Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/227 E. 2022/2 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/227 Esas – 2022/2
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/227
KARAR NO : 2022/2
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI : …

VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” ibareli ve adına tescilli pek çok markasının bulunduğunu, davalı tarafından yapılan 2014/78599 sayılı … … … 1950’DEN GÜNÜMÜZE +ŞEKİL ibareli marka başvurusunun 43.sınıf hizmetlere yönelik olduğunu ve taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunu, davacının … TOPTAN adı ile mağazacılık hizmeti de verdiğini, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, davacının … ibareli markalarının tanınmış olduğunu, davalının marka başvurusunun tescili halinde 556 sayılı KHK madde 8/4’de yer alan koşullarının gerçekleşeceğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek TPE YİDK’nın 20.01.2016 tarih ve 2016-M-497 sayılı kararının iptali ile davalı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili, davalının asıl markasının … olduğunu, taraf markalarının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, …’nin benim zengin mutfağım olarak düşünüldüğünü, taraf markalarının farklı sınıflara yönelmesi nedeni ile iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizce, 27/04/2017 tarih ve 2016/109 E. 2017/176 K. sayılı karar ile; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının … ibaresinin tek başına yer aldığı ya da ilave kelimeler ile yer aldığı pek çok markasının bulunduğu, davacının … ibaresine ağırlık vererek seri markalar yaratma amacı ile hareket ettiği, davacı markalarının … … ibarelerinden oluştuğu, davacının markalarında esaslı unsurun, …, … … ibaresi olduğu, “… …” ibaresinin anlamlı bir kelime olması ve … harflerinin de bu kelimeler ile aynı sessiz harfleri barındırması nedenleri ile arka planda kaldığının söylenemeyeceği, “1950 den günümüze” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davacının … … ibareli markaları ile davalının … … … esas unsurlu marka başvurusunun sesçil, görsel ve anlamsal olarak benzediği, davalının marka başvurusunda yer alan 43.sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile davacının markalarında yer alan 29, 30, 32. sınıf emtianın birbiri ile ilişkili/bağlantılı olduğu, somut olayda 556 sayılı KHK madde 8/1-b koşullarının davalının marka başvurusunda bulunan 43.sınıf “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden oluştuğu, davacının … ibareli markasının gıda ürünleri alanında tanınmış olduğu kabul edilse bile somut olayda 556 sayılı KHK madde 8/4 koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, TPE YİDK’nın 20/01/2016 tarih 2016-M-497 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden kısmen 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına tescilli 2014/78599 sayılı … … … …+ŞEKİL ibareli markanın tescilli olduğu, 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlükle ilgili fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara BAM 20. HD’nin 04/07/2019 tarih ve 2018/1290 E.2019/777 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı şirketin “…” ibareli seri markalarının bulunduğu, davacı şirketin “… …” ibareli markalarının da olduğu, davacının “… …” ibareli markaları ile davalının “… … …” esas unsurlu marka başvurusunun sesçil, görsel ve anlamsal olarak benzediği, davalının marka başvurusunda yer alan 43.sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile davacının markalarında yer alan 29, 30, 32. sınıf emtianın birbiri ile ilişkili/bağlantılı olduğu, 556 sayılı KHK madde 8/1-b koşullarının oluştuğu, ancak somut olayda 556 sayılı KHK madde 8/4 koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davacı ile davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 16/06/2020 tarih ve 2019/3814 E. 2020/2929 K. sayılı ilamıyla;
”1-Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğüne ilişkindir. TPMK bültenine göre, davacıya ait 29, 30 ve 32. sınıfları içeren ve mahkeme kararına esas teşkil eden 2000/19318, 2004/06003, 2009/00018, 2009/48308, 2009/48309 ve 2009/48310 sayılı markaların … CO. INC unvanlı şirkete ait olduğu, markaların işlem bilgileri uyarınca 16/08/2013, 17/04/2017 tarihlerinde tam devir gördükleri anlaşılmıştır. Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d bendi gereğince dava şartı niteliğinde olup, aynı Kanunun 115. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınması gerekmektedir. Mahkemece davacının karara esas teşkil eden markaların gerek dava tarihinde ve gerekse yargılamanın devamı sırasında sahibi olup olmadığının araştırılıp aktif dava ehliyeti hususunun değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. (2) Bozma sebep ve şekline göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” gerekçesiyle, ”Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının resen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2020/227 E. Sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce bir kısım markayı devralan şirket vekili 14/09/2021 tarihli celseye katılmış ve vekaletname sunmuş olduğundan taraf teşkili bu şekilde sağlanmıştır.
Uyuşmazlık, davalının başvurusunun konusu olan işaret ve mallar ile davacıya ait markalardaki ibare ve ürünlerin aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olup olmadığı ve bunun iltibasa yol açabilecek nitelikte bulunup bulunmadığı YİDK iptal şartlarının ve hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
“Marka tescilinde red için nispi nedenler” başlığı altında düzenlenen 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi;
“Madde 8 – Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.
Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez.
a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise,
b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,
Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.
Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.
Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.
Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Yukarıda ayrıntısı yazılı 8/1-b maddesinde geçen düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda genel ölçü olarak; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketici kitlesinin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir.
Diğer yandan 556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca, başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazları Türk Patent Enstitüsü’nce nihai olarak reddedilen kişilerin aynı KHK’nin 53. maddesine göre kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki aylık süre içerisinde yetkili mahkemede dava açma hakları bulunmaktadır. 556 sayılı KHK’nin açıklanan hükümleri itibariyle tescil başvurusunun kötü niyetle yapıldığını iddia eden ilgili kişilerin itiraz yoluyla Enstitü nezdinde, itirazın reddi halinde ise yetkili mahkemede marka başvurusunun reddedilmesini istemek hakları bulunmasına karşın, aynı KHK’nin 42. maddesinde markanın hükümsüzlük sebepleri sınırlı olarak sayılırken KHK’nin 35/1. fıkrasında itiraz sebebi olarak belirtilen “başvurunun kötü niyetle yapıldığı” iddiasına yer verilmemiştir.
MK’nın 2. maddesi uyarınca hukuk düzeninin kötü niyeti koruması mümkün olmayıp, bu durumun KHK’nin 42. maddesinde sayılmamış olması halinde dahi kötüniyetin bir tescil engeli oluşturduğu hususunun göz önüne alınması zorunludur. Nitekim, bu benimseme aynı zamanda 556 sayılı KHK’nın marka hakkının korunmasına ilişkin genel sistematiğine de uygun düşmektedir.
Tescil başvurusunun kötü niyetle yapılmış olması halinin 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde düzenlenmemiş olmasına karşın başlı başına bir hükümsüzlük nedeni sayılması hususunda öğretide de görüş birliği mevcuttur. ( Bkz. Sabih Arkan, Marka Hukuku, Cilt II, s.158, Ankara 1998, Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, s.452, Dördüncü Bası, İstanbul 2005, Hamdi Yasaman ve ark. Marka Hukuku, Cilt II. s.878-879, İstanbul 2004 ). Bu durumda, gerek öğretide ileri sürülen görüşler, gerekse mukayeseli hukuk ve mehaz Avrupa Birliği mevzuatında yer alan hükümler itibariyle; markalar hukukundaki ülkesellik ve başvuru ve tescilde öncelik ilkelerinin yanında başvuru ve tescilde kötü niyetin himaye edilmemesine ilişkin temel ilkenin de aynen korunduğu anlaşılmaktadır.
556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de KHK’nin amacına uygundur. Çünkü, KHK’nin 35/1. ve 42/1-a maddelerindeki düzenlemeler de, esasen, MK’nın 2. maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir. Bu bakımdan her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak açıkça kötü niyetle gerçekleştirildiği belirlenen marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilebilmelidir. Bu husus 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde başlı başına bir hükümsüzlük nedeni olarak düzenlenmemiş olsa dahi, genel hüküm ve temel prensip niteliğindeki MK’nın 2. maddesi uyarınca kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından dolayı aynı sonuca ulaşılması KHK’nin ruhuna da uygundur
Mutlak ve nispi ret nedenleri yoluyla karşılanamayan veya örtüşmeyen tüm tescil engelleri kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük konusu olabilirler.
Yani kötü niyetli tescilden hükümsüzlük kararı verilebilmesi için, kötü niyetin mutlaka bir mutlak veya nispi ret nedeni ile birleşmesi gerekmez.
Kötü niyetli tescilin bir itiraz sebebi olarak öngörülmesine ilişkin 556 sayılı KHK’ nin 35/1. maddesi hükmünde şart koşulmadığı için, itiraz üzerine başvurunun reddi için haksız rekabet koşullarının oluşması da gerekmez.
Bu cümleden olarak, saldırı, engelleme, tuzak ile spekülasyon ve transfer markaları kötü niyetli tescil kapsamında düşünülebilir.

Mahkememizce, Yargıtay Bozma ilamında geçen markalar dışında kalan markalar yönünden inceleme yapılarak ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları ek raporlarında özetle; itiraza mesnet markalardan işbu ek raporda incelenen 2000 28699, 2007 18416, 2008 19341, 2002 34731, 2002 34728, 2002 34730, 2002 34729, 2010 61129, 191471, 198558, 198298, 199453, 149680, 2000 18737, 2000 18738, 2000 18739, 2000 19319, 2000 23071, 2001 06269, 2001 06270, 150824, 165468, 170872, 178805, 179031, 179012, 179013, 178855, 178780, 182219, 185500 sayılı markalar ile davalının marka başvurusunun benzer olmadığı; davalının marka başvurusunda yer alan 43.sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile itiraza mesnet markalarda yer alan 29,30,32.sınıf emtiaların birbiri ile ilişkili/bağlantılı olduğu; İtiraza mesnet markalardan işbu ek raporda incelenen 2000 28699, 2007 18416, 2008 19341, 2002 34731, 2002 34728, 2002 34730, 2002 34729, 2010 61129, 191471, 198558, 198298, 199453, 149680, 2000 18737, 2000 18738, 2000 18739, 2000 19319, 2000 23071, 2001 06269, 2001 06270, 150824, 165468, 170872, 178805, 179031, 179012, 179013, 178855, 178780, 182219, 185500 sayılı markalar ile davalının marka başvurusu benzer bulunmadığından iltibas tehlikesinin bu markalar arasında oluşmadığı; takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı, alınan bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile TPE YİDK’nın 20/01/2016 tarih 2016-M-497 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden kısmen 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı adına tescilli 2014/78599 sayılı … … … …+ŞEKİL ibareli markanın tescilli olduğu, 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlükle ilgili fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPE YİDK’nın 20/01/2016 tarih 2016-M-497 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden kısmen 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine ,
2-Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi il
Davalı adına tescilli 2014/78599 sayılı … … … …+ŞEKİL ibareli markanın tescilli olduğu, 43/01 alt grupta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hükümsüzlükle ilgili Fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 49,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.917,62-TL yargılama giderinin takdiren 1.458,81-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …’in yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 445,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 227,75-TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …’in yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 134,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak takdiren 67,00-TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/01/2022

Katip Hakim
¸ ¸

DAVACI/MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 62,70-TL
G.Avs+Posta Pulu+ Bk.Ücreti: :2.458,02-TL
İstinaf K. Yoluna Başvurma Harcı : 98,10-TL
İstinaf Karar Harcı : 35,90-TL
Temyiz Yoluna Başv. Harcı : 218,50-TL
Temyiz Karar Harcı : 44,40-TL
TOPLAM :2.917,62-TL

… / MASRAF DÖKÜMÜ
İstinaf K. Yoluna Başvurma Harcı : 98,10-TL
İstinaf Karar Harcı : 35,90-TL
Temyiz Yoluna Başv. Harcı :218,50-TL
İstinaf Karar Harcı : 44,40-TL
Gider Avansı : 48,60-TL
TOPLAM :445,50-TL

Davalı … / MASRAF DÖKÜMÜ
İstinaf K. Yoluna Başvurma Harcı : 98,10-TL
İstinaf Karar Harcı : 35,90-TL
TOPLAM :134,00-TL