Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/158 E. 2022/395 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/158
KARAR NO : 2022/395

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2020/27469 sayısı ve “… professional” ibaresi ile
gerçekleştirdiği marka başvurusuna davalı tarafından 2014 79439, 2018 67924,
2019 38596, 2019/38602 sayılı ve “… … hijyenik ürünler”, “… …
hijyenik ürünler”, “…”, “… rose 100 adet premium quality ıslak mendil
wet towel …” ibareli markalar gerekçe gösterilerek yapılan itirazın
reddolunduğunu, ancak daha sonra yapılan itirazda, itiraza mesnet olarak
gösterilen 2018 67924 sayılı ve “… … hijyenik ürünler” ibareli markanın
benzer olduğu ve aynı/aynı tür malları kapsadıkları tespit edilmiş olduğundan
markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilinin
markasına ciddi yatırımlar yaptığını, davalı şirketin “…” ibaresi içerir markalar üzerinde hakimiyet kurmasının kabul edilebilir olmadığını, …”
ibaresini içerir dava dışı; 2019/51097 numaralı “… angel”, 2019/13708
numaralı “gb … berry”, 2019/110372 numaralı “… lotus” ibareli marka
tescilleri incelendiğinde davalı şirketin markası içerisindeki bir kelime üzerinde
münferiden hâkimiyet kuramayacağını, kaldı ki markaların benzer dahi
olmadıklarını, marka görselleri incelendiğinde farklı renk ve desenlere sahip
oldukları, yazı fontları, yazı renklerinin de tamamen farklı olduğunun
görülebileceğini, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, müvekkiline
ait “… professional” ibareli markanın davalıya ait itiraza mesnet
“… … hijyenik ürünler” ibareli marka ile benzemediğini iddia ederek 2021-M-2349 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin “…” markasını 03, 05 ve 16. Sınıflarda tescil ettirmiş olduğunu,
dava konusu markanın da 03. Sınıfta tescil edilmek istenildiğini, YİDK tarafından taraf markalarının benzer olduklarının kabul edildiğini, markalardaki
“…” ibaresi ve sınıfsal benzerliğin tüketici kitlesini yanılgıya düşürebilecek
nitelikte olduğunu, dava konusu markada da “…” ibaresinin asli unsur
olarak kullanıldığını, müvekkil şirket tarafından daha evvel bazı markalara
yapılan itirazlar sonucunda da müvekkili itirazlarının kabul edilmiş olduğunu,
müvekkili markasını taşıyan ürünlerin ……….com
gibi yerel platformlar ile, uluslararası platformlardan olan “…” gibi
platformlardan da tüketicilere satışa sunulduğunu, bu sayede geniş tüketici
kitlelerine ulaştığı gibi davacı ile de aynı mal ve hizmet sektöründe faaliyet
gösterdiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın kabulüyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ”… professional” ibaresinin 03.sınıf emtialarda tescili
amacıyla 04.03.2020 tarih ve 2020/27469 sayısı ile gerçekleştirilen marka
başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.05.2020 tarih ve 349 sayılı
bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davalı yanın önceki tarihli markalarına dayalı olarak
itirazda bulunduğu, ancak bu itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı 02.11.2020
tarihli kararı sonucunda haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, söz konusu ret kararına karşı davalı tarafça yeniden itiraz edildiği, davalı
itirazını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-
M-2349 sayılı kararı neticesinde özetle;
“2020/27469 başvuru numaralı ve “… professional” ibareli başvurunun
ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı
kararına karşı, başvurunun 2014 79439, 2018 67924, 2019 38596, 2019/38602

sayılı ve “… … hijyenik ürünler”, “… … hijyenik ürünler”,
“…”, “… rose 100 adet premium quality ıslak mendil wet towel …”
ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı
maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Bu çerçevede yapılan değerlendirme sonucunda, itiraza gerekçe olarak
gösterilen 2019/38602 sayılı ve “… rose 100 adet premium quality ıslak
mendil wet towel …” ibareli markanın işbu itirazın incelendiği tarih itibariyle
2020-M-2049 sayılı kesinleşmiş YİDK kararı ile hükümden düşmüş olduğu, yine
işbu başvuru ile itiraza mesnet olarak gösterilen 2014 79439, 2019 38596 sayılı
ve “… … hijyenik ürünler”, “…” ibareli markaların ise benzer
olmalarına karşın farklı malları kapsadıkları tespit edilmiş olduğundan bu
markalar açısından ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimali itirazı yerinde
görülmemiştir.
Ancak yine işbu başvuru ile itiraza mesnet olarak gösterilen 2018 67924 sayılı ve
“… … hijyenik ürünler” ibareli markanın benzer olduğu ve aynı/aynı tür
malları kapsadıkları tespit edilmiş olduğundan markalar arasında karıştırılma
ihtimali olduğu kanaatine varılmış ve işbu itirazın kabulü gerekmiştir”
şeklindeki gerekçeler ile davalı taraf itirazlarının kabulü ile başvurunun reddine
karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 11/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:dava konusu 2020/27469 sayılı başvuru kapsamında reddine karar
verilen 03. sınıf malların tamamının, davalı yanın önceki tarihli 2018
67924 sayılı markası kapsamında da birebir yer aldığı,
taraf markalarını oluşturan ibareler bakımından rapoar
kapsamında yapılan değerlendirmede “…” kelimesinin her
iki taraf markalarında da ortak ve hakim unsur olması, bu ibarenin
karşılaştırılan mallar açısından ayırt ediciliğinin bulunması, bütünsel
algılarda taraf markalarının birbirlerinden yeterince uzaklaşamamış
olmaları, sonraki markada yeterli ek ayırt edici unsur bulunmaması
gibi hususlar neticesinde, markaların birebir aynı / aynı tür
emtialarda ilgili tüketici grubu nezdinde karıştırılma ihtimaline yol
açabilecek bir benzerlik taşıdıkları, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markaları

… professional+şekil … … HİJYENİK ÜRÜNLER+şekil
(03. sınıf) (03. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; taraf markaları 03.sınıf alt grupta yer
alan tüm emtiaları kapsamakta olup markaların birbiri ile doğrudan rekabet
ilişkisi içerisinde oldukları, benzer tüketici gruplarına hitap ettikleri, birbirleri
yerine tercih edilebilir oldukları, satış, sunum ve dağıtım kanallarının ortak
oldukları görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde;… professional+şekil şeklindeki başvurunun dekoratif bir fonun merkezine
konumlandırılmış ve iç içe geçmiş iki altıgen şekil ve bu şeklin tam orta
kısmında “…+” ibaresi büyük ve üstte, “professional” ibaresi daha
küçük ve altta yazılacak şekilde oluşturulmuş bir şekil ve sözcük markası
olduğu, “…” ibaresinin altın sarısı renk ile “plus+” ibaresinin siyah renk ile
yazıldığı, “…” kelimesinin İngilizcede “altın, altından, altın sarısı” esas
anlamlarına gelmekte iken “üstün, türünün en iyisi” anlamlarına da gelen bir
ibare olduğu, “plus+” ibaresinin ise “artı, daha iyi” gibi anlamlarda ticaret
hayatında yaygın kullanımı bulunan bir ibare olduğu, söz gelimi otomotiv
sektöründe bir aracın dolu paketi için, hizmet sektöründe verilen hizmetin
daha üst kalitede olduğunu göstermek için veya ilaçlarda ürün içeriğinin
daha etkili/yüksek dozlu olduğunu vurgulamak için kullanımları bulunan bir
ibare olduğu, “professional” ibaresinin ise dilimize de yerleşmiş “profeyonel”
sözcüğünün orijinal yazımı olduğu, bu haliyle markanın asli unsurunun gerek
konumlandırma, gerek marka bütününde fark edilen ilk kelime gerekse de
“plus+” ibaresinin kavramsal niteliğinden ötürü “…” kelimesi olacağı anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; ret gerekçesi markanın … … HİJYENİK ÜRÜNLER+şekil şeklinde olup
anılan markada da “…” ibaresinin bir kelebek figürü ile birlikte markanın
asli unsurunu oluşturduğu, “… hijyenik ürünler” ibaresinin ise davalı yanın
ticaret unvanı/işletme adını işaret eden ibareler olarak tali nitelikte kullanıma
konu edildiği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Somut olayda da dava konusu markada, yukarıda da kısaca
değinildiği üzere, her ne kadar “PLUS+” ibaresi “…” kelimesinden sonra
yer almakta ise de gerek soldan sağa okuma ilkesi gerekse de markanın
bütününe hakim renk unsurlarının da “…” kelimesini vurgular mahiyeti
(altın sarısı bir renk ile markanın genel mizanpajının tasarlanmış olması)
gözetildiğinde tüketicinin dava konusu markanın esas unsurunu “…”
ibaresi olarak algılayacağı, “plus+” ibaresini ise anılan ibarenin ticaret hayatındaki kullanım amacına uygun olarak ürünün bir üst modeli, lüks
segmenti, daha kaliteli versiyonu gibi bir algıyı tüketiciye verme amacıyla
konulmuş bir tali unsur olarak göreceği, “…”
ibaresinin uyuşmazlık konusu emtialar bakımından tasviri veyahut doğrudan
zayıf bir anlamı bulunmamakta olup tüketicinin daha evvel davacı yanın
“…” markasını taşıyan ürünleri ile birebir aynı sınıfta “…+”
şeklinde bir marka ile karşılaştığında, markaları aynı marka serisinin devamı
olarak algılama ihtimalleri son derece yüksek olacağı, dava konusu
marka her koşulda “… plus” şeklinde telaffuz edilecek olduğundan
“…” ibaresi marka içerisindeki bağımsız karakterini koruyacak olup bu
durum hem işitsel hem de kavramsal açıdan işaretler arasında benzerlik
kurulmasına yol açacağı, her ne kadar taraf markaları arasında “…”
ibaresi dışında görsel anlamda ortak bir unsur mevcut değil ise de bu farklılık,
işaretlerin somut bir biçimde birbirlerinden uzaklaşmaları sonucunu
doğurmayacağı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının “… … HİJYENİK ÜRÜNLER” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “… … HİJYENİK ÜRÜNLER” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸