Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/214 E. 2022/115 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/214 Esas – 2022/115
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/214
KARAR NO : 2022/115
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı tarafın 2018/93797 sayılı “… EĞİTİM KURUMLARI” şeklindeki başvurusuna karşı müvekkilinin ortağı olduğu … Özel Eğitim Kurumları .. Ltd. Şti. tarafından itirazda bulunulduğunu, ancak yapılan değerlendirmeler soncunda müvekkili itirazlarının reddine karar verildiğini, müvekkilinin ilgili şirketin büyük hissedarı olduğunu, şirketin 25.08.2017 tarihinde kurulduğunu, kısa zaman içerisinde … Üniversitesi’in kurduğunu, bireyin anaokulundan itibaren tüm eğitim sürecinin tamamlanmasının hedeflendiğini, müvekkilinin Fen bilimleri ve teknoloji ağırlıklı faaliyet göstereceğini belirten unvan ve amblemle markasını yarattığını, müvekkilini 2017/00051 sayılı ve 41. Sınıf hizmetleri kapsar şekilde başvuruda bulunduğunu, ticaret unvanının ise 25.08.2017 tarih ve 197954 sayılı ticaret sicil gazetesinde tescil edildiğini,19.01.2018 tarih ve 9498 sayılı ticaret sicil gazetesinde ise hisse devri ilanının yayınlandığını, davalı taraf başvurusunun kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin 2018-2019 tarihinden beri eğitim öğretim alanında faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin davalı başvurusundan önce 02.01.2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu, ancak başvurusunun dava dışı 3. Kişi tarafından yapılan itiraz sonucunda reddedildiğini, ilgili başvurunun reddi kapsamında Ankara 2. FSHHM’de 2018/375E sayısı ile dava açtıklarını, anılan dosya neticesinde müvekkili markasının reddine dair verilen kararın iptal edildiğini, dosyanın henüz istinaf aşamasında olduğunu, davalı tarafça gerçekleştirilen başvurunun da eğitim – öğretim hizmetlerini kapsadığını, bu nedenle tüketicinin taraf markaları arasında yanılgı yaşayabileceğini, her iki taraf markalarının asli unsurunun “…” kelimesi olduğunu, müvekkilinin büyük hissedarı olduğu şirketin İlkokul, Ortaokul, Kolej ve Anadolu Lisesi için Milli Eğitim Bakanlığından 2018 tarihli okul ruhsatlarını aldığını, müvekkili dışında kimsenin … Koleji altında faaliyet göstermesinin zaten mümkün olmadığını, davalı tarafın 41. sınıfta hiçbir faaliyeti olmadığı halde dava konusu başvuruda bulunduğunu iddia ederek 2020-M-727 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu 2018/93797 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, kurum kararının yerinde olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin 1957 yılında ilk olarak kurulduğunu, 1999 yılında … Vakfı’nın kurularak grup şirketlerinin eğitim, sosyal ve kültürel faaliyetlere olan katkısını daha ileri seviyeler götürülmesinin amaçlandığını, Vakfın ağırlıklı olarak faaliyetlerinin eğitim alanında öğrenci bursları ve okul inşaatına yönelik olduğu, vakfın her yıl 500 öğrenciye karşılıksız burs verdiğini, … Grup olarak inşaat dışındaki sektörlerde de faaliyetlerde bulunduklarını , 1976 yılında … markalarını süt ve süt ürünlerinde faaliyet göstermesi için kurduklarını yine kimyasal gübre ve bankacılık sektörlerinde de faaliyet gösterdiklerini, … markalarının ülkemizde tanınmış bir marka haline geldiğini, yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda tescillerinin bulunduğun, T/03096 sayısı ile tanınmış marka olarak da korunmakta olduğunu, müvekkilinin 2018/93797 sayısı ile gerçekleştirdiği başvuruya karşı davacı yanın itirazlarının reddedildiğini, müvekkili bağlı şirketlerinden … İnşaat ve Tesisat A.Ş. tarafından davacı aleyhine açılmış ve İzmir FSHHM’de 2018/124E sayısı ile derdest bir davanın mevcut olduğunu, dava neticesinde anılan dosyanın davalısı şirketin ticaret unvanından … ibaresinin çıkartılmasına karar verildiğini, ayrıca yine işbu dosyadaki davacı şahıs aleyhinde devam eden İzmir FSHCM’nin 2020/35E sayılı ceza dosyasının da mevcut olduğunu, müvekkilinin tanınmış … markaları üzerindeki gerçek hak sahibi olduğunu, davacı yanın 2017/00051 sayılı markası ile ilgili devam ettiği belirtilen dosyanın bekletici mesele yapılması talebinin yerinde olmadığını, davacının yayına itiraza gerekçe tuttuğu markalarının, müvekkili şirketin bağlı şirketleri tarafından yapılan itirazlar sonucunda reddedilmiş olduğunu, bir kısım dayanak markanın ise müvekkili marka başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğunu, kaldı ki anılan gerekçe markalara karşı yaptıkları itirazların da kurum tarafından kabul edilmiş olduğunu, davacının 2017/00051, 2018/43881, 2018/93935, 2018/93936, 2018/93937, 2018/93938 sayılı markalarının itiraz incelemesinde dikkate alınmalarının mümkün olmadığını, müvekkilinin “…” markaları üzerinde üstün hak sahibi olduğunu, bir an için davacının “… KOLEJİ” markası başvurusunun geçerli bir başvuru olduğu düşünülmesi halinde dahi anılan markanın 6/1 maddesi kapsamında zaten yine dikkate alınamayacağını, davacının üstün ve gerçek hak sahipliğinin bulunmadığını, davacı tarafça sunulan belgelerin bir kısmının tarihsiz bir kısmının ise müvekkili marka başvurusundan sonraki tarihli olduğunu, sunulan faturaların ise yeterli düzeyde aktif ve yoğun kullanımı ispatlar mahiyette olmadığı, davacının “… EĞİTİM KURUMLARI” şeklinde zaten bir faaliyetinin dahi olmadığını, davacının sunduğu delillerin taraflar arasında zaten çekişmeli olan ve davacının müddet konumundaki markası “… KOLEJİ” markasına ilişkin olduğunu, bununla birlikte davacının hiçbir üstün hak sahipliğinin zaten bulunmadığını, taraflar arasında uzunca süredir devam eden bir çekişmenin bulunduğunu, müvekkilinin 1950’li yıllardan beri eğitim ve öğretim hizmetleri dahil çok çeşitli alanlarda “…” markalarını kullandığını, “…” ibaresi ile yapılan aramaların tüm sonuçlarının müvekkili şirketlerin vakfına yönelik olduğunu, müvekkilinin bağlı şirketlerinden … Gayrimenkul’un 41. Sınıfta 2016/88401, 2017/76004, 2017/76003 sayılı markaların zaten sahibi olduğunu, dava dışı … isimli kişiye ait 2017/42207 sayılı “… eğitim koleji” ibareli başvurunun da müvekkili itirazları sonucunda reddedildiğini, ilgili kararlarda gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunun kurum tarafından da tespit edildiğini, davacının sahibi olduğu şirketin unvanında “…” ibaresi yer almakta ise de müvekkili başvurusunun bütün olarak “… EĞİTİM KURUMLARI” şeklinde olduğunu, kaldı ki davacının sahip olduğu şirket unvanından “…” ibaresinin terkinin karar verildiği gibi yine www…..com alan adına da erişimin engellenmesi yönünde karar verildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olduğu yönündeki iddiaların dayanak sız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ibaresinin 41.sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 19.10.2018 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2018/93797 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.11.2018 tarih ve 312 sayılı bültende ilanına karar verildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın itirazda bulunduğu, ancak bu itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, anılan ret kararına karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ise 18.02.2020 tarih ve 2020-M-727 sayılı kararıyla; “… Tarafından Yapılan İtirazın İncelenmesi: 2018/93797 başvuru numaralı “… eğitim kurumları” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2017/00051, 2018/43881, 2018/93935, 2018/93936 sayılı “… koleji”, “… koleji”, “… koleji”,”… koleji ilkokulu” ibareli markalara benzerlik, eskiye dayalı kullanım, diğer fikri haklar ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. SMK’nın “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6 (1) maddesi “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı yada benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Belirtilen madde hükmü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, itiraz gerekçesi markalardan 2017/00051 sayılı markanın 2018-M-1496 sayılı, 2018/43881 sayılı markanın 2019-M-5808 sayılı Kurul kararları ile nihai olarak reddedilmiş olduğu, diğer itiraz gerekçesi markaların ise başvuru tarihinin işbu başvurununkinden sonraki bir tarih olduğu tespit edilmiş ve başvurunun 6769 s. SMK’nın 6 (1) inci maddesi kapsamında reddi talebi haklı bulunmamıştır. 6769 s. SMK’nın 6 (3) maddesi “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmünü amirdir. 6769 s. SMK’nın 6 (6) maddesi “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü amirdir. Bu durumda, 6769 s. SMK’nın 6 (3) maddesi uyarınca tescili talep edilen bir markanın tescilsiz bir marka gerekçe gösterilerek engellenebilmesi için, tescili talep edilen işaret(marka) için daha önceden bir hak elde edilmiş olması gerekmektedir. Doktrince de kabul edilmiş olan genel görüşe göre, markanın daha önceden ticaret alanına çıkarılmış ve ilgili sektörde belirli bir bilinirlik düzeyine erişmiş olması, yani markanın tescil başvurusundan önce başvuruya konu mallar/hizmetler için markasal olarak aktif ve yoğun kullanımı, sonraki başvurunun tescilini engelleme hakkı vermektedir. İtirazda itiraz sahibinin “eğitim ve öğretim hizmetleri” kapsamında hak sahibi olduğu ileri sürülmektedir. Belirtilen madde hükmü kapsamında başvurunun başvuru tarihinin 19/10/2018 olduğundan itiraz sahibi bu tarihten önce, uyuşmazlık konusu marka üzerinde başvuruya konu markayı “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile ilgili olarak yeterli düzeyde ticari anlamda kullandığını ispat etmek durumundadır. Yapılan incelemede, itiraz sahibinin eskiye dayalı kullanımını ispatlamak üzere ileri sürdüğü savlardan birisinin Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/375E. sayılı dosyası ile itiraz gerekçesi 2017/00051 sayılı markanın reddine yönelik Kurul kararına karşı dava açmış olduğu ve söz konusu dosyaya sunulan 01.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda haklı görüldükleri hususudur. Ancak 2017/00051 sayılı markanın reddine yönelik söz konusu Kurul kararına karşı açılan davaya ilişkin olarak verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı olduğu yönünde bir bilgi mevcut olmadığından, bilirkişi raporuna dayalı olarak ileri sürülen iddia haklı bulunmamıştır. İtiraz ekinde sunulan belgelerin incelenmesi sonucunda ise bu belgelerin bir bölümünün 19/10/2018 tarihinden sonraki tarihlere ait olduğu, bir bölümü üzerinde tarih bilgisi bulunmadığı, bir bölümünde yer alan tarihlerin işbu başvurununkine çok yakın tarihler olduğu görülmüş, bu belgeler değerlendirmeye alınmamıştır. Sunulan belgeler arasında en eskisi itiraz sahibi tarafından kesilmiş 02/02/2018 tarihine ait olan tahsilat makbuzları, başka bir firma tarafından itiraz sahibi adına kesilmiş 1 adet 19/04/2018 tarihli fatura ve sosyal medya hesaplarında yer alanlar da dahil olmak üzere çeşitli tanıtım haberleri, basında yer alan haberler, resmi makamlardan alınmış ruhsatlar gibi belgeler olmakla birlikte bu belgelerin itiraz gerekçesi markanın itiraz sahibi tarafından başvuru tarihinden önce işbu başvurunun tescilini engelleyecek düzeyde markasal olarak aktif ve yoğun olarak kullanıldığını ispatlamada nitelik ve nicelik olarak yeterli olmadığı tespit edilmiştir. İtirazda, itiraz sahibinin en büyük hissedarı ve kurucu temsilcisi olduğu … ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI İNŞAAT TURİZM SAN.VE TİC. LİMİTED ŞİRKETİ’nin 25/08/2017 tarihinde kurulmuş ve faaliyetine başlamış olduğu, sadece okullarda kullanılan resmi web sitesi uzantısı olan www…..k12 domain adını 04/10/2018 tarihinde almış olduğu belirtilmekle birlikte başvuru ticaret unvanı veya alan adından oluşmadığından, başvuru sahibinin ünvanının kılavuz unsurunu da “…” ibaresi oluşturduğundan başvurunun 6 (3) ve (6) maddeleri kapsamında reddi gerektiği iddiası da haklı görülmemiştir. Son olarak, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddianın başvuru sahibinin herhangi bir faaliyeti olmamasına ve itiraz sahibinin itiraz gerekçesi markayı kullandığını bilmesine rağmen çeşitli benzer marka başvurularında bulunduğu ileri sürülerek markalar arasındaki benzerlik ve iltibas iddiasına dayandırılmaktadır. Ancak işbu itirazın incelendiği tarihte hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan 2017/00051 sayılı markanın 2018-M-1496 sayılı Kurul kararı dikkate alındığında başvurunun kötü niyetli olduğu iddiası da haklı bulunmamıştır. Öte yandan itiraz sahibi tarafından işbu itirazın incelenmesi için Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından 2018/375E. sayılı dosyaya verilecek kararın beklenilmesi talep edilmekle birlikte Yargıtay, 2008/11103 E. ve 2010/1973 K. sayılı (dirk bikkembergs) ilamında, itirazın incelendiği tarih itibarıyla hakkında kesinleşmiş hükümsüzlük kararı bulunmayan markalara ilişkin olarak, Kurumun neticesi belirsiz olan hükümsüzlük davasının sonucunu beklemek gibi bir zorunluluğu bulunmadığını belirtmiş olup bu talebin kabulü de mümkün görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle işbu itirazın reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı yan itirazlarının reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 23/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2019/93797 sayılı marka ile davacı yanın itirazlarına dayanak tuttuğu markalar arasında karıştırılma ihtimali kapsamında yapılabilecek bir değerlendirmenin mevcut olmadığı, davacı tarafın işlem ve dava dosyasına sunduğu deliller doğrultusunda/delillere bağlı olarak yapılan değerlendirmede, davacı yanın “…” ibaresini, 41.sınıftaki “eğitim ve öğretim hizmetleri”nde, aktif ve fiili olarak, dava konusu markanın başvuru tarihinden daha evvel markasal anlamda kullandığı ve buna bağlı olarak ilgili hizmetlerde üstün ve gerçek hak sahipliğinin mevcut olduğu yorumunda bulunulabileceği, başvuruda yer alan sair hizmetler açısından ise davacı yanın herhangi bir kullanımı bulunmadığından, önceye dayalı kullanıma ya da üstün bir hakkın varlığına bağlı bir hak sahipliğinin mevcut olmadığı, davacı taraf markalarının tanınmışlığı iddialarını destekler yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası
… Eğitim Kurumları … KOLEJİ
(41. sınıf) … KOLEJİ
… KOLEJİ
… KOLEJİ İLKOKULU
(41. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yana ait TÜRKPATENT nezdinde kayıtlı markalardan yalnızca 2017/00051 ve 2018/43881 sayılı markaların dava konusu marka başvurusundan önceki tarihli olduğu, bununla birlikte her iki markanın da YİDK karar tarihi itibariyle nihai olarak reddine karar verilmiş markalar oldukları, diğer markaların başvurudan sonraki tarihli olduğu ve nazara alınamayacağı görülmüştür.
Doktrin ve emsal yargı kararları ile de sabit olduğu üzere YİDK kararları “karar tarihindeki” mevcut durum esas alınarak yapılan incelemeler neticesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda verilen kararlardır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre de YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. Bu anlamda YİDK karar tarihi itibariyle her iki markanın da müddet konumunda olduğu (2018/43881 sayılı markanın siciline işlenmemiş olmakla birlikte) görüldüğünden, taraf markaları arasında 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimaline dayalı ilk koşulun meydana gelmediği tespit edilmiş olup, SMK 6/1 maddesi kapsamında inceleme yapılması mümkün görülmemiştir.
Davacının işaretler arasındaki benzerlik haline ilişkin iddiaları gerçek hak sahipliği iddiaları çerçevesinde incelenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı yanın uyuşmazlık konusu “…” ibaresi üzerinde 41. Sınıftaki “eğitim – öğretim hizmetleri” alanında üstün hakkının bulunup bulunmadığı hususunun incelenmesinde dava konusu markanın başvuru tarihi öncesinde kalan markasal nitelikteki kullanımları gösterir deliller incelenmiştir. Gerek işlem gerekse de hükümsüzlük talepli dava dosyasına sunulan söz konusu deliller bütün olarak incelendiğinde; “…” markası altında eğitim – öğretim hizmeti faaliyetlerine başlamak için 2017 yılında … tarafından kurulduğu görülen “… ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI … LTD. ŞTİ.” ne davacı yanın 19.01.2018 tarihinde hakim ortak olarak girdiği, dolayısıyla 2017 yılında “…” kılavuz unsuru ile eğitim – öğretim hizmetlerinde faaliyet göstermek adına kurulmuş bir şirketin mevcut olduğu, yine “…” adı altında gerçekleştirilecek eğitim – öğretim faaliyetleri için gerekli resmi izinlerin 2018 yılı Ağustos ayı içerisinde alındığı, 2018 Ekim ayında internet sitesinin açıldığı, işlem dosyasında yer aldığı görülen ve davacı yanın “ÖZEL … KOLEJİ” ismiyle gerek sosyal medya hesaplarında gerekse de muhtelif zamanlarda kamuya açık yerlerde düzenlediği etkinliklerle tanıtım ve reklamını yaptığı, ayrıca “eğitim – öğretim hizmetleri” alanındaki faaliyetlerine ilişkin düzenlemiş olduğu faturaları da yine dosyaya sunarak “…” markaları ile aktif bir şekilde “eğitim – öğretim hizmeti” verdiğini ortaya koyduğu, ilgili faturalarda gerek davacının ticaret unvanını gerekse de markasal kullanımlarını gösterir logosunun yer aldığı, dolayısıyla ilgili faturalardaki kullanımların markasal nitelik de arz ettiği, bu hizmetin dava konusu marka başvurusu tarihinden daha eski tarihlere dayandığı, dolayısıyla davacı yanın ortağı olduğu şirket üzerinden gerçekleştirdiği faaliyetleri neticesinde “…” ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğu yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olduğu, söz konusu delillerin davacının, “…” markası ile ilgili tüketici kitlesine markasal bir etki yaratır mahiyette ulaştığını gösterir ve bu çerçevede kullanımının bulunduğunu ispatlar düzeyde olduğu; bu bağlamda davacı yanın “…” ibaresi üzerinde, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 19.10.2018 tarihinden daha evvelki tarihlere uzanan fiili ve gerçek kullanımları sebebiyle, üstün hak sahibi olduğu, ancak bu üstün hak sahipliğinin yalnızca “eğitim – öğretim hizmetleri” ile sınırlı olduğu, davacının başvuru kapsamında yer alan sair hizmetler açısından ise zaten herhangi bir faaliyetinin mevcut olmadığı; davacı gerçek kişinin, hakim ortağı olduğu … Özel Eğitim Kurumları .. Ltd. Şti.’nin kılavuz unsuru “…” olmakla birlikte bu tüzel kişilik üzerinden “eğitim – öğretim hizmetleri” alanında aktif olarak faaliyet gösterdiği ve tüketiciye de ulaşmış olduğunun dosya kapsamındaki delillerden anlaşıldığı, bununla birlikte davacının www…..k12 domain adının aktif olarak kullanımını gösterir hiçbir delilin dosyada bulunmadığı, salt alan adı tahsis kaydının üstün hak sahipliğini göstermeye elverişli olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafın dosyaya sunduğu belgelerin burs verme gibi belgeler olduğu ve eğitim öğretim hayatına doğrudan temas eden belgeler olmadığı, bu kapsamda “eğitim öğretim hizmetleri” yönünden davacıdan önceki tarihlerde hizmet verildiğini gösterir delil ve emarenin dosyaya sunulmadığı, sonuç olarak bu hizmetler açısından davalının üstün hakkından bahsedilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Davacının dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı markalar açısından iddialarının marka sahiplerinin dava tarafı olmaması nedeni ile dinlenemeyeceği, davamızda varılan sonucun dosyaya sunulan fatura vb belgeler nedeni ile gerçek hak sahipliğine dayalı olması nedeni ile davalı tarafından davacı aleyhine açılan tecavüz ve terkin davalarının sonuca etkisinin olmayacağı anlaşılmıştır.
Davacının bekletici mesele talebine konu davanın konusu olan markanın YİDK kararı tarihinde tescilli olmadığı, davacının davasının 41. Sınıfta bulunan “eğitim ve öğretim hizmetleri” yönünden kabul edilmiş olduğu da gözetildiğinde davanın sonucuna tesir etmeyeceği bekletici meselenin davanın uzamasına sebebiyet vereceği anlaşılmakla talep kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın 41. Sınıfta bulunan “eğitim ve öğretim hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-727 sayılı kararının 41. Sınıfta bulunan “eğitim ve öğretim hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine ,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli 2018/93797 sayılı “… Eğitim Kurumları” ibareli markanın tescilli olduğu, 41. Sınıfta bulunan “eğitim ve öğretim hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hüküsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine ,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TLL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.556,60-TL yargılama giderinin takdiren 1.700.00 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

Katip Hakim
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.440,00-TL
TOPLAM :2.556,60-TL