Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/195 E. 2022/99 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/195
KARAR NO : 2022/99
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C. Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ :
DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2018/120419 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin itirazı neticesinde davalı kurumca başvurunun kısmen reddedildiğini, YİDK’ya yaptıkları itirazın reddedildiğini, müvekkilinin 2019 yılında “…” markasını tüketicilerle buluşturduğunu, “…” markasının anne ve bebekler için doğum öncesinden başlayıp ileriki yaşlara kadar uzanan süreçte gerekli ihtiyaçları karşılayabilmek için kaliteli, ekonomik ve kullanışlı ürünler üretmeyi hedefleyen bir kadın girişimi olduğunu, SMK 6/1. Md nin şartlarının oluşmadığını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığını, … şeklinde telaffuz edilen davalıya ait markanın zayıf nitelikte bir marka olduğunu, müvekkilinin markasının ise … ifadesi ile ilgisi olmadığını, kendi buluşu olan ve yine kendi isminden esinlenerek bu markayı oluşturduğunu ve bu ayırt ediciliği yüksek markayı meydana getirdiğini, markalar benzer olmadığından emtia incelemesine bile gerek olmadığını, itiraza mesnet “…” ibareli markanın okunuşundan kaynaklı … olarak algılandığını, “…” ibaresinin giyim sektörü açısından sıklıkla kullanılan bir ibare olması sebebiyle kısmi ret kararının kaldırılmasının gerektiğini, müvekkili ile kısmi redde gerekçe gösterilen marka sahibinin farklı alanlarda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin anne ve bebek ürünleri, karşı tarafın ise hazır giyim ve konfeksiyon alanında faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin hem yurt içi hem de yurtdışında faaliyet gösterdiğini, itiraz edenin ise sadece yurtiçinde faaliyet gösterdiğini, davalının markasının zayıf marka olduğu gibi, tanınmış marka özelliğine de haiz olmadığını, müvekkilinin markasının ise yüksek tanınırlığa sahip olduğunu, davalı kurumca itiraza mesnet marka ile telaffuzu aynı olan “…” ibareli markaların tescilli olmasına rağmen müvekkili markasının tescil edilmemesinin hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını, beyanla TPMK YİDK’nın 2020-M-4002 sayılı kararının iptaline, 2018/120419 nolu markanın başvurusunun 25 ve 35. Sınıflarda dahil olacak şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, başvuru ve itiraza mesnet markanın 25. ve 35. Sınıf mallar bakımından görsel ve işitsel bakımından bir bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından marka işaretleri arasında güçlü bir benzerlik bulunduğunu, ayrıca redde konu mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer türden olduğu, bu nedenle ilgili mal ve hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde aynı ticari kaynaklardan gelen birbirinin aynı/benzer markalar olarak algılayacağını, başvuru kapsamından çıkarılan marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde benzerlik bulunduğunu, davalının itirazda kötü niyetli olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin özellikle kadın giyim alanında son yıllarda yapmış olduğu tasarım ve üretimlerle oldukça dikkat çektiğini, ürünlerini morhipo trendyol vb. yaygın e-ticaret siteleri vasıtasıyla yaptığını, perakende satışının büyük bir kısmının … tarafından gerçekleştirildiğini, dolayısıyla müvekkiline ait markanın ülke genelinde bilinir hale geldiğini, müvekkilinin markası ile davacı markasının görsel ve işitsel olarak oldukça benzer olduğunu, tüketicinin yanılmasına sebebiyet vereceğini, davacının da markasını trendyol hepsiburada vb. siteler üzerinden yaptığını, davacının müvekkili ile birebir aynı mal ve hizmetlere ilişkin tescil talebinde bulunulduğunu, davacı ile müvekkilinin başka alanlarda çalışıyor olmasının iltibas değerlendirmesinde nazara alınacak bir kriter olmadığını, davacı tarafın bir kısım mal ve hizmetlerinin de müvekkili ile aynı olduğunu, müvekkilinin hakkını kullanmasının kötü niyet teşkil etmeyeceğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın kısmen kabulü ile başvurunun kısmen reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;
28/12/2018 tarihinde … adına vekili tarafından ”…” ibaresinin 10, 20, 24, 25, 26, 27, 28, 35. Sınıflarda tescili için TÜRKPATENT nezdinde marka başvurusu yapıldığı, başvurunun 2018/120419 kod numarası verilerek işleme alındığı, Kurum tarafından başvurunun 13/03/2019 tarih ve 320 sayılı Resmi Marka Bülteninde tam yayınına karar verildiği, ilana … adına itiraz edildiği, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından incelendiği ve 08/11/2019 tarihli karar ile özetle; SMK Md 6/1. Kapsamında yapılan inceleme sonucunda tescil başvurusundan “ SINIF 25: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” , “ SINIF 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). MK Md 6/1 Benzerlik/Karıştırılma İhtimali – Haklı Bulunmuştur.İtiraza Gerekçe Gösterilen Markalar 2013 97397 / “…” (Markanın ve kapsamındaki mal/hizmetin benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu tespit edilmiştir.) şeklinde karar tesis edildiği, bu kez başvuru sahibi tarafından itirazda bulunulduğu ve Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından 2020-M-4002 sayılı YİDK kararıyla; “2018/120419 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 2013 97397 sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına yapılan itirazın incelenmesinde, başvuru ile kısmi redde gerekçe olan marka arasında işitsel ve görsel yönden güçlü bir benzerlik bulunduğu, ayrıca redde konu olan mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer türden olduğu, bu nedenle ilgili mal ve hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu kanaatine varıldığından başvurunun kısmen reddi kararı isabetli bulunmuş ve iş bu itirazın reddi gerekmiştir.İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 07/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan “ SINIF 25: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” , “ SINIF 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).yönünden SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, SMK’nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2020-M-4002 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası
… …
(10, 20, 24, 26, 27, 28, 35. sınıf) (16, 25, 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacıya ait marka başvurusunun kapsamında yer alan ve redde konu olan 25. Sınıftaki tüm mallar ile 35. Sınıftaki Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). hizmetlerin davaya mesnet gösterilen markanın tescil kapsamında olması nedeniyle bu mallar ve hizmetler yönünden aynı olduğu anlaşılmıştır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; davacının başvuruya konu markasının herhangi bir şekil unsuru içermeyen beyaz zemin üzerine yeşil harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin ise herhangi bir sözlük karşılığının olmadığı, markanın herhangi bir şekil unsuru içermediği, esas unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalı markasının beyaz zemin üzerinde herhangi bir şekil unsuru içermeyen siyah harflerle yazılmış “ …” ibaresinden oluştuğu, “…” markasının Azirece’de “…” anlamına geldiği, “…” ibaresinin esas unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markalarının asli unsurlarının “…” ve …” olduğu, markaların her ikisinin de okunması ile Türkçe … kelimesini çağrıştırdığı, yüksek işitsel benzerlik bulunduğu, bu yüksek işitsel benzerliği görsel benzerliğin ve markaların okunuşu nedeni ile anlamsal benzerliğin takip ettiği anlaşılmaktadır. Redde konu emtia grupları dikkate alındığında makul düzeyde bilinç ve dikkat düzeyine sahip tüketicilerin iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmasının yerinde olacağı, tüketici kitlesinin niteliğinin somut olayda bazı mal ve/veya hizmetler açısından daha üst düzey dikkate, bilince, seçiciliğe ve özene sahip olması halinde bile yüksek işitsel benzerlik nedeniyle işaretlerin birbirleri ile ilişkilendirilebilirliği karşısında, bu tüketici grubunun da yanılgı yaşaması mümkün olacağı, markaların görsel ve sesçil olarak benzer olması, söz görünümden yüksek sesle konuşu ilkesi gereği tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait marka ile davacının başvuru konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davalı markasından edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması, işaretler arasında harf farklılığı olmasına rağmen bu farklılığın bütün içinde önemsiz düzeyde kalması, markaların fonetik olarak yüksek benzerliği karşısında YİDK’da çıkarılmasına karar verilmiş mal ve hizmetler yönünden SMK’nın 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu; davalı yanın “…” markasının tanınmış marka olduğu iddiası ile ilgili olarak Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada anılan markanın davalı adına tanınmış marka olarak tescil edildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, tanınmışlığı ispatlamaya dair dosyada herhangi başka bir belgede bulunmadığı, bu kapsamda SMK 6/5. Maddenin uygulama şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸