Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/121 E. 2022/392 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/121
KARAR NO : 2022/392

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizin 2020/60 E sayılı dosyasından tefrik edilerek hükümsüzlük yönünden yukarıdaki esasa kaydedilen dosyada yapılan yargılama neticesinde;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; Kocaeli Gölcük İlçesi merkezinde 30 yıldır Gölcük Sanayi Sitesi olarak faaliyet gösterdiklerini, bulundukları yerin 11/02/2015 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ilanı ile coğrafi olarak kentsel dönüşüm ihtiyacı olan riskli alan olarak belirlendiğinden sanayi sitesini taşıdıklarını, yapılan çalışmalarla, Gölcük
İlçesi Hisareyn Batakdere rezerv alanını kamulaştırdıklarını, bu yere Gölcük Sanayi Sitesi, içindeki
dükkanlarla beraber taşındığını, Yapmış oldukları GÖLCÜK SANAYİ SİTESİ marka başvurusunun yayına
gelen itirazları sonucunda red edildiğini, ancak redde gerekçe markalar arasında müvekkili markasının yer almadığını, redde mesnet gösterilen markaların … KÜÇÜKSANAYİ SİTESİ YAPI
KOOPERATİFİ ‘ne ait olduğunu, ismi tescil ettiren kooperatifin Gölcük Sanayi Sitesi ile ilgisinin
bulunmadığını, bu tüzel kişiliğin rakipleri olan Gölcük İlçesine komşu BAŞİSKELE ilçesinde bulunduğunu,
bu kooperatifin faal olmadığını, Başiskele Sanayi Sitesini yapan, inşa eden kooperatif olduğunu, Gölcük İlçesinin isim hakkının kendi adına tescil ettiren davalının kötü niyetli olduğunu, bu adı fiilen
kullanmadıklarını, kullanmayacaklarını, davalının amacının yapmış oldukları tesciller ile Gölcük Sanayi
Sitesi adını, gerçek sahiplerinin kullanmasını engellemek amaçlı olduğunu, Gölcük ilçesinin fiilen
kullanılan maruf bir yer olduğunu, Gölcük Sanayi Sitesinin olmadığı halde kendini Gölcük Sanayi Sitesi
olarak tanıtacak olan Başiskele Sanayi Sitesinin benzer hizmet yapması sebebiyle hizmetlerini sunduğu
yer olarak algı yaratacağını, bu durumun ortalama tüketici nezdinde karışıklığa neden olacağını, Gölcük
Sanayi Sitesi adına tescil talebinin nedeninin coğrafi olarak Gölcük İlçesi sınırlarında bulunan sanayi sitesi
adının, Gölcük Sanayi Sitesi olarak tescil edilmesi talebi olduğunu, sanayi sitesini yıllardır kullandıklarını,
hak sahibinin kendileri olduğunu, Davalının iyi niyetli olmadığını, haksız, yanıltıcı tescilin hukuki
himayeden yoksun olduğunu, sicilden terkini gerektiğini, Müvekkillerinin, sanayi sitesini 30 yıldır
kullandıklarını, bu nedenle önceye dayalı kullanımdan doğan menfaatlerinin zarar göreceğini, Başiskele Sanayi Sitesi adına kullanım hakkı tescil edilen Gölcük Sanayi Sitesi isminin hükümsüzlüğü ile sicilden
terkinine karar verilmesi gerektiğini, Bir marka olarak tescil edilmemiş olsa dahi, kapsadığı mal veya
hizmetler açısından bilinir hale gelen ve dolayısı ile bu mal ve hizmetler ile arasında bir bağ oluşan bölge adlarının, o bölge dışından birileri lehine marka olarak tescil edilmemesi gerektiğini iddia ederek YİDK iptaline ve hükümsüzlük yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TEFRİK:
Mahkememizin 2020/60 Esas sayılı dosyasındaki dava her ne kadar YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük davası olarak ikame edilmiş ise de; 20/04/2021 tarihli celsede davacı vekilinin hükümsüzlüğe yönelik davasının YİDK iptal davası ile birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunmadığından hükümsüzlüğe yönelik (2017/14908, 2017/14899, 2017/14894, 2017/14891, 2017/14877 nolu markalar yönünden) davanın tefriki ile yeni bir esasa kaydının sağlanmasına, iş bu dosyanın bir örneğinin kül halinde eklenmesine, hükümsüzlüğe yönelik davanın yeni esas üzerinden yürütülmesine karar verilmiş, eldeki dava tefrik neticesinde mahkememizin 2021/121 E. Sırasına kaydedilmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; ticari hayatı, sosyal hayatı, ikametgahı, aile hayatı ve her şeyi ile bulundukları yerin Gölcük olduğunu,
Gölcüklü esnaflar ve Gölcük halkı tarafından 1987 yılında kooperatiflerinin Gölcükte kurulduğunu,
üyelerinin ve müşterilerinin %70 nin Gölcüklü olduğunu, Gölcük Belediyesinin de ortaklarından olduğunu, 1987 yılında 2005 yılına kadar 18 yıl genel kurul toplantılarını Gölcük Belediye salonunda
yaptıklarını, ayrıca Gölcük Belediye Başkanları ile toplantılar da yaptıklarını, 1987 yılından 2020 yılına
kadar çalıştıkları tek bankanın GÖLCÜK … şubesi olduğunu, 33 yıl Gölcük merkezde ofislerinin
yer aldığını, Merkez ofislerini sanayi sitesine taşımalarına rağmen Gölcük ofislerini kapatmadıklarını, Şu
anki arsamızı 1995 yılında aldıklarını, yol kenarına büyük tabela koyduklarını, tabelalarında “GÖLCÜK
SANAYİ SİTESİ…, yazdığını ve yön işaretinin mevcut yerlerini gösterdiğini, tabelalarının bu şekilde 15 yıl
orada kaldığını, yerlerinin tüm Kocaeli’nde GÖLCÜK SANAYİ SİTESİ…. olarak bilindiğini, 2010 yılında
Kocaeli’ de beldeler birleşerek yeni İlçelerin oluştuğunu, kendi arsalarının olduğu alanın Başiskele İlçesi
olduğunu, bu nedenle unvanlarını BAŞİSKELE SANAYİ SİTESİ olarak değiştirdiklerini, 2010 yılında
çevrelerinde bir sanayi sitesinin daha olmadığını, son yıllarda bazı gelişmelerle 2. bir sanayi sitesinin
kurulduğunu, BAŞİSKELE unvanını sadece resmi işlerde kullandıklarını, Davacının, kendilerinin tanınmış,
kamuoyuna mal olmuş unvanlarını kullanmak istemesinin kendilerine itibar ve haksız kazanç sağlamak
istemesi olduğunu, Sanayi sitelerinin Başiskele merkeze 8 km, Gölcük merkeze 4 km olduğunu, davacının
sanayi sitesi ile kendi sanayi sitelerinin yakın olduğunu, aralarındaki mesafenin 700 m. olduğunu,
Başiskele -Gölcük sının aralarından geçtiğini, sorunun da buradan kaynaklandığını, iki sanayi sitesinin de
aynı cadde üzerinde ve aynı dere kenarında olduğunu, yer yakınlığının üzerinde birde isim benzerliği
girince kamuoyunun yanılmasının olağan olduğunu, sanayi sitelerinin birçoğunun unvanının ilçe ismiyle
anılmadığını, ilçe isminin unvan olarak kullanma zorunluluğunun bulunmadığını bunun bir tercih
olduğunu, davacının gerçekleri yok sayarak kendilerini Gölcük Sanayi Sitesi olarak görmek İstemelerinin
haksız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; kullanmama nedeniyle iptal talebi yönünden davacı tarafından hükümsüzlüğü istenen 2017/14908, 2017/14899, 2017/14894, 2017/14891, 2017/14877 nolu markalar yönünden markaların
kanunda aranan dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre boyunca tescilli olma şartını sağlayıp sağlamadığı, davacının davalıdan
daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olup olmadığı, davacı yanın hükümsüzlüğü istenen markaların kötü niyetle gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi raporunda bilirkişilerin hükümsüzlük talebini değil YİDK ile ilgili talepler yönünden sonuç bildirdikleri anlaşıldığından bilirkişi heyetinden hükümsüzlüğe yönelik ek rapor tanzim ettirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca hükümsüzlüğe ilişkin düzenlenen 23/08/2022 tarihli (ek) raporda;kullanmama nedeniyle iptal talebi yönünden davacı tarafından hükümsüzlüğü istenen markaların
kanunda aranan dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre boyunca tescilli olma şartını sağlamadığı, sunulan delillerin incelenmesi neticesinde “Gölcük Sanayi Sitesi, Gölcük Sanayi Çarşısı, Yeni Gölcük
Sanayi Sitesi, Öz Gölcük Sanayi Sitesi, Gölsan Gölcük Sanayi Sitesi” ibarelerinin çekişme konusu
sınıflarda önceye dayalı kullanımına yönelik yeterli düzeyde delilere rastlanılmadığından davalıdan
daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı,
davacı yanın hükümsüzlüğü istenen markaların kötü niyetle gerçekleştirildiği yönündeki iddialarını
deliller ile desteklemediği, ancak bu hususun nihai anlamda hukuki bir tespitin varlığını
gerektirmekte olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Markanın iptalinin talep edilebileceği haller, 6769 sayılı SMK m.26/1’nde tahdidi olarak belirtilmiştir. Bunların arasında markanın kullanılmaması da sayılmıştır.
6769 sayılı SMK m.26/1(a), m.9/1 fıkrasında belirtilen hallerin mevcut olması durumunda talep üzerine markanın iptaline karar verileceğini hükme bağlamıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m.9 “markanın kullanılması” ile ilgilidir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun aşağıya aynen alınan m.9/2 ve m.9/3 hükmü marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmasının diğer bir değişle kullanım kabul edilen hallerini düzenlemektedir.
“m.9(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
m.9/(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
m.9(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.”
Maddenin mehazını, 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 15 inci ve 2015/2436 sayılı AB Marka Direktifinin 16 ncı maddeleri oluşturmaktadır.”
Düzenleme bağlamında belirtilmelidir ki kullanma kavramından anlaşılması gereken illa ki söz konusu madde kapsamında belirlenen hususlarla sınırlı olmamalıdır. Söz gelimi anılan markanın gazete reklam ve ilanlarında yer alması, TV reklamlarında yayınlanması, promosyonunun yapılması ve benzeri hususların da m.9 anlamında birer kullanma hali kabul edilmesi gerekir. Ancak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.9 anlamında bir kullanımdan bahsedilmek için de söz konusu kullanımın muhakkak Türkiye’de gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Markanın kullanıldığının kabulü için kullanımın ciddi olması da gerekmektedir. “Markayı ciddi bir şekilde kullanma, markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani onun malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukla piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması demektir.” (Tekinalp, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2004, s.424). Kullanımın ciddi olup olmadığı, objektif kıstaslara göre tayin edilir ve özellikle mal/hizmetin türü, marka kullanımının şekli, kapsamı ve süresi üzerinde durulur. Örneğin pahalı ve gelişmiş teknolojiye sahip bir malın, az sayıda alıcıya hitap edeceği düşünülerek, satışının fazla olmaması, kullanmanın ciddi olmadığını göstermez. Buna karşılık bisküvi, sigara, kalem gibi mallarda cironun ve satış sayısının yüksek olması koşulu aranabilir.
Markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken, markanın ve marka sahibi işletmenin bir takım özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin ayırt edici niteliği zayıf olan bir marka için kullanımın oldukça yoğun olması gerekebilir. Bunun yanında marka sahibinin faaliyet alanının genişliği veya darlığı, ürettiği mal veya hizmetlere duyulan gereksinimin derecesi, işletmenin hacmi ve benzeri durumlar, kullanımın biçim ve şartlarına etki edebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Davalı Markaları

2017 14899 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:14/11/2017)
2017 14899 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:14/11/2017)
2017 14894 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:20/02/2018)
2017 14877 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:20/02/2018)
2017 14908 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:04/06/2018)
2017 14891 kod numaralı marka (Tescil Tarihi:04/06/2018)

(06, 35, 40, 41. sınıf)

Tüm dosya kapsamına göre;
Eldeki davada, dava tarihinden (25/02/2021) geriye doğru olan beş yıl içinde (25/02/2021 – 25/02/2016 yılları aralığında) dava konusu markaların kullanımının gerçekleşip gerçekleşmediği hakkında değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dava konusu 2017 14908 tescil numaralı
markanın tescil tarihi 04.06.2018; 2017 14899 tescil numaralı markanın tescil tarihi 14.11.2017; 2017
14894 numaralı markanın tescil tarihi 20.02.2018; 2017 14891 numaralı markanın tescil tarihi
04.06.2018; 2017 14877 numaralı markanın tescil tarihi 20.02.2018 olduğu; buna göre; davanın açıldığı 25.02.2021
tarih itibariyle 5 yıllık tescilli olma şartının sağlanmadığı; dolayısıyla
kullanmama nedeniyle iptal talebi yönünden kanundan kaynaklanan 5 yıllık süre şartını
taşımadığından bu iddianın ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan önceye dayalı kullanım hakkına ilişkin olarak, önceye dayalı kullanım hakkının değerlendirilmesinde, işaretin kullanıldığı coğrafi alan, kullanımın
niteliği, süresi, işarete yapılan yatırımlar, işaretin pazar payı ve işaretten elde edilen ciro vb. hakkında
olmalıdır. Sınırlı sayıda olmamakla birlikte markasal kullanıma ilişkin faturalar, sipariş formları, mali ve
finansal tablolar, ticaret odalarının beyanları, medyaya yansıyan haberler, makaleler, reklam ve tanıtıma
yönelik belgeler denetlenebilir olmaları kaydıyla delil olarak sunulabilmektedir. Söz konusu delillerin
kullanımın yoğunluğu ve süresi ile etkilenen coğrafi alan, kullanımın süresi, pazar payı ve elde edilen ciro hakkında bilgi verebilir nitelikte ve sayıda olmalıdır.
Bu kapsamda davacı yan tarafından sunulan delillerin incelenmesi neticesinde “Gölcük Sanayi
Sitesi, Gölcük Sanayi Çarşısı, Yeni Gölcük Sanayi Sitesi, Öz Gölcük Sanayi Sitesi, Gölsan Gölcük Sanayi
Sitesi” ibarelerinin çekişme konusu sınıflar yönünden önceye dayalı kullanımına yönelik yeterli delillere rastlanılmadığından davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun
ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya içerisindeki deliller incelendiğinde davalı markalarının kötüniyetli olduğuna ilişkin somut
veri bulunamamıştır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacıyı baskı
altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu
olmadığından ve bu konuda yeterli bir somut delil ibraz edilmemiş olması nedeniyle davalıya ait
markanın kötü niyetinin varlığının ispat edilemediği gibi, davacının markası üzerinden haksız bir avantaj
sağladığının da ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸