Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/269 E. 2021/71 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/269
KARAR NO : 2021/71
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 07/07/2014
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin “her çeşit ticari malların toptan ve perakende satıcılığı, büyük satış mağazalarının açılması ve işletilmesi” alanında faaliyet gösterdiğini, dünyanın en büyük 250 perakendecisi listesinde 185. Sırada bulunduğunu, müvekkiline ait marketler zincirinin çok iyi bilindiğini ve tanındığını, müvekkilinin ülke genelinde 4343 adet mağazasının bulunduğunu, markalarının tanınması adına ciddi reklam harcamalarının bulunduğunu, … firması tarafından Türkiye’nin en değerli perakende markası olduğunu, TPE nezdinde özel/… kod numarası ile tanınmış marka statüsünde bulunduğunu, müvekkilinin markasının esas unsurunun … ibaresi olduğu düşünüldüğünde “…” esas unsurlu marka başvurusunun müvekkiline ait tanınmış … markaları ile iltibas yaratacağını, dava konusu markanın 03., 05. ve 16. sınıflarda tescil edilmek istenildiğini, davalı şirketin bu sınıf emtialar için mağazalar açabileceğini, müvekkilinin 03., 05. ve 16. sınıflarda da tescilli markalarının mevcut olduğunu, bununla birlikte 8/4 maddesi uyarınca da müvekkili markalarının tanınmış olması nedeniyle de dava konusu markanın reddi gerektiğini belirterek, YİDK kararın iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin … markasının yanı sıra …, … markalarının da tescil sahibi olduğunu, müvekkilinin bu markaları uzun yıllardır ticarette kullandığını ve yüksek ayırt edicilik kazandırdığını, … kelimesinin anlamının Türkçe sözlükte “doğru, hilesiz, temiz, mert” olarak geçtiğini, buradan yola çıktığımızda “…” ibaresinin de “benim doğrum” anlamına geleceğini, … ve … ibareleri arasında kavramsal farklılıklar göz önüne alındığında, tüketicilerin söz konusu markaları farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 24/05/2016 tarih …K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, taraf markaları arasında ibaresel olarak benzerlik bulunduğunu, bu nedenle markalar arasında örtüşen 03. ve 16. sınıftaki emtialar yönünden iltibas tehlikesi bulunduğu ancak 05. Sınıftaki emtialar bakımından ise söz konusu sınıfın ilgili tüketici kitlesinin uzman tüketici olan doktor, eczacı, diş hekimi, ilaç mümessilleri olduğu, bu nedenle dava konusu ibareler arasında 8/1-b maddesi kapsamında iltibas ihtimalinin bir kısım ürünler yönünden mevcut olmadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPE YİDK’nın 05/05/2014 tarih … sayılı kararının 03, 16 sınıfların tamamı ve 05 sınıfta 05/04 grupta; hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri), 05/05 gruptaki, zararlı bitkileri, hayvanları, mantarları imha edici maddeler, 05/06 gruptaki; mekanlar için koku gidericiler, koku vericiler, (kişisel kullanım amaçlı olanlar hariç); yönünden iptaline, ve davalıya ait markanın 03, 16 sınıfta bulunan emtiaların tamamı ve 05/04, 05/05 ve 05/06 gruptaki emtialar bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket ve davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 18/10/2018 tarih ve 2017/333 E. 2018/6480 K. sayılı ilamıyla;
1-) HUMK’nın 432. maddesine göre, temyiz süresi 15 gün olup, bu süre, ilamın taraflardan birine tebliğiyle birlikte işlemeye başlar. Mahkemece verilen karar, davalı şirket vekilince 30.11.2016 tarihinde temyiz edilmiş ise de, gerekçeli kararın, adı geçene usulüne uygun şekilde 11.11.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, vaki temyiz isteminin anılan yasa hükmüyle belirlenen süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşılmıştır. HUMK’nın 432/4. maddesine göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı şirket vekilinin temyiz isteminin HUMK’nın 432/4. maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-) Davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava, davalı kurum kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu, 2011/75096 sayılı marka “…” ibaresinden oluşmaktadır. Mahkemece, davacıya ait ‘’…’’ asıl unsurlu markalar ile dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzer olduğu kabul edilmiş ise de, ortalama tüketiciler nezdinde tarafların markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas tehlikesine yol açacak derecede bir benzerliğin varlığından söz edilemez. Nitekim, aynı ilke, Dairemizin 22.01.2018 gün, … K. sayılı ilamında da kabul edilmiştir. Bu durumda, dava konusu işaretlerin benzer olmadığının kabulü ile davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkekemiz kararı bozulmuş, bu kez davacı vekili ile davalı … Tekstil Gıda Lüks Hırdavat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 11. HD’nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3019 E. 2020/1174 K. sayılı ilamıyla;
”Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekili ile davalı … Teks. Gıda Lüks Hırdavat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” gerekçesiyle ”Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ile davalı … Teks. Gıda Lüks Hırdavat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE…”, karar verilmiş dava mahkememizin 2020/269 E. sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, marka tescil başvurusuna yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ile başvuru markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
“Marka tescilinde red için nispi nedenler” başlığı altında düzenlenen 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi;
“Madde 8 – Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.
Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez.
a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise,
b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,
Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.
Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.
Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.
Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Yukarıda ayrıntısı yazılı 8/1-b maddesinde geçen düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda genel ölçü olarak; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketici kitlesinin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davalı Markası Davacı Markaları
… …+şekil
(03, 05, 16. sınıflar) bimcell
… Express
… mobil
… mobile
(01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09,
10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18,
19, 20, 21, 22, 26, 28, 33, 34, 35,
36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44,
45. sınıf)

Taraf markaları incelendiğinde: dava konusu … sayılı “…” markası kapsamında yer alan emtia gruplarının tamamı davacı yanın “…” ibareli önceki tarihli markaları kapsamında yer aldığı, dolayısıyla dava konusu markanın kapsamındaki emtialar ile davacının markalarındaki emtiaların tamamının benzer alıcı çevresine hitap ettikleri, benzer ihtiyaçları giderdikleri, son kullanıcıları ve tüketici profillerinin aynı olduğu, birinin diğerini tamamlama imkanının bulunduğu, rekabet etme olanakları olduğu, ancak tek başına emtia karşılaştırması 8/1-b maddesi kapsamında markalar arasında iltibasın meydana gelip gelmediğini açıklamak için yeterli olmayacağından, bununla beraber, söz konusu markaların son kullanıcı ve tüketici profilleri bakımından da değerlendirilerek bütünsel anlamda bıraktığı genel izlenimin tespiti gerektiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. HD’nin 18/10/2018 tarih ve 2017/333 E. 2018/6480 K. sayılı ilamında belirtilen hususlar gözetildiğinde, somut uyuşmazlıkta, dava konusu, 2011/75096 sayılı marka “…” ibaresi ile davacıya ait ‘’…’’ asıl unsurlu markalar ile dava konusu markanın ortalama tüketiciler nezdinde tarafların markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas tehlikesine yol açacak derecede bir benzerliğin varlığından söz edilemeyeceği, bu durumda, dava konusu işaretlerin benzer olmadığının kabulü ile davanın tümüyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 29,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 30,01-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 261,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
6-Davalı şirket tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 247,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ (Davalı TÜRKPATENT)
Gider Avansı : 89,00-TL
Temyiz Yoluna Başvuru Harcı :143,50-TL
Temyiz Karar Harcı : 29,20-TL
TOPLAM :261,70-TL

MASRAF DÖKÜMÜ (Davalı Şirket)
Temyiz Yoluna Başvuru Harcı :143,50-TL
Temyiz Karar Harcı : 29,20-TL
Karar Düzeltme Harcı : 74,80-TL
TOPLAM :247,50-TL