Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/174 Esas – 2022/300
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/174
KARAR NO : 2022/300
DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2020/04243 17 ve 18 sıra numaralı tasarımlarına davalı tarafça yapılan itiraz sonucunda verilen YİDK kararı ile müvekkilinin 18 numaralı tasarımının iptaline karar verildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin “…” şeklinde oluşturduğu markalarının mevcut olduğu, tescili talep edilen tasarımda da bu markanın yer aldığını, davacı yanın tasarımında “… kamelya” yazarken, müvekkili tasarımında “… kamelya” yazdığını, müvekkilinin tasarımının ayırt edici olduğunu, ”kamelya” ibaresinin ayırt edici gücü düşük bir ibare olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olduğunu iddia ederek 2021/T-317 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesiyle; müvekkilinin “filiz” ve “kamelya” gibi markalarının bulunduğunu, uzun yıllara dayalı kullanımlar ile birlikte bu markaların sözcük anlamlarından uzaklaştıklarını, müvekkilinin sattığı … ürünlerinin renk, tasarım ve isimleri ile bir bütün olduklarını, dava konusu başvurunun müvekkilinin 89646, 153216 sayılı markaları ile benzer bir ibareyi taşıdığını, Kurum tarafından verilen kararda da bu hususunun dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldığını, davacı başvurunun bu nedenle yenilik kriterinden uzak olduğunu, davacı başvurusunun bu haliyle müvekkilinin marka ve tasarım hakkını ihlal ettiğini, davacının “…” sözcüğü ile birlikte kamelya ibaresini kullanımının karıştırılma ihtimalini daha da arttırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın kabulü ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davaya mesnet 2021/T-317 sayılı YİDK kararına konu 2020 04243/17 sıra numaralı “Ambalaj Deseni” ürününü de konu alan çoklu tasarımın tescili için 22/06/2020 tarihinde davacı … MAĞAZACILIK ANONİM ŞİRKETİ tarafından TÜRKPATENT nezdinde tasarım tescil talebinde bulunulduğu, söz konusu başvuru 26/10/2020 tarih ve 251 sayılı Resmi Tasarımlar Bülteni’nde yayınlandığı, başvurunun yayınına 3 aylık yasal itiraz süresi içerisinde; … İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ … vekili tarafından 25/12/2020 tarihinde itiraz edildiği, yapılan itiraz ve başvuru sahibinin sunduğu karşı görüşü inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 20.04.2021 tarih ve 2021/T-317 sayılı kararı neticesinde özetle; “ itiraza konu 2020 04243/17 sıra numaralı tasarımda muteriz adına 89646 sayı ile tescilli “kamelya” ve 153216 sayı ile tescilli “… kamelya çayı” markalarının aynısı veya yüksek oranda benzerinin kullanıldığı tespit edildiğinden bu tasarım açısından itirazın bir fikri mülkiyet hakkının yetkisi kullanımı gerekçesi ile kabulü gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davalı yanın itirazının kabulü ile 17 sıra numaralı davacı tasarımının reddine karar verildiği; eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 28/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2020/04243 17 sıra numaralı tasarımda yer alan “kamelya” ibaresinin, … cinsini, çeşidini tanımlayan bir bitkinin adı olduğu, dolayısıyla dava konusu ambalajda bu ibarenin kullanım biçimi ve ambalaj üzerindeki ayırt edici vasfı bulunan diğer markasal unsurların varlığı karşısında, dava konusu ambalaj tasarımı aracılığıyla davalı yanın tescilli bir fikri mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönünde bir kanaate varılamadığı, mutlak yenilik ilkesi çerçevesinde yapılan araştırmalarda dava konusu tasarımın, başvuru tarihinden daha evvelki bir zamanda kamuya sunulduğu yönünde bir bilgiye ulaşılamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla … heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım … ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa … ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım … kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın … olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
DAVA KONUSU DAVACI TASARIMI DAVALI MARKALARI
2020 04243 sayılı tasarım Kamelya
17 nolu tasarım … Kamelya Çayı
Bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere; davalı yanın ret gerekçesi markalarından yalnızca 153216 sayılı markasının bir ambalaj markası şeklinde olduğu, anılan ambalajın tasarımı ile dava konusu tasarım arasında zaten bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliği açısından tasarımsal unsurlar itibariyle bir karşılaştırma yapılmasına gerek bulunmadığı, salt tasarımsal unsurlar itibariyle, dava konusu tasarım ile davalı yan ret gerekçesi markaları karşılaştırıldığında dava konusu tasarımın … ve ayırt edici niteliğe haiz ollduğu, kapsamlı bir karşılaştırmada bulunulmaksızın bu farklılığın ilk bakışta anlaşılabildiği, davalı yana ait markaların “…” emtialarını kapsar şekilde tescilli markalar oldukları, dava konusu ambalaj tasarımının da yine “…” ürünlerinde kullanılmak üzere tasarlanmış bir tasarım olduğu; “kamelya” ya da Latince karşılığı itibariyle “camellia” bitkisinin ise yeşil, siyah, beyaz çayların da elde edildiği ve “… bitkisi” olarak da bilinen bitkinin genel adı olduğu, dava konusu ambalaj tasarımında, tasarımın tam merkezinde “kamelya” ibaresine yer verilmiş olmakla birlikte bu ibarenin yeşil …, seylan çayı, papatya çayı, adaçayı, rezene çayı, hibiskus vb. şekildeki …/bitki çayı çeşitleri gibi tüketiciye bu doğrultuda mesaj veren bir anlama sahip olduğu, anılan ibarenin markasal kaynak gösterme fonksiyonu öncesinde … ürününe/çeşidine dair tanımlayıcı ve evrensel nitelikte bir ibare olduğu, nitekim ambalajda esasen markasal nitelikteki ibarenin “…” şeklindeki davacı markası olduğu; bu haliyle her ne kadar davalı yanın “kamelya” ve “… kamelya” şeklinde tescilli markaları mevcut ise de, anılan markalardaki bu ibarenin ayırt edici vasfının olağan şartlarda “…” ürünü için bulunmayan bir ibare olduğu, dolayısıyla bu ibarenin ayırt edici ek bir unsur ile birlikte kullanımında esasen markasal unsurun yalnızca söz konusu ayırt edici unsur olarak algılanacağı; sonuç olarak dava konusu tasarımın kullanılacağı ambalajların gıda sektöründe yer alan …/bitki/meyve çayı ürünleri için tasarlandığının anlaşılabildiği, bununla birlikte ilgili tasarımın nihai kullanıcısı olarak kabul edilebilecek tüketiciler nezdinde, dava konusu ambalajdaki gibi bir kullanımın, davacı markalarının izinsiz kullanımı şeklinde algılanması ihtimalinin bulunmayacağı, “kamelya” ibaresinin “…” ürünleri için herkesin kullanımına açık kalması gereken bir işaret olduğu, bu nedenlerle dava konusu ambalajdaki mezkur kullanımın “bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımı” olarak da değerlendirilemeyeceği, dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan kaldırır başkaca hiçbir dokümanın da dosyada mevcut olmadığı; mutlak yenilik kriteri çerçevesinde kamuya açık veritabanları üzerinden yapılan araştırmalarda ise dava konusu 22.06.2020 başvuru tarihli dava konusu tasarımın, tasarım başvuru tarihinden daha önceki bir tarihte kamuya sunulduğunu gösterir herhangi bir dokümana erişimin olmadığı dikkate alınarak davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın 2021-T-317 sayılı kararın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2021-T-317 sayılı kararın iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.520,60-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 127,10-TL
GİDER AVANSI :2.393,50-TL
TOPLAM :2.520,60-TL