alan dava konusu emtialar açısından 6/3 ve 6/6 maddesi anlamında üstün bir hakkının bulunmadığı, davacı yanın “…” markasının tanınmışlığının somut olarak ispatlanamadığı, 6/7 ve 6/8 maddelerinin somut olayla doğrudan bir bağlantısı olmadığı, ilgili maddelerdeki koşulların dahi oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Markası Örnek Davalı Markaları
… … DREAM …+şekil
(03. sınıf) … SENSITIVE
… NATUREL
… NATURE
(03. sınıf)
Sair Davalı Markaları
EXTRAPOWER
LILYBABY
… DOLGUN YAPRAK
Lilly
Lillybaby
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka kapsamında iadesine karar verilen 03. Sınıf emtiaların tamamı, esasen davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikteki emtialar olup taraf markalarının aynı tüketici kitlesine hitap eden, birbiri ile doğrudan rekabet içerisinde olan, birbirleri yerine ikame edilebilirliği bulunan, satış ve sunum kanalları aynı olan emtiaları kapsadıkları görülmüştür.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; … … DREAM şeklindeki başvurunun, herhangi bir figüratif unsur taşımayan bir sözcük grubu markası olduğu, markadaki “…” ibaresinin davalı yanın lider/çatı markası olmasından ötürü markanın “…” ve “… dream” şeklinde iki ana bölümde incelenmesinin isabetli olacağı, “…” kelimesinin İngilizce “zambak” anlamına geldiği, “dream” kelimesinin ise “rüya” anlamına gelen bir kelime olduğu, tüketicinin “…” ibaresinin bu kavramsal karşılığını doğuran bilemeyebileceği; dava konusu markada yer alan ikinci grubu oluşturan “… DREAM” ibaresinin Türkçe karlığının “ZAMBAK RÜYASI” gibi bir anlama geldiği, “zambak”’ın hoş kokulu bir çiçek türü olduğu, çiçek türlerinin kokularından ötürü özelilkle temizlik ürünleri, parfümeri, kozmetik ürünleri gibi ürünlerde ürünün içeriğine dair tüketiciye mesaj verme amaçlı kullanıma konu edilmesinin yaygın bir uygulama olduğu, “…” kelimesinin de ortalama düzeyde İngilizceye hakim tüketicilerce dahi yaygın bilinen sözcüklerden olmadığı, tüketicinin bu ibareyi ürün içeriğine/aromasına dair bilgi veren bir çiçek adından ziyade yabancı dilde anlamını bilmediği bir sözcük olarak algılama ihtimalinin daha kuvvetli olacağı ve bu durumda anılan ibareye doğrudan markasal bir vasıf yükleyeceği, kaldı ki yabancı dilde sözcüklerle karşılaşan tüketicinin olağan eğiliminin de zaten bu doğrultuda olduğu, 03. Sınıf emtiaların hitap ettiği tüketici grubunun, karşılaştığı her ibareyi zihninde tercüme edip bunun neticesinde bir kanaate varmak suretiyle algısını yönlendirmeyeceği, bu kapsamda “…” ibaresinin marka içerisindeki konumu itibariyle tali bir nitelik taşıdığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı; sonuç olarak uyuşmazlığa konu emtialar yönünden tüketicinin “…” ibaresini doğrudan zayıf bir marka olarak nitelendirmeyeceği, bu ibarenin 3. kişilere ait birtakım markalarda tescil edilmiş olunması halinin tek başına anılan ibarenin ayırt ediciliğini ortadan/zayıflatma sonucunu doğurmayacağı, “…” çatı markası yanında kullanılan ve aslen koruma altına alınmak istenildiği görülen “… DREAM” ibaresini oluşturan iki sözcükten biri olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yanın markaları ise tek başına “…” kelimesinden oluştuğu gibi ayrıca “… SENSITIVE, … NATUREL, … NATURE, … EXTRAPOWER, LILYBABY” gibi bu ibareye eklediği ikincil sözcük unsurları ile yarattığı seri markalarının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Dava konusu markadaki “…” ibaresinin çatı unsur olduğu, bu nedenle dava konusu markada aslen korunan/korunmak istenilen unsurların “… DREAM” sözcükleri oldukları, “…” kelimesinin ise davacı yanın 03. sınıfta tescilli seri markalarının esas unsurunun kendisi olduğu, dolayısı ile her iki markada da “…” sözcüğünün birebir yer aldığı, dava konusu markadaki ikincil sözcük unsuru olan “DREAM” ibaresinin taraf markaları arasında somut ve yeterli bir farklılık yaratmadığı, işaretler arasındaki iktisadi ilişkiyi sorgulayabileceği, bu durumun ise taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalini meydana gelebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı yanın işlem ve dava dosyasına önceki tarihli “…” markasının özellikle “tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve peçete” ürünlerinde kullanımlarını ortaya koyar çok sayıda önceki tarihli fatura kaydı örneğine yer verdiği, bunun dışında “…” markalı bu ürünlerin satışa konu edildiği market reyonlarında çekilmiş tarihsiz görseller ve yine tanıtım dokümanlarının mevcut olduğu, hal böyleyken davacı yanın “…” markasını “tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve peçete” aktif olarak kullandığı ve bu emtialarda anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğu yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olduğu, ancak uyuşmazlık konusu emtiaların 03. sınıf olmasından ötürü bu durumun davacı lehine ek bir koruma sağlamayacağı; davacı yanın SMK m. 6/6 kapsamında değerlendirilebilecek fikri hakka dayalı bir üstün hakkının mevcut olmadığı, bu hususu ortaya koyan delil bulunmadığı; davacı yanın gerek işlem gerekse de dava dosyasına sunduğu delillerin tamamının davacı yanın “…” markalarının fili anlamda kullanıldığını gösterir birtakım market reyon görselleri ve özellikle tuvalet kağıdı, kağıt havlı ve peçete ürünlerindeki satışlarını gösterir faturalardan oluştuğu, sunulan bu delillerin davacı yan markalarının tanınırlığı açısından bir kanaate varılması için yeterli olmadığı, bununla birlikte mahkememizce karıştırılma ihtimali tespit edildiğinden davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın 2021-M-2762 sayılı kararının 03, Sınıfta yer alan “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanları, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakım ürünleri; diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” mal ve hizmet sınıfları yönünden verilen kısmen kabul kararına ilişkin olarak iptaline, davalıya ait 2020/12153 kod nolu … … DREAM ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021-M-2762 sayılı kararının 03, Sınıfta yer alan “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanları, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakım ürünleri; diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” mal ve hizmet sınıfları yönünden verilen kısmen kabul kararına ilişkin olarak iptaline,
Davalıya ait 2020/12153 kod nolu … … DREAM ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.481,60-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.354,50-TL
TOPLAM :2.481,60-TL