Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/68 E. 2022/233 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/68 Esas – 2022/233
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/68
KARAR NO : 2022/233

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Tespiti, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Tespiti, Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketler ile hiçbir ilgisi bulunmamasına rağmen davacılar adına TÜRKPATENT nezdinde çok sayıda tescili olan ve tanınmış marka niteliğine haiz ….. ve …… ve ……markalarını hukuki dayanaktan yoksun olarak kullanmak suretiyle marka tecavüzünde bulunan ve yine müvekkili şirketlerin onayı olmaksızın ürün tanıtım görsellerine yer vererek satış yapmak suretiyle haksız rekabette bulunan davalının, fazlaya ve tazminata ilişkin müvekkili haklarının saklı kalması kaydıyla, söz konusu marka tecavüzü ile haksız rekabet eylemlerinin öncelikle teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilerek tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve bayi dış cephesinde ve bayi içerisinde yer alan müvekkili şirketin markalarını ve ürün ve tarife isimlerini içeren tüm baloların, görsellerin ve materyallerin ihtiyati tedbir kararı verilerek ivedi olarak kaldırılmasına/ toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacıların onayları olmaksızın müvekkilinin, şirket ürün tanıtım görsellerine yer vererek satış yaparak marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemleri oluşturduğundan bahisle müvekkil aleyhine dava açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin 10 yıl boyunca 4……… bayi kodu ile taraflar arasında akdedilen “dağıtım merkezi ve başvuru noktası sözleşmesine” göre …… Başvuru Noktası olarak hizmet verdiğini, ancak davacı tarafın müvekkilinden habersiz şekilde tek taraflı ve hukuka aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, Beşiktaş 6. Noterliği’ nin 04.11.2019 tarih ve 35277 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile dava dilekçesindeki iddialarla marka hakkına tecavüzün durdurulmasını istediğini, müvekkilinin de işbu ihtarnameye cevaben sözleşme ilişkisinin devam ettiği dönem haricinde marka kullanımının söz konusu olmadığında ilişkin Sivas 1. Noterliği’ nin 13.09.2019 tarih ve 019479 yevmiye numaralı ihtarnameyi davacılara gönderdiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ve ilgili ihtarnamede belirttiği iddiaların sözleşmenin feshedilmesinden önceki döneme dayandığını, müvekkilinin yetkili bayi olarak davacılara ait görselleri kullanması taraflar arasında akdedilen sözleşmenin gereği olduğunu, bu kullanım marka tecavüzü ya da haksız rekabet oluşturmadığını, bu nedenle davacı tarafın iddiları gerçek durumla örtüşmediğini, davacı tarafın dava dilekçesinde soyut iddialardan başka müvekkilinin sözleşmenin feshedildiği dönemden sonraki döneme ilişkin markayı kullandığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin feshinden sonraki tarihte davaya konu görselleri kullandığında ilişkin hiçbir tespit bulunmadığını, bu konuda keşif yapılması gerektiğini, yapılacak keşif ile birlikte davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, davacı tarafın açmış olduğu hukuki mesnetten yoksun davanın açıklanan nedenlerle reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkil hakkında başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmete sunmak suçundan suç duyurusunda bulunduğunu, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/15925 soruşturma numaralı dosyada alınan 02.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda “şüphelinin müşteki adına tescilli bulunan Türk Telekom markasını müştekiden izinsiz şekilde kullandığının ispatlanamadığı” nın tespit edildiği, bu soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, soruşturma dosyasından da açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilinin taraflar arasında sözleşme ilişki devam ederken markayı kullandığı ve sözleşmenin feshinden sonra kullanmadığını, bu haliyle müvekkilinin davacı tarafın markasına herhangi bir tecavüzünün olmadığının soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle, davacı şirketlere müzekkere yazılarak … bayi kodlu Türk Telekom Başvuru Noktası ile yapılan sözleşme örneğinin celbini, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2019/15925 soruşturma nolu dosyasının celbini, keşif yapılması taleplerinin kabulünü ve haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının markalarının davalı tarafından kullanılması suretiyle markaya tecavüz koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Dosyaya celbedilen belgelerin tetkikinden:
-2015/40228 kod numaralı TÜRKTELEKOM+şekil ibareli markanın 03, 14, 16, 18, 21, 25, 28, 41, 43.sınıflarda; 2015/85054 kod numaralı Türk Telekom ibareli markanın 04, 06, 07, 09, 11, 14, 16, 28, 35, 37, 38, 39, 41, 42. sınıflarda;
2015/90112 kod numaralı (şekil) markanın 04, 09, 16, 38, 39, 41, 42. Sınıflarda; 2015/90105 kod numaralı markanın 04, 09, 16, 38, 39, 41, 42. Sınıflarda davacı ………. AŞ adına tescilli olduğu;
-2008/24027 kod numaralı …….t+şekil ibareli markanın 09, 16, 35, 38, 41, 42. Sınıflarda; 2008/30264 kod numaralı T…….T+şekil ibareli markanın 07, 08, 09, 16, 21, 35, 38, 41, 42. Sınıflarda, 2007/19161 kod numaralı … ibareli markanın 38. Sınıfta; 2008/51783 kod numaralı ….. İNTERNET+şekil ibareli markanın 09, 38, 42. sınıflarda; 2010/00510 kod numaralı …….+şekil ibareli markanın 07, 08, 09, 35, 38, 41, 42. Sınıflarda T…….ŞİRKETİ adına tescilli olduğu;
-Beşiktaş 6. Noterliği’ nin 04.11.2019 tarih ve 35277 yevmiye numaralı ihtarnamesinde keşidecinin …… A.Ş olduğu; Muhatabın … D…… olduğu, konusunun markanın haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanımının derhal durdurulması ve bu kapsamdaki faaliyetlerine son verilmesine ilişkin olduğu;
– Sivas 1. Noterliği’ nin 13.09.2019 tarih ve 019479 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşidecinin … …… olduğu; Muhatabın …… A.Ş olduğu, konusunun Beşiktaş 6. Noterliği’ nin 04.11.2019 tarih ve 35277 yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaba ilişkin olduğu; ve içeriğinden netice olarak muhatap ile yapılan sözleşme feshedilmiş ise gerekçesinin bildirilmesinin, hakedişlerden kaynaklı içerideki alacaklarının 7 gün içinde banka hesabına yatırılmasına ilişkin olduğu,
-Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/15925 Soruşturma numaralı dosyasının tetkikinden; müştekinin ……N A.Ş; şüphelinin ….; suç konusunun; başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmete sunmak olduğu, suç tarihinin ve yerinin 07/11/2019 Sivas Merkez olduğu; yapılan soruşturma neticesinde 13/02/2020 tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce talimat yoluyla bilirkişi raporları dosyaya ibraz ettirilmiştir.
Sivas 3. Asliye Mahkemesi 2021/20 Talimat Numarası ile bilirkişi kurulunca düzenlenen 02/04/2021 tarihli raporda özetle: aleyhine tespit istenen …’ye ait Demircilerardı M…… Merkez Sivas adresindeki ….. unvanlı iş yerinin dış cephesinde kapı üzerinde ışıklı tabelasında ve aynlarında kolonlar üzerinde, camında ve vitrininde, yine iş yeri içerisinde, her türlü basılı görsel kartvizit, broşür, afiş, katalog gibi materyaller üzerinde, ambalaj malzemelerinde, fatura, yazarkasa, pos cihazı fişlerinde, satışa sunulan ürünler üzerinde 2015/90112, 2008/30264, 2007/19161, 2008/40228, 2008/51783, 2010/00510, 2015/90105, 2015/85054 kod numaralı davacılara ait TÜRKPATENT nezdinde tescilli markaların aynısı veya benzerine rastlanılmadığı, davalıya ait işyerinin davacıların, bayii, satış mağazası, satış noktası, şubesi olduğuna dair davacının müşterilerini aldatma ve davacının haklı şöhretinden yararlanmak amacına yönelik herhangi bir izlenimi vermediği, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, 6102 sayılı Kanunun 54-63 maddelerine göre haksız rekabetin oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Davacı vekili rapora itiraz etmiş, itirazlar bağlamında bilirkişilerden ek rapor alınmıştır.
Sivas 3. Asliye Mahkemesi 2021/116 Talimat Numarası ile bilirkişi kurulunca düzenlenen 30/12/2021 tarihli ek raporda özetle: davalı tarafın dış cephe ve iç mekanda içinde, camında, vitrininde, her türlü görsel kartvizit, broşür, afiş, katalog gibi materyaller üzerinde tescilli, markaların aynısına ya da benzerine rastlanılmadığı, davacının müşterilerine aldatmasına ve davacının satış bayisi olduğuna ilişkin davalı işyerinde kullanılan materyallerde somut bulgulara ulaşılamadığı, davacı şirketlere ait tescilli markaları ve bayi dizaynlarını bire bir kullandığına ilişkin herhangi bir belge, afiş, pano vs. ulaşılamadığı, 6102 sayılı TTK’nun 54-63 maddelerine göre haksız rekabetin oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7. Maddesine göre:
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin ya-yım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 29. Maddesine göre,
(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 50. Maddesi uyarınca; “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” denilmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 52 nci maddesine göre,
(1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.
Markaya tecavüz dolayısıyla uğranılan “manevi zarar” ise KHK’da başkaca bir hüküm bulunmadığından borçlar Kanunun 49. Maddesindeki şartlar dairesince tanzim edilir. Markaya tecavüz, çoğunlukla bir kişinin ticari itibarının zedelenmesine sebebiyet verir. Manevi tazimanata hükmedilebilmesi için failin kusuru gerekmekle birlikte, kusurun ağırlığı herhangi bir rol oynamaz.
Markaya tecavüz halinde kişilik değerlerinden biri olan ticari itibarda vukua gelen kayıpları karşılamak için manevi tazminat isteyebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda “haksız rekabet”in açık tanımı bulunmamakta, 54/2. Maddede “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” denilmekte ve 55. Maddede tahdidi olmamak üzere, “hangi hallerin haksız rekabet teşkil ettiği” belirtilmektedir. Buna göre 55/1-a-(4) bendi; “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki ifadesi ile başkasının markasını kullanmayı haksız rekabet olarak değerlendirmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalıya ait işyerinin dış cephe ve iç mekanda içinde, camında, vitrininde, her türlü görsel kartvizit, broşür, afiş, katalog gibi materyaller üzerinde tescilli, markaların aynısına ya da benzerine rastlanılmadığı, davacının müşterilerine aldatmasına ve davacının satış bayisi olduğuna ilişkin davalı işyerinde kullanılan materyallerde somut bulgulara ulaşılamadığı, davacı şirketlere ait tescilli markaları ve bayi dizaynlarını bire bir kullandığına ilişkin herhangi bir belge, afiş, pano vs. Delile ulaşılamadığı, 6102 sayılı TTK’nun 54-63 maddelerine göre haksız rekabetin oluşmadığı, iş yerinin içerisinde veya dışarısında “T……” ibarelerine, davacıya veya davacının çağrı merkezine ilişkin bilgi ve belgeler ile davalının davacının bayisi olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama ve belgeye rastlanmadığı anlaşılmıştır. Marka hakkına tecavüz olgusu açısından belirtilmesi gereken temel husus, marka hukuku açısından tecavüzün söz konusu olabilmesi için tescilli marka ile üçüncü kişi tarafından kullanılan işaret arasında ve tescilli markanın kapsamında yer alan mallar/hizmetlerle işaretin üzerinde kullanıldığı mallar/hizmetler arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik veya ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerliğin bulunmasının gerekli olduğu, bu bağlamda tescilli markalar ile kullanılan işaret arasında benzerliğin bulunmadığı durumlarda taraflarca üretilen ürünlerin veya sunulan hizmetlerin benzerliği veya tescilli markanın tanınmış olmasının marka hukuku açısından tecavüz oluşturmayacağı, ayrıca markanın sadece mal veya hizmet üzerinde kullanılması değil iş evrakı ve reklamlar ile internette kullanılmasının da şartları varsa marka hakkına tecavüz teşkil edebileceği, ancak internette kullanımın marka hakkına tecavüz teşkil etmesi için bu kullanımın aynı zamanda ticari etki doğurmasının da gerektiği, davalı iş yerinin içerisinde veya dışarısında davacıya ait markasal kullanımlara, davacıya veya davacının çağrı merkezine ilişkin bilgi veya belgelere veya davalının davacının bayisi olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama veya belgeye rastlanılmadığı, uyuşmazlık konusu davacılara ait markalar ile aynı veya karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer bir ibare kullanımı bulunmadığı, tespit edilen kullanımların davacı adına tescilli markalardan doğan haklara tecavüz etmediği, davalı iş yerinde yapılan incelemede tespit edilen kullanımların davacı ile haksız rekabet yapmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacıların yapmış olduğu yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

…….