Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/228 E. 2022/58 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/228
KARAR NO : 2022/58
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
C
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVA :Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali , Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 26/06/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı şirketin 15/6/2013 tarih ve 2013/04660 sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğunu, bu tescil başvurusu kapsamındaki; 2013/04660-1 sayılı tasarıma 2013/01319-47 sayılı tasarım, 2013/04660-2 sayılı tasarıma 2013/01319-16 sayılı tasarım, 2013/04660-4 sayılı tasarıma 2013/01319-35 ve 10 sayılı tasarımlar gerekçe gösterilerek müvekkil tarafından itiraz edildiğini, TPE YİDK’nın 12/5/2014 tarih ve 2014/T-330 sayılı kararında 2013/04660-1 sayılı tasarıma itirazın kabul edildiğini, 2013/04660-2 ve 4 sayılı tasarımların ise; itiraza gerekçe gösterilen tasarımlardan genel izlenim itibari ile farklı görülerek ve itiraz ekinde sunulan … tarihsiz olması sebebiyle dikkate alınmayarak, tescillerinin devamına karar verildiğini, müvekkilin 19/2/2013 tarih ve 2013/01319 sayılı başvuru ile 52, 20/3/2013 tarih ve 2013/02255 sayılı başvuru ile 33 adet tasarımının tescil başvurusunun yapıldığını, davaya konu 2013/04660-2 ve 4 sayılı tasarımların müvekkilin daha önceden tescil başvurusunda bulunduğu ve kamuya sunduğu tasarımları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilin hem kullanım hem de tescil başvurusunun davalıdan önce olduğunu, tasarımları davalıdan önce kamuya sunduğunu, sadece katalogdan yola çıkarak yapılacak değerlendirmenin tespitte yeterli olmadığını, müvekkil tescil başvurularının ve başvurudan önceki satışlarının davalı tasarımının yenilik değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini, İstanbul 2. FSHHM 2013/30 D.İş dosyası ile 7/6/2013 tarihinde davalı şirket merkezinde tespit yapıldığını, davalı şirketin bu tespitten 8 gün sonra tespit konusu ürünler için dava konusu tasarımların tescili başvurusunda bulunduğunu, bu eyleminin kötü niyetli olduğunu, sözü edilen tespit dosyası içinde yer alan bilirkişi raporu ile benzerliklerin tespit edildiğini, bu tecavüzle ilgili İstanbul 2. FSHHM 2013/131 E. sayılı dosyada açılan davanın devam etmekte olduğunu, müvekkile ait 2013/01319-35 ve 10 sayılı tasarımlarda yer alan V şeklinde ön yaka ve yakanın gümüş işlenme unsurlarının, V yakanın bele kadar inişli olmasının, etek kısımlarının balık etek şeklinde tasarlanmış olmasının ve arka kısımda kalça bölümünün pile ile birleştirilerek elbisede kuyruk oluşturulmasının 2013/04660-4 sayılı tasarım tescil başvurusunda aynen kullanıldığını, bunun sözü edilen tespit dosyası içinde yer alan bilirkişi raporunda bu tasarımların davalı tarafından … markası ile üretildiğinin tespit edildiğini, Müvekkile ait 2013/01319-16 sayılı tasarımda yer alan V şeklinde ön dekolte ve omuz uçlarına yerleştirilen işlemeye bağlanmasının, işlemeli parçaların şeklinin, sırt dekoltesinin oluşturulma biçiminin, işlemelerin bel kısmında da kullanılmasının, etek kısmında dökümlü tül olmasının 2013/04660-2 sayılı tasarım tescil başvurusunda aynen kullanıldığını ifade ederek TPE YİDK 12/5/2014 tarih ve 2014/T-330 sayılı kararının iptali, 15/6/2013 tarih ve 2013/04660 -2 ve 4 sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; davalıya ait 2013/04660-2 sayılı tescilde ön ve arka görünümlerin neredeyse aynı olup boyun ve belde süslemeler olduğunu, yaka ve sırt kısmının geniş papyon şeklinde olduğunu, dekoltesiz ve kolsuz bir gece elbisesi olduğunu, bu tasarıma benzer olduğu ileri sürülen davacıya ait 2013/01319-35 sayılı tasarımın ön ve arka görünümlerinin farklı olduğunu, sırtı açıkta bırakan ve arkadaki örgü parçanın öne doğru omuzları örtece şekilde yerleştirildiğini ve yarım kollu olan elbisenin göğüs dekoltesinin bulunmadığını, etek kısmının pile yapısının da farklı olduğunu, 2013/01319-10 sayılı tasarımda yaka ön kısmı, dekolte yapısı, kol ve yakalarda kullanılan malzemelerin farklı olduğunu, ayrıca elbiselerden birinin kemerli, diğerinin kemersiz olduğunu, kesim ve etek pile farklılığı da olduğunu, Davalıya ait 2013/04660-4 sayılı tescilde ön ve arkada v şeklinde işlemeli yaka, ayrıca sırt dekoltesi bulunduğunu, kolsuz olan elbisede dar ete pilesi mevcut olduğunu, bu tasarıma benzer olduğu ileri sürülen davacının 2013/01319-4 sayılı tasarımında geniş bir etek yapısı, belde süslemeli geniş kemer, gövdenin devamı olan göğüs ve omuz yapısı, omuzları ve kolları kesintisiz kaplayan geniş yapılı yaka olduğunu, tasarımların kadın elbisesi olmaları dışında benzer olmadığını Karşılaştırılan tasarımlar arasındaki mevcut farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı açısından genel izlenimi belirgin olarak farklılaştırdığını, tasarımlar aynı olmadığından davacı yanın kötüniyet iddiasının dayanaksız olduğunu, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacının 2013/01319-35 sayılı tasarımının TPE YİDK 4/4/2014 tarih ve 2014/T-234 sayılı kararı ile iptal edildiğini, söz konusu tasarımla müvekkili tasarımı genel izlenim itibariyle farklı olduğu gibi, davacının tasarımının hukuken yok hükmünde olması nedeniyle de itirazın haksız olduğunu, Dava konusu YİDk kararının sadece …’nun tarihsiz olmasına dayalı olmayıp, davacı firma tasarımları ile müvekkili firma tasarımlarının farklı olması gözetilerek verildiğini, dava dilekçesinde önceki tarihli tasarımların dikkate alınmadığı yolundaki imaların kabul edilebilir olmadığını, Müvekkilinin 2013/04660-4 nolu tasarımının davacının 2013/01319-35 ve 2013/02255-10 nolu tasarımlarının birleştirilmesiyle meydana getirildiği ve benzerlik oluşturulduğu iddiasının kendi içinde çelişkili olduğunu, itiraza dayanak gösterilen tasarımlar ile müvekkil tasarımlarının tümüyle farklı olduğunu, bir tasarımın bir bölümü ile başka bir tasarımın başka bir bölümünü tek tasarımmış gibi sunarak bir tasarıma itiraz edilemeyeceğini, Dava dilekçesinde sözü edilen diğer davanın sürmekte olması ve tespit raporunda yer alan bilirkişi raporunun kesin hüküm gibi sunulmak istenmesinin doğru olmaması nedeni ile dikkate alınamayacağını, Davacı firmanın yine 35 sıra nolu ürünü için İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2013/74 D.İş dosyası üzerinden müvekkilin işyerinde bizzat yaptırdığı bir başka tespit dosyasında aynı tasarımların benzer bulunmadığı yönünde de bilirkişi raporu olduğunu, ancak, bu rapordan hiç bahsedilmediğini, YİDK kararının yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce 11.11.2015 tarih ve 2014/279-2015/297 sayılı karar ile iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya ait 2013/04660-2 ve 4 sayılı tasarım ile davacı tarafından itiraza ve davaya mesnet gösterdiği tasarımlar karşısında yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunduğu, mutlak yenilik kriteri gereği yapılan araştırmada da dava konusu tasarımların benzerine rastlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 08/10/2018 tarih ve 2016/14703 E. 2018/6059 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, TPE YİDK kararının iptali ile tasarım hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya ait tasarımın yeni ve ayırt edici olduğuna dair görüş bildirilmiş ve mahkemece rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı, davalı tarafa karşı tasarıma tecavüz nedeniyle tazminat davası açıldığını, sözkonusu tazminat davası öncesinde de davalı işyerinde tespit yapıldığını, davalı ürünlerinin davacı tasarımlarına tecavüz oluşturduğunun tespit dosyalarında alınan bilirkişi raporları ile belirlendiğini, davalı tarafından tespite konu ürünlerini daha sonra dava konusu tasarım olarak tescil ettirildiğini, davalı tasarımlarının yeni olmadığını ileri sürmüştür. Yargılama sırasında tespite ilişkin İstanbul 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/30-33 D.İş tespit dosyalarına konu bilirkişi raporları dosyaya sunmuş olup, işlem davada alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafından ibraz edilen tespit bilirkişisi raporları arasında çelişki oluşmasına rağmen mahkemece yeni bir heyetten rapor alınarak dosya içerisinde bulunan raporlar arasındaki çelişki giderilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle, ”Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kez, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ile davalı … vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 11. HD’nin 16/06/2020 tarih ve 2019/132 E. 2020/2924 K. sayılı ilamıyla; ”Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ile davalı … vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” gerekçesiyle ”Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ile davalı … vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2020/228 E. Sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce 26/11/2020 tarihli celsede Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir marka patent vekili, bir tekstil ve bir endüstri tasarım sektör bilirkişisinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaların değerlendirmesi dosyamızda alınan bilirkişi raporu ile değişik iş yoluyla alınan bilirkişi raporundaki çelişkilerin giderilmesi suretiyle dava konusu tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı YİDK kararının yerinde olup olmadığı hususlarında rapor tanzim ettirilmesi yönünde ara karar tesis edilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları rapor ve ek raporlarında: dava konusu 2013/04660-2 sıra numaralı tasarımın, mesnet dokümanlar karşısında yeni ve ayırt edici nitelikte olduğu, dava konusu 2013/04660-4 sıra numaralı tasarımın, mesnet dokümanlardan 2013/02255-10 sıra numaralı tasarım karşısında yeni olduğu, ancak ayırt edici niteliğe sahip olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava açılış tarihi itibariyle yürürlükte olan 554 s. KHK’nın ilgili hükümleri uyarınca davalı yanca başvuru konusu edilmiş 2013/04660-2 ve 2013/04660-4 sıra sayılı tasarımlar ile davacı 2 sıra numaralı tasarım bakımından, 2013/01319-16; 4 sıra numaralı tasarımın ise 2013/01319-35, 2013/01319-10, 2013/02255-10 sayılı tasarımlar karşılaştırılarak dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini sağlayıp sağlamadığı noktalarında olduğu anlaşılmaktadır.
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Bozma sonrası mübayenet giderici alınan bilirkişi raporlarında da izah edildiği üzere:
Dava konusu tasarımların, kadınlar için abiye giysi tasarımları olup bu tasarımların nihai anlamda insan vücut yapısına uygun nitelikler göstermesi gerekliliği dışında herhangi bir teknik zorunluluk ihtiva etmediği, bazı formlar, dikiş biçimleri, aksesuarlar bakımından sektöre hakim mutat kullanımların bu tür tasarımlarda mevcut olduğu bilinmekte ise de nihai anlamda söz konusu tasarımların, tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı bir seçenek özgürlüğüne sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu giysi tasarımlarının, günlük hayatta rutin kullanımı bulunan standart giysi ürünleri olmadıkları, tüketicinin özel günler/etkinlikler için bu kıyafetlerden satın aldıkları, görece daha yüksek fiyatlı olan bu kıyafetlerin satın alınırken de pek çok detayına kullanıcının dikkat ederek tercihlerini şekillendirdiği, dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcılarının, ilgili pazara dair genel bir tecrübesi olan ve bu ürünlerden satın almış bir kimse veyahut ilgili ürünlerin satışının gerçekleştirildiği bir mağazada çalışan satış/reyon görevlisinin bilgilenmiş kullanıcı olarak kabulü mümkün görülmüştür.
Dava konusu 2013/04660-2 sayılı tasarım ile 2013/01319-16 sayılı tasarım karşılaştırıldığında:
Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere her iki taraf tasarımında yaka ve bel kısmında işlemeler yer almakta olup dava konusu tasarımda işlemeler çiçek motiflerinden oluşturulmuş ve parlak işlemelere sahiptir, ret gerekçesi tasarımda ise kıvrımlı dal motiflerinden boncuk/sim işlemelere yer verilmiştir. Ayrıca dava konusu tasarımın yaka bölgesi daha geniş ve açık yakalıyken, mesnet tasarımın yaka yapısı boyun bölgesinde sıfır yaka şeklinde işlemelerle oluşturulmuş formdadır. Keza yine dava konusu tasarımın bel bölümünde kemer şeklindeki işlemeli yapının ince bir şerit şeklinde olduğu, mesnet tasarımda ise bel hattı ile beden hattı arasında korsaj formunda geniş işlemeli bir kemerin bulunduğu görülmektedir. Mesnet tasarımda, yaka kısmındaki motiflerle benzer motiflere belde de yer verilmişken, bu motifler, dava konusu tasarımdakinden farklılık arz etmektedir. Dava konusu tasarımda bel ve yaka işlemeleri arasındaki kalan beden formunda beden hattından aşağı bele doğru dar bir açıyla genişler nitelikte ters “v” görünümünde olduğu, mesnet tasarımda ise yaka dekoltesinin bele kadar devam eden derin “V” yaka olduğu, üst bedenin drapeli olduğu, her iki tasarımda da göğüs formlarının ve ön üst beden görünümlerinin birbirinden belirgin şekilde farklı oldukları değerlendirilmektedir. Her iki taraf tasarımında etek modellerinin uzun, belde büzgülü, etek ucu geniş ve kabarık formda olması bir benzerlik olarak değerlendirilmiş olmakla birlikte, abiye giyimlerde sık görülen tasarım unsuru olduğu, keza yine işlemeli kemer kullanımının da abiye kıyafetlerde sıklıkla görülen aksesuarlardan olduğu değerlendirilmektedir.
Tasarım faaliyetlerinin yoğun olduğu moda- tekstil sektöründe, seçenek özgürlüğünün derecesi ve sınırları ürün genel görünümünün yanı sıra, giysinin yaka, beden formu, süsleme özellikleri, stil ayrıntıları üzerinden değerlendirilmektedir. Bu anlamda taraf tasarımlarının özellikle göğüs bölümündeki model unsurları/dekolte açıklıkları itibariyle birbirinden ayırt edilebilecek tasarım unsurlarına sahip oldukları, yine yaka ve bel kısmında yer alan işlemeler bakımından da farklılaştıkları, işlemelerdeki bu farklılığın, tasarımların yaka oyuntuları/açıklıklarını da birbirlerinden uzaklaştırdığı, bilgilenmiş bir kullanıcının, her iki tasarım ile karşı karşıya kaldığında, tasarımın bütünsel algısını etkileyen beden üst kısmına yoğunlaşacağı, bu bağlamda dava konusu 2 sıra numaralı tasarımın, bahsi geçen mesnet tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olduğu değerlendirilmektedir.
Dava konusu 2013/04660-4 sıra numaralı tasarım ile Ret gerekçesi 2013/01319-35 sayılı tasarım karşılaştırıldığında:
Her iki taraf tasarımı arasında, tasarımların uzun abiye kıyafet olmaları dışında ilk bakışta dahi herhangi bir benzerlik görülmediğinden kapsamlı bir karşılaştırma yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Dava konusu 2013/04660-4 sıra numaralı tasarım ile ret gerekçesi 2013/01319-10 sayılı tasarım karşılaştırıldığında:
Her iki taraf tasarımı arasında, tasarımların uzun abiye kıyafet olmaları dışında ilk bakışta dahi herhangi bir benzerlik görülmediğinden kapsamlı bir karşılaştırma yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Dava konusu 2013/04660-4 sıra numaralı tasarım ile ret gerekçesi 2013/02255-10 sayılı tasarım karşılaştırıldığında: Sicile dayalı önceki tarihli bir dokümanın, sonraki tarihli bir başvuru açısından mutlak yenilik ilkesi uyarınca mesnet gösterildiği bir durumda, yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinin, sicile konu görseller üzerinden yapılması gerekmektedir. Davacı yanca, dava konusu 4 sıra numaralı tasarım bakımından mesnet tutulan yukarıdaki görsel, uzun, siyah renkte bir abiye kıyafetin önden görünümü ihtiva etmekte olup bu önden görünümde, tasarımın en belirgin ve elbiseye farklı görünüm sağlayan özelliğinin yaka ve göğüs bölümünü çevreleyen gümüş/parlak işlemeler olduğu görülmektedir. Dava konusu 4 sıra numaralı tasarımın da önden görünümünde, önceki tarihli dokümandakine oldukça benzer şekilde bir yaka-göğüs işlemesinin kullanıldığı, her iki tasarımın da yaka dekoltelerinin benzer açıklıkta ve biçimde olduğu, mesnet tasarımdaki işlemelerin koltuk altı bölümüne doğru göğsün yan kısmını da çevrelediği, hâlbuki dava konusu tasarımda işlemelerin yalnızca yaka ve göğüs kısmında olduğu, bu durumun tasarımlar arasındaki tek farklılık olduğu, mesnet tasarımın arkadan görünümüne tescil başvurusunda yer verilmemesi nedeniyle dava konusu tasarımın sırt bölümündeki model özelliğine ilişkin dair bir değerlendirme yapılamadığı, mevcut sicil görselleri üzerinden yapılan karşılaştırmada, her iki tasarımın, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde birbirleri karşısında yeni olarak algılansalar dahi ayırt edici olarak değerlendirilemeyecekleri anlaşılmaktadır.
Netice olarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi mütalalarında da izah edildiği üzere; dava konusu 2013/04660-2 sıra numaralı tasarımın, mesnet dokümanlar karşısında yeni ve ayırt edici nitelikte olduğu, dava konusu 2013/04660-4 sıra numaralı tasarımın, mesnet dokümanlardan 2013/02255-10 sıra numaralı tasarım karşısında yeni olduğu, ancak ayırt edici niteliğe sahip olmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile TPMK YİDK’nın 2014-T-330 sayılı kararının 2013/04660-4 sıra numaralı tasarım yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı şirket adına tescilli 2013/04660-4 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın 2014-T-330 sayılı kararının 2013/04660-4 sıra numaralı tasarım yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine ,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli 2013/04660-4 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hüküsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine ,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 53,00-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 4.629,90-TL
yargılama giderinin takdiren 2.314,95-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı TÜRKPATENT’in yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 74,80-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 37,40-TL’sinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı TÜRKPATENT üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı şirketin yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 118,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 59,05-TL’sinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

DAVACI MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 54,20-TL
Gider Avansı :4.403,00-TL
Temyiz Yoluna Başvurma Harcı : 143,50-TL
Temyiz Karar Harcı (Maktu) : 29,20-TL
TOPLAM :4.629,90-TL

DAVALI TÜRKPATENT / MASRAF DÖKÜMÜ
Karar Düzeltme Harcı :74,80-TL
TOPLAM :74,80-TL

DAVALI ŞİRKET/ MASRAF DÖKÜMÜ
Karar Düzeltme Harcı : 74,80-TL
Gider Avansı : 43,30-TL
TOPLAM :118,10-TL