Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/216 E. 2021/289 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/216
KARAR NO : 2021/289

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin 28.10.2019 tarih ve … başvuru numarasıyla, “… konseyi/… birliği” markasının tescili için başvuruda bulunduğunu, başvurunun SMK md. 5/1 (ğ) ve md. 5/1 (ı) hükümleri gereğince reddedildiğini, başvuru markasının … Konseyi projesinde kullanılmak üzere özgün bir şekilde oluşturulduğunu, … Konseyi projesinin, gücünü Türk Milleti’nin birliği ve bütünlüğünden alan, Türk Milleti’nin faydasına ve kamu yararına çalışan vakıf tüzel kişiliğe sahip sivil toplum kuruluşlarını işbu proje çerçevesinde bir araya getirmek ve bu birliktelik ile birlikte topluma hizmet edecek yeni vakıflar kurmayı amaçladığını, kültürel ve sosyal projeler ile Türk Devletleri arasındaki toplumsal bağların güçlendirilmesi amacıyla sivil toplum kuruluşları öncülüğünde projeler geliştirmeyi, Türk ve İslâm hukukuna özgü ve vakıf (İslâm) hukuku ile bağdaşır bir iktisadi sistem kurulmasını, geliştirilmesini ve vakıf medeniyetine ilişkin toplumun genelinde farkındalık yaratmayı amaçladığını, Müvekkilinin “… konseyi/ … birliği” marka başvurusunda yer alan ay yıldız ibaresinin kırmızı bir ay ve sarı bir yıldız ile sembolik bir şekilde kurgulandığını, ölçü ve oran olarak da Türk Bayrağında yer alan ay yıldız ile farklılık teşkil ettiğini, müvekkil tarafından daha önce gerçekleştirilen benzer nitelikteki marka başvuruları Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin markayı 2011 yılından bu yana kullandığını müvekkilinin kazanılmış hakkı olduğunu, seri marka çabası ile hareket ettiğini, önceden tescil edilmiş marka hakkında ret kararı verilmesinin mümkün olmadığını, başvuru markasının kamu düzeni ve genel ahlak azami ölçüde gözetilerek oluşturulmuş bir marka olduğunu, müvekkilinin marka başvurusunu resmi kurumlara bildirdiğini, müvekkilinin TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı’na yazmış olduğu dilekçede; milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Türk Ordusu ve Türk Milleti’ne vakfettiği İstiklâl Marşı’mız için uygulanan mevzuatın/yönetmenliğin aynı şekilde kendi markası “… birliği/ … konseyi” için de uygulanmasını talep ettiğini, markanın tescili halinde, marka haklarını vakfetmeyi beyan ettiğini iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu … Sayılı kararının iptaline müvekkilinin … başvuru numaralı “… konseyi/… birliği marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davacının başvuruya konu “… konseyi ve … birliği” ibareleri ele alındığında, “Türk ve vakıf” ibarelerinin başlı başına kimsenin tekeline verilemeyeceğini, bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğini, ayrıca “Türk ve vakıf” ibarelerinin toplumun ortak mirası olduğu ve bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, başvuruda ay yıldız şekillerinin bulunduğunu, ay yıldız ambleminin kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerlerden olduğunu ve 6769 sayılı Kanun uyarınca mutlak tescil engeli bulunduğunu, müktesep hak iddiası yönünden somut olayda dava konusu başvuru markasında, davacının önceki tescilli markalarının asli unsuru muhafaza edilmediğini, seri marka koşullarının oluşmadığını, Kurum kararının usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/1-ı ve 5/1-ğ maddeleri gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … tarafından 28.10.2019 tarihinde “… konseyi/… birliği” ibareli markanın 41. Sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” yönünden tescili için başvuruda bulunduğu, başvuruyu inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı 12.03.2020 tarihli kararında SMK 5/1(ğ) maddesi yönünden markanın “Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler” içerdiğini, SMK 5/1 (ı) maddesine göre kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olduğu gerekçeleri ile başvuruyu reddettiği, bu karara karşı başvuru sahibi/davacı tarafından “markanın yaratılmış ayırt edici şekil unsuru/logo ile kullanılmış özgün bir ibare olduğu, daha önce 2014/55016 numaralı ve 2014/27569 sayılı markalarının bulunduğunu, bu markaların TÜRKPATENT tarafından kabul edildiğini, başvuru markasının SMK 5/1(ı) maddesinde tanımlanan hiçbir unsuru içermediği, siyasi bir mesaj içermediği, tarihi ve kültürel bir değeri bulunmadığı, suça teşvik edici, hakaret içerir bir elime içermediği” gerekçeleri ile itiraz ettiği, itirazı inceleyen TÜRKPATENT YİDK 04.06.2020 tarihli kararında özetle; “(…) yapılan değerlendirmede, ülkemizin sosyo ekonomik gelişimindeki önemli katkıları bulunan Türk vakıflarının, başvuruya ait ibarede bütünsel olarak “… konseyi/birliği” ibaresini ihtiva edecek şekilde kullanılarak bir gerçek ya da tüzel kişilik adına tescil edilmesinin kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği, ibare üzerinde yer alan “ay yıldız amblemi” nin kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerlerden olduğu kanaatine varıldığı” belirtilerek itirazın reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 27/07/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu marka başvurusunda yer alan yer alan ay yıldız figürlerinin kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerlerden olması, sebebi ile tescil engelinin bulunduğu, dava konusu marka başvurusunda vakıf ve Türk sözcüklerinin yer alması kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden tescil engelinin bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
6769 Sayılı Kanunun 5-1-(ğ) bendi uyarınca, Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler, marka olarak tescil edilmez.
Söz konusu düzenlemeye göre; Paris Sözleşmesi’nin 2. Mük. M.6 hükmü kapsamında yer almayan ancak tarihsel ve kültürel anlamda topluma mal olmuş değerleri veya Paris Sözleşmesi’nin 2. Mük. M.6 hükmü kapsamında yer almayan, tescillerine izin verilmemiş kamusal arma, nişan, amblem veya adlandırmaları içeren markaların tescili yasaklanmıştır. Söz konusu işaretlerin kamusal yönlerinin baskın olması ve ilgili merciin bu işaretleri önceye dayalı bir hakka değil, kamu adına kullanılması; 3. Kişilerin bu işaretleri ticarileştirmeleri açısından izni tek başına yeterli bir irada beyanı olmaktan çıkaracaktır. Dolayısıyla kamunun ortak değeri olan ve bu sebeple belirli kişilerin ticari tekeline bırakılması kural olarak yasaklanmış bir işaretin, ilgili merciinin izninin alınması yoluyla hukuka uygunluğu sağlanmayacaktır.
Kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretlerin değerlendirilmesinde aşağıda belirtilen kriterler esas alınır:
•Değerlendirmeye konu işaretin kamuyu ilgilendiren bir niteliğinin bulunup bulunmadığı,
•Başvuruya konu işaretin tarihi ve kültürel değer niteliğinde olup olmadığı,
•İşaretin ülke sınırları içerisinde yaşayan tüketicilerin tarihi ve kültürel değerleriyle ilgisinin olup olmadığı.
Bu ilkeler dikkate alınarak yapılacak inceleme sonrasında başvuruya konu ibarenin doğrudan tarihi ve kültürel bir değere ilişkin olduğu kanaatine varılması durumunda başvuru 5/1(ğ) gereğince reddedilecektir.
Doktrinde bu maddede yer alan yasağın kapsamının belirlenmesi için verilen örnekler arasında Atatürk’ü Kocatepe’de eli çenesinde düşünürken gösteren fotoğraf, Ayasofya’nın Selimiye Cami’nin, Anıtkabir’in, İzmir Saat Kulesi’nin, Fatih Sultan Mehmet’in resimleri ile Osmanlı Devleti kelimesi ve armaları yer almaktadır. Ayrıca ülkemizin tarihi ve kültürel değerleri de hükmün kapsamına girmektedir. Söz konusu yasak ile bu tür işaretlerin ticarileştirilmesinden gelecek nesillere aktarılması düşünülmektedir.
Öte yandan, 6769 Sayılı SMK’nın 5-1- (ı) maddesi ” Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği hükmüne amirdir.
Kamunun (toplumun) her bakımdan genel çıkarlarını koruyucu hükümlerin tümü; bir ülkede kamu hizmetlerinin iyi yapılması, devletin güvenliğini ve düzenini, bireyler arasındaki ilişkilerde hukuku, huzuru ve ahlak kurallarına uygunluğu sağlamaya yarayan kurum ve kuralların tümü, toplumun huzur ve sükûnunun sağlanmasını, devletin ve devlet yapısının korunmasını hedef tutan, toplumun her alanındaki düzeninin temelini oluşturan bütün kurallar kamu düzenini oluşturmaktadır.
Bir markanın kamu düzenine ve genel ahlaka aykırılığı o markanın unsurlarını teşkil eden sözcükler, şekiller, harfler, sayılar ile işaretlerle bunların yarattıkları imaj ve verdikleri mesajlarda ortaya çıkar ve aykırılık bunlarda aranır.
Bu kapsamda Türkiye’de yaygın olarak benimsenen genel ilke ve değerler itibariyle toplumun normal işleyişine zarar verebilecek nitelikte olan, toplumun ahlak anlayışına ters düşen, zararlı alışkanlıkları özendiren veya cesaretlendiren, suça teşvik eden, küfür, hakaret, ırkçılık, ayrımcılık içeren ibareler, şekiller ve benzeri işaretler genel ahlaka ve kamu düzenine aykırı işaretler olarak algılanacaktır.
Bir markanın kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olup olmadığı incelenirken kişisel veya bölgesel değer yargıları değil; Türkiye’de yaşayan normal düzeyde duyarlılığa sahip ve makul bireylerin değer yargıları dikkate alınır .
Kamuyu ilgilendiren ve halka mal olmuş işaretleri içeren markalara yönelik SMK 5/1(ğ) bendi ile kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı markalara ilişkin m. 5/1 (ı) bendindeki yasaklara ilişkin değerlendirmede ilgili çevrenin algısı göz önünde bulundurulacaktır.
Markada yer alan vakıf sözcüğü İktisadi anlamda, kişisel çalışma ve gayretle elde edilen imkânların ve mal varlığının gönül rızasıyla paylaşılmasını öngören hukuki bir sistemdir. Türk Medeni Kanunu’na göre; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Esasen vakıf, tarih boyunca süregelmiş yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsallaşmış halidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Somut olay yönünden, 41. sınıftaki hizmetlerin tescili yönünden başvuruya konu şeklindeki “… konseyi/… birliği” ibareli markada yer alan ay yıldız şekillerinin Türk bayrağında yer alan ay yıldız amblemi gibi konumlandırılması da markanın resmi bir Devlet Kurumu tarafından kullanıldığı/kullanılacağı algısı yaratmakta; markanın orta kısmında sarı renkli figüratif unsuru Cumhurbaşkanlığı armasının ortasında yer alan güneş figürünü andırmakta; markanın daire şeklinde … konseyi/… birliği sözcüklerinin dairenin üst kısmına ve alt kısmına konumlandırılarak oluşturulması da Bakanlıkların/Kurumların arma/logolarının oluşturuluş biçimi itibariyle birbirini çağrıştırmaktadır. Dolayısıyla başvuru markasında yer alan Türk ve Vakıf ibareleri ile yine marka şeklinde yer alan ay yıldız figürlerinin kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerlerden olduğu, yani topluma mal olmuş ve toplum belleğinde önemli yer tutan herhangi bir kişinin tekeline verilmesinin mümkün görülemeyecek bir ibare niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tescil edilmek istenen 41. Sınıf hizmetleri yönünden ilgili kesimin tescil edilmek istenen markayı nasıl algılayacağı önemlidir. Dolayısıyla tüketicinin ulaşabileceği bilgiler ışığında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre; başvuru markasında vakıf ve Türk sözcüklerinin yer alması T.C. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün faaliyeti kapsamında yürütülen bir projeyi veya Müdürlüğün alt birimini tasvir eder şekilde toplum nezdinde algıya yol açabilecek ve maddi bir bağlantı izlenimi yaratabilecektir. Aynı zamanda ortalama tüketicinin markanın kapsadığı hizmetleri gördüğünde vakıfların bir araya gelerek meydana getirdiği yeni bir oluşup olarak düşünmesine sebep olacak ve marka başvurusunun kolayca Vakıflar Genel Müdürlüğü ile ilişkilendirilmesine yol açacağı; markanın tescili halinde toplumu yanıltacağı, toplumda karışıklığa yol açacağı bu sebeple kamu düzenine aykırı olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenleri ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸