Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/27 E. 2021/404 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/27
KARAR NO : 2021/404

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 17.04.2019 tarihinde 2019/39439 nolu “…” ibareli markanın 16 ve 41. mal ve hizmetler üzerinde tescili talebi ile gerçekleştirilen marka başvurusunun TÜRKPATENT tarafından 2019/39280 nolu “… …” ibareli marka ile aynılık ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 5/1-ç maddesi gereğince kısmen reddedildiğini, işbu karara karşı yapılan itirazın TÜRKPATENT YİDK … nolu karar ile reddedildiğini, 6769 s. SMK’nın 5/1-ç maddesinin aynı ve ayırt edilemeyecek kadar benzer başvuruların reddedildiğini ayrıca sınıfsal benzerliğinde bulunması gerektiğini, müvekkilinin … numaralı 41.sınıfta tescilli “…” ibareli markasının bulunduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markanın redde mesnet markadan daha eski olduğunu, bu sebeple yayına itiraz haklarının olduğunu, ret kararına gerekçe gösterilen marka başvurusunun müvekkiline ait marka ile öncelikli hak sahipliğine dayanarak itiraz edildiğini ve bu sayede müvekkilinin markasının tescili önünde herhangi bir engel kalmayacağını, ret kararına gerekçe gösterilen marka başvurunun sahibine kıyasla öncelikli hak sahibi olduğu TÜRKPATENT kayıtlarıyla da sabit olduğunu, müvekkilinin ret kararı ile mağdur edildiğini, TÜRKPATENT redde dayanak marka ile birleştirilip gerçek hak sahipliği lehine karar verilmesi gerektiğini, dosyaların ayrı ayrı incelenmesinin hem usul ekonomisi hem de hem de TÜRKPATENT’in yerleşik uygulamalarına aykırı olduğunu, müvekkilinin hâlihazırda tescilli olan markasına okul ibaresini ekleyerek markanın ayırt edici özelliğini değiştirmeden yaptığı marka başvurusunun reddi daha önceki marka tescilinden doğan hakkın kapsamına aykırı olduğunu belirterek YİDK tarafından verilen 01.10.2018 tarihli … sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu markalar ile itiraza mesnet markalar karşılaştırıldığında markaların SMK’nın 5/1-ç uyarınca, ayniyet veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlandığını, benzer kavramının 6769 s. SMK’da tanımlanmadığını ve fakat 6769 s. Kanunun 7/2-b fıkrasından hareketle benzerlik kavramının açıklandığını, yapılan marka başvurusunun, SMK’nın 5/1-ç hükmüne göre eski tarihli marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer ise ve eski tarihli markanın kapsadığı mal ve hizmet sınıflarını kapsıyorsa, başvurunun TÜRKPATENT tarafından re’sen ret edilebileceğini, ”… …” ibaresinin davacı tarafın markasında ve redde mesnet markalarda ortak olarak yer aldığını, her iki markada sadece tek ve aynı kelimeden oluştuğunu ve ikisinin de aynı anlamda kullanıldığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “… …” marka başvurusunun davacı … BASIM YAYIN DAĞITIM EĞİTİM ÖĞRETİM TURİZM VE İNŞAAT PAZARLAMA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından 24.10.2020 tarihinde 16 ve 41. Sınıflarda yer alan “Okula yardımcı ve sınavlara hazırlık için konu anlatım ve test kitapları, Deneme sınav kitapçıkları, Özel öğretim kursları, ilk ve ortaöğretim eğitim hizmetleri,” emtialarını içerecek şekilde gerçekleştirildiği; “… …” ibareli başvurunun 2019/39439 numarası ile işleme alındığı ve TÜRKPATENT tarafından incelenerek SMK m.5/1-ç hükmü gereği tescili talep edilen emtiaların bir kısmı yönünden re’sen reddedildiği, kalan emtiaların 12.03.2021 tarih ve 368 sayılı Resmi Marka Bülteninde kısmi olarak yayımlanarak ilan edildiği görülmektedir. Daha sonra davacı yanca bu kararlara itiraz edildiği, davacı yanın itirazları üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından gerçekleştirilen incelemeler sonucunda YİDK tarafından verilen 01.10.2018 tarihli … sayılı kararıyla, ”2019/39439 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 2019/39280 sayılı “… …” ibareli marka ile 6769 s. SMK’nın 5/1-ç maddesine göre kısmen reddine yönelik karara karşı yapılan itiraz incelenmiştir. Başvuru sahibinin müktesep hak iddiası incelenmiş ve başvuru ile redde mesnet marka arasındaki benzerliğin müktesep hak iddiasına dayanak olan 2016 50534 sayılı “…” ibareli markayla olan benzerlikten yüksek olduğu ayrıca çeşitli ilave ve değişiklikler ile markanın genel görünümü ile markanın genel görünümünde önemli değişiklikler yapılmış olduğu anlaşıldığından söz konusu iddia yerinde bulunmamıştır. İşbu marka başvurusu ile kısmen reddine gerekçe gösterilen 2019/39280 sayılı “… …” ibareli markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca kısmi ret kararına konu mal/hizmetlerle aynı veya aynı türdeki mal/hizmetlerin kısmi ret gerekçesi markanın kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla başvuru hakkında 6769 s. SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüş ve başvuru sahibinin itirazının reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 24/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2019/39439 sayılı “… …” markasının davalı TÜRKPATENT kurumunca redde gerekçe gösterilen 2019/39280 “… …” ibareli marka arasında SMK’nın 6/1 bendi anlamında benzerlik tartışılması mümkün olan bir benzerliğin var olabileceği kabul edilse dahi SMK 5/1-ç maddesinde düzenlenen mutlak ret sebebi kapsamında ayniyetin mevcut olmadığı, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen … sayılı YİDK kararının yerinde olmadığı, davacının … numaralı markasına dayalı müktesep hak iddialarının yerinde olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemeyeceği hükmünü amirdir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder. Böylece daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler için bir başkası adına mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Aksi halin bir markanın birden fazla kişi tarafından kullanılmasına ve halkın yanıltılmasına neden olacağı kabul edilmiştir. Bu hususu TürkPatent tescil sürecinde, kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.
Başvuruya konu markanın (işaretin) daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan markaların (işaretlerin) özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin (el yazısı, büyük-küçük harf) veya yazı tipinin (Times New Roman, Arial, Comic Sans MS gibi) farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, TürkPatent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt gurubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğin 5 ve 7. maddeleri anılan ilkeyi açıkça ifade etmektedir. Bununla birlikte sınıflandırma Nice Anlaşmasının 2. maddesinde vurgulandığı üzere, tescil edilmiş herhangi bir markanın koruma kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlikten söz edilebilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde iltibasın ortaya çıkmasının kesin olarak öngörülebilir olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Davalı Markası Davacı Markası
… …+şekil … …+şekil
(41.sınıf) (41.sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka kapsamından çıkartılan emtialar ile redde mesnet olarak gösterilen marka kapsamında yer alan emtiaların 41. Sınıf hizmetler yönünden redde mesnet marka birebir ayniyetin var olduğu/aynı tür oldukları anlaşılmıştır.
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu 2019/39439 başvuru numaralı “… …+şekil” markasının beyaz fon üzerine mavi renk ve büyük harfler ile “…” kırmızı renk ile “…” ibaresinin olduğu ve logonun sol tarafında kırmızı renkle “S” figüratif unsura yer verildiği, markada ise “…” ibaresinin 16. ve 41.sınıf için ayırt edici gücü zayıf ibare olduğu ve marka da tali unsur olarak kullanıldığı, ”…” ibaresinin Fransızca kökenli olduğu, TDK’ye göre … kelimesi anlamının ”Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi, Hızlı, Hızlı bir biçimde anlamlarının olduğu, “…” ibaresinin ilgili sınıfta tanımlayıcı veya vasıf bildirici bir ibare olmadığından 16. veya 41.sınıf için ayırt ediciliği kuvvetli bir ibare olduğu, dava konusu marka bir bütün halinde “… …”şeklinde telaffuz edildiği, anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalı markası olan 2019/39280 sayılı “… …+şekil” ibareli davalı markasının beyaz arka plan üzerine siyah renk kullanılarak ve siyah ve kırmızı renklerin hâkim olduğu figürlerin bulunduğu beyaz fonda siyah renkler ile “…” ibaresinin ve kırmızı fonda beyaz harfler ile “…” oluştuğu, “… …” ibareli markada “…” ibaresinin esas unsur olduğu, “…” ibarelerinin markaların tescilli olduğu 41. Sınıfta bulunan mal ve hizmetler bakımından yaygın olarak kullanılan ve ayırt edici gücü zayıf ibareler olduğu ve davaya gerekçe gösterilen markalarda tali unsur olarak kullanıldığı, redde mesnet marka ile karşılaşan ortalama tüketicilerin redde mesnet markayı öncelikle sadece “…” şeklinde algılayacağı ve telaffuz edeceği anlaşılmaktadır.
Davacı markası … …+ şekilden, redde gerekçe gösterilen marka incelendiğinde, … …+şekil markası, kelime+şekilden oluşmaktadır.
Davacı markası ile redde mesnet markaların “aynı” olmadığı ortadadır.
“Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” incelemesinde;
Taraf markaları görsel olarak karşılaştırıldığında farklı yazı stilleri, renk kombinasyonları ve şekil unsurları ihtiva etmekte olup her iki tarafa ait markalarda da ortak olarak “… …” ibaresinin görsel anlamda ön plana çıkan tek unsur olarak yer almasına karşın görsel karşılaştırma açısından işaretler arasında ortalama düzeyde bir görsel benzerliğin var olduğu kabul edilse dahi 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi kapsamında aranan AYNİYET kriterinin görsel benzerlik açısından koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Taraf markaları anlamsal olarak karşılaştırıldığında; her iki tarafa ait markalarda ortak olarak bulunan ve markaların esas unsuru olan “…” ibaresinin 16 ve 41. Sınıf emtialar bakımından ayırt edici vasfı bulunan, özgün bir kelime olduğu göz önünde bulundurulduğunda her iki tarafa da ait “…” ibaresini içeren markalar arasında anlamsal bir benzerlik bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraf markaları işitsel olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarının her ikisi de “…” ve “…” ibaresini müstakil olarak barındırmakta markaların esaslı unsuru olan “…” ibaresi ile tali unsuru olan “…” ibaresi her iki markada da kullanıldığı, ancak dava konusu marka bir bütün halinde “… …”şeklinde telaffuz edilmekte iken redde mesnet marka ile karşılaşan ortalama tüketicilerin redde mesnet markayı öncelikle sadece “…” şeklinde algılayacağı ve telaffuz edeceği anlaşılmaktadır.
Somut olay açısından yapılan değerlendirmede, markada yer alan işaretlerin özdeş, farksız, tıpatıp taklidi, aynen veya birebir kopyalarının olmadıkları, karşılaştırılan markalar açısından orta düzeydeki tüketicide bıraktığı genel izlenimin aynı olamayacağı, Yargıtay’ın son dönem kararlarında da, güçlü benzerliğin olup olmadığına bakılması gerektiği (iltibasa yol açıp açmadığı hususunun ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede ayırt edilemezlik arandığı) hüküm altına alınmaktadır. (11. Hukuk Dairesi, 08.10.2018 tarih, 2017/318E ve 2018/6092K sayılı ilamı, 11. Hukuk Dairesi, 01.10.2018 tarih, 2017/534E ve 2018/5868K sayılı ilamı)
Yüksek Mahkeme uygulamalarına bakıldığında; ….; markaları arasında 7/1-b maddesi kapsamında ayniyetin bulunmadığı yönündeki kararlarının bulunduğu, nitekim EUIPO (OHIM)uygulamalarına bakıldığında da, markaların birinde kısmen de olsa ayniyet algısını ortadan kaldırır bir şekil unsuru, bir mizanpaj var ise karşılaştırılan markaların özdeş olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmaktadır.
EUIPO (OHIM) bu durumu “…” biçimindeki bir sözcük ile aynı markanın düzensiz bir yazı stili ile yazılmış biçiminin aynı olmayacağı örneği ile açıklamıştır. Yine BASIC+şekil ve basic+şekil markaları, N7 ile No7 markaları EUIPO (OHIM) nezdinde aynı olarak kabul edilmeyen markalardır.
Yüksek Mahkemece 5/1-ç maddesi ile ilgili benimsenen güncel içtihatlar doğrultusunda söz konusu markaların bütünsel görünümleri itibariyle aynı olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, işaretler arasında SMK’nın 6/1 bendi anlamında tartışılması mümkün olan bir benzerliğin var olabileceği kabul edilse dahi SMK 5/1-ç maddesinde düzenlenen mutlak ret sebebi kapsamında, işaretlerin ayniyetinin kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Dava konusu marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi hükmü gereğince belirtilen 41. Sınıf hizmet emtialar bakımından tesciline engel olunmayacağı, öte yandan dosya kapsamında davacı yanın önceki tarihli “…” ibareli markalarını gerekçe göstermek suretiyle kazanılmış hak iddiasında bulunduğu görüldüğünden, huzurdaki YİDK kararının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için önceki markanın kazanılmış hak doğurup doğurmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

-Buna göre, öncelikle kazanılmış hak sağlayan markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması, bir başka deyişle kullanım ve tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, kabullenilmesi gerekir.
-İkinci olarak bu markaya dayalı olarak yapılan başvurunun da kazanılmış hak sağlayan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması aranacaktır. Zira önceki markanın asli unsuru dahi değişmiş ise bu artık yeni bir marka başvurusu olacağından önceki markanın zaman içindeki değişikliklere uyarlanması için yapılmış bir başvuru olduğu kabul edilemez.
-Son olarak sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi, kapsamını genişletme yoluna gitmemesi zorunludur.
Söz konusu Yargıtay kararlarından da görülebileceği üzere bir marka üzerinde kazanılmış hak sahipliğinin iddia olunabilmesi için önceki markanın tescil edilmiş olması, markanın tescilli bir şekilde çekişmesiz olarak uzunca bir süredir kullanılıyor olması, markaların esas unsurlarının aynı olması ve son olarak mal ve hizmetlerinin aynı olması gerekmektedir. Buradaki uzunca bir süre kavramının çekişmeli emtialar yönünden Yüksek Yargı kararları neticesinde kabul gören hükümsüzlük davalarının açılması için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre kabul edilebileceği öngörülebilir.
Bu tespitler ışığında dosya kapsamında yapılan incelemelerde, davacının itiraza ve davaya mesnet olarak sunduğu … sayılı önceki tarihli ve davacı şirkete ait tescilli markanın, huzurdaki davaya konu başvuru bakımından kazanılmış hak tesis edip etmediği incelendiğinde, … sayılı “…” ibareli davacı yanın marka başvuru tarihinin 07.06.2016 olduğu, markanın bütünsel kompozisyonunda “…” ibaresinin tek ve esaslı unsur olarak yer aldığı önceki tarihli bu markanın, dava ve başvuru konusu marka ile aynı sınıflardaki emtiaları içerdiği görülmektedir.
Bu bağlamda, davacı yanın söz konusu markaya dayanarak kazanılmış bir hakka sahip olduğundan bahsedilmesi için yukarıda yer alan kriterlerin tamamını sağlaması gerekmektedir. Oysa somut uyuşmazlık yönünden; markaların 41.sınıfta yer alan emtialar yönünden ortak olmakla birlikte söz konusu önceki markanın 02.01.2017 tarihinde tescil edildiği, başka bir ifadeyle anılan markanın tescil tarihi itibariyle taraflar arasında henüz çekişme konusu olmaktan çıktığının kabul edilmesinin ve buna bağlı olarak da işbu dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hak sağladığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı; ayrıca kazanılmış hakka ilişkin iddialara dayanak markanın asli unsuru tek başına “…” ibaresi iken davaya konu marka başvurusunun asli unsuru ise “… …” ibaresi olduğu, bu haliyle asli unsurunda değişiklik yapılmış olan yeni bir marka başvurusu niteliğinde olacağından önceki markanın zaman içindeki değişikliklere uyarlanması için yapılmış bir başvuru olduğunun kabulüyle buna bağlı olarak da işbu dava konusu başvuru yönünden … sayılı markaya dayalı kazanılmış bir hak sağladığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Neticeten; yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın … sayılı kararın iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 806,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

DAVACI/MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF :116,60-TL
GİDER AVANSI :690,00-TL
TOPLAM :806,60-TL