Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/165 E. 2022/106 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/165
KARAR NO : 2022/106
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C. Kimlik No: …
VEKİLİ :
DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ : A
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; başvurunun SMK 5/1-b ve c maddeleri gereğince reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, başvuru markasının müvekkili tarafından uzun yıllar harcanan emeği ile tanınmış hale geldiğini, … yemeğinin yöresel bir yemek olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu, …’un yöresel yemekleri araştırıldığında hamur işleri kısmında mantının bulunmadığını, daha önceleri başkalarına ait “… Börek” markasının 30. ve 43. sınıflarda tescil edildiğini, “…” ibaresinin ardından gelen bir yemek adı ile oluşturulmuş pek çok tescilli marka olduğunu, …’ ibaresinin markada esaslı unsur olduğu ve ortalama tüketici nezdinde başvuru sahibine yönelik kaynak bildiren ve markasal ayırt edici nitelik kazanmış bir ibare olduğunu ispatlayıcı nitelikte olmadığı gerekçesinin çelişkili olduğunu, müvekkilinin … Cafe isimli restoranda müşterilerine farklı isimlerle sunduğu kızarmış mantının … olarak tanınmışlık kazandığını, tanınmışlık iddiasının hiçe sayıldığını iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 05.05.2020 tarih 2020-M- 4029 sayılı kararının iptali ile davacıya ait 2019/112379 başvuru numaralı marka başvurusunun başvuru kapsamındaki 35 ve 43. Sınıfların tamamı yönünden tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … adına 13. 11.2019 tarihinde “…” ibaresinin tescili için başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda başvuru kısmen reddedilerek SMK 5/1-b ve c bentleri uyarınca “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. 35.05 Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” nin çıkartılmasına karar verildiği, iş bu karara karşı davacı tarafından “…” ibaresinin kendisi adına daha önce tescilli olduğu, 2017/106525 sayılı “bondrum mantısı”, 2009/01616 sayılı “… &CAFE ŞEKİL” markalarının sahibi olduğu, müktesep hakkının bulunduğu, markanın bir bütün olarak ayrım gücüne sahip olduğu, markada “… ” ibaresinin asıl unsur olduğu , “… “ ibaresi tali unsur olduğu, Coğrafi işaret olarak tanımlanabilmesi için o bölge için ünlenmiş bir gıda ürünü olması gerektiği, … ilinin … ile ilgili herhangi bir üne kavuşmuş ürününün olmadığı” gerekçeleriyle itiraz edildiği, TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 05.05.2020 tarihli 2020-M- 4029 sayılı kararı ile ; “2019/112379 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1(b, c) bentleri uyarınca kısmen reddine yönelik karara yapılan itirazın incelenmesinde, başvuru ile tescili talep edilen “…” ibaresinin ortalama tüketiciler nezdinde doğrudan “…” olarak algılanacak nitelikte olduğu, … mantısının ise bir …/yemek türünün adı olduğu ve ilgili piyasada yaygın şekilde kullanıldığı, bu nedenle redde konu hizmetler için doğrudan tanımlayıcı ve ayırt edici niteliği bulunmayan bir ibare olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan, itiraz ekinde sunulan delillerin incelenmesinde, bu delillerin “…” ibaresinin başvuru sahibi tarafından kullanımı sonucunda, ortalama tüketici nezdinde başvuru sahibine yönelik kaynak bildiren ve markasal ayırt edici nitelik kazanmış bir ibare olduğunu ispatlayıcı nitelikte olmadığı kanaatine varıldığından bu yöndeki iddialar da haklı bulunmamış ve iş bu itirazın reddi” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 12/06/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu marka başvurusunun, tescil talebinin reddedildiği mal ve hizmet sınıflarından sadece 35.05. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makarnalar, mantılar, erişteler” için ret gerekçesi olarak gösterilen “somut ayırt edici nitelik” ile ilgili tescil engelinin bulunduğu, dava konusu marka başvurusunun, tescil talebinin reddedildiği mal ve hizmet sınıflarından sadece Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makarnalar, mantılar, erişteler” için ret gerekçesi olarak gösterilen (vasıf belirtme) nedeniyle “tanımlayıcılık” ile ilgili tescil engelinin bulunduğu, YİDK tarafından reddedilen 35.05. sınıf kapsamında Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” ile “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden ise somut ayırt edici nitelik ve tanımlayıcılık ile ilgili tescil engelinin bulunmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
6769 s. SMK 5/1-b maddesi “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. Madde gerekçesi incelendiğinde, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 7. maddesinde de marka olarak tescil edilemeyecek herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler benzer şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre işaretin tescilinin mümkün olmaması için “kaynak gösterme fonksiyonu”na sahip olmaması gerekmektedir.
Zira Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa marka Ofisi ve üye ülkelerin ulusal mevzuatlarına göre bu maddenin yorumunda hareket noktası markanın esaslı fonksiyonu kavramıdır. Bir markanın esaslı/asıl fonksiyonu, mal ve hizmetleri bir başkasının mal ve hizmetlerinden ayırt etmekten ibarettir. Dolayısıyla ürünün bir kişi veya firmaya ait olduğunu tanıtmaya imkan vermesi, yani ayırt edici gücünün olması gereklidir. Eğer ki işaret, ürünün aidiyeti hakkında tüketiciye bir bilgi veremiyor ise marka olarak tescil edilemez. Dolayısıyla ayırt edicilik fonksiyonu, işaretlerin genel ve temel bir özelliğidir. (Adalet Divanı, T-157/08 Paroc OY AB v OHIM, 2011 – “InsolateFor Life”).
“Bir markanın ayırt edici karaktere sahip olması için o markanın, tescili istenen ürünün belirli bir işletmeden kaynaklandığını belirler hale gelmiş ve böylece o ürünü diğer işletmelerin mallarından ayırır hale getirmiş olması gerekir. (C-144/06 P Henkel v OHIM [2007] and C-304/06 P Eurohypo v OHIM [2008]).”
Yargıtay kararlarında da, ayırt ediciliğin markanın temel fonksiyonu olan kaynak gösterme fonksiyonunun sağlanıp sağlanmadığına bağlı olduğu ifade edilmektedir. Yargıtay 11. H.D.’nin 2005/1359 E., 2006/3136 K. sayılı kararında:
“556 sayılı KHK ile hüküm altına alınan tanım ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ayırt edicilik fonksiyonu markanın en temel unsurudur. Çünkü, ayırt edicilik markanın üzerinde kullanıldığı bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan en önemli tescil şartıdır.” denilerek ayırt ediciliğin markanın en temel unsuru olduğuna dikkat çekilmiştir.
Dolayısıyla kabul edilen bu görüşler çerçevesine işaretin, tescili talep olunan emtialar yönünden “kaynak gösterme” fonksiyonunun var olup olmadığı incelenmeli ve bu doğrultuda bir kanaate varılmalıdır.
Kanunun 5/1-c maddesi ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. 556 s. KHK döneminde 7/1-c maddesinin doğrudan karşılığı olan bu düzenlemeye göre bir işaretin 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile olan sıkı ilişkisi sebebiyle derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Görüleceği üzere işaretin 6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki emtialar ile işaret arasındaki ilişki gözetilerek değerlendirilmesi gereken bir husustur. Zira tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği değerlendirilirken, başvuru kapsamındaki mallar / hizmetler esas alınmak durumundadır. Çünkü bir mal / hizmet için tanımlayıcı nitelikte olan bir kelime, başka bir mal / hizmet için tanımlayıcı olmayabilir. Örneğin; meyveler için nitelik belirten “taze” kelimesi, elektronik cihazlar için, akaryakıt ürünleri için cins belirten “diesel” ibaresi pantolonlar için herhangi bir özellik belirtmemektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Dava Konusu Marka
…+şekil
(35, 43. sınıf)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacının başvurusuna konu markasının kare çerçeve beyaz renkle ve büyük punto ile yazılı “…” ibaresi ve hemen altında biraz daha küçük punto ile yazılı “…” ibaresi yer aldığı, çerçevenin üst kısmına konumlandırılmış dört adet küçük kare formunun bulunduğu, formun üzerindeki rengin daha koyu lacivert renkli ve beyaz noktaların olduğu, görselin gökyüzünü andırdığı; markanın içerisinde yer alan … sözcüğünün, Muğla ilinin bir ilçesi olup sadece Türkiye’de değil, dünyada da turizm açısından bilinen bir ilçe olduğu, markada yer alan “…” sözcüğü ise çeşitli baharatlarla çeşnilendirilen kıymanın, küçük hamur parçalarının içine konulması ve bu hamur parçalarının suda haşlanması ile yapılan yemek olduğu, … yemeği ile … ibaresi arasında ise bir ilişki olmadığı, …’un yöresel yemekleri arasında … yemeğinin bulunmadığı, … olarak Google arama motorunda sadece birkaç tane tarife yer verildiği, bu durumun … ile … yemeğinin ilişkilendirilmesi için yeterli olmayacağı, verilen bu tarifte mantının kızartılarak hazırlandığı anlaşılmakla bahsi geçen mantının …’a özgü olmadığı, mayalı veya mayasız hamur ile hazırlanan, kullanılan kıyma, patates, peynir gibi diğer iç malzemeleri, reçetesi, üretim tekniği, yöntemi ve hamuru kapatma şekli itibariyle birçok yörede kızartılarak yapılan “yağ mantısı” veya “kızartılmış …” olarak bilinen ürün ile birebir aynı olduğu, kızartılarak hazırlanan mantıların reçetelerinin birçok yemek sitesinde ve yemek videolarında farklı isimlerle yer aldığı; dolayısıyla …’un mantısıyla ünlü yer olmadığı; YİDK kararıyla davacının başvurusundan çıkartılan hizmetlerden “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makarnalar, mantılar, erişteler” yönünden değerlendirme yapıldığında markayı gören ortalama tüketicinin verilen hizmetin doğrudan doğruya … ve bunun türevi olan makarna, erişte gibi ürünlerin sunumuna ilişkin olduğunu düşünebileceği, işbu mal ve hizmetler yönünden dosya kapsamı incelendiğinde kullanımla ayırt edicilik sağlama şartlarının da davacı yararına oluşmadığı ancak bununla birlikte; “35.05. sınıf kapsamında Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” ile “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden ise marka algısı yarattığı, somut ayırt ediciliğinin bulunduğu; başvuru kapsamında yer alan 35.05 sınıftaki “makarnalar, mantılar, erişteler” yönünden “…” ibaresinin tanımlayıcı olup sunulan mal ve hizmetin vasfına, cinsine işaret ederek tescili istenen mallar/hizmetleri doğrudan temsil ettiği, ancak … ibareli markanın bir bütün olarak …’a özgü, yöresel bir … türü olarak algılanamayacağı, ortalama tüketici nezdinde doğrudan 35.05 “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” ile “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”ni akla getirmeyeceği, işbu mal ve hizmetlerle bağlı olmadığı, markayı gören ortalama tüketici kitlesinin hiçbir özel zihni çabaya mahal vermeden doğrudan doğruya, hiç düşünmeden bu hizmetleri aklına getirmeyeceği, bu mal ve hizmetler yönünden vasıf, cins, nitelik bildirir nitelikte ve tanımlayıcı olmadığı, coğrafi kaynak belirtmediği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-4029 sayılı kararının 35. Sınıfta yer alan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için pastacılık ve fırıncılık mamulleri tatlılar : ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” ve 43. Sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 1.673,60-TL
yargılama giderinin takdiren 1.200,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :1.557,00-TL
TOPLAM :1.673,60-TL