Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/267 E. 2022/334 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/267
KARAR NO : 2022/334
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2- …

VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” seri markalarının sahibi olduğunu, özellikle 03. 05. 10. ve 35. Sınıfların tamamı bakımından müvekkili markalarının seri marka niteliğinde korunduğunu, dava konusu … sayılı başvurunun da aynı emtiaları kapsar şekilde başvuru konusu edildiğini, anılan başvuruya itirazda bulunduklarını ancak başvurunun kurum tarafından reddolunduğunu, müvekkilinin … markalarını yıllardır kullanmakta olduğunu, davalı yanın müvekkilinin markasının yıllar içinde yaratılmış ayırt ediciliğinden yararlanmak istediğini, dava konusu markanın da 10. Sınıf malları kapsadığını, dava konusu markanın müvekkili markaları ile karıştırılma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi ile çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, hemen hemen tüm marketlerde satıldığını, davalının müvekkili markalarından yararlanmayı amaçladığını, davalının kötü niyetli olduğunu iddia ederek … kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı yanın iddialarının hukuki dayanaktan yoksn olduğunu, müvekkilinin “…” markasının davacı markaları ile karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “…” ibaresinin birden çok özelliği ihtiva eden tek bir ürün” anlamına geldiğini, “…” ibaresi ile başlayan sair tescillerin de kurum nezdinde mevcut olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin davacı tekelinde olamayacağını, müvekkili markasında … ibaresinin tali nitelikte kullanıldığını, davacı yanın markasının tanınmış olmadığını, “…” kelimesinin el arabası anlamına geldiğini, müvekkilinn portatif, hareket ettirilebilen ürünler tasarladığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin 10. sınıf emtialarda tescili amacıyla 15.01.2019 tarih ve … sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.03.2019 tarih ve 320 sayılı marka bülteninde ilan olunduğu; anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markaların dayalı olarak itirazda bulunduğu, ancak bu itirazların … kararı neticesinde haklı bulunmayarak reddolunduğu; söz konusu karara karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu, davacı itirazlarının inceleyen … ’nun 08.10.2020 tarih ve … sayılı kararı neticesinde de başvurunun … sayılı “…”, “… ” ibareli markalar gerekçe gösterilerek 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenerek … tarafından itirazın reddine dair karar tesis edildiği; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde bir ilişki içerisinde olduğu, davacı yanın önceki tarihli markaları ile dava konusu markanın ortak olarak “…” ön sesini taşıdığı, taraf markalarının benzer bir sistematikle oluşturuldukları, bununla birlikte davacı yanın “…” ibaresi üzerinden yarattığı seri markalarının var olduğu, tüm bu unsurlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde işaretler arasında görsel ve işitsel anlamda ortaya çıkan benzerlik düzeyinin, dava konusu markanın da davacı markalarının yeni bir serisi olarak algılanmasını sonucunu doğurabilecek nitelikte olduğu, “…” ibaresinin tek başına ayırt edici vasfı zayıf bir sözcük olarak değerlendirilemeyeceği, davacı yanın markalarının tanınmışlığı hususunda bir kanaat varılamadığı, bu çerçevede işlem ve dava dosyasında yeterli düzeyde delilin mevcut olmadığı, sunulan delillerin oldukça sınırlı ve birçoğu tarihsiz deliller oldukları, dolayısıyla 6/5 maddesinin koşullarının somut olayda meydana gelmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı … ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

… …
(10. sınıf) …


… …

…+…
… …
… …+…
(10. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka başvuru kapsamında yer alanı 10.sınıf malların tamamı, davacı yana ait önceki tarihli markalarda birebir aynı, aynı tür ya da benzer şekilde ifade edilmiş mallar ile örtüştüğü; bu durumda taraf markalarının benzer tüketici kitlesine hitap eden, benzer ihtiyaçlara yönelik, benzer satış ve sunum biçimlerine sahip, birbirleri yerine ikame edilebilen, birbirleri ile rekabet içerisinde bulunan emtiaları kapsadıkları anlaşılmaktadır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde;… şeklindeki markanın “…” harflerinden oluştan tek kelime ve 7 harfli bir ibare olduğu, dilimizde bir anlamı olmadığı gibi İngilizcede de bütün olarak somut bir karşılığı bulunmadığı, işaretin yazımına uygun şekilde “…” olarak telaffuz edileceği, marka görselinde başkaca hiçbir ek unsur veya figüratif unsurun yer almamasından ötürü anılan ibare aynı zamanda markanın esas unsurunu oluşturduğu, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının ”…” ibaresi temelinde oluşturduğu ”… ” vb. şekilde çok sayıda markasının mevcut olduğu, bu markaların her birinin “…” kelimesini ön ses olarak ihtiva etmekle birlikte bu kelimenin yanına, sonuna, altına eklenmek suretiyle oluşturulmuş çok sayıda marka yaratılarak bir seri marka zinciri meydana getirilmiş olunduğu; davacı yanın bir kısım markalarında görsel/figüratif unsurlar yer almakla birlikte bu durum davacı markalarındaki esas unsurun “…” ibaresi olarak algılanacağı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… ‘nun 08.06.2016 gün ve … sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacı yanın seri marka yaratma alışkanlığının varlığı gözetildiğinde, dava konusu markanın da bu serinin devamı olarak algılanma ihtimalinin son derece kuvvetli olacağı, “…” ibaresi içerir sair tescillerin varlığının, anılan ibarenin zayıf ayırt edici bir unsur olarak yorumlanması sonucunu doğurmadığı gibi somut olay açısından taraf markaları arasında tespit edilen ilişkiyi de ortadan kaldırmadığı, 10. Sınıf malların ilgili tüketici kitlesi nezdinde dahi markaların birbirleri ile ilişkilendirilme ihtimalinin mevcut olacağı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu; davacı yanın tanınmışlık iddialarını destekler mahiyette gerek işlem gerekse de dava dosyası kapsamında yeterli deliller sunmadığı, dava dilekçesi ekinde yer alan bir kısım fatura ve örnek ürün görsellerinin markanın olağan kullanımına yönelik deliller oldukları, bu haliyle davacı markalarının tanınır olduğu ve SMK m. 6/5 kapsamında koşullardan herhangi birinin oluşma ihtimali bulunduğu yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, davacı markalarının tanınırlığına yönelik başkaca herhangi bir delilin de bulunmadığı tespit edilmiş olup davacı yanın tanınmışlık temelli ek bir korumadan yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmış, dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, iptali talep edilen … sayılı olduğu, mahkememizce kısa kararın duruşmada yazılması sırasında sehven iki rakamın yerinin değişik yazılması ile … yazılarak maddi hatada bulunulduğu, hatanın maddi hatadan ibaret olduğu görülmekle usul ekonomisi gereğince numaranın gerekçede düzeltildiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
… ‘nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.578,60-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.462,00-TL
TOPLAM :2.578,60-TL