Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/258 E. 2022/248 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/254 Esas – 2022/243
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/254
KARAR NO : 2022/243

DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali / Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali/hükümsüzlük davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davalı adına kayıtlı 2020/01985-1 no’lu tasarımın müvekkiline ait 2015/02109-1 no’lu tasarımından, davalı adına kayıtlı 2020/01985-2 no’lu tasarımın müvekkiline ait 2017/07901-2 no’lu tasarımdan, davalı adına kayıtlı 2020/01985-3 no’lu tasarımın müvekkiline ait 2015/02109-5 no’lu tasarımdan, davalı adına kayıtlı 2020/01985-7 no’lu tasarımın müvekkiline ait 2015/02109-6 no’lu tasarımdan ve davalı adına kayıtlı 2020/01985-8 no’lu tasarımın müvekkiline ait 2015/02109-7 ve 2017/07901-3 no’lu tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olmadığını, müvekkilince, davalı şirkete ait tasarımlar hakkında Türk Patent ve Marka Kurumuna itirazda bulunulmuşsa da; bu itirazların Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen 2020/T-739 sayılı kararla reddedildiğini, davalı şirkete ait 2020/01985-1 no’lu “Merdiven basamağı” tasarımı ayrıntılı olarak incelendiğinde basamakların en, boy ve kalınlık oranlarının benzer olduğunu, her iki tasarımda da basamakların ön tarafının kavisli olduğunu, her iki tasarımda da basamak üstlerinde ayakların kaymasını engelleyecek desenler olduğunu ve tüm bu bilgiler ışığında her iki tasarımın genel görünümünün aynı olduğunu, davalı şirkete ait 2020/01985-2 no’lu “Merdiven Basamağı” tasarımı ayrıntılı olarak incelendiğinde her iki tasarımın metal görünümünde olduğu, görünüm ve rengin aynen muhafaza edilmiş olduğu ve en nihayetinde davalı şirketin seçenek özgürlüğü bulunduğu halde tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinden uzak olduğunu, davalı şirkete ait 2020/01985-3 no’lu “Merdiven Ayak Birleştirme Parçası” tasarımı ayrıntılı olarak incelendiğinde tasarımların genel form itibariyle üçgen olduğu, yan iki yüzeyinde oluşturulan oval çıkıntıların tasarıma farklılık katmadığı, her iki tasarımın da ön yüzlerinde çerçeve oluşturan üçgen çıkıntılar olduğu ve bu çerçeve içinde marka/logo/desenlerin var olduğu ve en nihayetinde tasarımlarda ayırt edilemeyecek derecede benzerlik meydana geldiğini, davalı şirkete ait 2020/01985-7 no’lu “Merdiven Platformu” tasarımı ayrıntılı olarak incelendiğinde her iki tasarımda üst basamakların en boy ve kalınlık yönünden benzer olduğu, ayakların kaymasını engelleyecek tasarımların yüzey süslemeleri arasında fark olmadığı, tasarımların alttan görünüşlerinde her iki basamağın alt tarafında arkada ve önde olmak üzere destek profilinin üstüne geçmesini sağlayan yuvalar bulunduğu ve dolayısıyla tasarımlar arasındaki benzerliğin son derece açık olduğunu, davalı şirkete ait 2020/01985-8 no’lu “Merdiven(Bütüncül)” tasarımı ayrıntılı olarak incelendiğinde renklerin farklı olmasının ayırt edicilik noktasını etkilemediği, itiraz edilen tasarımda bulunan plastik basamak, ayak tıpası, üçgen ayak birleştirme parçası, taşıma kulpu, merdiven malzemeliği ve merdiven platformu gibi parçaların itiraz eden tarafından tasarlanan parçalardan farklı olmadığı ve dolayısıyla tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin açık olduğu, ayrıca merdivenin sağ tarafında yer alan plastik kulp tasarımının da kullanılmasıyla iki tasarımı ayırt etmenin daha da zorlaştığını, müvekkilinin görev yaptığı şirketin uzun yıllardır çalışan ve 20’den fazla ülkeye ihracat yapan bilinirliği yüksek bir kurum olduğu ve dolayısıyla söz konusu şirkete ait tasarımların çok benzerlerinin başka kişiler tarafından tasarlanması ve tescil edilmesine yönelik işlemler yapılmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu, davalı şirket tasarımlarının davacıya ait tasarımlardan küçük farklar dışında bir farkının olmadığı ve hiçbir ayırt edici özelliğinin olmadığını iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen 2020/T-739 sayılı kararın iptaline, davalı şirkete ait 2020/01985 başvuru numaralı endüstriyel tasarım başvurusunda yer alan 1, 2, 3, 7, 8 sıra numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca verilmiş olan 2020/T-739 sayılı itirazın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının açmış olduğu davada iddialarını sunarken 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 56. ve 57. maddelerini dayanak göstermesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirket adına kayıtlı davaya konu tasarımların, davacı …adına kayıtlı davaya gerekçe olarak gösterilen tasarımlardan genel izlenim itibariyle açıkça farklı olduğunu belirterek davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı şirkete ait söz konusu tasarımların Locarno 25-04 sınıfında tescil edilmiş tasarımlar olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumunun, müvekkili şirket adına başvuruya konu edilen tasarımların yeni ve ayırt edici özellik taşıdığına dair söyleminin yerinde olduğunu, bir tasarımda önemli olanın ayırt edicilik olduğunu, ayırt ediciliği belirleyen kriterlerin ise SMK m. 56’da yer aldığı ve mevzubahis madde uyarınca önemli olanın genel izlenim ve bilgilenmiş kullanıcı gözü olduğunu, bilinenin benzeri olmakla birlikte bilinenden farklı özellikler taşıyan tasarımın da yeni bir tasarım olduğunu, bu özelliklerin önemsiz bir ayrıntıdan öte farklılıklar olmasının yeterli olduğunu, SMK m. 56/4 hükmüne göre ayniyetin açıkça görülmesi gerektiğini ve dolayısıyla tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda müvekkili şirkete ait tasarımların açıkça yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini barındırdığını, müvekkili şirkete ait 1 numaralı “Merdiven basamağı” tasarımı ile davacının tasarımı arasında görsel olarak bir benzerlik bulunmadığını, tasarımların ölçüleri ve üzerindeki şekil ve yüzey dokusu yönünden farklı olduğunu, müvekkili şirkete ait 2 numaralı “Merdiven Basamağı” tasarımının iki parçadan oluştuğunu, davacının tasarımının ise tek parçadan oluştuğunu bu yönüyle iki tasarımın görüntü itibariyle uzaktan yakından alakası olmadığını, müvekkili şirkete ait 3 numaralı “Merdiven Ayak Birleştirme Parçası” tasarımda, merdivenin menteşesi olan parçanın davacının tasarımlarından şekil, biçim ve renk olarak farklı olduğunu, müvekkili şirkete ait 7 numaralı “Merdiven Platformu” tasarımda, mevzubahis merdiven platformlarının üst tablasının görsel olarak şekil farklılığı bulunduğunu ve mekanik olarak benzerliklerin bulunmadığını, ayırt ediciliğin açık olduğunu, müvekkili şirkete ait 8 numaralı “Merdiven(Bütüncül)” tasarımının ise davacının merdiven tasarımıyla kıyaslandığında şekil, biçim ve renk bakımından bariz farklar görüldüğünü, en nihayetinde davacının tüm tasarımlar bakımından taleplerinin bir geçerliliğinin bulunmadığını belirterek davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tasarım başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve davalı tasarımının hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; 2020 01985 sayılı çoklu “Merdiven, Merdiven basamağı, Merdiven ayak birleştirme parçası, Merdiven malzemeliği parçası, Merdiven malzemeliği, Merdiven platformu” tasarımlarının tescili için 10/03/2020 tarihinde davalı … GEREÇLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ vekili tarafından TÜRKPATENT nezdinde tasarım tescil talebinde bulunulduğu, söz konusu başvurunun 09/04/2020 tarih ve 338 sayılı Resmi Tasarımlar Bülteni’nde yayınlandığı, başvurunun yayınına davacı …vekili tarafından 17/06/2020 tarihinde 2015 02109/1, 2015 02109/5, 2015 02109/6, 2015 02109/7, 2017 07901/2, 2017 07901/3 sıra numaralı tasarımlar mesnet gösterilerek itiraz edildiği, itirazların TÜRKPATENT YİDK tarafından incelendiği ve Kurul’un 26/10/2020 tarih ve 2020/T-739 sayılı kararıyla; “2020 01985/1, 2, 3, 7, 8 sıra numaralı tasarımların itiraza gerekçe olarak gösterilen 2015 02109/1, 2015 02109/5, 2015 02109/6, 2015 02109/7, 2017 07901/2, 2017 07901/3 sıra numaralı tasarımlara dayanılarak reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Bilindiği gibi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 56/4 maddesi uyarınca “bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise tasarım yeni kabul edilir”. SMK 57/1 maddesine göreyse “Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. SMK 57/ 2 maddesi ise koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” düzenlemesini ihtiva etmektedir. Ayırt ediciliğe ilişkin SMK 56/5 “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” SMK 56/6 “Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” SMK 67/ 2 Üçüncü kişiler tasarım tescilinin yayım tarihinden itibaren üç ay içinde ücretini ödeyerek tasarımın 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötü niyetli olduğu ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği gerekçelerini ileri sürerek tescil belgesinin verilmesine yazılı olarak itiraz edebilir. hükmünü ihtiva etmektedir. Yukarıdaki hükümler kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmede itiraza konu 2020 01985/1, 2, 3, 7, 8 sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe olarak gösterilen 2015 02109/1, 2015 02109/5, 2015 02109/6, 2015 02109/7, 2017 07901/2, 2017 07901/3 numaralı tasarımların merdiven malının bilgilenmiş kullanıcıları nezdinde genel izlenim itibariyle farklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle itiraza konu tasarımların itiraza gerekçe olarak gösterilen tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğu düşünülmüş ve işbu itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 02/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: davaya konu TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2020/T-739 sayılı kararının iptali koşullarının oluşmadığı, davaya konu 2020/01985-1,2,3,7,8 sayılı tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olduğu, davacı yana ait tasarımlarla bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

DAVA KONUSU DAVACIYA AİT İTİRAZA MESNET DAVALI TASARIMI TASARIMLAR

2020/01985 sayılı tasarım 2015/02109-1 sayılı tasarım
(1,2,3,7,8 numaralı tasarımlar) 2015/02109-3 sayılı tasarım
2015/02109-5 sayılı tasarım
2015/02109-6 sayılı tasarım
2015/02109-7 sayılı tasarım
2017/07901-2 sayılı tasarım

Dava konusu tasarım başvuruları, merdiven, merdiven basamağı, merdiven birleştirme aparatı, merdiven platformuna ilişkindir. Piyasada yer alan merdiven, merdiven basamağı, merdiven birleştirme aparatı, merdiven platformu örneklerinden de anlaşıldığı üzere tasarımların hangi renkte, hangi desende, motifte ve materyalde olacağı gibi hususlarda seçenek özgürlüğünün mevcut olduğu, ancak tasarımların ters V formu, birbirini takip eden basamakların bulunması, metal materyallerin birleşim yerlerinde plastik kapaklar kullanılması gibi konularda teknik zorunluluğun bulunduğu; dava konusu tasarımlar yönünden bilgilenmiş kullanıcının inşaat ve yapı malzemeleri, nalburiye gibi ürünlerin satıldığı yapı marketlerde çalışan bir reyon sorumlusu veya satış elemanı da olabileceği anlaşılmaktadır.
Davalının 2020/01985-1 Numaralı Tasarımı İle davacının 2015/02109-1 Sayılı Tasarımı karşılaştırıldığında; bilirkişi raporlarında da görüleceği üzere merdiven basamaklarının üst yüzeyinde kaymanın önlenmesi amacıyla kabartmalara yer verilmesinin, merdivenin temel şekil unsurları nedeniyle merdiven basamağının dikdörtgen şekilde olmasının tekniğin getirdiği bir zorunluluk olduğu ve buna bağlı olarak bilinen teknikteki pek çok ürün üzerinde bu unsurların mutat olarak yer aldığı; plastik malzemenin alt kısmında yer alan federli ve boşluklu yapının mukavemeti ve direnci artırmaya yönelik parçalar olduğu ve dayanım gerektiren plastik malzemelerde mutat olarak kullandığı; taraf tasarımları arasındaki farklılıklar ile tekniğin getirdiği zorunluluklar da göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait tasarımın davacı yana ait tasarımdan yenilik ve ayırt edicilik kriterini sağlayacak düzeyde farklılaştığı, her iki tasarımın bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının 2020/01985-2 Numaralı Tasarımı İle davacının 2017/07901-2 Sayılı Tasarımı karşılaştırıldığında; söz konusu merdiven basamaklarının üst yüzeyinde yer alan olukların kaymayı önlemek amacıyla yer verilmesinin ve merdiven basamağının dikdörtgen şekilde olmasının tekniğin getirdiği bir zorunluluk olduğu ve buna bağlı olarak bilinen teknikteki pek çok ürün üzerinde bu unsurların mutat olarak yer aldığı; taraf tasarımları arasındaki farklılıklar ile tekniğin getirdiği zorunluluklar da göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait tasarımın davacı yana ait tasarımdan yeterli derecede farklılaştığı, yeni ve ayırt edici olduğu ve her iki tasarımın bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının 2020/01985-3 Numaralı Tasarımı İle davacının 2015/02109-5 Sayılı Tasarımı karşılaştırıldığında; söz konusu merdiven ayak birleştirme parçalarının üst yüzeyinde vida deliklerine yer verilmesinin ve merdivenin katlanıp açılabilen bir yapısının olması gerekliliği nedeniyle kontrollü açılmayı sağlayacak şekilde üçgen bir birleştirme parçasına yer verilmesinin tekniğin getirdiği bir zorunluluk olduğu ve buna bağlı olarak bilinen teknikteki pek çok ürün üzerinde bu unsurların mutat olarak yer aldığı; taraf tasarımları arasındaki farklılıklar ile tekniğin getirdiği zorunluluklarda göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait tasarımın davacı yana ait tasarımdan yeterli derecede farklılaştığı, yeni ve ayırt edici olduğu ve her iki tasarımın bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının 2020/01985-7 Numaralı Tasarımı İle davacının 2015/02109-6 Sayılı Tasarımı karşılaştırıldığında; söz konusu merdiven platformlarının üst yüzeyinde kaymanın önlenmesi amacıyla kabartmalara yer verilmesinin, merdivenin temel şekil unsurları nedeniyle merdiven platformunun kare/kareye yakın dikdörtgen şekilde olmasının tekniğin getirdiği bir zorunluluk olduğu, yine plastik malzemenin alt kısmında yer alan federli ve boşluklu yapının mukavemeti ve direnci artırmaya yönelik parçalar olduğu ve dayanım gerektiren plastik malzemelerde mutat olarak kullandığı; taraf tasarımları arasındaki farklılıklar ile tekniğin getirdiği zorunluluklarda göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait tasarımın davacı yana ait tasarımdan yeterli derecede farklılaştığı, yeni ve ayırt edici olduğu ve her iki tasarımın bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalının 2020/01985-8 Numaralı Tasarımı İle davacının 2015/02109-7 ve 2017/07901-3 Sayılı Tasarımı karşılaştırıldığında; söz konusu merdivenlerin açılır kapanır özelliklerinin olmasının, dikdörtgen basamaklara ve tutunma yerlerine yer verilmesinin tekniğin getirdiği bir zorunluluk olduğu ve buna bağlı olarak bilinen teknikteki pek çok ürün üzerinde bu unsurların mutat olarak yer aldığı, taraf tasarımları arasındaki farklılıklar ile tekniğin getirdiği zorunluluklarda göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait tasarımın davacı yana ait tasarımlardan yeterli derecede farklılaştığı, yeni ve ayırt edici olduğu ve taraflara ait tasarımların bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı anlaşılmaktadır.
Teknik bilirkişi raporlarında da ortak ve farklı özelliklere değinilerek yukarıdaki hususlar tekrar edilmiştir.
Bu kapsamda davaya konu Türk Patent ve Marka Kurumu kararının yerinde olduğu, 2020/01985-1,2,3,7,8 sayılı tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olduğu, davacı yana ait tasarımlarla bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, söz konusu tasarım tescilinin hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığı anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022