Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/29 E. 2021/164 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/90
KARAR NO : 2021/152

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i
DAVA TARİHİ : 11/03/2020

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/06/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i istemlerine ilişkin davanın mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda verilen ara kararı gereğince;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle, müvekkili …’nın …Yenimahalle/ANKARA adresinde 2012 Yılından beri “… ECZANESİ” markası ile faaliyet gösterdiğini, Ankara Eczacı Odası kaydı, Vergi Levhası, Ticaret Sicil Gazetesi örneklerinden müvekkilinin 8 yılı aşkın süredir “… ECZANESİ” markasını kullandığını gösterdiğini, “… ECZANESİ” ibaresinin müvekkili adına 2019/120040 numara ile marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin 2012 yılından beri “… ECZANESİ” markasını yoğun bir şekilde kullanarak markaya artırılmış ayırt edici nitelik kazandırdığını, buna ilişkin faturaların sunulduğunu, … Mahallesi sakinlerinin 2012 yılından beri alışveriş yaptıkları … ECZANESİ’ni çok iyi bildiklerini, … Mahallesi sakinlerinden 227 katılımcının yer aldığı bir anket düzenlediklerini, katılımcıların hepsinin ilaç ya da tıbbi malzemeye ihtiyacı olması durumunda müvekkiline ait “… ECZANESİ”ni tercih edeceğini ve “… ECZANESİ”ni diğer eczanelerden farklı bir marka olarak algıladığını, huzurdaki davada ilgili tüketici kesimi … Mahallesi sakinleri olduğunu, iyi bildikleri “… ECZANESİ” markası ile davalının kullandığı “ECZANE … …” markasını karıştırabilecek ya da ilişki kurabileceklerini, müvekkilinin ait birçok müşterisinin davalının 50 metre uzaktaki bir dükkana “ECZANE … …” tabelasını asmasıyla birlikte müvekkiline gelip taşınıp taşınmadıklarını sorduklarını, müvekkiline ait kargoların yanlışlıklar davalının adresini gittiğini, davalının ticaret unvanı olan “… … ECZANESİ”nde müvekkilinin markası olan “… ECZANESİ” aynen yer aldığından söz konusu ticaret unvanının da müvekkilin marka hakkına tecavüz anlamına geldiğini, hukuka aykırı kullanımlara son verilmesi talebiyle 17/12/2019 tarihinde davalıya noterden ihtarname gönderildiğini ancak hukuka aykırı marka kullanımlarına son verilmediğini, davalının bu kullanımlarının Medeni Kanun’un 2. Maddesinde belirtilen objektif iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu ve bu nedenle davalının TTK. 54-55. Maddelerinde açıklanan haksız rekabet fiillini oluşturduğunu beyanla fiilin marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin tespitine, marka hakkına tecavüz fiillerinin önlenmesine, durdurulması ve kaldırılmasına, tecavüzü oluşturan veya cezayı gerektiren tabelasının sökülmesine, davalının “ECZANE … …” ticaret unvanı ile faaliyetinin durdurulmasına, kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesine veya ilgililere tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesiyle, müvekkilinin 8 yılı aşkın süredir 2019/120040 sayılı “… ECZANESİ” markasını kullandığını, müvekkilinin 2012 yılından beri “… ECZANESİ” markasını yoğun bir şekilde kullanarak markaya artırılmış ayırt edici nitelik kazandırdığını, 2012 yılından beri “… ECZANESİ” markasını yoğun bir şekilde kullanarak markaya artırılmış ayırt edici nitelik kazandırdığını, davalı adına kayıtlı herhangi bir tescilli marka ya da marka başvurusu bulunmadığını, Davalının ticaret unvanı olan “… … ECZANESİ” nde müvekkilin markası olan “… ECZANESİ” aynen yer aldığını, davalının müvekkilimizin “… ECZANESİ” markası ile yüksek düzeyde benzer “… … ECZANESİ” markası ile 50 metre uzaklıkta faaliyet göstermesinin müvekkilin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gibi aynı zamanda haksız rekabet de oluşturduğunu bu hususta Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2020/90 esas numara ile dava ikame ettiklerini, tazminat talepli iş bu dava ile Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/90 esas numara dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 13/07/2020 tarihli 2020/157 E. 2020/142 K. Sayılı karar ile her iki dava birleştirilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafından ikame edilen işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı iş yeri aynı hizmet alanında faaliyet gösterdiğini, ancak her iki markanında kullandığı işaretler incelendiğinde işaretler arasında hiçbir bağlantının bulunmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde özellikle “…” ifadesinin kullanılmasının marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığını öne sürmüşse de coğrafî alan adı içeren marka tescil edildiği durumlarda dahi, söz konusu coğrafî ad, marka sahibi dışındaki kişiler tarafından, kendi markalarının tali unsuru olarak tescil edilebilmekte ve kullanılabilmekte olduğunu, davacı ve müvekkil eczaneler arasında mal ve hizmet farkı bulunmadığını, hastaların sağlık hizmetine kolay ulaşmasının hedeflendiği, eczanelerde yürütülen faaliyet göz önüne alındığında; eczaneler arasında haksız rekabet yaratacak bir husus bulunmadığını, müvekkil tarafından açılan işyerinin aynı ilçe içerisinde açılan diğer eczanelerle aynı ismi taşımasının mümkün olmadığını, aynı isim ile de açılmadığından tabelasını asmasına izin verildiğini, bu hususun dahi davacının açtığı davada haklı olmadığını gösterdiğini, eczaneler arasında haksız rekabete yol açacak fiil ve eylemlerin yasaklandığını, 02.08.2020 tarihli bilirkişi raporu ile davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu kanıtlandığını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; asıl davada davalının tabela isminin davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olup olmadığı, birleşen davada tecavüz nedeniyle tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Mahkememizce 13/0/2020 tarihli ve 8 numaralı ara karar ile dosya kapsamı ve davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: …” ibaresinin bir coğrafi alan adı olması karşısında ayırt edicilik vasfının düşük olması da göz önüne alındığında davacıya ait 2019 120040 tescil numaralı marka ile davalıya ait “ECZANE … …” ibareli işaret arasında iltibasa sebebiyet verecek ölçüde benzerlik bulunmadığı, ihtiyati tedbir hususunda da takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun marka hakkına tecavüz sayılan halleri düzenleyen 29. maddesi şu şekildedir;
Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
Yine madde yollaması kapsamında 6769 sayılı SMK’nın 7. Maddesi düzenlemesine de değinmek lazım gelmektedir. Anılan düzenleme şu şekildedir;
Madde 7- (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. maddesinde; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” denilmektedir.
Dosya kapsamına göre; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacı tarafından yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmesinin gerektiği, dosyada bulunan bilirkişi raporu diğer bilgi ve belgeler kapsamında yaklaşık ispat koşulunun yerine gelmediği, bu kapsamda ihtiyati tedbir kararının koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Markası Davalı Kullanımı
… ECZANESİ ECZANE … …
( 03 / 05 / 10 / 35 / 44. sınıf)

Davalının markasının incelenmesinde; davaya konu davacı markası beyaz zemin üzerinde düz siyah renkli karakterlerle yazılmış “… ECZANESİ” ibaresinden oluşmaktadır.
Davalı yan tarafından kullanılan işaretin ise beyaz zemin üzerinde kırmızı renkli “ECZANE” ibaresi ve altında siyah renkli “… …” ibarelerinden oluşmaktadır.
Her iki markada da bulunan “ECZANE” ibaresi sunulan hizmete ilişkin olup ayırt ediciliği düşüktür. Aynı şekilde markalarda ortak bulunan “…” ibaresi de Ankara ili Yenimahalle İlçesi’ne bağlı bir mahalledir. Bir coğrafi alan adı olan bu ibarenin de ayırt ediciliği düşük olup kıyaslamada markalardaki diğer unsurların da dikkate alınması gerekmektedir. Davalı yanca kullanılan işarette bulunan “…” ibaresinin davalının soyadından geldiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu ibarenin göz ardı edilmesi mümkün olmayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacıya ait 2019/120040 kod numaralı … ECZANESİ ibareli markanın tescil kapsamının; 03 / 05 / 10 / 35 / 44. Sınıflar olduğu, tescil sınıfları arasında “44. Sınıf: Tıbbi hizmetler” inde yer aldığı, Ankara Ecza Odası’nın 9021-10366-2020 sayı ve 09/03/2020 tarihli yazısı, vergi levhası, ticaret sicil gazetesi çıktısı incelendiğinde davacının faaliyet alanının “eczacılık” hizmeti üzerine olduğu, davalıya ait davaya konu işyerinin de eczane olup hizmet alanlarının aynı olduğu; davacı ve davalıya ait her iki işaretin de çekişme konusu ibare olan “ECZANE …/… ECZANESİ” ibarelerini aynen içerdiği, işaretler arasındaki temel farkın, davalının tarafından kullanılan “…” ekinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Coğrafi alan adlarının tek başına bir kimsenin tekeline bırakılması mümkün değildir. Davalı tarafından kullanılan işarette “ECZANE” ve “…” ibarelerine ek olarak davalının soyadı olan “…” eki de mevcuttur. “… ECZANESİ” ibaresinin özel bir zihni bir çabaya gerek duymadan eczacılık hizmeti ile ilişkilendirilebilmesi ve Beytepe ibaresinin coğrafi isim olması nedeni ile yapılacak küçük bir değişiklik ile tecavüz ihtimali bertaraf edilebilecektir. “ECZANE … …” ibaresindeki “…” kelimesinden yeterli farklılık sağladığı ve iltibas ihtimalini ortadan kaldırdığı görülmektedir. Neticeten davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Asıl dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl ve birleşen dava yönünden davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸