Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/2 E. 2021/97 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/2
KARAR NO : 2021/97

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin … sayısı ile gerçekleştirdiği “…” ibareli marka başvurusunun 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca bir kısım mal ve hizmetle bakımından reddine karar verildiği, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin 2008 yılından bu yana 12 yıldır kullandığı markalarının, marka olarak algılanır bulunmamasının yorumunun hatalı olduğunu, “magnolya” markalarının 2008 yılından beri müvekkili şirkete ait ve herkesçe maruf … işletmelerinde imal edilen puding, muhallebi ürünlerinin adı olduğunu, “… …” isimli pastanenin internet sitesinde yer alan menü içeriğinden de görülebileceği üzere bu isimli bir tatlı çeşidinin bulunmadığını, davalı kurumun “…” ibaresinin bir tatlı çeşidi olduğunu, hatta bir Türk tatlısı çeşidi olduğunu bu şekilde tüketici nezdinde bilindiği yönündeki tespitlerinin hatalı olduğunu, davalı kurumun kafadan atma değerlendirmeler yaptığını, davalı kurum çabalarının yersiz ve gereksiz olduğunu, “…” ibaresinin bir tatlı çeşidinin adı olmadığını, böyle bir tatlı cinsinin zaten bulunmadığını, müvekkilinin ilk kez 2008 yılında tescil ettirdiği markasının popüler hale geldiğini, ancak bu durumun ürünün kendisini bir tatlı cinsi haline getirmediğini, bu markayı Türkiye’de ilk kez müvekkilinin kullandığını, … markasının zayıf dahi olmadığını, aksine ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, ayrıca müvekkili markalarının 2008 yılından beri kullanılıyor olması nedeniyle de ayırt edici hale geldiğini, dava konusu markanın, müvekkilinin eski markalarının devamı niteliğinde olduğunu, kurumun hiçbir araştırma yapmaksızın müvekkili başvurusunu reddettiğini, … … isimli işletmede dahi bu isimle hiçbir ürünün olmadığını, sadece anılan firmanın ticaret unvanının bu olduğunu, müvekkilinin 12 yıldır tescilli markası varken, kurumun bu markayı yok etmeye çalıştığını iddia ederek … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, kurum kararının yerinde olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ”mangolya puding” ibaresinin 16, 29, 30, 35, 38, 41 ve 43. Sınıf mal ve hizmetler bakımında tescili amacıyla … sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında, dava dışı bir firma tarafından verildiği görülen üçüncü kişi görüşü sonrasında 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca 30. Sınıfta “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar; Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül malları”, 35. Sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar; Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” ve 43. Sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından kısmen reddine karar verildiği, anılan karara karşı başvuru sahibinin itirazda bulunduğu, anılan itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 07.11.2019 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1-(b) ve (c) bentleri uyarınca ayırt edici nitelikten yoksunluk ve tanımlayıcılık gerekçeleriyle “SINIF 30: Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” bakımından reddedilmesi kararına karşı, başvuru sahibi adına ret kararının kaldırılması talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede, başvuruya konu markada yer alan “… puding” ibaresinin Amerika’da ünlü bir fırın olan … fırının, son dönemlerde ülkemizde ve diğer ülkelerde popüler olan bir tatlı çeşidinin ismi olduğu ve piyasada yaygın bir şekilde kullanılan bir ibare olduğu tespit edilmiştir. Belirtilen nedenlerle başvuru konusu ibarenin ilgili tüketiciler tarafından, başvuruya konu mallar/hizmetler açısından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceği ve tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğu kanaatine varıldığından, başvurunun yukarıda sayılan mallar/hizmetler bakımından 6769 s. SMK’nın 5/1-(b,c) bentleri uyarınca reddine yönelik karar isabetli bulunmuştur. İtiraz ekinde sunulan dokümanlar, başvurunun kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandığını ve marka olarak algılanır hale geldiğini ispatlar nitelikte dokümanlar olmadığından, kullanım sonucu kazanılmış ayırt edici nitelik gerekçeli itiraz haklı görülmemiştir. Son olarak başvuru sahiplerine ait tescilli markalar sadece üçüncü bir kişinin hak sahipliği iddiası ile yapmış olduğu itirazlarda başvuru sahibine kazanılmış hak sağlamaktadır. Yani SMK’nın 5/1-(b,c) bentleri çervesinde yapılan incelemede başvuru sahiplerine ait tescilli markalar yeni başvuru üzerinde müktesep hak teşkil etmezler. Bu itibarla, başvuru sahibi adına önceki tescilli markaların incelenen başvuru için müktesep hak teşkil etmesi mümkün görülmemiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 11/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 03/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu … sayılı “…” markasının 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında değerlendirilebilir bir işaret olarak yorumlanmasının isabetli olmayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzenlendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
6769 sayılı SMK 5/1-b maddesinde “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği” mutlak ret nedenlerinden sayılmıştır. Sicilde gösterilebilir olmasına rağmen herhangi bir mal veya hizmet için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler tescil edilemeyecektir.
Bir marka, bir işletmenin mal ve hizmetlerini, başka işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, özellikle kişi adları da dâhil olmak üzere sözcükler, harfler, rakamlar, malların, seslerin veya ambalajların şekli gibi işaretlerin, kaynak gösterme vasfı o işaretin markanın soyut ayırt edici niteliğine sahip olduğunu göstermektedir.
Buna karşılık bir işaretin somut ayırt edici niteliği incelenirken, tescili talep edilen işaretin tescile konu mal veya hizmetleri diğer mal veya hizmetlerden ayırt etmeye elverişli olup olmamasına bakılır. Söz konusu işaretin tescile konu mal ve hizmetler açısından ayırt edicilik fonksiyonu yoksa aksine bu mal veya hizmetlerin bir özelliğini veya kullanım amacını belirtiyorsa ya da mal veya hizmet hakkında bilgi veriyorsa, somut ayırt edici niteliğe sahip değildir . Bu nedenle bir işaret soyut ayırt edici niteliğe, dolayısıyla, marka olma özelliğine sahip olabilir, ancak bu işaret belli mal ve hizmetler için ayırt edici niteliği bulunmadığından tescil edilemez. Dolayısıyla, soyut ayırt edici nitelik somut ayırt edici niteliğe göre daha geniş kapsamlıdır.
Bu bağlamda asgari düzeyde ayırt edici niteliği olması kaydıyla, her türlü işaret marka olabilmektedir. Ayırt edici nitelik başlangıçtan itibaren olabileceği gibi sonradan kullanıma bağlı olarak da zaman içinde kazanılabilir. Ayırt edici niteliğin tespitinde temel alınan husus, markanın tescil edilmek istendiği mal ve hizmet sınıflarıdır.
Dolayısıyla soyut anlamda ayırt edicilik değerlendirmesi yapılırken mal ve hizmet sınıfı temelinde bir değerlendirme yapılmaması gerekir.
6769 Sayılı SMK’nın 5/1-c maddesine göre ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilmesi mümkün değildir.
Bir işaretin SMK m. 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, işaret ile mal veya hizmet arasında doğrudan ve özellikli bir ilişkinin bulunması, işaretin mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile sıkı ilişkisi sebebiyle bir özelliğini derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Somut ayırt edicilik değerlendirmesi tescil edilmek istenilen mal ve hizmet gözetilerek ilgili tüketici nazarında yapılmalıdır. Bu değerlendirme kapsamında tüketici nezdinde ilgili markanın farklı bir kaynaktan geldiği ve ayırt ediciliğe haiz olduğunun kabulü gerekmektedir. Eğer bu ölçüde bir ayırt edicilik mevcut değilse aksine tanımlayıcılık mevzubahis olursa söz konusu markanın tescili mümkün olamayacaktır.
6769 s. SMK’nın 5/1-c bendine göre bir ibarenin tasviri işaretlerden sayılabilmesi için benimsenen temel kriter, işaretin, tescil edilmek istenilen emtia sınıflarında, hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, mal ve hizmet ile sıkı ilişkisi nedeniyle malın veya hizmetin bir özelliğini veya kompozisyonunu derhal düşündürmesi ve akla getirmesidir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
Görüleceği üzere işaretin 6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki işaretin tüketici nezdinde öncelikle markasal bir algı yaratıp yaratmadığı, sonrasında ise tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda dava konusu ”mangolya puding” ibareli marka başvurusunun, 6769 s. SMK’nın 5/1-b ve c maddeleri kapsamında YİDK kararı neticesinde mutlak ret nedenleri gereği reddine karar verilen “SINIF 30: Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtiaları yönünden hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, mal ile sıkı bir ilişki içerisinde olup olmadığı, malın bir özelliğini veya kompozisyonunu derhal düşündürüp düşündürmediği ve akla getirip getirmediği, tüketicinin işareti gördüğünde kesin olarak malın niteliğinin tanımlayabilip tanımlayamadığıdır.
Başvurunun ayırt edici bir stilize unsur veya şekli unsur ihtiva etmediği, salt ”… puding” kelime unsurundan ibaret olduğu, başvuruya konu markada yer alan “… puding” ibaresinin Amerika’da ünlü bir fırın olan … fırının, son dönemlerde ülkemizde ve diğer ülkelerde popüler olan bir tatlı çeşidinin ismi olduğu ve piyasada yaygın bir şekilde kullanılan bir ibare olduğu, belirtilen nedenlerle başvuru konusu ibarenin ilgili tüketiciler tarafından, başvuruya konu mallar/hizmetler açısından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceği ve tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğu kanaatine varıldığından, başvurunun “SINIF 30: Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mallar/hizmetler bakımından 6769 s. SMK’nın 5/1-(b,c) tescil engeline haiz olduğu anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸