Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/45 E. 2021/278 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/45 Esas – 2021/278
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/45
KARAR NO : 2021/278

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili şirket hakkında genel nitelikte bilgiler verdikten sonra özetle; müvekkilinin “…” ticari unvanını ve markasının meşhur ve maruf olduğunu, müvekkiline ait markaların 1994/009493, 1998/003968, 2000/13169, 2001/08852, 2002/00358, 2004/08186, 2011/119131, 2013/106893 nolu markalar olduğunu, müvekkilinin markalarını ürünlerinde tescil edildiği şekilde kullandığını, Bakırköy 29. Noterliği’nin 18.05.2017 tarihli 12692 yevmiye nolu ihtarnamesinde “http://www.sikayetvar.com internet sitesinde müvekkil şirket yönünden haksız rekabetin durdurulmasını, izinsiz olarak kullanılan … markası ve ilgili görsellerin kaldırılmasını, … ibaresinin site veritabanında anahtar ve reklam sözcük olarak kullanılmamasını, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı” hususlarının davalıya ihtar edildiğini, davalının yasal ve haklı bir neden ileri sürmeksizin bu ihtarnamenin gereğini yerine getirmediğini, Ankara 3. FSHHM’nin 2017/232 E. sayılı dosyasındaki rapor ile üç adet üyelik teklifi sunulduğunun ve “cevaplara kurumsal panel üzerinden cevap verilebileceğinin” tespit edildiğini, davalının internet sitesi ile yaptığı faaliyeti; “tüketici şikayetlerine çözüm arayıp, ziyaretçilerine karar vermede yardımcı olarak, toplam yaşam kalitesini arttırmak ve müşteri ile marka arasında köprü olmak” şeklinde tanımladığını, 19.02.2013-04.02.20020 tarihleri arasındaki yayınların güncelliğini yitirdiğini, 2013 yılından bugüne kadar arşivlenen bu yayınlar üzerinden istatistik bilimine aykırı şekilde “%14 müşteri memnuniyeti” şeklindeki kişilik haklarına saldırı ve ticari faaliyete zarar veren bu olgunun ve gerçekleştiği iddia edilen şikayetlerin uzun sürelerce herkesin erişimine açık olan internet yayınında halen yer aldığını, bu konuda kısmen de olsa bu yayınların yasaklanmasını ve kararın kesinleşmesine kadar tedbir kararı tesis edilmesini talep ettiklerini, internet sitesinde yer alan şikayetlerin birçoğunun asılsız ve çözülen şikayetlerden ibaret olduğunu, şikayeti çözülen müşterilere ait yayınların ve asılsız olan yayınların halen internet sitesi üzerinden kolayca ulaşılabilmesinin müvekkilinin kişilik haklarını zedelediğini, müvekkilinin haksız rekabetin durdurulması, kaldırılması ve men’i için Ankara 3. FSHHM’nde 2017/232 E. sayılı dava açtığını, alınan bilirkişi raporunda üye firmalara verilen öncelik hakkının haksız rekabete neden olduğunun tespit edildiğini, söz konusu dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, davalının üyelik bedeli verildikten sonra kurumsal üye olduğu takdirde şikayetleri yayınlamadan önce çözme imkanı sağlarken üyelik bedeli ödemeyen ve kurumsal üyesi olmayan firmalara bu imkanı vermeden doğrudan yayın yaptığını, şikayetlerin haksız olup olmadığına bakılmaksızın kamuya açık ve bilinen bir platformda yayınlanmasının özellikle şikayetlerin haksız olması durumunda şikayetin muhatabı olan firmaların imajını zedeleme ihtimali olduğunu, müvekkilinin kendisine yöneltilen haksız şikayetlere karşı üyelik bedeli ödemeden cevap hakkını kullanamadığını, davalının müvekkili şirketi bu şekilde kurumsal üye olmaya mecbur kılarak üyelik bedeli tahsil etmek istediğini, davalının ileride kendilerine açılacak olan maddi/manevi tazminat davalarında “ücretsiz cevap hakkı kullandırdıklarını, üyelik ücreti talep etmediklerini, iyiniyetli olduklarını ve ayrımcılık yapmadıklarını ileri sürmek suretiyle gelen şikayetleri mail yolu ile bildirim göndermek suretiyle göstermelik ve sembolik bir yol seçtiğini, davalının yayınlarının müvekkilinin imaj ve itibar kaybına sebebiyet verdiğini, bu eylemler nedeniyle müvekkilinin her geçen gün zarara uğradığını ve haksız rekabet eylemi nedeniyle elde etmesi mümkün görülen menfaatten de mahrum kaldığını, haber görüntüleri ve altındaki kullanıcı yorumları bütün olarak değerlendirildiğinde müvekkilinin iş ve eylemlerinin kötülendiğini, yanlış, yanıltıcı olan bu beyanların TTK m. 55/1-a maddesine göre kötüleme olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini, müvekkilinin … markasının arama motoruna yazılması üzerine https://www.sikayetvar.com/… internet sitesinin arama çubuğunun ilk sırasında çıkmakta olduğunu ve haliyle internet kullanıcılarının ilk olarak bu yayınları okuduğunu, “…” markasının izinsiz şekilde logo ve “adwords” reklamları olarak anahtar kelime şeklinde kullanıldığını, “…” markasını internet sitesi üzerinden araştıranların doğrudan davalıya ait siteyi ziyaret ettiklerini, davalının bu şekilde internet kullanıcılarını doğrudan kendisine yönlendirdiğini, bu yayınların dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu yayınların kaldırılmasını talep ettiklerini, tecavüz eylemleri devam ettiğinden tazminat taleplerinin zamanaşımına uğramadığını, davalının müvekkili şirketin gerçek zararına etkisi tam olarak belirlenemeyeceğinden TBK m. 50’ye göre 20.000,00 TL. maddi tazminat talep ettiklerini, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını iddia ederek; ücretsiz üyelik tahsis etmemesi, müvekkili şirkete ait “…” markasının izinsiz kullanması ve davacı şirketin ürün, hizmetleri ve ticari itibarını kötüleyen yayınlara yer vermesi nedeniyle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, https://www.sikayetvar.com/… uzantılı internet sitesinde davacı şirket hakkında yapılan yayınların davalı tarafından internet sitesinden çıkartılması, internet sitesinin kapatılması veya bu siteye erişimin engellenmesi suretiyle haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün önlenmesine ve bu şekilde maddi durumun ortadan kaldırılasına, teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında bu konuda mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, TTK m. 59 gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra masrafı davalıdan karşılanarak tirajı en yüksek ve Türkiye çapında yayın yapan 3 adet ulusal gazetede ilanına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçelerinde özetle; www.sikayetvar.com internet sitesinin 2001 yılında kurulduğunu, söz konusu platformda içeriklerin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulmakta olduğunu, siteye üye olan kullanıcıların ürün veya hizmetlerinden memnuniyetsizlik duydukları kişi veya kurumlarla ilgili oluşturdukları içerikleri www.sikayetvar.com üzerinden yayınlanması talebi ile şikayet oluşturduklarını, davacının iddialarının Ankara 3. FSHHM’nin 2017/232 E. 2018/85 K. sayılı ilamında incelendiğini ve bunun da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından 2018/1352 E. 2019/783 K. sayısı ile incelenip değerlendirildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi’nin müvekkili şirkete ait platformda yayınlanan şikayetlerin Anayasal bir hak olduğunu kabul ederek, bu şikayetleri yayınlamanın haksız rekabet olmayacağını belirttiğini, davacı tarafın unutulma hakkına dayanarak eski tarihli şikayetlerin kaldırılması ile ilgili taleplerine konu olan şikayetlerin güncelliğini yitirmiş şikayetler olduğunu ve tüketiciler üzerindeki etkisinin azaldığını, buna rağmen eski tarihli şikayetlerin firmaların itiraz ve talepleri halinde yayından kaldırılabildiğini, davacının bu konuda müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunmadığını, eski tarihli şikayetlerin kaldırılmasını talep etmediğini, şirket kayıtlarında bu yönde herhangi bir kayda rastlanmadığını, davacının bu konuda başvuru yaptıklarına ancak kendilerine olumsuz yanıt verildiğine dair iddiası varsa, bu iddiasını ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, bu nedenlerle kişilik haklarının zedelendiği iddiası ile açılan davanın samimi olmadığını, sitenin çalışma mekanizmasında giriş seviyesinin ücretsiz, orta ve üst seviyenin kişiye ya da firmaya özel bir takım veriler ve istatistiki çalışmalar, özellikler ve uygulamalar devreye girdiği için bir ekonomik bedelinin olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davacının iddialarını ispatlayamadığını, davacının müvekkili aleyhine yaptığı şikayetlerin kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarla sonuçlandığını, Şikayetvar’ın bir yer sağlayıcı site olduğunu, dolayısıyla içeriklerin doğruluğundan şikayeti yazanın sorumlu olduğunu ve yer sağlayıcı konumundaki davalının içerikleri kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını, Şikayetvar’ın sorumlu olduğu hususun şikayet yazan şahsın bilinebilir veya belirlenebilir olmasının temini olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tarafından davacıya ait … markasının marka tecavüzüne sebebiyet verecek şekilde kullanılıp kullanılmadığı maddi manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Davacının dayanak markalarının tetkikinden;
-2013 106893 sayılı … … markası, 01 / 02 / 03 / 04 / 05 / 06 / 07 / 08 / 09 / 10 / 11 / 12 / 13 / 14 / 15 / 16 / 17 / 18 / 19 / 20 / 21 / 22 / 23 / 24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 29 / 30 / 31 / 32 / 33 / 34 / 35 / 36 / 37 / 38 / 40 / 41 / 42 / 44 / 45. sınıflarda 12.03.2014 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-206107 sayılı … alışveriş merkezi + şekil markası, “Kravat, eşarp, yemeni, ayakkabı, çanta, çatal, kaşık, bıçak, ütü, televizyon, müzik seti, duvar kağıdı.” malları için 30.03.2018 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-155755 sayılı … ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ markası, “Erkek ve bayanlar için: Pardesü, takım elbise, pantolon, ceket, etek, kazak, gömlek, pijama, mont, streç, kravat, eşarp, yemeni, mutfak dolabı, masa örtüsü, dolap örtüsü, yatak örtüsü, nevresim takımı, yorgan, bornoz takımı, klozet takımı, havlu, yemek takımı, çay takımı, kahve takımı, baharat takımı, tencere, çaydanlık, bardak ve şekerlik, tepsi, kaşık, çatal, bıçak, çay tabağı, mutfak robotu, tost makinası, ütü, ütü masası, elektrikli süpürge, buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, televizyon, müzik seti, fırın, kitaplık, tv sehpası, vantilatör, aspiratör, soba, avize, abajur, masa sandalye, koltuk takımı, pike takımı, battaniye, yatak, sehpa, ayakkabılık, bilgisayar masası, çalışma masası, fiskos masası, telefonluk, halı, bond çanta, duvar kağıdı, ayakkabı.” malları için 19.09.2014 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-2011 119131 sayılı … markası, 36 / 37. sınıflarda 30.12.2011 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-2005 46937 sayılı EVK markası, 01 / 02 / 03 / 04 / 05 / 06 / 07 / 08 / 09 / 10 / 11 / 12 / 13 / 14 / 15 / 16 / 17 / 18 / 19 / 20 / 21 / 22 / 23 / 24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 29 / 30 / 31 / 32 / 33 / 34 / 35 / 36 / 37 / 38 / 39 / 40 / 41 / 42 / 43 / 44 / 45. sınıflarda 30.11.2015 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-2001 08852 sayılı … alışveriş merkezi +şekil markası “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri. Satış hizmetleri yani, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmeleri ve satın alabilmeleri için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri. Elektronik satış hizmetleri yani, müşterilerin malları elektronik araçlarla görmeleri ve sipariş vererek satın alabilmeleri için çeşitli malların elektronik ortamda bir araya getirilmesi hizmetleri. Katalogla satış hizmetleri yani, müşterilerin malları görmeleri ve satın alabilmeleri için çeşitli malların bir katalog vasıtasıyla bir araya getirilmesi hizmetleri. Perakende satış mağazası hizmetleri yani, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmeleri ve satın alabilmeleri için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri.” için 14.05.2011 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
– 2002 00358 sayılı … … markası “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri.” için 10.01.2012 tarihinden itibaren koruma altında olduğu,
-2002 09883 sayılı marka 08.02.2015 tarihinde mahkeme kararı ile iptal edildiği,
-…’un tanınmış marka olduğu ile ilgili 11.06.2008 tarihli başvuru kabul edilerek T/01667 sayı ile Tanınmış Marka olarak da kaydedildiği,
görülmüştür.
Ankara – Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 11.03.2020 tarihli müzekkere cevabın incelendiğinde; davalı şirketin … Yenimahalle/Ankara adresinde 12.01.2015 tarihinden itibaren “bilgisayar programlama faaliyetleri-veri işleme, barındırma ve ilgili faaliyetlerinden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olduğu, şirket yetkilisinin Ömer Deveci olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 10.03.2020 tarihli müzekkere cevabı incelendiğinde; davacı şirketin ticaret sicil kayıtları ile ilgili olup, davacı şirketin ana sözleşmesinin tescil tarihinin 03.11.1989 olduğu, çalışma alanları gibi bilgileri içermektedir.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 13.03.2020 tarihil müzekkere cevabından, davalı şirketle ilgili bilgilerin yer aldığı CD içinde yapılan incelemelerde tescil tarihinin 12.01.2015 olduğu, amaç ve konusu kapsamında; yazılım uygulamaları oluşturmak ve yürütmek, web sayfaları oluşturmak ve yürütmek için gerekli yapı ve içeriğin tasarlanması ve gerekli bilgisayar kodlarının yazılması, müşterinin bilgi sistemi içerisine uygulamanın işlevsel olabilmesi için mevcut uygulamanın amaca göre değiştirilmesi ve yapılandırılması, müşteriler tarafından temin edilen verilerin tümüyle işlenmesi faaliyetleri, müşteriler tarafından temin edilen verilerden özel raporların elde edilmesi faaliyetleri, teknolojik bilgi üretmek, … bunları internet üzerinden kullanıma sunmak, bilgisayar ortamaında haberleşme, eğitim, çoklu katılım gibi toplantı ve eğitim amaçlı bilgisayar yazılımları geliştirmek, yaymak, pazarlamak, bu konularda AR-GE çalışmalarında bulunmak, bilgisayar teknolojileri kullanarak internet ortamında iletişim ağları kurmak, işletmek, bu ağların bakım ve gözetimini yapmak, bunlarla ilgili yazılım geliştirmek, sanal ortamda ticaritin yapılabilmesi için gerekli olan yazılım ve rehberleri geliştirmek, bunlarla ilgili merkezleri oluşturmak, yabancı yazılım firmalarının temsilciliklerini almak, konusuyla ilgili donanım ve elektronik ürünleri satın almak vs. yer almaktadır.
Bakırköy 29. Noterliği’nin 23.03.2020 tarihli müzekkere cevabı tetkik edildiğinde, davacı delilleri arasında da incelenmiş olan 18.05.2017 tarih ve 12692 yevmiye nolu ihtarnamenin huzurdaki davalıya 26.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu web sitesinde davacının markasının kullanımının, ticari bir amaç gütmeksizin, sadece şikâyet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkı kapsamında oluşturulan bir platformda, ticari dürüstlük kuralları çerçevesinde fiili bir zorunluluk nedeniyle yapıldığı ve bu nedenle de, SMK m. 7/3-d hükmü kapsamının somut olaya uygulanabilir olmadığı ve davalının sitesindeki kullanımların davacının markalarından doğan haklara tecavüz teşkil eden kullanım olarak kabul edilemeyeceği, davacının huzurdaki davadan önce yer sağlayıcı durumundaki davalı şirkete dava konusu yaptığı yayın içeriğinin kaldırılması ile ilgili bir başvurusunun olmadığı, davacının arama motorunda … ibaresi ile ilgili sonuçlar bakımından ileri sürülen iddianın yapılan araştırmada ilk olarak davacı şirket bilgisinin çıkması veya sosyal medya hesaplarının akış kapsamında yer alması ve şikayetvar/… ile ilgili ilk sayfada bir kayda rastlanmaması nedeniyle soyut iddia düzeyinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7. Maddesine göre:
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin ya-yım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 29. Maddesine göre,
(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 50. Maddesi uyarınca; “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” denilmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 52 nci maddesine göre,
(1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.
Markaya tecavüz dolayısıyla uğranılan “manevi zarar” ise KHK’da başkaca bir hüküm bulunmadığından borçlar Kanunun 49. Maddesindeki şartlar dairesince tanzim edilir. Markaya tecavüz, çoğunlukla bir kişinin ticari itibarının zedelenmesine sebebiyet verir. Manevi tazimanata hükmedilebilmesi için failin kusuru gerekmekle birlikte, kusurun ağırlığı herhangi bir rol oynamaz.
Markaya tecavüz halinde kişilik değerlerinden biri olan ticari itibarda vukua gelen kayıpları karşılamak için manevi tazminat isteyebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda “haksız rekabet”in açık tanımı bulunmamakta, 54/2. Maddede “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” denilmekte ve 55. Maddede tahdidi olmamak üzere, “hangi hallerin haksız rekabet teşkil ettiği” belirtilmektedir. Buna göre 55/1-a-(4) bendi; “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki ifadesi ile başkasının markasını kullanmayı haksız rekabet olarak değerlendirmektedir.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un ilgili maddelerine değinilmesi de gerekmektedir. 5651 sayılı Kanun’un tanımlar başlıklı 2 nci maddesinde içerik sağlayıcının “İnternet ortamın üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olduğu, yer sağlayıcının ise “Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler” olduğu belirtilmiştir. 5651 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde “içerik sağlayıcının internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğu” belirtildiği halde, aynı Kanun’un 5 inci maddesinde ise “yer sağlayıcının, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı”, anılan 5 inci maddenin ikinci fıkrasında ise “yer sağlayıcının, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8’inci ve 9’uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olduğu” belirtilmiştir. Anılan Kanun’un 8 inci maddesinde “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” hususu düzenlenmiş olup, “Erişimin engellenmesi kararının soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verileceği” belirtilmektedir. Bu Kanun’un 9 uncu maddesinin birinci bendinde ise “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların, içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebileceği”; ikinci bendinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin taleplerinin, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç 24 saat içinde cevaplandırılacağı”; üçüncü bendinde ise “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkimin bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebileceği” hususları düzenlenmiştir. Dolayısıyla yer sağlayıcı olan davalı yukarıdaki hükümlerden yer sağlayıcının uyması gereken kaidelere tâbi olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen şikayet içerikli açıklamalarda … ibaresi, herhangi bir mal veya hizmet ile ilişkilendirilerek veya ticaret amacıyla kullanıma konu olmamıştır. Bizzat tüketiciler tarafından davacıdan satın alınmış ürünler veya bu ürünler bakımından satış sonrası aşamalarla ilgili olarak memnun olunmayan durumlar (ürün iadesinin gerçekleştirilmemesi, satılan ürünün ayıplı olması, ödeme yapılmasına karşın senet iadesi gerçekleştirilmemesi vs.) hakkında açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamalarda … ibaresine yer verilmesi herhangi bir mal veya hizmetin ayırt edilmesi veya ticarete konu edilmesiyle değil, davacının nitelenebilmesi için davacının adı olacak şekilde gösterilmiştir. Kısacası markasal nitelikte herhangi bir kullanım söz konusu değildir.
İlaveten marka tescilinden doğan haklarının kapsamının ardından düzenlenmiş olan istisnalar arasında marka sahibinin üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının çeşitli hallerde kullanılmasını engelleyemeyeceği de düzenlenmiştir. Tüketicilerin yayınladıkları açıklamaların, kişi adlarının da belirtildiği biçimde davacı …’dan yaptıkları alışverişin sonucu veya süreci hakkında yorumlarını içermesi karşısında marka tescilinden doğan hakların istisnası kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın internet sitesi, tüketicilerin almış oldukları mal ve hizmetlerle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini belirttikleri bir platformdur. Söz konusu platformun yapısı gereği şikâyet edilen veya hakkında olumlu görüş bildirilen şirketlerin markalarının belirtilmesi zorunluluk arz etmekte olup, söz konusu markalar kullanılmadan anılan sitenin fonksiyonunu icra etmesi ve kullanıcıların düşüncelerini ifade etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davalı sitesindeki davacının markalarının kullanımının, yukarıda da ifade edildiği gibi işaretin kullanımına ilişkin meşru bir bağlantı bulunması durumu içerisinde değerlendirilmesi mümkündür. Ayrıca, davalı tarafın internet sitesindeki kullanımlar, platforma olumlu ya da olumsuz görüş bildirenlerin ifadelerinde geçtiği için kullanımın davalı tarafından gerçekleştirildiğinden söz edilmesi de mümkün olmayacaktır. Davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu şikayet kayıtlarında ve site üzerinde yapılan incelemelerde, davacının markasının tescil kapsamında bulunan mal veya hizmetlerin (veya başkaca mal veya hizmetlerin) davalı tarafından satışı, ticari amaçla elde bulundurulması, ithal edilmesi, sözleşmeye konu edilmesi gibi herhangi bir fiile rastlanmamıştır. Ayrıca marka hakkı ihlalinden söz edilmesi için aranan “ticari etki yaratma” koşulu, platformda olumlu ya da olumsuz görüşlerin bildiriminin/paylaşılmasının gerçekleşmesi (deneyim aktarımı) nedeniyle ticari etki oluşturacak kullanımlar olarak değerlendirilemeyecektir. Kaldı ki; belirtilen deneyim aktarımı da davalı tarafından değil üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Davalı, bu süreçte üçüncü kişilerin paylaştıkları bilgiler ile ilgili olarak platformu sağlayan ve yöneten (yer sağlayıcı) durumunda olup, her türlü paylaşımın ilgililerine aktarılması, ilgililerin üçüncü kişilerin şikâyetinden haberdar edilmesi de platformun işleyişine ilişkin önemli aşamalardandır. Dolayısıyla davalının sitesinde davacı marka kullanımının SMK madde 7/3 kapsamında dürüst bir kullanım olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
İnternet ortamındaki yayınlarla ilgili olarak yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri süren kişilerin içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak “uyar-kaldır” sürecini işletebileceği açıktır. Ancak, incelenen dosya kapsamında davacının, davalı yer sağlayıcıya yayın içeriğinin kaldırılması ile ilgili herhangi bir başvurusunun bulunduğuna ilişkin bilgiye rastlanmamıştır. Tersine davalı savunmasında böyle bir başvurunun yapılmadığı savunması ileri sürülmüştür. Davacının iddiaları arasında … markasının arama motoruna yazılması üzerine https://www.sikayetvar.com/… internet sitesinin arama çubuğunun ilk sırasında çıkmakta olduğu da yer almaktadır. Bu nedenle Google arama motoru üzerinden “…” ibaresi ile arama yapılmış ve netice olarak davacının arama motorları ile ilgili iddiasının somut bir veri olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021