Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/208 E. 2022/48 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/208
KARAR NO : 2022/48
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ : Av. …


DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 19/07/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” esas unsuruna haiz 26 markayı halihazırda tescil ettirdiğini ve bu markaları 5 yıldan uzun süredir kullanarak gerek yurtiçinde gerek ise yurtdışında ilgili çevrelerde tanıttığını, 2019 yılının başı itibariyle yurt içinde 200 ve yurt dışında 150 mağaza ile tüketici ulaşmış bu dev yapılanma sayesinde 1000’e yakın kişiye istihdam sağladığını, müvekkilinin Hepsiburada, Gittigidiyor, … ve T-shop gibi e-ticaret sitelerinde oto parfüm, kolonya, cep kolonyası gibi tanınan ürünlerini satmaya başladığını, “…” ibareleri markalarının hedef kitlesince fazlaca rağbet görmesi bir yana artan mağaza sayıları da dikkate alındığında “…” ibaresinin duyulması ile akıllarda refleks olarak parfümeri-kolonya ürünleri geldiğini, müvekkili şirketin ayrıca “…” markalarının da bulunduğunu, oris” ve “…” markalarının ayrı düşünülemez, birinin tanınırlığı ve kalitesinin artması diğerini de etkileyecek markalar olduğunu, davalı taraf markasının ise “…” şeklinde olduğunu, müvekkilinin … ibaresini içeren 2016/49775, 2016/26757, 2016/21338, 2016/21317, 2016/21313, 2016/21308, 2016/21302, 2016/21295, 2016/21292, 2016/21279, 2016/21272, 2016/21257 2016/21246, 2016/21241, 2016/21235, 2016/21225, 2016/21014, 2016/21002, 2016/20995, 2016/20972, 2016/20965, 2016/107749, 2015/86088, 2015/85866, 2015/41461, 2015/26706 başvuru numaralı markaları ile anılan markanın 03. Sınıfta benzer malları kapsadığını, markaların birbirleri ile benzer olduğunu, müvekkili markalarının tanınır olduğunu, “… ” ibaresi, orijinalliği yüksek ve herkesin ilk etapta aklına gelemeyecek bir ibare olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, iddia ederek YİDK kararının iptali ve davaya konu 2019/22033 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin davaya konu … ibareli markanın da bulunduğu 75’den fazla markanın sahibi olarak 3.sınıfa dahil çeşitli kozmetik ürünlerinin (krem, şampuan, saç boyası ve saç bakım ürünleri, sıvı sabun, duş jeli vb.) üretimi ve satışını yapmakta olduğunu, davacı taraf iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin 2001 yılından beri tescilli “…” markasının sahibi olduğunu, 2001/15067 sayılı markanın dava konusu marka açısından kazanılmış hak sağlayacağını, davacının 2015/11686 sayılı “…” markasının bu marka nedeniyle yapılan itiraz üzerine reddedildiğini, davacı yanın müvekkilinin “…” markasının sahibi olduğunu bildiğini, asıl olarak davacının müvekkili markaları ile benzer markalar oluşturduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacı markasını taklit ettiğinden zaten bahsedilemeyeceğini, bununla birlikte taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markasının “vaks” şeklinde telaffuz edileceğini, davacı markalarının ise “vuuks” şeklinde telaffuz edileceğini, müvekkilinin … markasının bir müzik ve telekomünikasyon terimi olduğunu, “voice operated switch” anlamına geldiğini, bu nedenle davacı markasından kavramsal olarak da farklı olduğunu, tarafların faaliyet alanlarının farklı olduğunu, davacının kendisinin de dava dilekçesinde beyan etiği gibi markalarını “ıslak mendil, parfümeri” ürünlerinde kullandığını, müvekkilinin ise … ibareli markasını “Saç bakım ürünleri” nde kuaförlere yönelik kullandığını, davacı taraf markasının tanınmış olmadığını, buna dair hiçbir delilin dosyada bulunmadığını, davacının “LORIS” markasının tanınmış marka olduğunu, … markası ile … markasının aynı şirkete ait olması itibariyle ayrı düşünülemeyeceği ve … markasının tanınmışlığının … markasının da tanınmışlığına etki edeceği yönündeki iddialarının dinlenemez olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin 03. Sınıf mallarda tescili için 05.03.2019 tarihinde başvuru konusu edildiği ve 2019/22033 sayısı ile işlem gördüğü, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 12.04.2019 tarih ve 322 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsuruna haiz çok sayıda markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu ancak Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 20.10.2019 tarihli kararı neticesinde itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu ve başvurunun reddini talep ettiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 25.04.2020 tarih ve 2020-M-3664 sayılı kararı neticesinde özetle; “2019/22033 başvuru numaralı ve “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki MDB kararına karşı başvurnun 2016 49775, 2016 26757, 2016 49775, 2016 26757, 2016 21338, 2016 21317, 2016 21313, 2016 21308, 2016 21302, 2016 21295, 2016 21292, 2016 21279, 2016 21272, 2016 21257 sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçelerine dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. “ şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının bir kez daha reddolunduğu, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 19/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2019/22033 sayılı marka kapsamında yer alan 03.sınıf malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mallar ile aynı veya aynı tür olduğu, taraf markalarının esas unsurlarını oluştan “…” – “…” kelimeleri arasında özellikle işitsel ve görsel açıdan yüksek düzeyli bir benzerlik bulunduğu, emtiaların ayniyet düzeyi ve işaretler arasındaki benzerlik düzeyi bir arada değerlendirildiğinde, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olacağı, davalı yanın 2001/15067 sayısı ile tescilli markasının müktesep hak ile ilgili rapor kapsamında belirtilen kriterlerden markanın kullanım yoluyla da taraflar arasında çekişme konusu olmaktan çıkmış olması kriterini sağlamadığı, davalı tarafça dosya kapsamına sunulan kullanıma dair delillerin neredeyse tamamının dava tarihinden sonrasına ilişkin olması nedeniyle dikkate alınamayacağı, kalan delillerin ise bu defa dava konusu markanın başvuru tarihinden sonrasına ait olduğu, dolayısıyla davalının “…” esas unsurlu markasını, markanın başvuru tarihinden evvel etkin ve aktif kullanımını gösterir ve müktesep hakka esas teşkil edebilecek delillerinin mevcut dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle davalının müktesep haktan yararlanamayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları

… …+şekil
(03. sınıf) …+şekil
(03. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka kapsamında 03. sınıfta yer alan malların tamamı, davacı yanın önceki tarihli tescilli markaları kapsamında aynı sınıfta yer alan mallar ile aynı veya aynı türdeki mallar (kozmetik, kişisel bakım, parfümeri vs.) olup ilgili malların benzer tüketici kitlesine hitap eden, benzer satış noktaları bulunan, benzer ihtiyaçları karşılamaya yönelik, birbirleri yerine ikame edilebilir veya birbirleri ile rekabet içerisindeki kozmetik ve kişisel hijyen/bakım malzemeleri olduğu anlaşılmaktadır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; … ibareli markanın herhangi bir figüratif unsur taşımaksızın “…” harfleri ile oluşturulmuş, ülkemiz ortalama tüketicisi açısından biline bir anlamı bulunmayan bununla birlikte İngilizce “ses” anlamına gelen, tek heceli ve “…” şeklinde telaffuz edilecek bir kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; … sözcük markası ve bu markanın uygulandığı ambalaj görsellerini konu edinen …+şekil ibareli markalardan oluştuğu, anılan markaların her birinde esas unsur “…” kelimesi olduğu, “…” harflerinden oluştuğu görülen bu kelimenin ülkemiz tüketicisi nezdinde anlamı bilinebilir bir yabancı sözcük olmadığı, anılan kelimenin İngilizce’de dahi bir anlamının bulunmadığı, tüketici tarafından “…” şeklinde telaffuzunun mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Her iki markanın da “o” sesli harfine sahip olduğu ve “x” sesli harfiyle sonlandığı, markaların başlangıçlarındaki “w” ve “v” harflerinin ülkemiz tüketicisi açısından dahi aynı şekilde telaffuz edileceği, bu bağlamda markaların başlangıç sesleri ve bitiş sesleri aynı olduğu gibi sahip oldukları tek sesli harfin de ortak olduğu ve yine tüm bu unsurlara bağlı olarak “…” ve “…” şeklinde telaffuz edilecekleri, bu bağlamda taraf markalarının telaffuzları bakımından, davacı markasındaki tekrarlayan “o” harfinin kelimeye farklı bir telaffuz katmadığı, yine her iki taraf markalarının da benzer harf dizilimlerine sahip oldukları, markaların tüketici nezdinde somut bir anlam ifade etmeyeceklerinde, tüketicinin işaretler arasında kavramsal bir karşılaştırmada ise zaten bulunmayacağı; buna göre özellikle görsel ve işitsel açısında birbiri ile benzer nitelikteki esas unsurlardan oluşan taraf markalarının, kapsamları itibariyle de birebir aynı oldukları anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, tüketicinin dava evvelden bildiği, işittiği ya da deneyimlediği davacı markaları ile benzer şekilde oluşturulmuş dava konusu markayı birbiri ile karıştırabileceği ve bu durum neticesinde tüketici deneyimlediği markanın “…” mı yoksa “…” mı olduğu düşüncesinde hareket ederken nihai tercihinde önceki markanın hafızasında kalan izinin etkisiyle yanılgı yaşama ihtimalinin yüksek olacağı; taraf markalarının birebir aynı – aynı tür malları kapsadığı bir durumda, karıştırılma ihtimalinin önüne geçilebilmesi için, markaları oluşturan işaretlerin birbirlerinden ciddi şekilde uzaklaşmış olmaları gerektiği, halbuki somut olayda taraf markalarını oluşan kelimelerin görsel ve işitsel açıdan birbiri ile güçlük bir benzerlik taşıdığı, bu nedenle markaların bütünsel olarak tüketicide yarattıkları algıda birbiri ile ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin doğabileceği, işaretler arasındaki farklılıkların bu ihtimali ortadan kaldırmaya elverişli olmayabileceği, tüketicinin her iki markayı her zaman yan yana görme ihtimalinin bulunmayacağı, bu nedenle önceki deneyimlerini bıraktığı izlenimin etkisi ile hareket edeceği, tüketicinin daha evvel karşılaştığı davacı markaları ile dava konusu marka arasında derhal ve tereddütsüz bir şekilde bir ayrım oluşturamayabileceği; davacı yanın işlem dosyası kapsamında “…” markalarının kullanımına dair hepsiburada, …, www…com gibi sitelerden alınma dört adet ekran görüntülerini sunduğu, bu görüntülerin markanın olağan kullanımları, marka altında satışa konu edilen ürün çeşitlerine ilişkin olduğu, başkaca herhangi bir delile yer vermediği, benzer mahiyetteki delillere hükümsüzlük talebi açısından ileri sürdüğü iddialar ile ilgili dava dilekçesi ekinde de yer verdiği, bununla birlikte dava dilekçesi ekinde işbu dava konusu olmayan “…” markası ile ilgili çok sayıda delilin yer aldığı, ancak anılan marka ile işbu dava konusu “…” markasının birbirinden farklı olduğu, dolayısıyla anılan markaya dair delillerin davaya konusu “…” markası açısından değerlendirilebilir olmadığı, tüm bu hususlar çerçevesinde davacı yan markalarının tanınmış olduğu yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı yanın müktesep hak iddiasına dayanak markasının 22.01.2003 tarihinde tescil süreci tamamlanmış 2001/15067 sayısı ile tescilli markası olduğu, anılan markanın tescili üzerinden 5 yıldan fazla bir süre geçmiş olduğu, esas unsurunun dava konusu marka ile aynı olduğu, bununla birlikte davalı tarafça dosya kapsamına 12.07.2019, 31.07.2019, 11.09.2019, 17.09.2019, 21.10.2019, 12.11.2019, 15.11.2019, 23.12.2019, 06.12.2019,22.01.2020, 17.01.2020, 06.02.2020, 20.02.2020, 18.03.2020, 30.03.2020, 26.06.2020, 13.08.2020 tarihli faturaların sunulduğu, bu faturalar kapsamında davalı yanın “…” markasının saç bakımına yönelik boya, pudra, krem, balsam vb. ürünlerde de aktif bir şekilde kullanılmakta olduğu yönünde kanaate varılmış ise de bahsi geçen delillerden 12.07.2019 tarihli fatura dışındaki tüm delillerin işbu dava tarihinden sonrasına ait olduğu, 12.07.2019 tarihli delilin ise yine 05.03.2019 başvuru tarihli dava konusu markanın başvuru tarihinden sonrasına ait olduğu, dolayısıyla davalının markası altında, dava konusu markanın başvuru tarihinden daha evvel aktif markasal kullanımlarının mevcut olduğu yönünde dosya kapsamında hiçbir delilin mevcut olmadığı; bu durumda neticesinde anılan markanın, davalı lehine müktesep hak oluşturması için aranılan şartların somut olayda gerçekleşmemiş olması nedeniyle davalının müktesep hak karinesinden yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-3664 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2019/22033 kod nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.479,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.362,50-TL
TOPLAM :2.479,10-TL