Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/218 E. 2022/5 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/218 Esas – 2022/5
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/218
KARAR NO : 2022/5
HAKİM :
KATİP :

ASIL DAVA
DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

BİRLEŞEN DAVA
(Ankara 4. FSHHM 2020/252 E. 2020/362 K.)

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı tarafın 2019/33754 sayılı …ibareli marka başvurusuna karşı ileri sürdükleri itirazların MDB tarafından 35. Sınıftaki bir kısım hizmetler açısından kabul edildiğini, başvurudan “ Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri.Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.“nin çıkartıldığını, ancak başvuruda kalan mal ve hizmetler bakımından yeniden ileri sürdükleri itirazların YİDK kararı sonucunda bir kez daha reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarının bulunduğunu, bu anlamda taraf markalarının birbirleri ile aynı olduğunu ve birbirlerinin serisi algısı yarattıklarını, YİDK kararında da bu durum tespit edilerek bir kısım ürün/hizmetler için başvurunun tescil talebi reddedildiğini, müvekkili şirketin markalarının bilinirlik elde etmiş markalar olduklarını, her iki markanın da tek esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, her iki taraf markasının da esas unsurunun “…” olduğunu, taraf markaları arasındaki karıştırılma ihtimalinin 41. Sınıf hizmetler açısından da mevcut olduğunu, müvekkili markalarının 6/5 anlamında tanınmış olduğunu, bu nedenle başvurunun tüm mal ve hizmetler bakımından da reddi gerektiğini, tanınmış markaların daha geniş bir korumadan yararlanmaları gerektiği, dava konusu markanın tescilinin müvekkili markalarını sulandıracağı, iddia ederek işbu 2020-M-4789 sayılı YİDK karar iptali ve dava konusu 2019/33754 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesiyle, dava konusu 2019/33754 başvuru sayılı markasına yönelik davalı firmanın 2015/20806 ve 2015/20811 mesnet sayılı markalar ile 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi açısından iltibas iddiasına dayalı itiraz edilmesi üzerine Türk Patent Markalar Daire Başkanlığınca YİDK nezdinde itiraz edildiği, YİDK tarafından da 2020-M-4789 sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiğinden taraf markaları arasında iltibas oluşmadığı iddiasına dayalı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Asıl ve birleşen davada Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/ birleşen davada davacı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacının 2015/20806 başvuru numaralı “… center of … in finance” markasında, markanın başlangıç kısmında yer almakta olan “…” harfleri, “Center of … in Finance” kelimelerinin ilk harfleri olduğunu, davacının, Türkçe karşılığı “finansta mükemmellik merkezi” olan ibarenin genel anlam ifade etmesi nedeniyle tescil altına alınamayacak olduğunu bildiğinden markasının başlangıç kısmına “…” harflerini getirerek bu şekilde markasını koruma altına aldığını, 2015/20811 başvuru numaralı “… … of … in finance” markasında da, markanın başlangıç kısmında yer almakta olan “…” harfleri, “… of … in Finance” kelimelerinin ilk harfleri olduğunu, tarafların faaliyet alanları ve markalar kapsamındaki emtia ve hizmetlerin tamamen birbirinden farklı olduklarını, davacının bu markalarının 35 ve 36. Sınıf hizmetleri kapsadığını, taraf markalarının herhangi bir şekilde benzer olmadıklarını, müvekkili şirketin markasında kullanılan yazı karakteri ve renk unsurlarının, itiraz gerekçesi markalardan belirgin şekilde farklı olduğunu, “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanı da olan …ANONİM ŞİRKETİ’nin esas unsurunu oluşturduğunu, somut olayda “…” ibaresi ile ilgili olarak ileri sürülen tanınmışlık şartlarının oluşmadığını, bu hususta dosyaya hiçbir delil sunulmadığını, davacının tanınmış markalarının “…” şeklinde olduğunu, taraf markalarının benzer nitelikte işleri kapsamadıklarını, faaliyet alanlarının farklı olduklarını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; birleşen ve asıl dava yönünden aynı YİDK kararına ilişkin olduğu bu kapsamda dosyaların bir bütün teşkil ettiği uyuşmazlığın bütün olarak; davalı-birleşen dosya davacı başvurusuna davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan itirazın kısmen reddi kısmen kabulü ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ibaresinin 35 ve 41. Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 02.04.2019 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2019/33754 sayılı marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.05.2019 tarih ve 325 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu 2015/20806 ve 2015/20811 sayılı başvurularına dayalı olarak itirazda bulunduğu, işbu itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 10.01.2020 tarihli kararı sonucunda 35. Sınıftaki hizmetlerin tamamı bakımından kabul edildiği, ancak 41. Sınıf hizmetler bakımından ise haklı bulunmayarak reddolunduğu, söz konusu kısmi ret kararına karşı her iki tarafça da itirazda bulunulduğu, taraf itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 29.05.2020 tarih ve 2020-M-4789 sayılı kararı neticesinde özetle; “… T.A.Ş. tarafından yapılan itirazda 2019/33754 başvuru numaralı “… fuarcılık” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun 2015 20806, 2015 20811 sayılı “… center of … in finance”, “… … of … in finance” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve haksız rekabet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talep edilmektedir. Somut olaya ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, Kurul, başvuru ile 2015 20811 sayılı “… … of … in finance” ibareli markada yer alan “…/…” sözcüklerinin, “-c-e-f” harflerinin aynı diziliş sırası ile yer almasının bir sonucu olarak belirli düzeyde görsel ve işitsel benzerlik arz ettiğini kabul etmekle birlikte, söz konusu bu harflerin başvuru ve itiraz gerekçesi söz konusu markada ortak olarak yer alıyor olmasının, başvuru kapsamındaki hizmetler bakımından, tek başına, markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağı, ibarelerin bütünsel olarak farklılaştığı, markaların bu halleriyle karıştırılabilecek veya ilişkilendirilebilecek derecede benzer markalar olmadığı görüşündedir. Öte yandan, başvuru ve itiraza dayanak olan 2015 20806 sayılı “… center of … in finance” ibareli marka iltibasa yol açacak derecede benzer görülmüş ve bu çerçevede, Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kısmi ret kararı, gerekçesi ve kapsamı isabetli bulunmuştur. Bununla birlikte, başvuru kapsamında kalan hizmetler yönünden iltibas ihtimali görülmediğinden başvurunun tümden reddi talebi haklı bulunmamıştır. Ayrıca, muterizin haksız rekabet gerekçeli itirazı, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır. Sayılan gerekçelerle, … T.A.Ş. tarafından yapılan itirazın tüm gerekçeleri açısından reddine karar verilmiştir. 2019/33754 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 2015 20806 sayılı “… center of … in finance” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Somut olayara ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, başvuru ile kısmi redde dayanak 2015/20811 ibareli marka esas unsurları itibariyle iltibasa yol açacak derecede benzer görülmüştür. Ayrıca kısmi ret gerekçesi markanın başvuru kapsamında yer alan 35. Sınıf hizmetler ile aynı veya benzer türden hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir. Bu çerçevede, MDB tarafından verilen kısmi ret kararı, gerekçesi ve kapsamı isabetli bulunmuştur.” şeklindeki gerekçeler neticesinde her iki taraf itirazının da reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan 35. Sınıf hizmetlerin tamamının; 41. sınıfta ise “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.”nin asıl dosyanın davacısına ait önceki tarihli markalar kapsamındaki hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte hizmetler oldukları, asıl dava bakımından, asıl dava davacısının YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebiyle ileri sürdüğü iddialar çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda, rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan şekilde taraf markaları arasındaki benzerliğin, 41. sınıftaki “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” bakımından da ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalini doğurabileceği, birleşen dava bakımından birleşen dava davacısı – asıl dava davalısının 35. Sınıf hizmetler yönünden markasının reddine dair verilen YİDK kararının iptali bakımından ileri sürdüğü iddialar çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda, rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle taraf markaları arasında 35. Sınıf hizmetler yönünden karıştırılma ihtimalinin var olduğu yönündeki görüşün heyetimizce de benimsenmiş olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

… FUARCILIK … Center of … in Finance
(35 ve 41. sınıf) … … of … in Finance
(35 ve 36. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; başvuru konusu marka kapsamında, yayına itiraz süreci sonrasında reddine karar verilen 35. Sınıf hizmetlerin tamamı, asıl davanın davacısına ait önceki tarihli markalar kapsamında aynı sınıf ve alt sınıflarda yer alan hizmetler ile aynı – aynı tür olup ilgili hizmetler bakımından kapsamlı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın bu hizmetlerin ortak tüketici kitlelerine hitap eden, benzer ihtiyaçları karşılayan, aynı sektörlere yönelik, birbirleri ile rekabet içerisinde olan hizmetler oldukları anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte taraf markaları arasında benzer görülmeyen 41. sınıftaki hizmetler arasında yer alan ve başvuruda kalan hizmetlerden “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.” ile yine 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri.” alt grubu arasında yüksek düzeyli olmamakla birlikte, işaretler arasındaki yakınlığa bağlı olarak değerlendirilmesi mümkün olan bir birleşik hizmet ilişkisi bulunduğu; 41. Sınıfta bahsi geçen kongre, konferans, sempozyum organizasyonları gibi kitlesel tüketici katılımlarının gerçekleştiği etkinliklerin düzenlenmesi hizmeti sunan işletmelerin benzer şekildeki kitlesel organizasyon hizmetleri olan sergi ve fuar organizasyonları da yapabileceği; bu anlamda ilgili hizmetlerin aynı iktisadi kaynaktan yararlanılabilecek nitelikteki hizmetler oluşları, buna bağlı olarak benzer tüketici kitlelerine hitap etmeleri, birbirleri yerine ikame edilebilir olmaları gibi sebeplerden ötürü söz konusu hizmetler arasında ortalama düzeyli bir benzerlik ilişkisinin mevcut olduğu; bu tür bir benzerlik ilişkisinin karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağına kanaat edilebilmesi için işaretler arasındaki benzerlik düzeyinin de daha yüksek olması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; …şeklindeki başvurunun herhangi bir figüratif unsur taşımaksızın türkuaz renkte yazılmış bir sözcük markası olduğu, “…” ibaresinin dilimizde bilinen bir anlamı olmadığı gibi günlük dilde de kullanımı yaygın olan bir kelime olmadığı, markada tali konumda yazılmış “fuarcılık” ibaresinin ise genel olarak jenerik – herkesin kullanımına açık kalması gereken bir unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; asıl davanın davacısının önceki tarihli markalarına bakıldığında ise … Center of … in Finance ve … … of … in Finance şeklindeki markalarında “…” ve “…” ibarelerinin, markaların bütününe hakim unsurlar olarak kullanıldıkları, her iki markada da yer alan “center of … in finance” ve “… of … in finance” ibarelerinin tali nitelikte ve markanın bütününe nazaran oldukça küçük şekilde yazılmış kelime grupları oldukları; dolayısıyla davacı markalarının esas unsuru “…” ve “…” ibareleri şeklinde olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Dava konusu “… FUARCILIK” markası ile davacı yanın özellikle … Center of … in Finance markasının birebir aynı esas unsurdan oluştuğu, bu bağlamda anılan markalar arasında neredeyse ayniyet düzeyinde bir benzerliğin mevcut olduğu, her iki markanın da görsel ve işitsel olarak çok yüksek benzerlik taşıdıkları gibi kavramsal olarak da “…” ibaresinin bilinen bir anlamının bulunmamasına rağmen tüketicinin birebir aynı iki kelime nedeniyle kavramsal olarak da aynı kökene ait markalar oldukları zannına kapılabileceği, bu benzerliğin 41. sınıftaki hizmetler arasında yer alan ve başvuruda kalan hizmetlerden “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.”ne sirayet edecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı yanın markalarının da başlangıç sesinde “I” harfi yer almakta ise de devam harflerinin, dava konusu marka ile birebir aynı olması ve tüketicinin, ticaret hayatında “I+kelime” kombinasyonu şeklinde oluşturulmuş markalara olan aşinalığı nedeniyle markayı “I-…” şeklinde algılayacağı gözetildiğinde, taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu; taraf markaları arasında, bütünsel algıda var olan bu benzerliklerin, tüketicinin markaların aynı iktisadi – idari kaynağa ait oldukları yanılgısına düşmesine neden olabilecek düzeyde güçlü olduğu, markaların farklı harf karakterleri kullanılması suretiyle oluşturulmuş olmasının işaretleri birbirlerinden uzaklaştırmadığı, karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus ilgili tüketici algısı olup tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği anlaşılmaktadır.
Neticeten asıl davada davanın kısmen kabul kısmen reddi ile TPMK YİDK’nın 2020-M-4789 sayılı kararının marka başvurusuna itiraz eden … TÜRK A.Ş.’nin itirazlarının reddine yönelik kısım kapsamında 41. Sınıftaki “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri” yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı şirket adına tescilli 2019/33754 sayılı “… FUARCILIK” ibareli markanın tescilli olduğu 41. Sınıftaki “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine; birleşen davada davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Asıl dava yönünden;
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-4789 sayılı kararının marka başvurusuna itiraz eden … TÜRK A.Ş.’nin itirazlarının reddine yönelik kısım kapsamında 41. Sınıftaki “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri” yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli 2019/33754 sayılı “… FUARCILIK” ibareli markanın tescilli olduğu 41. Sınıftaki “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hüküsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine,
Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 1.417,10-TL yargılama giderinin 750,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
2- Birleşen dava yönünden
Davanın REDDİNE,
Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip Hakim
¸ ¸

ASIL DAVA YÖNÜNDEN
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :1.300,50-TL
TOPLAM :1.417,10-TL