Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/38 E. 2022/92 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/38 Esas – 2022/92
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/38
KARAR NO : 2022/92
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …

VEKİLİ : Av. Y
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 10/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı tarafa ait 2018/106627 sayılı başvuruya yönelik itirazlarının kurum tarafından reddedildiğini, davalı şirkete ait “…” ibareli marka başvurusunda bulunan ve fakat ayırt edicilik taşımayan, tali unsur konumunda olduğu açıklıkla ortada olan “şekil” unsurunun benzerlik mukayesesinde değerlendirme dışı bırakılması gerektiğini, davalı markasının esas unsurunu “…” ibaresi olduğunu, müvekkil markalarında “ …” ibaresinin çatı marka olduğunu, bu nedenle “…” ve “…” ibareli seri markaları üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini, müvekkili şirkete ait markaların “…” ve “…” ibarelerinden oluşmakta olduğu gibi ayrıca “…”, “..I …”, “… …”, “.. …” ibareli seri markalarının da bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markası ile dava konusu “…” ibaresinin ayniyet derecesinde benzer olup, tüm kelime unsurlarının aynı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından onanan Ankara 4. FSHHM’nin 2015/38 E. 2016/345 K. sayılı ilamında, müvekkile ait “…” markası hakkında “günlük yaşamda rastgele biçimde kullanılması çok olası, sıradan bir ifade olmadığı”na hükmedildiğini, yine Yargıtay 11. HD. 2016/13327 E. 2018/4332 K. Sayılı ilamında “regal aklımı seveyim aklımı” markası ile “aklımı seveyim” şeklindeki markanın benzer bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış marka niteliğine de haiz olduğunu, “…” markalarının tanınmış markalar sicilinde kayıtlı olduğunu, müvekkilinin … ana markasının tanınmışlığı yanında işbu slogan markasını da Türkiye’de tanınır hale getirdiğini, müvekkilinin ayırt ediciliği yüksek slogan markasının, davalı markasında yer alması sebebiyle davalı şirkete ait ürünler daha kolay hatırlanır olacağını, bu durumun haksız menfaate sebebiyet vereceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek işbu 2019-M-10650 sayılı YİDK kararının iptali ve 2018/106627 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin uzun yıllardır kimyasal ürünler sektöründe bilinen ve tanınan “…” markalarının sahibi olduğunu, davacıya ait “ … …” ve “ … …” slogan markaları ile müvekkiline ait “…”+şekil markası arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkili markasında müvekkilinin tanınmış şekil unsurunun yer aldığını, davacı markasında ise ön plandaki unsurun “…” ve logo unsurları olduğunu, taraf markalarının bu halleriyle benzer görülemeyeceklerini, davacıya ait 2014/30105 nolu … markasının henüz tescil edilmediğini, Davacıya ait markaların … çatı unsuru ile birlikte kullanıldığı ve markalarda ayırt edici esas unsurun … ibaresi olduğunu, taraf markalarının bütün olarak değerlendirilmeleri gerektiğini, taraf markaları arasında bütünsel açıdan karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığını, davacının slogan markasının tanınmış olmadığını, tanınmış markasının “…” olduğunu, müvekkili başvurusunun kötü niyetli olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “…” ibaresinin 03, 35 ve 41. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili amacıyla 26.11.2018 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2018/106627 sayılı başvurunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.12.2018 tarih ve 314 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın 2007/25532, 2007/21692 ve 2014/30105 sayılı markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, ancak bu itirazların 09.05.2019 tarihli Markalar Dairesi Başkanlığı kararı neticesinde haklı bulunmayarak reddolunduğu, söz konusu ret kararına karşı bir kez daha itirazda bulunduğu görülen davacı itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 16.12.2019 tarih ve 2019-M-10650 sayılı kararı neticesinde özetle; “2018/106627 başvuru numaralı ve “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2007 25532, 2007 21692, 2014/30105 sayılı ve “… evimiçokseviyorum şekil”, “… evimiseviyorum şekil “, “…! şekil” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçelerine dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalarda ortak unsur olarak bulunan “…” ibaresinin görece düşük ayırt ediciliğe sahip olması nedeniyle, ortalama dikkate sahip tüketici nezdinde işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/IV ve 6/V maddeleri hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz da haklı görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiğişeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 10/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu marka kapsamındaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.”bakımından taraf markalarının aynı – aynı tür ya da benzer hizmetleri kapsadıkları, başvuruda yer alan sair mal ve hizmetler açısından bir benzerliğin mevcut olmadığı, “evimiçokseviyorum”ve “evimiseviyorum” şeklindeki taraf markalarının, benzerliği tespit olunan hizmetlerde, karıştırılma ihtimaline yol açabilecek düzeyde benzer oldukları, davacı yanın tanınmışlığa dayalı bir korumadan yararlanmasının mümkün olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

…+şekil … …
(03, 35, 41. sınıf) … …
….
(02, 06, 11, 19, 20, 21, 24, 35, 37,42, 44. sınıf)

Taraf markaları bilirkişi incelemesi ile incelendiğinde 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve
fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online
pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği
düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri
tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve
bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe
alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel
görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık
artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri., Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; kozmetik ürünleri, Diş
bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız
gargaraları.- bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları,
elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” 03. Sınıfta yer alan “kozmetik ürünleri. Diş bakımı
ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları”, ” Ve 41.sınıfta yer alan “Sempozyum,
konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” gruplarının aynı tüketici kitlesine ve aynı ihtiyaç alanlarına yönelik olan ürünler olarak benzer ihtiyaçları karşılayan birbirlerini tamamlayan, satış, sunum ve dağıtım kanalları benzer mahiyette olan mallar oldukları anlaşılmaktadır. Diğer mal ve hizmet sınıfları ise benzer değildir.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; başvurunun sarı- mavi – kırmızı renklerde iç içe geçen halkalarla oluşturulmuş bir logonun merkezine konumlandırılmış “…” şeklindeki slogan/pazarlama unsuru söz grubu niteliğinde bir ibareden oluştuğu; markadaki şekil unsurunun da karekteristik nitelikte olduğundan bahsedilebilir ise de tüketicinin karşılaştığı bir markayı tanımlarken/ifade ederken öncelikli olarak markadaki baskın sözcük unsurlarını kullanacağı, şeklen bir markayı tarif etmeye çalışmayacağı düşünüldüğünde, markanın baskın unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; dava konusu marka ile benzer mal-hizmet sınıfları içerir davacı markalarına bakıldığında bu markaların … …+şekil ve …+şekil şeklinde oldukları, bu markalardan birinde davacının tanınmış çatı markası ve aynı zamanda ticaret unvanının da kılavuz unsuru olan “…” ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin yanında “…” şeklinde slogan/pazarlama unsuru söz grubuna yer verildiği, bir diğer markasında ise turuncu renkli bir ev figürünün yanında yine “…!” söz grubuna yer verilmiş olduğu; “… …” şeklindeki davacı markasında “…” ibaresinin esas unsurlardan biri olduğu, diğerinin ise ilgili sloganın kendisi olduğu, davacının diğer markasının ise esaslı unsurunun doğrudan “…” sloganı olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarının esaslı unsurları olan “…” ve “…” şeklindeki taraf markaları arasında sözcük unsuru olarak tek farkın “çok” ibaresi olduğu, anılan ibarenin bütüne kattığı anlamın yalnızca pekiştirme/vurgu arttırmaya yönelik olduğu, bu kapsamda her iki sloganın da birbirinden farklı bir anlama sahip olmadığı, birebir aynı kelimelerle oluşturulmuş, birbirinin devamı gibi algılanmaya uygun, aynı şekilde telaffuz edilen söz grupları olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı yanın markası incelendiğinde “…” şeklindeki sloganın kelimelerin sahip oldukları anlamlardan bağımsızlaşan mecazi bir anlam taşımadığı, tüketiciye doğrudan sahip olduğu anlamı veren, yalın nitelikte bir slogan olduğu; dolayısıyla ayırt edici gücü yüksek olmayan böylesi bir sloganın, tescilli olduğu müddetçe korunacak olmakla birlikte, yapılacak ufak değişikliklerle oluşturulmuş benzerlerinin tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali doğurmayacağının kabul edilmesi gerektiği, ancak somut olayda taraf markaları arasındaki tek farkın “çok” sözcüğünden ibaret olduğu, başka bir deyişle daha evvel “…” şeklindeki bir slogan ile karşı karşıya kalmış tüketicinin, “…” şeklindeki bir slogan marka ile, aynı – aynı tür hizmetlerde karşı karşıya kaldığında, markalardaki görsel unsurların farklılığına rağmen her iki sloganın da aynı iktisadi kaynakça verilen hizmetler için kullanılan sloganlar olduğunu düşünebileceği, davalının davacı markalarından uzaklaşmayı sağlayacak asgari değişikliği yapmadan markasını tescil ettirmek istediği, davacı tarafça dosya kapsamında dayanılan mahkeme kararında davacının “…” sloganının hem ayırt edici bulunduğu hem de kullanım sonucunda da belli bir aidiyet kazandığı yönünde kurulan hükmün kesinleştiği, dolayısıyla davacı markasının ayırt edici niteliğe sahip olduğuna ilişkin mahkeme kararının mevcut olduğu, hal böyleyken böylesi bir ibare ile neredeyse birebir aynı şekilde oluşturulmuş sonraki markanın, davacı markası ile ilişkilendirilebileceği, benzer mal ve hizmet sınıfları yönünden davacının davasını ispat ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirkete ait başvuru konusu markanın kullanılacağı benzer bulunmayan mallar ile davacı markasının kapsamındaki emtiaların birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları ve çok farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olamayacağı, ortalama tüketicilerin davalı şirketin farklı mallarını ve farklı hizmetlerini satın aldığı veya kullandığı sırada bu malları davacının tanınmış olan “ev dekorasyon ve mobilya” ürünleriyle ve davacı şirketle ilişkilendirmesinin mümkün bulunmaması karşısında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 5. fıkrasında tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla YİDK kararının benzer olmayan mal ve hizmet sınıfları yönünden de iptaline ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Bknz. aynı yönde, Derby/ Derbytech kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 08.12.2011, 2009/14791 Esas ve 2011/16644 Karar.)

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın 2019-M-10650 sayılı kararının 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve
fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online
pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği
düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri
tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve
bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe
alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel
görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık
artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri., Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; kozmetik ürünleri, Diş
bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız
gargaraları.- bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları,
elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” 03. Sınıfta yer alan “kozmetik ürünleri. Diş bakımı
ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları”, ” Ve 41.sınıfta yer alan “Sempozyum,
konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” mal ve hizmetleri yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli 2018/106627 sayılı “…+Şekil” ibareli markanın tescilli olduğu, 35. Sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve
fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online
pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği
düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri
tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve
bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe
alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel
görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık
artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri., Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; kozmetik ürünleri, Diş
bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız
gargaraları.- bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları,
elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” 03. Sınıfta yer alan “kozmetik ürünleri. Diş bakımı
ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları”, ” Ve 41.sınıfta yer alan “Sempozyum,
konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hükümsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine ,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TLL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.495,60-TL yargılama giderinin takdiren 1.663,73-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip . Hakim .
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.379,00-TL
TOPLAM :2.495,60-TL