Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/128 E. 2022/326 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/128 Esas – 2022/326
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/128
KARAR NO : 2022/326

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2016/81910 sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, davaya konu 2020/25407 sayılı başvuruya yönelik itirazlarının kurum tarafından haksız bir şekilde reddolunduğunu, taraf markalarının esas unsurları itibariyle benzer olduklarını, müvekkili markasının “…” şeklinde telaffuz edileceğini, dava konusu markanın ise “…” şeklinde yazıldığı gibi telaffuz edileceğini, işaretler arasında vurgunun az olduğu noktalarda “a” ve “l” harflerinden kaynaklı ufak farklılıklar bulunduğunu, markaların başlangıç seslerindeki benzerliğin iltibas için yeterli olduğunu, Yargıtay tarafından “……………………………N” markaları birbiri ile benzer bulunduğunu, benzer şekilde verilmiş çok sayıda kararın olduğunu, davalı markası 01. ve 05. Sınıftaki ürünler bakımından tescil edilmek istenildiğini, müvekkili markasının ise 5. ve 35. sınıftaki aynı/bağlantılı/benzer ürünler üzerinde tescilli olduğunu, dava konusu markanın adeta müvekkili markasının serisi gibi algılanacak olduğunu, taraf markaları arasındaki benzerlik nedeniyle insan hayatlarının riske girmesinin söz konusu olduğunu, müvekkili markalarının aynı zamanda tanınmış olduğunu, başvurunun kötü niyetli olduğunu iddia ederek YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; 5. sınıftaki ürünlerin tamamının doktor, veteriner, kimya ve ziraat mühendisleri tarafından ticaret mevkiine çıkartılan ve hastalar, hayvan sahipleri ve deneyimli çiftçiler tarafından satın alınan ürünler olduklarını, bu ürünlerden insan ve hayvan sağlığıyla ilgili olanların ancak doktor reçetesiyle eczanelerden, tarım, ziraat ve ormancılıkta kullanılan ürünlerin ise yine uzman kimya ve/veya ziraat mühendislerinin tavsiyesi ve bu mühendisler tarafından ruhsat alınıp Devlet denetiminde satış yapan uzman bayilerden temin edilebildiğini , karıştırma ihtimali testinin yapılması sürecinde, her hangi bir kişinin değil, bahsi geçen özel ve sınırlı alıcı kesiminin dikkat ve algısı olduğunu, ……………………………………… markalarını karıştırma ihtimali yaratacak derecede benzerlik bulunmadığını, insanlarda kullanılan ilaçlarla ilgili olarak ülkemizde % 95 geri ödeme sitemi tarafından ödemeler yapıldığı için Avrupa ve Amerika’dan bile daha sıkı bir denetim ve uygulama sistemi mevcut olduğunu, ilaçlar yönünden potansiyel tüketici kitlesini oluşturan doktor, eczacı ve hastaların, değinilen özellikleri ve Devlet tarafından ihdas edilmiş sistemin varlığında, bir iltibas ya da iltibas tehlikesi yaşamaları riskinin ortadan tamamen kalktığını, taraf markaları arasında bir benzerlik bulunmadığını, davacı markası “…” şeklinde 4 hece iken, müvekkili markasının “…” şeklinde ve üç heceden ibaret olduğunu, markaların yalnızca ilk üç harflerinin benzer olduğunu, bütün olarak işaretler arasında bir benzerlik bulunmadığını, “…” ismi altında pazarlanan ilacın etkin maddesinin “…” olduğunu, “………………” ibaresi, değinilen etkin maddenin önüne geçmiş olup bu maddeyle ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda, etkin madde “N-asetilp- aminofenol” yerine ticari ismi yani “……………….” ya da bu ibarenin kısaltılmışı “PA” veya “PAR” harf kompozisyonu şeklinde tanımlandığını, “PA” veya “PAR” şeklindeki harf grubu aslında, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlarda etkin madde olarak kullanılan Parasetemol’ü tanımlayan anonim ve jenerik ifadeler olduğunu, taraf markalarının benzer olmadıklarını, davacı yan markalarının tanınmış olmadığını, sunmuş olduğu delillerin birçoğunun müvekkili başvurusundan sonraki tarihli faturalardan ibaret olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin 01 ve 05. Sınıf mallarda tescili amacıyla 28.02.2020 tarih ve 2020/25407 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.03.2020 tarih ve 345 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın 2016/81910 sayılı markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 06.11.2020 tarihli kararı ile itirazları haklı bulmayarak reddettiği, söz konusu karara karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunarak başvurunun reddini talep ettiği, davacı yan itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ise 05.03.2021 tarih ve 2021-M-1661 sayılı kararıyla; “2020/25407 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki MDB kararına karşı 2016 81910 sayılı marka ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçelerine dayalı olarak yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede, başvuru ile itiraz gerekçesi markanın ihtiva ettikleri tüm unsurlarla birlikte görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadığı, çekişme konusu malların niteliği de göz önüne alındığında, söz konusu mallar bakımından markalar arsında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.” gerekçeleriyle davacı yan itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 03/05/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2020/25407 sayılı marka kapsamında yer alan 01. Sınıftaki “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar.” ve 05.sınıftaki “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” Malları açısından, davacı yanın önceki tarihli 2016/81910 sayılı markası kapsamında yer alan mallar arasında aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde bir ilişkinin mevcut olduğu, başvuruda yer alan sair mallar açısından zaten bir benzerliğin mevcut olmadığı, bununla birlikte taraf markalarını oluşturan işaretler arasında rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle 01 ve 05. Sınıf malların ilgili tüketici kitleleri ve taraf markalarını oluşturan kelimelerin harf dizilimsel ve fonetik açıdan oluşturduğu somut farklılık nedeniyle karıştırılma ihtimaline yol açacak hiçbir benzerliğin bulunmadığı, dosya kapsamında davacı markasının tanınırlığını göstermeye elverişli hiçbir delil mevcut olmadığından SMK m. 6/5 kapsamında bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, davacı yanın, uyuşmazlık konusu mallarda fiili kullanımları ve buna bağlı bir hak elde edindiğini gösterir birtakım delilleri dosyaya sunduğu görülmüş ise de sunulan delillerin davacı yanın 2016/81910 sayısı ile tescilli markasına yönelik olması ve anılan marka ile dava konusu marka arasında zaten karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı yönündeki heyet değerlendirmelerinden ötürü davacı yanın anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibi olup olmamasının nihai kanaati etkilemeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markası
… …
(01 ve 05. sınıf) 05 ve 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu … ibareli başvuru kapsamında yer alan 01. Sınıftaki ”Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar ile davacı yana ait marka kapsamında 05. Sınıfta yer alan “Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler.” arasında benzerlik düzeyinde bir ilişki olduğu, söz konusu emtiaların benzer ihtiyaçlara yönelik, birbirlerini tamamlayıcı, satış noktaları benzer olan, benzer tüketici gruplarına hitap eden emtialar oldukları; dava konusu marka başvuru kapsamındaki 05. Sınıf: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. alan altı çizili/koyu renk ile gösterilen mallar ile de davacı yanın markası kapsamındaki 05. Sınıfta yer alan tüm malları ile (Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar) malları ve ayrıca 35.05 alt grubunda satışa özgülenmiş (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) arasında aynı ya da benzerlik düzeyinde bir ilişki bulunduğu, zira mal üreten işletmenin karineten üreteceği malı satışa konu edeceği de kabul edilmekte olup mal ve malın satışına özgülenmiş hizmet arasında benzerlik ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; … şeklindeki markanın hiçbir figüratif unsur taşımaksızın tamamı büyük yazılmış yedi harften oluştuğu ve yazımına uygun şekilde “…” şeklinde üç hecede telaffuz edileceği, anılan ibarenin bilinen herhangi bir anlama sahip olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yana ait marka ise …şeklinde mavi ve yeşil renkte harflerden dokuz harfli bir kelime olduğu, anılan ibarenin “…” şeklinde yazıldığı gibi veyahut “…” şeklinde telaffuzunun mümkün olacağı, her iki telaffuzun da dört hecede gerçekleştirileceği, anılan ibarenin de herhangi bir anlamının mevcut olmadığı, bununla birlikte markada yer alan “parace” ibarelerinin, dosya kapsamına davalı tarafça da sunulduğu görülen ürün içeriğine yönelik bilgilendirmeden “…, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiye sahip etken maddeyi” atfen kullanılmış bir ibare olduğu ve ilgili tüketiciye doğrudan bu anlamına ilişkin bir izlenim yaratmak için kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının “…” ibareli markası karşılaştırıldıklarında yalnızca “p-a-r” şeklindeki ilk üç harflerinin aynı sıralamada yer aldığı, bunun dışında gerek harf dizilimsel gerekse de işitsel olarak kelimeler arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı, kelimelerin heceleme biçimlerinin dahi “…” ve “…” şeklinde olmasından ötürü taşıdıkları ortak sesli ve sessiz harflere rağmen birbirinden yeterince ve somut bir şekilde uzaklaşmış olduğu; taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldıklarında görsel, işitsel ve kavramsal unsurların hiçbiri açısından, tüketicinin, işaretler arasında yanılgı yaşayabileceği mahiyette güçlü bir benzer algı ediniminin mümkün olmadığı; taraf markalarının ilgili tüketici kitlesi dikkatli özenli ve seçici kimselerden oluştuğu gözetildiğinde ilgili tüketici grubunun her iki tarafa ait markalar altında sunulan hizmetleri/malları karıştırmak suretiyle satın alma yahut bu hizmetler/mallardan yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşme ihtimallerinin bulunmayacağı, aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı, bu iki işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak nazara alınamayacağı; gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı; başvuru kapsamında yer alan emtialar ve bu emtiaların ilgili tüketici kitlelerinin niteliği göz önüne alındığında, taraf markaları arasındaki bir kısım harfler bakımından oluşan fonetik benzerliğin markaların bütünsel algılarında oluşan belirgin farklılığın önüne geçmeye yeterli olmadığı, taraf markalarının gerek görünüm gerekse de telaffuz esnasında kulakta yarattığı algı açısından yeterince farklılaşmayı başardığı, bu iki ibarenin 01 ve 05. Sınıf malların tüketiciler nezdinde ilişkilendirilme ihtimallerinin bulunmayacağı, hal böyleyken işaretler arasında iltibas ihtimali mevcut olmadığı gibi tespiti yapılan ilgili tüketici nezdinde markaların aynı iktisadi – idari kaynaktan geldiği veya birbirlerinin serisi olarak algılanacağı; dosya kapsamında davacı markasının tanınırlığını göstermeye elverişli hiçbir delil mevcut olmadığından SMK m. 6/5 koşullarının oluşmadığı; davacı yanın, uyuşmazlık konusu mallarda fiili kullanımları ve buna bağlı bir hak elde edindiğini gösterir birtakım delilleri dosyaya sunduğu görülmüş ise de sunulan delillerin davacı yanın 2016/81910 sayısı ile tescilli markasına yönelik olması ve anılan marka ile dava konusu marka arasında zaten karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı anlaşıldığından davacı yanın anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibi olup olmamasının nihai kanaati etkilemeyeceği de dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

¸ ¸